İran'daki muhafazakâr çevreler, eski reformist Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi'nin yöneticilere ve devlet aygıtlarına yönelik üstü kapalı uyarı ve eleştirilerine öfkelerini dile getirdi. Ülkenin yönetim biçiminin yeniden gözden geçirilmesi çağrısında bulunan Hatemi, ‘rejimin çökeceği’ uyarısında bulundu. Hatemi ayrıca anayasada değişiklik yapılması ve ruhsatlı partilerin seçimlere katılma yasağının kaldırılması çağrısını yineledi.
Ülkenin yönetim biçimini ve ‘enerji ve yetenek israfını’ sert bir şekilde eleştiren Hatemi, siyasi elitleri halkın yanında yer almaya, ‘onların acılarını bilip yardımcı olmaya’ çağırdı. İlk İran Dini Lideri Humeyni’nin ofisinin sözcüsü olan Jamaran internet sitesinin aktardığına göre Hatemi, ‘rejimin halka kötü davrandığını’ ifade etti.
Cumhurbaşkanlığı görevini sekiz yıl (1997-2005) sürdüren Hatemi, Şah döneminde bir grup siyasi tutukluyla iletişim halindeydi.
Kendi kendini onarma
Hatemi sözlerinin devamında “Devrimden pişmanlık duymuyoruz ve İslam Cumhuriyeti'ni reddetmiyoruz. Ancak şu an yaşananlar İslam Cumhuriyeti'nden çok uzak” diyerek, bir kez daha iktidar organının ‘kendi kendini reforme etmesi gerektiğini’ vurguladı. “Bu tür bir yönetim İslam'a, millete ve İran'a zarar verir, telafisi mümkün olmayan kayıplara neden olur” diyen Hatemi sözlerini şöyle sürdürdü:
“Toplumun ilerlemesinin lokomotifi sayılan orta sınıf nerede? Bir kısmı yoksul sınıfa itildi, bir kısmı göç etti, geri kalanı ise çeşitli sorunlarla boğuşuyor. İnsanlar köle değildir. Ülkenin yönetimini, çalışabilen, halkın taleplerine cevap verebilecek bir kişinin eline alması gerekir. Madem ‘gücümüz var, işler böyle’ diyorsanız niye öyle yapıyorsunuz? Bunu İslam adına mı yapıyorsunuz?!”
Eleştirisinin bir kısmında da İran rejiminin organlarına değinen Hatemi konuya dair şunları söyledi:
“Uzmanlar Meclisi gerçek pozisyonundaysa, onun görevi dini lideri atamak, görevden almak, performansını ve ona atfedilen aygıtları denetlemek olacaktır. Anayasa Koruma Konseyi ise insanların oylarının çalınmamasını sağlamalıdır. Hedefi kalkınma, refah, adalet ve kelimenin her anlamıyla güvenlik olmayan yönetim organının güvenliği sürdürülebilir olmayacaktır. Daha önce de söylemiştim, kişisel reform yapılmadığı sürece sonunuz kaçınılmaz olacaktır. İyi bir yönetimimiz yok ve insanlar her an yöneticilerden yüz çeviriyor. Devletin kendini yenilemesi gerekiyor. Anayasada birçok kusur var. Ama ben şunu söylemiyorum; anayasa tamamen değişmeli, demokratik bir ortamda reformların nasıl gerçekleştirileceğini tartışmalıyız. Hükümet hata yaptığını kabul etmeli ve kendisini reforme etmelidir.”
Seçimlere katılım
Hatemi, parlamento seçimleriyle ilgili kişisel tutumuna yönelik sorulara şöyle cevap verdi:
“Seçimler milletin iyiliği içindir. Gerçekçi seçimler olmalı. Bir insanı kelepçeleyip ondan yüzmesini isteyemezsiniz. Kapılar kapandığında ve halkın büyük bir kesimi desteklediği adaya oy veremediğinde neye oy verilmeli?! Dünyanın her yerinde insanların seçimlere katılıp katılamayacağını siyasi partiler belirliyor. Yetkili partilerin adaylarını sunmasına ve halkın katılımına neden izin vermiyorsunuz?”
‘Ülke nüfusunun yüzde 70'inin istediği adayı bulamadığı durumlarda, insanların seçimlere katılma isteğinin olmamasının doğal olduğuna’ işaret eden Hatemi, zorlayıcı güç kullanımına başvurmanın sorunları çözmediği konusunda uyarıda bulundu.
