Domino etkisi: Fransa ekonomisi ve Gabon darbesi

Paris uranyum ve altını kaybederken petrol, manganez, kereste, elmas ve değerli taşları kaybetmekten kaçınıyor

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Papua Yeni Gine'nin Port Moresby şehrinde Managala halkıyla buluştu, 28 Temmuz 2023 (AFP)
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Papua Yeni Gine'nin Port Moresby şehrinde Managala halkıyla buluştu, 28 Temmuz 2023 (AFP)
TT

Domino etkisi: Fransa ekonomisi ve Gabon darbesi

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Papua Yeni Gine'nin Port Moresby şehrinde Managala halkıyla buluştu, 28 Temmuz 2023 (AFP)
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Papua Yeni Gine'nin Port Moresby şehrinde Managala halkıyla buluştu, 28 Temmuz 2023 (AFP)

Muhammed eş-Şarki

Fransa’nın Afrika’daki çıkarlarının üzerinde bir lanet mi dolaşıyor? Fransız ekonomisinin, çıkar çatışmasına ve zenginliğe dayalı yeni bir dünya düzeni adına Afrika’daki varlığını güçlendiren büyük güçlerle rekabet edebilmesi için hammadde ve çeşitli yer üstü ve yer altı doğal kaynaklarıyla kıtaya ihtiyacı var.

Afrika'da yaşanan her yeni darbe sonrasında, bu darbenin arkasında kimin olduğu, yeni yöneticilerin koruyucularını ya da geleneksel kolonilerini, ekonomik, jeopolitik çıkarlarını ve sonsuz ayrıcalıklarını sırasıyla kaybeden eski sömürgeciye olan kırgınlığının boyutlarının ne olduğu sorusu gündeme geliyor. Sahra Altı Afrika ülkelerinde son üç yıl içinde, bazıları Fransız askeri okullarından mezun olan subaylar öncülüğünde sekiz darbe gerçekleşti. Yöneticileri yozlaştırmak, devrimleri sömürmek ve halkı yoksullaştırmakla suçladıkları Paris'le göbek bağını kesmeye kararlı görünüyorlar. Uluslararası toplumun, ordunun iktidarı zorla ele geçirmesini kınamasına ve bu ülkelerin Afrika Birliği (AfB) üyeliğinin askıya alınmasına rağmen yozlaşmış yöneticilerine karşı öfkeli olan halklar, sömürgeciliğe karşı olduklarını ve Fransız paternalizminin (babacılık) yıkıldığını açıkça ifade ediyor.

Nijer, Burkina Faso, Mali ve son olarak Gine’nin aralarına katıldığı bu ülkeler, Afrika kıtasındaki bu öfke dalgasına öncülük ediyor. Batı Afrika Devletleri Ekonomik Topluluğu (ECOWAS) üyesi ülkelerin halkları da bu darbelere karşı çıkmıyor. Açıkça söylenmese de bu halkların Fransa ile ilişkileri değiştirmek istediği ve bunun barışçıl yollarla yapılmasını tercih ettiği kulaktan kulağa fısıldanıyor.

Batı Afrika, kıtanın en eski, en avantajlı ve en zengin Fransız kolonisi. Senegal'in kuzeyinden Gine'nin güney kıyılarına kadar uzanan Batı Afrika, Fransa'ya enerji, mineraller, tarım ürünleri ve diğer ihtiyaçları sağlıyor.

ECOWAS’ın tahminlerine göre Afrika kıtasında 2050 yılında 800 milyon kişilik bir tüketici pazarı oluşması bekleniyor. Fransa’nın nüfuzu, kıtanın orta kesimlerinden güneye, büyük göller ve tropik ormanlara, Çad’dan Kongo Demokratik Cumhuriyeti’ne kadar 3 milyon kilometrekareden fazla bir alana yayılıyor. Bunlar aynı zamanda muazzam doğal güzelliklere ve zengin madenlere sahip olmasına rağmen düşük gelirli ülkeler.

Cumhurbaşkanı Macron’un endişesi

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, aynı nedenlerin ve coşkunun diğer ülkelerde de olduğunu ve kıtanın birçok ülkesinde durumun istikrarsızlaşacağını düşünüyor. Fransız Cumhurbaşkanı, tüm bunlar göz önüne aldığında Afrika’da domino taşlarının peş peşe devrilmesi gibi darbelerin art arda gelerek petrol bölgesine yayılmasından duyduğu endişeyi “Darbe salgınından (epidémies de putschs) çok korkuyorum” ifadeleriyle dile getirdi. Macron, bu açıklamayı beş kıtada akredite Fransız büyükelçilerin katıldığı geleneksel Büyükelçiler Konferansı’nda yaptı. Büyükelçiler de Nijer’in başkenti Niamey’de Fransız Büyükelçi Sylvain Itte’nin diplomatik dokunulmazlığının kaldırılması ve darbeciler tarafından ‘istenmeyen kişi’ ilan edilerek sınır dışı edilmesinin kendi başlarına gelmesinden ve aşağılanmaktan korktuklarını ifade etti. Ancak Cumhurbaşkanı Macron, ülkesinin kara kıtayı terk etmeyeceğini belirterek “Zayıflık gösterirsek oyunun dışında kalacağız” ifadelerini kullandı. Bu sözler, Afrika'da yeni ekonomik güçlerin ortaya çıktığının göstergesi olarak kabul edildi. Ayrıca ekonomik ilişkilerin de yerel karar vericilere bağlı Fransız şirketlerini dışarıda bırakabileceklerinin üstü kapalı bir göstergesi olabileceği belirtildi.

