Ruslar, Wagner liderinin öldüğüne inanmıyor: 'Putin, Prigojin'in dublörünü öldürdü'

Dr. Valeri Solovey, Prigojin'in suikast girişiminden sıyrıldığını ve halihazırda intikam planları yaptığını iddia ediyor

St. Petersburg'daki eski "PMC Wagner Merkezi"nin yanındaki gayri resmi anma köşesinde "Bu cehennemde en iyisi sendin" yazan bir notla çiçekler bırakıldı (AP)​​​​​​​
St. Petersburg'daki eski "PMC Wagner Merkezi"nin yanındaki gayri resmi anma köşesinde "Bu cehennemde en iyisi sendin" yazan bir notla çiçekler bırakıldı (AP)​​​​​​​
TT

Ruslar, Wagner liderinin öldüğüne inanmıyor: 'Putin, Prigojin'in dublörünü öldürdü'

St. Petersburg'daki eski "PMC Wagner Merkezi"nin yanındaki gayri resmi anma köşesinde "Bu cehennemde en iyisi sendin" yazan bir notla çiçekler bırakıldı (AP)​​​​​​​
St. Petersburg'daki eski "PMC Wagner Merkezi"nin yanındaki gayri resmi anma köşesinde "Bu cehennemde en iyisi sendin" yazan bir notla çiçekler bırakıldı (AP)​​​​​​​

Rus bir siyasi analist, Wagner lideri Yevgeni Prigojin'in hâlâ hayatta olduğunu ve geçen haftaki uçak kazasında askeri liderin değil, dublörünün öldüğünü iddia ediyor.

Moskova'daki Uluslararası İlişkiler Enstitüsü'nün eski öğretim üyelerinden Dr. Valeri Solovey, Prigojin'in Rusya Devlet Başkanı Putin'in onayladığı suikast girişiminden sıyrıldığını ve halihazırda intikam planları yaptığını öne sürüyor.

Dr. Solovey, "Birincisi, Yevgeni Prigojin'in içinde olması gereken uçağı Rus hava savunma sistemi düşürdü" diyor.

Uçağın içinde patlama olmadı. Uçak dışardan düşürüldü.

Dr. Solovey bu saldırıyı gerçekleştiren gizli operasyonun "[Rusya] Güvenlik Konseyi'nde geliştirildiğini ve bizzat Rusya Devlet Başkanı tarafından onaylandığını" iddia ediyor.

Prigojin'in kendisi uçakta değildi. Onun yerine dublörü uçuyordu. Ayrıca Vladimir Putin de bunun gayet farkında.

Dr. Solovey, Wagner lideri için "hayatta, iyi ve özgür" diyerek Prigojin'in "intikam hazırlığı" yaptığında ısrar ediyor.

Eski öğretim üyesi, "Onu yok etmek isteyen ve kendisine yakın kişileri yok edenlerden intikam alma niyetinde" diyor.

Moskova merkezli siyasi analist, Prigojin'in intikam almak için kullanacağı 1,6 milyar sterlinlik (yaklaşık 54 milyar 300 milyon TL) Bitcoin'e erişimi olduğunu da öne sürüyor.

Uzun zamandır Kremlin'in içinden bilgi aldığını iddia eden ve sık sık Putin'in ağır hasta olduğunu ve rahatsızlığını gizlemek için onun da dublör kullandığını öne süren Dr. Solovey, Prigojin'in yerini gelecek ay açıklayacağını söylüyor fakat buranın, Wagner'in özel ordusunun konuşlandığı Afrika olmadığına ısrar ediyor.

Siyasi analist, Prigojin'in bu yılın sonuna gelindiğinde kendisini göstermeyi amaçladığını iddia ediyor. Dr. Solovey'in iddialarına dair herhangi bir kanıt sunulmadı.

Rusya Soruşturma Komitesi'nin Prigojin'in geçen hafta Moskova yakınlarındaki bir uçak kazasında öldüğünü teyit etmesinden sonra Dr. Solovey bu iddiaları ortaya attı.

Komite pazar günü yaptığı açıklamada, adli tıp testleri sonrası kaza mahallinde bulunan 10 cesedin hepsinin kimliğinin tespit edildiğini ve kimliklerin "yolcu listesiyle uyuştuğunu" belirtmişti.

Rusya sivil havacılık otoritesi geçen hafta, Prigojin'in bazı üst düzey yardımcılarıyla birlikte çarşamba günü düşen uçakta bulunanlar listesinde yer aldığını açıklamıştı.

