Güney Kore'de binlerce kişi, Fukuşima'daki radyoaktif suyun tahliyesini protesto etti

Güney Kore'de binlerce kişi, Japonya'nın Fukuşima'daki radyoaktif atık suyun tahliyesini protesto etti

Fukuşima'daki Dai-içi Nükleer Santrali (AA)
Fukuşima'daki Dai-içi Nükleer Santrali (AA)
TT

Güney Kore'de binlerce kişi, Fukuşima'daki radyoaktif suyun tahliyesini protesto etti

Fukuşima'daki Dai-içi Nükleer Santrali (AA)
Fukuşima'daki Dai-içi Nükleer Santrali (AA)

Yonhap'ın haberine göre, başkent Seul'de binlerce kişinin yer aldığı protestolara ana muhalefetteki Demokratik Parti (DP) lideri Lee Jae-myung dahil olmak üzere muhalefetteki partilerin üyeleri de katıldı.

Gösteride konuşan DP lideri Lee, “Japonya, geçmemesi gereken sınırı geçti. Nükleer atık suyun tahliyesi, Pasifik Okyanusu'na sınırı olan ülkelere savaş ilan etmektir” dedi.

Lee, Japonya’nın en yakın komşusu Güney Kore’den özür dilemesi gerektiğini belirterek, Devlet Başkanı Yoon Suk-yeol’u “komşuları nedeniyle tereddüt eden Japonya'yı tahliye planında desteklemekle” suçladı.

Protestocular, atık suyun tahliyesinin durdurulmasına yönelik ve Devlet Başkanı Yoon'u eleştiren sloganlar attı.

Japonya, 24 Ağustos'ta Fukuşima'daki radyoaktif atık suyu okyanusa boşaltmaya başladı

Japonya'da 2011'deki depremin ardından meydana gelen tsunamide zarar gören Fukuşima Dai-içi Nükleer Santrali'ndeki radyoaktif atık suyun okyanusa boşaltılmasına 24 Ağustos'ta başlandığı bildirilmişti.

Japonya, daha önce açıklanan plana göre, ilk aşamada 7 gün içinde 7 bin 800 ton atık suyu okyanusa boşaltacak. Mart 2024'e kadar toplam 31 bin 200 ton radyoaktif atık suyun tahliyesi planlanıyor.

Plan, bölgede yaşayan balıkçıların ve çevre koruma aktivistlerinin yanı sıra başta Çin olmak üzere komşu ülkelerin tepkisine sebep oluyor.

Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı, santralde yaptığı incelemelerin ardından 4 Temmuz'da yayımladığı raporda, Japonya'nın atık suyun tahliyesi planının güvenlik standartlarıyla uyumlu olduğu, insanlara ve çevreye verebileceği zararın "ihmal edilebilir düzeyde" bulunduğu sonucuna varmıştı.

Mart 2011'de meydana gelen 9 büyüklüğündeki depremin yol açtığı tsunami, Fukuşima Dai-içi Nükleer Santrali'ndeki 4 nükleer reaktörden 3'ünde hasara neden olmuş, radyoaktif serpinti nedeniyle santralin çevresi "tahliye bölgesi" ilan edilmişti.



Trump “Gece Yarısı Çekici Operasyonu’ndan sonra müzakere penceresini açtı

ABD Başkanı saldırıların ardından ulusa seslenirken arkasında Başkan Yardımcısı, Savunma Bakanı ve Dışişleri Bakanı yer aldı (AP)
ABD Başkanı saldırıların ardından ulusa seslenirken arkasında Başkan Yardımcısı, Savunma Bakanı ve Dışişleri Bakanı yer aldı (AP)
TT

Trump “Gece Yarısı Çekici Operasyonu’ndan sonra müzakere penceresini açtı

ABD Başkanı saldırıların ardından ulusa seslenirken arkasında Başkan Yardımcısı, Savunma Bakanı ve Dışişleri Bakanı yer aldı (AP)
ABD Başkanı saldırıların ardından ulusa seslenirken arkasında Başkan Yardımcısı, Savunma Bakanı ve Dışişleri Bakanı yer aldı (AP)

ABD dün sabaha karşı ‘Gece Yarısı Çekici’ adını verdiği operasyonla İran'daki önemli nükleer tesisleri hedef alan hava saldırıları düzenledi. Hedefinde İran’ın Fordo, Natanz ve İsfahan'daki uranyum zenginleştirme tesislerinin olduğu saldırılar, İran-İsrail savaşının onuncu gününde gerçekleşti.