Cumhurbaşkanı Macron, Afrika'da yeni ekonomik güçlerin ortaya çıktığının ve ekonomik ilişkileri yerel karar vericilere bağlı olan Fransız şirketleri dışarıda bırakabileceklerinin üstü kapalı bir göstergesi olacağını belirterek, “Zayıflık gösterirsek oyunun dışında kalacağız” ifadelerini kullandı.

Fransa Hazine Bakanlığı’nın raporuna göre Paris’in Sahra Altı Afrika ülkeleri ile olan ticaret hacmi, toplam uluslararası dövizin yüzde 2’sini, enerji, petrol ve doğalgaz ithalatının yüzde 11'ini ve tarım ürünlerinin yüzde 10'unu oluşturuyor. En önemli ithalat ürünleri çeşitli madenler olurken endüstriyel ihracat, ekipman, elektronik ve elektrik malzemelerine yönelik bir pazar oluşturuyor. İç ticaret hacmi 2022’de 16 milyarı ihracat, 11 milyarı ise ithalat olmak üzere yaklaşık 27 milyar euroya ulaştı.

Fransa’nın Sahra Altı Afrika ülkelerindeki yatırımlarının toplamının 60 milyar dolar olduğu tahmin ediliyor. Fransa’yı 65 milyar dolarlık yatırımlarıyla İngiltere takip ediyor. Hazine Bakanlığının raporuna göre bu yatırımlar 2010-2020 arasındaki on yılda iki katına çıktı. Paris çoğu Afrika ülkesiyle, özellikle de en büyük ticaret ortakları olan Fildişi Sahili ve Senegal'in de dahil olduğu Batı Afrika'yla ticaret değerinde fazlalık elde ediyor. Paris, kıtadaki ekonomik risklerin diğer kıtalardaki benzer risklerden daha ağır bastığını düşünüyor.

Batı Afrika ülkeleriyle 2022 yılında 2,3 milyar euroluk ticaret fazlası elde edildiği belirtilen aynı rapora göre bunun 877 milyon eurodan fazlasını Senegal, 374 milyon eurodan fazlasını Fildişi Sahili ve 350 milyon eurodan fazlasını Mali oluşturuyor.

Gabon darbesinin ardından

Gabon darbesinin hemen ardından Paris Borsası, Eramet Şirketi hisselerinin yüzde 15 değer kaybetmesiyle sarsıldı. Şirket, dünyanın en büyük manganez madeni olan Moanda'dadaki manganez ve nikel madenlerinin yüzde 90'ını işletiyor. Fransa’nın Gabon'da petrol, doğalgaz, manganez, kereste, değerli metaller, elmas ve altın gibi alanlarda faaliyet gösteren 81 şirketi bulunuyor. Fransa Hazine Bakanlığı’nın raporuna göre başta Maurel & Prom, Eramit, TotalEnergies, Air France, Eiffage et Colas, Bourbon, Air Liquide ve CMA-CGM Meridiam Fonds olmak üzere toplam 81 şirket, geçtiğimiz yıl 3 milyar avro kar etti.

 bgh
Fotoğraf: EPA

Le Monde gazetesine göre Gabon’daki yeni askeri darbe Mali, Burkina Faso, Nijer ve Gine'dekine benzemeyebilir. Fakat Fransa için Senegal ve Fildişi Sahili'ndeki askerlerini geri çekmenin yanı sıra yeni, ağır ve maliyetli zorlukları da beraberinde getiriyor. Paris, tıpkı babası eski Gabon Cumhurbaşkanı Omar Bongo gibi Fransa’nın tüm Afrika ülkeleri arasındaki en sadık müttefiki olan Ali Bongo iktidarına yapılan darbeyi kınarken yumuşak bir dil kullanmaya çalıştı. Nijer darbesinde olduğu gibi savaş ve çatışma çağrısı yaparak tehditler savurduğu ve meşru cumhurbaşkanına bağlılığını vurguladığı bir dil kullanmaktan kaçındı.

Avrupa Birliği (AB) ise AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, ağzından daha önce geçirdiği felç nedeniyle sağlık sorunları yaşayan ve Fransız eşinin siyasi işlere müdahale etmesine izin veren Cumhurbaşkanı Bongo’nun iktidardan düşürülmesi öncesinde cumhurbaşkanlığı seçimlerinde birtakım kusurların olduğunu gizlemedi.