Prigojin'in özel jeti Moskova'nın kuzeybatısında düşmüş ve uçaktaki herkes hayatını kaybetmişti. Video görüntülerinde Rusya'nın Kuzhenkino bölgesine gökyüzünden düşen parçalar görülürken, enkazın fotoğrafları da ortaya çıktı. Wagner liderinin sağ kolu Dmitri Utkin de diğer 5 yolcu ve üç uçuş görevlisiyle birlikte Embraer Legacy 600 tipi jetteydi.

Prigojin'in ölümü, Rusya'nın askeri yönetimine karşı kısa ömürlü bir silahlı isyan başlatarak 23 yıllık iktidarı boyunca Devlet Başkanı Putin'in otoritesine karşı en büyük meydan okumayı düzenlemesinden tam iki ay sonra gerçekleşti.

Kazadan sorumlu olduğu yönündeki spekülasyonları reddeden Kremlin, uçak kazasının olası nedenleri arasında "kasıtlı suiistimalin" de olduğunu açıklamıştı.

Independent Türkçe



İran, ABD ile müzakerelerin üçüncü turu öncesinde Avrupa troykası ile görüşmek üzere harekete geçti

ABD ile İran arasındaki müzakerelerin ikinci turunun yapıldığı Umman’ın Roma'daki büyükelçiliğinin giriş kapısındaki polis memurları ve gazeteciler, 19 Nisan 2025 (AP)
ABD ile İran arasındaki müzakerelerin ikinci turunun yapıldığı Umman’ın Roma'daki büyükelçiliğinin giriş kapısındaki polis memurları ve gazeteciler, 19 Nisan 2025 (AP)
TT

İran, ABD ile müzakerelerin üçüncü turu öncesinde Avrupa troykası ile görüşmek üzere harekete geçti

ABD ile İran arasındaki müzakerelerin ikinci turunun yapıldığı Umman’ın Roma'daki büyükelçiliğinin giriş kapısındaki polis memurları ve gazeteciler, 19 Nisan 2025 (AP)
ABD ile İran arasındaki müzakerelerin ikinci turunun yapıldığı Umman’ın Roma'daki büyükelçiliğinin giriş kapısındaki polis memurları ve gazeteciler, 19 Nisan 2025 (AP)

Dört diplomat dün yaptıkları açıklamada, İran’ın ABD ile müzakerelerin yeniden başlaması halinde 2015 yılında imzalanan nükleer anlaşmanın Avrupalı taraflarıyla Roma'da bir toplantı yapmayı önerdiğini belirtti. Diplomatlara göre toplantının cuma günü yapılması bekleniyor.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'ten aktardığı habere göre Avrupa troykasından bu öneriye şimdiye kadar herhangi bir yanıt gelmedi. İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi, dün düzenlediği olağan basın toplantısında, Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi tarafından geçtiğimiz hafta gönderilen mektuba Avrupalıların yanıt verip vermediğini bilmediğini söyledi.

İran, ABD ile cumartesi günü Umman'da yeniden başlayan nükleer programına ilişkin müzakerelerdeki ve geçtiğimiz hafta Rusya ve Çin ile yapılan görüşmelerdeki ivmeden faydalanmaya çalışıyor.

Ummanlı yetkililer, ABD-İran görüşmelerinin yeni turunun 3 Mayıs'ta Avrupa'da yapılabileceğini açıkladı. Ancak henüz resmi karara ilişkin bir duyuru yapılmadı. İran medyası, Tahran'ın yeni turun İngiltere'nin başkenti Londra'da yapılmasını reddettiğini bildirdi.

İran'ın Avrupa Troykası olarak bilinen İngiltere, Fransa ve Almanya'ya ulaşması Tahran'ın seçeneklerini açık tuttuğunu gösteriyor. Ancak Avrupalıların, 2015 tarihli nükleer anlaşmanın sona ereceği ekim ayından önce Birleşmiş Milletler (BM) yaptırımlarını yeniden uygulamak üzere snapback mekanizmasını devreye sokma konusundaki tutumunu da değerlendirmek istiyor.

Avrupalı güçlerin (Fransa, Almanya ve İngiltere) müzakerelerde yer almamasını yorumlayan Bekayi, Avrupalıların bu turun dışında kalmalarının kendi kararlarının bir sonucu olduğunu belirterek, “Avrupalıların bir sonraki aşamada olumlu bir rol oynayacaklarını ve yapıcı bir seçim yapacaklarını umuyoruz” diye konuştu.

Avrupa troykasından iki diplomat ve Batılı bir diplomat, geçtiğimiz cumartesi günü ABD ile yapılan görüşmelerin ardından İran'ın Roma'da toplantı yapılması için bir teklif gönderdiğini ve toplantının muhtemelen cuma günü yapılacağını söylediler.