Saldırıları ‘çarpıcı bir askeri başarı’ olarak tanımlayan ABD Başkanı Donald Trump, diğer yandan müzakereler için pencereyi açık bıraktı. Trump, İran'ın barış çağrısına yanıt vermesi halinde tansiyonun düşürülmesinin mümkün olduğunu vurguladı.

İran'ın geleceğinin ‘ya barış ya da trajedi’ olacağını söyleyen Trump, Tahran'ın barış çağrısına yanıt vermemesi halinde başka tesisleri hedef alma tehdidinde bulundu. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ise Trump'ın İran'ın nükleer programını ‘yok etme sözünü tuttuğunu’ söyledi.

Bu arada Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakan Muhammed bin Selman bin Abdülaziz dün Körfez Arap Devletleri İşbirliği Konseyi (KİK) üyesi ülkelerin liderlerinden Bahreyn Kralı Hamad bin İsa el-Halife, Umman Sultanı Heysem bin Tarık, Katar Şeyhi Temim bin Hamad Al Sani ve Kuveyt Şeyhi Meşal el-Ahmed el-Cabir es-Sabah ile ayrı ayrı telefon görüşmeleri yaptı. Veliaht Prens ayrıca Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Devlet Başkanı Şeyh Muhammed bin Zayed Al Nahyan tarafından da telefonla arandı. Bölgedeki son gelişmelerin ele alındığı görüşmelerde mevcut hassas koşullarda KİK ülkelerinin dayanışması ve itidalli davranma, gerilimi tırmandırmaktan kaçınma ve tüm anlaşmazlıkları diplomatik yollarla çözme yönündeki gerekli çabalar vurgulandı.

Öte yandan ABD Genelkurmay Başkanı General Dean Cain, yedisi B-2 model hayalet bombardıman uçağı olmak üzere 125'ten fazla uçağın Missouri'den havalandığını, İran’ın Natanz ve Fordo nükleer tesislerine 12'den fazla 30 bin tonluk delici bomba attığını ve ABD denizaltılarından İsfahan'daki hedeflere 30 kadar Tomahawk seyir füzesi ateşlendiğini açıkladı. Operasyonun yaklaşık 20 dakika sürdüğünü söyleyen General Cain, İran savunmasını yanıltmak için bir aldatma planı kullanıldığını, yem olarak kullanılan bombardıman uçaklarının Pasifik Okyanusu üzerinden batıya yönelirken, ana güçlerin neredeyse tamamen sessiz bir şekilde doğuya doğru ilerlediğini aktardı.

Diğer taraftan İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, ABD’nin ülkesine yönelik saldırılarını kınayarak Washington'ı ‘İsrail'in başlattığı saldırının arkasında olmakla’ suçladı ve ‘saldırganlığın ana itici gücü’ olarak tanımladı. İran Devrim Muhafızları ordusu (DMO) ise ‘hesapların ötesinde’ bir karşılık verileceği uyarısında bulunurken, İran parlamentosu Hürmüz Boğazı'nı kapatmakla tehdit etti.

İran Dışişleri Bakanı Abbas Araçi, tüm kırmızı çizgilerin aşıldığını söyleyerek ülkesinin her türlü yolla karşılık vereceğini vurguladı.

Arakçi, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İran'ın diplomasiye dönmesi için yapılan çağrılar artık anlamsız. Diplomasi kapısı sonsuza kadar kapanmıştır.”

Bir diğer gelişmede Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Başkanı Rafael Mariano Grossi, bugün UEFA’nın Viyana'daki merkezinde acil bir toplantı yapılması çağrısında bulundu.

Öte yandan İngiltere, Fransa ve Almanya liderleri İran'ı daha fazla istikrarsızlaştırıcı adım atmaktan kaçınmaya çağırdı.  Üç ülkenin liderleri tarafından yapılan ortak açıklamada "İran nükleer silaha sahip olmamalı ya da bölgesel güvenliğe tehdit oluşturmamalı" denildi.