Kerrubi İran parlamento seçimleriyle ilgili umutsuzluğunu dile getirdi

Eski Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, nükleer anlaşmayı yeniden canlandırma başarısızlığı nedeniyle 100 milyar dolarlık kayıptan bahsetti.

Eski reformist Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi, Hasan Humeyni ve eski Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ile dün (Cuma) Tahran'da bir araya geldi. (Jamaran)
Eski reformist Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi, Hasan Humeyni ve eski Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ile dün (Cuma) Tahran'da bir araya geldi. (Jamaran)
TT

Kerrubi İran parlamento seçimleriyle ilgili umutsuzluğunu dile getirdi

Eski reformist Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi, Hasan Humeyni ve eski Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ile dün (Cuma) Tahran'da bir araya geldi. (Jamaran)
Eski reformist Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi, Hasan Humeyni ve eski Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ile dün (Cuma) Tahran'da bir araya geldi. (Jamaran)

Reformist lider Mehdi Kerrubi, siyasi partilerin seçimlere katılmaya davet edildiği iddialarına rağmen, yetkililerin mevcut parlamentoyu kopyalamaya çalıştığını söyledi. Kerrubi’nin açıklamaları, eski Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin, hükümetinin nükleer anlaşmayı yeniden canlandırma çabalarını engelleyerek, ülkeyi yaklaşık 100 milyar dolarlık petrol ihracatından mahrum bıraktığını söylemesinden birkaç gün sonra gerçekleşti.

13 yıldır ev hapsinde tutulan Kerrubi, reformist İtimad-i Milli Partisi konferansında yaptığı açıklamada “İktidarın parlamento seçimlerine katılım davetine ilişkin iddialarına rağmen, seçimlere katılım için tüm yollar kapatıldı” dedi.

Reformist çizgideki İtimad gazetesine konuşan Kerrubi, “Mevcut parlamentoyu kopyalamaya çalışıyorlar” dedi. Yıllar önce Meclis Başkanı olan Kerrubi, “Muhalefet partilerinin bulunmadığı meclisin gölgesindeki yöneticilerin, her türlü yasa dışı eyleme meşruiyet kazandırdığını” belirterek, “komplonun açığa çıkarılması ve engellenmesi” çağrısında bulundu.

Kerrubi, Anayasa Koruma Konseyi'nin ‘denetimini’ eleştirdi ve bunun, adayların uygunluklarını belirleme sürecinde adayları seçimlerin dışında tutmak için geniş yetkiler verdiğini belirtti.

İtimad-i Milli Partisi’nin kuruluşundaki rolüne de değinen Kerrubi: “Yıllık konferansın ülkenin en kötü siyasi ve sosyal koşullarında düzenlenmesi, yoldaşların ve dostların kararlılığını teyit etmektedir. Siyasi oluşumdan pişman değilim. Şüphesiz bu ülkedeki siyasi kalkınmaya yönelik bir adımdır. İran'da cumhuriyet olmadan devrimin temeli anlamsızdır, partiler olmadan da cumhuriyetin hiçbir anlamı yoktur.” ifadelerini kullandı.

“Partilerin yokluğunun sokağın önünü açtığına ve insanların protestodan başka yol bulamadığına” inandığını belirten Kerrubi, “Partilerin yokluğunda ülkeyi birkaç kişiden oluşan bir çete kontrol ediyor” dedi.

Kerrubi, 2009 yılında cumhurbaşkanlığı seçimlerine katıldı ve o sırada diğer aday olan eski Başbakan Mir Hüseyin Musavi ile birlikte yaygın yolsuzlukları kınayarak, dönemin Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad'ın yeniden seçilmesini protesto etmede başı çekti.

Kerrubi açıklamasında, 2009 yılındaki sloganını “Benim sloganım değişimdi, başka yolu yok. Halkın güveni yeniden tesis edilmeli” diyerek savundu. “Siyasi seçkinleri atlatan insanlarla dürüst konuşmak" için reformların yeniden denenmesi gerektiğini vurgulayan Kerrubi, İran'ın yok edilmesini önlemek için halkın taleplerinin tanınması çağrısında bulundu.