Hatemi'nin bu çıkışı, geçtiğimiz şubat ayında mevcut anayasa çerçevesinde reform çağrısında bulunan 15 maddelik bir açıklama yapmasının ardından ikinci büyük çıkışı. Hatemi söz konusu açıklamada, müttefiki reformist lider Mir Hüseyin Musevi'nin açıklaması üzerine, yeni bir anayasa için genel referandum yapılması ve hükümetin temellerinin ‘hukukçuların vesayetinden’ çıkarılması çağrısında bulunmuştu.
‘Yargılama ve hesap verebilirlik’
Hatemi'nin açıklamalarının yayınlanmasından saatler sonra Dini Lider Ali Hamaney'in ofisine bağlı Keyhan gazetesi perşembe günü, reformist cumhurbaşkanının tutuklanması, mahkemeye çıkarılması ve cezalandırılması çağrısında bulundu.
Keyhan Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hüseyin Şeriatmedari konuya dair yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“Hatemi, kendisini rakip olarak göstermek için muhalefetin kelime dağarcığını manipüle eden beceriksiz bir kişidir. O, anavatanına defalarca ihanet etmiş, kaosu kışkırtmış ve rejimi devirme planında yabancı aygıtların unsurları ile ortaklıkta bulunmuştur. Hatemi gibi insanlar, yalnızca 2009'da suç işlemek ve vatana ihanet etmekle değil, 2013 ve 2017'de seçim sahtekarlığı yapmaktan ve insanların geçimini bozmaktan yargılanmalı ve sorumlu tutulmalıdır.”
Gazete, cumhurbaşkanlığı seçim sonuçlarının reddedilmesinin ardından 2009 protestolarına öncülük eden reformist Yeşil Hareket’in protestolarına ve 2013 ile 2017 seçimlerini kazanan nispeten ılımlı Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin verdiği ekonomik vaatlere atıfta bulunuyordu.
İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) adına konuşan Cevan gazetesi ise Hatemi'nin devrime destek verdiği yönündeki açıklamalarına yanıt vererek şu ifadeleri kullandı:
“Dini Lider sizi olay yerinden uzaklaştırmak istemedi. Liderlik size hukuk çerçevesinde en büyük hoşgörüyü gösterdi. Keşke sınırlarınız ve payınız konusunda ikna olsaydınız.”
Hamaney’in Hatemi'yi siyasi sahneden uzaklaştırmaya karar vermeyerek ona ‘hukuk çerçevesinde en büyük hoşgörüyü gösterdiğini’ yazan gazete, ayrıca Hamaney’in şu sözlerini aktardı: “İnsanların acısını bilen biri olsaydınız, iktidarda kaldığım 30 yıl boyunca bunu hissederdiniz.”
Cevan gazetesi Hatemi'yi ‘eski Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad'ın sözlerini ödünç almakla ve onun reform arayışı geçmişini popülist bir gazeteyle lekelemekle’ suçladı.
Hatemi, cumhurbaşkanlığı seçimi için adayların kaydedilmesi aşamasını takip eden dönemde DMO medyasının eleştirilerinin hedefi oldu.
Reformist Mardom Salari Partisi Genel Sekreteri Mustafa Kevakiban, “Hatemi, reformist partiler arasında hâlâ destek almasına rağmen eski popülaritesini kaybetti” dedi. Kevakiban, Hatemi'nin seçim listelerinin veya adayların desteklenmesine müdahale etme niyetinde olmadığına dikkat çekti.
Reformist arzular
Hatemi'nin açıklamaları, reformist isimlerin ve partilerin parlamento seçimlerine katılma isteklerini dile getirdiği bir dönemde geldi.
Reform Cephesi'nin eski lideri Behzad Nebevi, gençlerin reformistlere katılma şansını küçük gördüğünü belirtti. Reformist partiler, Nebevi’nin istifasını sunmasının ardından geçtiğimiz haziran ayında cephenin başına Azer Mansuri'yi seçmişti.
Nebevi, geçtiğimiz eylül ayında ahlâk polisi tarafından gözaltına alınmasının ardından Mahsa Amini adlı genç kadının yaşamını yitirmesi ile İran'ı sarsan protesto hareketine karşı tartışmalı tavırları nedeniyle istifa etmek zorunda kalmıştı.
Akahi Nu dergisinin bu hafta yayınladığı röportajda Nebevi, “Gençler, Reform Cephesi’ne bir kadının başkanlık etmesini kabul etmeyecekler” dedi.
Geçtiğimiz şubat ayında yayınlanan bir bildiride Nebevi, mevcut rejimin aşılması çağrısında bulunan reformcu lider Mir Hüseyin Musevi'yi eleştirdi. Nebevi ayrıca, kadınların yaptığı protestolarda kullandıkları sloganlara değinerek “Bazı reformistler, kadın, yaşam ve özgürlük sloganını tekrarladılar” dedi.