Bu teklifin gerçekleşmemesi halinde İran'ın görüşmelerin bu tarihten önce Tahran'da yapılmasını da önerdiğini belirten diplomatlar, Washington ve Tahran arasındaki müzakerelerin ikinci turunun Roma'da yapıldığını ifade ettiler. İran tarafından yapılan açıklamada bu turda da önemli anlaşmazlıkların devam ettiği belirtilmişti.

İranlı bir yetkili, böyle bir teklifin sunulduğunu doğruladı, ancak Avrupa troykasının henüz yanıt vermediğini belirti. Diplomatlar, İran'la şimdi mi görüşmenin yoksa Washington'la görüşmelerin nasıl gelişeceğini görmeyi mi beklemenin kendi çıkarlarına olacağını değerlendirdiklerini, fakat Tahran'da bir toplantı yapılmasını ihtimal dışı bıraktıklarını ifade ettiler.

2015 tarihli nükleer anlaşmanın tüm taraflarıyla uzlaşıya varmanın önemli olduğunu söyleyen İranlı yetkili, bu yüzden Amerikalılarla yapılacak bir sonraki tur müzakerelerinden önce bu hafta Avrupa troykası ile bir araya gelmenin faydalı olacağını ifade etti.

BM yaptırımları için son tarih

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi, perşembe günü yaptığı açıklamada, görüşmeler için Avrupa'ya gitmeye hazır olduğunu ifade etti. Ancak iki taraf arasındaki ilişkilerin bozulmasının ardından topun Avrupa'da olduğunun sinyalini verdi.

Tahran ve Avrupalı güçler geçtiğimiz eylül ayından bu yana aralarındaki ilişkileri ve nükleer meseleyi görüşmek üzere üç kez bir araya geldi. En son mart ayında, yaptırımların kaldırılması karşılığında İran'ın nükleer programının geri çekilmesini garanti altına alacak gelecekteki bir anlaşmanın parametrelerini araştırmak üzere teknik düzeyde bir toplantı yapıldı.

ABD Başkanı Donald Trump, İran'ın nükleer silah geliştirmesini engelleyecek yeni bir anlaşmaya hızla varılmaması halinde, İran’a saldırmakla tehdit etti. Trump, İran ile dünya güçleri arasında 2015 yılında varılan anlaşmadan 2018 yılındaki ilk başkanlık döneminde tek taraflı olarak çekilmişti.

Batı, İran'ın nükleer silah edinmenin peşinde olduğundan şüphelense de İran bunu reddediyor. Diplomatlar, yaptırımların yeniden başlatılması tehdidinin Tahran'a taviz vermesi için baskı yapmak üzere tasarlandığını ve Amerikalılar ile Avrupalılar arasındaki ayrıntılı görüşmeleri hayati hale getirdiğini söylüyor.

ABD, İran ile 2015 yılında imzalanan nükleer anlaşmadan 2018 yılında tek taraflı olarak çekildi. Bundan dolayı BM Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) anlaşmada yer alan yaptırımları yeniden uygulama mekanizmasını harekete geçiremiyor. Bu durumda anlaşmaya taraf olan üç Avrupa ülkesi, yaptırımların yeniden uygulanması için harekete geçebilecek tek alternatif olarak kalıyor.

İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, Avrupalılarla görüşme önerisinin yaptırımların yeniden başlatılması konusuyla ilgili olup olmadığı sorulduğunda, bunun toplantının amacının bir parçası olduğunu belirterek “ABD ile görüşmeler, özellikle de nükleer adımlar konusunda hızlı ilerlemiyor, daha fazla zamana ihtiyacımız olduğu açık ve Tahran, ABD tarafına olan güven eksikliği nedeniyle geçici bir anlaşmadan yana değil” ifadelerini kullandı.

Bekayi, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Ya biz geçici bir anlaşma kapsamında adımımızı uygularsak ve diğer taraf bunu yapmazsa ne olacak?! Avrupalıların yeni bir anlaşma istediğimizi ve uranyum zenginleştirmemizi sınırlandırmak için adım atmaya hazır olduğumuzu anlamalarını istiyoruz, ancak zamana ihtiyacımız var.”

İngiltere ve Almanya dışişleri bakanlıkları, İran'ın bu hafta içinde bir toplantı teklif edip etmediği konusunda yorum yapmaktan kaçınırken, Fransa Dışişleri Bakanlığı, yorum talebine henüz yanıt vermedi.