Yeni seçim yasasını sert bir şekilde eleştiren eski İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, çarşamba günü eski hükümet üyeleriyle yaptığı toplantıda şunları söyledi: “Yeni yasayı çıkararak halkın katılımının önünü kapattılar. 85 milyon İranlının karar alma yetkisini, toplam oyu birkaç yüz bini bulmayan az sayıda insana emanet ettiler.”

Ruhani, ülkesinin son iki buçuk yılda nükleer anlaşmayı canlandırma ve ABD yaptırımlarını kaldırma fırsatını değerlendirememesinden duyduğu üzüntüyü de dile getirdi. İran'ın füze programı ve insansız hava araçlarına (İHA) yönelik kısıtlamaların kaldırılmasını öngören nükleer anlaşma maddesinin çözümlerine de değinen Ruhani, “Ekim 2023 nükleer anlaşmanın taahhütlerinde çok önemli bir tarih olacak. Nükleer anlaşmada maruz kalınan tüm çarpıklıkların nedeni eskisinden daha net ortaya çıktı” dedi.

Eski İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, geçtiğimiz çarşamba günü Tahran'da eski hükümet üyeleriyle bir görüşme gerçekleştirdi. (Ruhani'nin web sitesi)
Eski İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, geçtiğimiz çarşamba günü Tahran'da eski hükümet üyeleriyle bir görüşme gerçekleştirdi. (Ruhani'nin web sitesi)

Ruhani, sözlerini şöyle sürdürdü: “18 Ekim, anlaşmanın kabul edilmesinin üzerinden 8 yıl geçtikten sonra nükleer anlaşmanın dördüncü önemli tarihi olacak. Nükleer anlaşmaya göre tüm füze yaptırımları ve ilgili teknoloji ve cihazlar kaldırılacak. Avrupa Birliği (AB), füze alanında faaliyet gösteren çok sayıda cihaz ve şirkete yönelik yaptırımları kaldırmalıdır.”

Ruhani, Avrupalıların kısıtlamaları sürdürme olasılığı konusunda üstü kapalı bir karamsarlık içinde olduğunu ifade ederek, bugünkü küresel durumun, nükleer anlaşmanın yeniden canlandırılmasının özellikle Avrupalılar arasında küresel destek aldığı dönemden farklı olduğuna dikkat çekti.

Eski Meclis Başkanı Ali Laricani'ye yakın olan Khabar Online web sitesine göre Ruhani, isimlerini belirtmediği bazı tarafları suçlayarak “Nükleer anlaşmanın yeniden canlandırılması için şartların olgunlaştığı, anlaşmanın eksenlerine ve ek tavizlere ulaşıldığı Şubat 2021 veya Mart 2022'de nükleer anlaşmayı yeniden canlandırmamıza izin vermeyenler, ülkeye ne tür zararlar verdiler?! En küçük rakam son iki buçuk yılda 100 milyar doları aşan petrol gelirlerinden mahrum kalmamızdır. Sadece 6 milyar dolar değil, doğu ve batı bankalarının 80 milyar dolar tutarında dondurulan varlıklarının tamamı serbest bırakıldı” ifadelerini kullandı.

Ruhani, Tahran tarafından yıllardır gözaltında tutulan ABD’lilerin serbest bırakılması karşılığında 6 milyar dolar değerinde donmuş fonun serbest bırakılmasını öngören yakın tarihli bir anlaşmaya atıfta bulundu. Şarku’l Avsat’ın ulaştığı bilgilere göre bazı ABD’li kaynaklar bu anlaşmanın, İran'ın zenginleştirilmiş uranyumunu yüzde 60 oranında azaltması karşılığında petrol piyasalarına erişim izni verilmesi de dahil olmak üzere gerilimi azaltma anlayışını içerdiğini söyledi.

Bu, İbrahim Reisi hükümetinin dış politika, ekonomi ve kültür alanındaki performansı konusunda hükümetin destekçileri ve muhalifleri arasındaki anlaşmazlıkların ortasında, ikinci yılını kutladığı bir zamana denk geliyor.