Reform Cephesi Sözcüsü Cevad İmam, Jamaran'a yaptığı açıklamada Reform Cephesi içinde bölünmelerin olduğunu ve yaklaşan parlamento seçimlerini boykot etme niyetinin varlığını reddetti.
Reformistlerin seçimleri boykot edeceği fikrini ortaya atanları ‘boykotun peşinde koşmakla’ suçlayan İmam şu ifadeleri kullandı:
“Bu boykot, uygulamada farklı yönelimlerin seçimlere katılmasını engellemek amacıyla davranışlarıyla, usulleriyle, seçimleri yapacak özel bir yönelimden kişileri seçme niteliğiyle ortaya çıktı.”
Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre İmam, adayların uygunluğuna karar verme sürecinde Anayasa Koruma Konseyi'ne daha geniş yetkiler veren yeni seçim yasasını eleştirdi. Yeni yasanın gözden geçirilmemesi ve kamuoyunun güveninin yeniden tesis edilmemesi halinde, ‘tüm spektrumların ve yönelimlerin mevcut olduğu ve insanları katılmaya motive eden özgür ve rekabetçi seçimlere tanık olunmayacağı’ konusunda uyardı.
Raporlar, bazı reformcu isimler arasında toplantılar yapıldığını ortaya çıkarmıştı. Bunlar arasında Dini Lider Ali Hamaney'in kardeşi Hadi Hamaney ile 2011'den bu yana yetkililer tarafından ev hapsinde tutulan reformcu lider Mehdi Kerrubi de yer alıyor.
Mehdi Kerrubi'nin oğlu Hüseyin Kerrubi, geçtiğimiz pazartesi günü reformist ILNA ajansına yaptığı açıklamalarda, babasının seçimlerle ilgili olarak reformistlerle görüştüğüne dair haberlerin ‘yalan’ olduğunu ve kendisinin ‘seçimlerdeki durum göz önüne alındığında mevcut bir tutumu olmadığını’ söyledi.
Reformist Ensaf News internet sitesi Kerrubi ve Hadi Hamaney'in seçimlere katılıp katılmayacağı ve ılımlı reformistlerin seçimlere nasıl katılabileceği konusunda toplantılar yaptığını bildirmişti.
Reformist partiler parlamento seçimlerine ilişkin planlarını net bir şekilde açıklamazken, eski Meclis Başkanı Ali Laricani'nin geri dönme olasılığı ve Hasan Ruhani hükümetinin üyelerinin çoğunluğunun parlamento yarışına katılma olasılığına ilişkin spekülasyonlar ışığında, ılımlı akımın tutumunda belirsizlik hâkim.
40 binden fazla talep
İçişleri Bakanlığı’na bağlı İran Seçim Komisyonu, parlamento seçimleri için aday kayıt sürecini 13 Ağustos'ta tamamladı. İran medyası, İran Parlamentosu'nda 290 sandalye için ülke genelinde 48 bin kişinin adaylık başvurusunda bulunduğunu bildirdi.
DMO’ya bağlı Fars Haber Ajansı, parlamento seçimlerine katılmak için 800'den fazla reformistin başvuruda bulunduğunu kaydetti. Keyhan gazetesi ise geçtiğimiz hafta reformistlerin seçimlere ‘sessiz sedasız’ kayıt yaptırdığını bildirdi. İçişleri Bakanı Ahmed Vahidi, “Seçimlere aday olmak için tüm siyasi akımların temsilcileri başvuruda bulundu. Maksimum katılım, sağlıklı ve rekabetçi seçimlerle sağlanacak” dedi.
Yaklaşmakta olan seçim, son protestolardan sonraki ilk seçim olması hasebiyle İran için önemli. Yetkililer, son parlamento ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinin son 40 yılın en düşük katılımını kaydetmesinin ardından seçmenlerin oy kullanma konusundaki isteksizliğinden korkuyor. Bu yılın başlarında İran Dini Lideri, seçimlere katılanların sayısını artırmak için devlet aygıtının tüm enerjisinin harekete geçirilmesi emrini verdi.
Fars Haber Ajansı, parlamentonun İran parlamentosunda 40 sandalye artırmaya yönelik bir plan taslağı üzerinde çalıştığını bildirdi. Bazı milletvekilleri planın ertelenebileceğini söyledi. Plan, İran'ın 31 vilayetinden 25'indeki temsilci sayısının artırılmasını içeriyor. Parlamentoda şu anda 290 sandalye bulunuyor ve mevcut parlamentodan 250 milletvekili yaklaşan seçimlerde aday olmak için başvuruda bulundu.