Uygunluk Ayırt Etme Konseyi üyesi Muhammed Rıza Bahner, ISNA haber ajansına verdiği röportajda, Reisi hükümetinin son iki yılda çeşitli kısımlarda aldığı önlemlerin, önceki hükümetlerin reddettiği sonuçlara ulaştığını söyledi. Ancak hükümetin “zararlı sosyal ve ekonomik etkileri olabilecek sorunlarla karşı karşıya olduğu” uyarısında bulunarak, hükümete bu engelleri aşmak için ‘daha doğru ve etkili’ bir plan geliştirmesi çağrısında bulundu.

Bahner, ISNA’ya verdiği röportajda mevcut hükümetin “önceki hükümetlerin takip etmediği 5 temel adıma sahip olduğunu” söyledi. Finansal hareketin şeffaflığını hükümetin attığı adımlardan biri olarak değerlendiren Bahner'e göre hükümet, vergi mükellefleri üzerinde baskı yaratmadan vergi gelirlerini ikiye katladı. Bu da gizli mali hareketin, gizli ekonominin ve vergi kaçakçılığının keşfedilmesine yol açtı.

Bahner, Şangay ve BRICS ekonomik gruplarına katılmayı ve başta Suudi Arabistan olmak üzere komşu ülkelerle ilişkiler kurmayı mevcut hükümetin ‘olumlu adımları’ arasında saydı.

Ancak Bahner, Reisi hükümetinin birçok meseledeki başarısızlığına da dikkat çekti. Aynı bağlamda, “Adaylardan biri başkanlığı kazanırsa borsa sorununu bir haftada çözeceğini söylüyordu ama üzerinden 700 gün geçti sorun çözülmedi” dedi.

Bahner, hükümete veya özel sektöre yanıt vermeyen büyük yatırım firmalarının ve özel şirketlerin rolünü eleştirdi. Bu şirketlerin elde ettiği büyük gelirlere değinen Bahner, “Söz konusu şirketler, devlet kurumlarının arka bahçesidir” dedi. Bahner ayrıca, İranlı otomobil üreticilerinin iflasla karşı karşıya olduğu ve çoğu bankanın dengesinin bozulduğu konusunda da uyarıda bulundu.



Trump'ın ‘desteğine’ rağmen Gazze ateşkes anlaşmasının tamamlanmasının önündeki engeller neler?

İsrail'in el-Bureyc Mülteci Kampı’na düzenlediği hava saldırısında hasar gören bir binanın enkazı arasında hayatta kalanları arayan Filistinliler (AFP)
İsrail'in el-Bureyc Mülteci Kampı’na düzenlediği hava saldırısında hasar gören bir binanın enkazı arasında hayatta kalanları arayan Filistinliler (AFP)
TT

Trump'ın ‘desteğine’ rağmen Gazze ateşkes anlaşmasının tamamlanmasının önündeki engeller neler?

İsrail'in el-Bureyc Mülteci Kampı’na düzenlediği hava saldırısında hasar gören bir binanın enkazı arasında hayatta kalanları arayan Filistinliler (AFP)
İsrail'in el-Bureyc Mülteci Kampı’na düzenlediği hava saldırısında hasar gören bir binanın enkazı arasında hayatta kalanları arayan Filistinliler (AFP)

ABD, ocak ayında varılan anlaşmanın mart ayında çökmesinden bu yana Gazze Şeridi'nde bir ateşkesin gerekliliğinden bahsediyor. 13 Haziran'da başlayan İran-İsrail çatışmasının 12 gün sonra sona ermesiyle birlikte Gazze krizinin sona erdirilmesi gerektiğine dair uluslararası talepler arttı, ancak henüz bir anlaşma sağlanamadı.

Şarku’l Avsat'a konuşan uzmanlar, Gazze anlaşmasının önündeki engelleri İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun savaşa ve kişisel çıkarlarına bağlı kişiliğine ve Hamas'ın savaşı durdurmak için sözlü değil yazılı garantilerde ısrar etmesine bağlarken, savaşın her iki tarafının da ABD baskısı altında kısmi bir anlaşmayı göz ardı etmediğini belirtiyor.

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati ve Avrupa Birliği'nin (AB) Ortadoğu Barış Süreci Özel Temsilcisi Christophe Bigot dün Kahire'de yaptıkları toplantıda, ‘Mısır'ın Katar ve ABD ile iş birliği içinde Gazze'de ateşkes sağlanması, esir takası ve Gazze Şeridi'ne insani yardımların ulaştırılması yönündeki çabalarını’ gözden geçirdi. İkili, ‘İsrail'in Filistinlilere yönelik saldırganlığının durdurulması gerektiğini’ vurguladı.

Bu gelişme, ABD Başkanı Donald Trump'ın, savaşın her iki tarafına da Gazze'de bir ateşkes imzalamaları için defalarca çağrıda bulunduğu bir döneme denk geliyor. Şarku’l Avsat'ın Times of İsrael’den aktardığına göre Trump son olarak cumartesi gecesi sosyal medya platformu Truth Social üzerinden yaptığı paylaşımda, “Gazze'de bir anlaşma yapın. Esirleri geri alın!” diyerek İsrail Başbakanı’na bir anlaşmaya varması için baskı yapmaya çalıştı.

cdvfgh
Gazze Şeridi'nin orta kesiminde İsrail saldırıları sırasında öldürülen yakınları için ağlayan Filistinli kadınlar (AFP)

İsrail ile İran arasındaki çatışmaların sona ermesinin ardından peş peşe açıklamalar yapan Trump, cuma günü İsrail ve Hamas arasında ateşkes sağlanması çabalarına katılan bazı kişilerle yaptığı görüşmeler sonrası Gazze Şeridi'nde yeni bir ateşkes sağlanabileceğine dair iyimserliğini ifade etti. Reuters'ın haberine göre iki taraf arasında bir hafta içinde anlaşmaya varılabileceğini belirten Trump, Gazze'de ilerleme kaydedildiğini ifade etti.

Trump'ın Gazze'de ateşkes için bastırması, Axios'un cuma günü İsrail Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer'in bugün İran ve Gazze Şeridi ile ilgili görüşmeler yapmak üzere Beyaz Saray'a geleceğini duyurmasıyla birlikte geldi. Axios, Dermer'in Netanyahu'nun bu yaz Washington'a yapacağı ziyareti de görüşeceğini bildirdi.

Bu gelişmeler, İsrail medyasında Trump'ın Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff'un olası ziyaretine ilişkin çelişkilerin yaşandığı ve İsrail Yayın Kurumu'nun Witkoff'un bölgeye gelişi konusunda bir karar vermeden önce arabulucuların Hamas'a yönelik baskılarının sonuçlarını beklediğini söylediği bir dönemde yaşandı.

İsrail'de yayın yapan iNews24, Witkoff'un Mısır'a ‘kararlı bir ziyaret’ gerçekleştireceğini bildirdi. Söz konusu ziyaret, müzakerelerde ‘önemli ilerleme’ kaydedildiğine dair olumlu işaretlerin yanı sıra İsrail tarafından yapılan açıklamaların tonunda somut bir değişimin yaşandığı bir dönemde gerçekleşiyor.

İsrail ve Filistin konularında uzman Mısırlı akademisyen Dr. Tarık Fehmi'ye göre ateşkesin önündeki en büyük engellerden biri Hamas'ın gelecekteki ateşkesler için yazılı garanti almakta ısrar etmesi, Washington'un ise sözlü garantilerden bahsetmesi olduğunu düşünüyor. Fehmi, Witkoff'un Mısır ve İsrail'e yapacağı ziyaretin, arabulucuların Trump'ın desteğiyle bir anlaşmaya varmak için izledikleri yolda bir ilerleme kaydedilmesi halinde gerçekleşeceğini ve bu ziyaretin, ABD Başkanı'nın anlaşmaya varma arzusuna pek sıcak bakmayan Netanyahu üzerindeki baskıyı artıracağını düşünüyor.

fgth
Gazze Şeridi'ndeki İsrail bombardımanı sırasında hayatını kaybeden bir kurbanın cenazesini taşıyan Filistinliler (AFP)

Hamas konusunda uzman Filistinli siyasi analist İbrahim el-Medhun'a göre ‘şu anda herhangi bir anlaşmanın tamamlanmasının önündeki en büyük engel, yargıdan ve siyasi hesap vermekten kaçan Binyamin Netanyahu’. El-Medhun, İsrail'in 7 Ekim 2023'teki başarısızlığıyla ilgili herhangi bir soruşturma komitesi kurmayı reddeden ve peşindeki yolsuzluk dosyalarında yargı önüne çıkmayı kabul etmeyen kişinin Netanyahu olduğuna dikkat çekti. Öte yandan Trump'ın birkaç gün önce İsrail'in içişlerine müdahalesi geldi; Netanyahu'ya yargılanmasının durdurulması ve iktidarda kalmasının sağlanması da dahil olmak üzere açık sözler ve vaatlerde bulundu.

El-Medhun, garantiler ve bunların anlaşmayı engellediği yönündeki söylemler konusunda şu ifadeleri kullandı: “İster sözlü ister yazılı olsun, bu konu önümüzdeki müzakereler sırasında ve üzerinde mutabık kalınacak detaylı mekanizmalar aracılığıyla ele alınacak. Ancak Hamas için şu andaki öncelik soykırımı durdurmak, saldırganlığı sona erdirmek, işgali geri çekmek, kuşatmayı kırmak, yardım getirmek, aç bırakma politikasını durdurmak ve Gazze Şeridi'ndeki felaket durumundan kurtulmaktır.”

Hamas dün yaptığı açıklamada, Arap medyasında yer alan, esir takası anlaşmasını ve Gazze Şeridi'nde ateşkesi kabul etmek için koşullar belirlediği yönündeki haberleri yalanlayarak, bunun ‘temelsiz’ olduğunu vurguladı. Hamas, herhangi bir anlaşma için koşullarının açık olduğunu ve bunların ‘işgalin söylemine hizmet eden anonim kaynaklar’ aracılığıyla değil, kamuoyu önünde ortaya konduğunu belirtti.

fgtrhyu7
İsrail'in Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye'ye düzenlediği saldırının ardından yükselen dumanlar (AFP)

İsrail müzakerelerdeki gelişmelerle ilgili resmi bir açıklama yapmazken, Gazze Şeridi'nde bir anlaşma yapılması çağrıları Washington'dan Birleşmiş Milletler (BM), Avrupa ve Türkiye’ye kadar yayılıyor. Cuma günü BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ateşkes çağrısında bulunurken, bir gün önce de AB liderleri Gazze Şeridi'nde derhal ateşkes yapılması çağrısında bulundu. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ofisinden yapılan açıklamada, Erdoğan'ın geçtiğimiz çarşamba günü NATO zirvesinde liderlere İsrail ile İran arasındaki ateşkesin kalıcı olması gerektiğini söylediği ve Gazze Şeridi'ndeki insani krizin hafifletilmesi için ateşkes çağrısında bulunduğu belirtildi.

Fehmi, ‘Hamas'ın birçok fikirle ve arabulucuların yoğun çabalarıyla karşı karşıya olduğunu, uzun vadeli değil kısmi bir anlaşma yapmak zorunda olduğunu ve bunu baskı altında kabul edebileceğini, İsrail'in tutumunun ise Trump ve ekibinin baskısıyla belirleneceğini’ vurguladı.

Diğer yandan el-Medhun'a göre Hamas bu aşamada ‘savaşı bitirmek, soykırımı durdurmak, İsrail işgalini Gazze Şeridi'nden çekmek ve ilk aşama olarak insani yardımın girişini sağlamakla’ ilgileniyor gibi görünüyor. El-Medhun, Hamas’ın, ‘saldırganlığın sona erdirilmesi için ciddi baskı yapan bölgesel ve uluslararası ortamın ışığında uzlaşmazlığa yönelmediğini’ ifade etti.

El-Medhun sözlerini şu ifadelerle noktaladı: “Hamas, katliamların ve saldırganlığın sona ermesine yol açacak her türlü fırsatı değerlendirecektir. Savaşı sona erdirmek ve Gazze Şeridi'nde asgari yaşam unsurlarını yeniden tesis etmekle ilgilenen Hamas, esir dosyasındaki sorumluluğunun bilincinde; adil ve kapsamlı bir anlaşmanın parçası olarak İsrailli esirlerin serbest bırakılmasını garanti eden her türlü teklifle etkileşime girmeye hazır.”