AB, yeni liderlere karşı hiçbir tehditte bulunmadı. Çünkü üstü kapalı olarak darbenin barışçıl olduğunu, sarayın içinden ve aileden biri olan General Brice Oligui Nguema tarafından yönetildiğini düşünüyordu. Devletin yeni lideri, darbeyle görevden alınan Cumhurbaşkanı Ali Bongo'nun akrabası, Fas'ın Meknes kentindeki Kraliyet Askeri Koleji mezunu ve önce Rabat'ta, ardından Senegal'in Dakar kentinde askeri ataşe olarak görev yapmış bir isim.

Gabon, Atlantik Okyanusu’na bakan kıyıları ve uçsuz bucaksız ormanlarıyla önemli bir ülke. Ekonomisi, başta gayri safi yurt içi hasılanın (GSYİH) yüzde 36’sını ve ihracatın yüzde 70’ini oluşturan petrol ve doğalgaza dayanıyor. Petrol ve doğalgazın ardından onu yüzde 7 ile manganez takip ediyor. Ülkenin üçüncü zenginlik kaynağı ise ticaret hacmi 846 milyon euroyu bulan kereste. Gabon, Fransa'ya 536 milyon euroluk kereste ihracatı yapıyor.

1960 yılında Fransa'dan bağımsızlığını kazanmasından sonra tarihinde hiçbir darbe gerçekleşmemesi, Gabon’u diğer ülkelerden farklı kılıyor. Gabon, Angola, Burundi, Kamerun, Orta Afrika Cumhuriyeti, Kongo, Kongo Demokratik Cumhuriyeti ve Ekvator Ginesi ile birlikte Orta Afrika Ülkeleri Ekonomik Topluluğu (ECCAS) üyesi bir ülke. Gabon, 1983 yılında kurulan ECCAS üyeleri arasında kişi başına yaklaşık 8 bin 600 dolar gelir, 22 milyar dolar olarak tahmin edilen GSYİH ve yaklaşık 2,5 milyonluk nüfusla en yüksek gelire sahip ülkeler arasında yer alıyor.

Gabon, barış ve birlikte yaşama çağrısında bulunan istikrarlı bir ülke. Müslüman bir cumhurbaşkanı tarafından yönetilen ülkenin nüfusunun yüzde 80'ini Hıristiyanlar oluşturuyor. Darbe öncesi yerel demokratik uygulamalarda saygın bir deneyime sahip olan Gabon'un siyasi sistemi, Fransa'nın desteklediği diğer rejimlerden daha az yozlaşmış değildi. Fransa’ya olan sadakatini, Elysee Sarayı'na yakın şirketlere verilen büyük tavizlerle gösteriyordu. Gabon, Atlantik Okyanusu’na bakan kıyıları ve uçsuz bucaksız ormanlarıyla önemli bir ülke. Ekonomisi, başta GSYİH yüzde 36’sını ve ihracatın yüzde 70’ini oluşturan petrol ve doğalgaza dayanıyor. Petrol ve doğalgazın ardından onu yüzde 7 ile manganez takip ediyor. Ülkenin üçüncü zenginlik kaynağı ise ticaret hacmi 846 milyon euroyu bulan kereste. Gabon, Fransa'ya 536 milyon euroluk kereste ihracatı yapıyor. Buna karşın Gabon’un Fransa’dan yaptığı ithalat hacmi 310 milyon euro.

Domino etkisi

Belki de Paris ve onunla birlikte Brüksel, Fransa'nın hayati çıkarları için gerçek bir yenilgi olan ve Orta Afrika’da devam etmesi muhtemel domino etkisinin farkına çok geç varmıştır. Kıtada Paris siyasetine yakın ülkeler arasında darbeler gerçekleşebilir. Anlaşmazlıklar ise yöneticilerle değil, onların eski sömürgecilikle ilişkileri ve yabancı şirketlerle sosyal eşitsizliklere ve mali yolsuzluklara yol açmasıyla ilgilidir.

Sahra Altı Afrika ülkelerinde uranyum ve altın kaynaklarını kaybeden Paris, artık petrol, manganez, kereste, elmas ve değerli taşların yanı sıra yurt dışındaki yüzbinlerce asker ve çalışanın maaşını ödemeye yeten, geriye kalanı ise bütçe açığının kapatılması için Paris'e aktarılan kıtanın 10 milyon kilometrekareden fazla alandaki nimetlerinin üçte birine eşdeğer olan bir buçuk asırlık pastadan geriye kalanları kaybetmekten kaçınıyor.

Fransa Maliye ve Ekonomi Bakanı Bruno Le Maire, Gabon’daki darbeyle ilgili yorumunda zamanlamanın kötü olduğunu ve ülke ekonomisinin zor bir dönemden geçtiğini söyledi. Bu dönemin, Rusya’nın Ukrayna’ya açtığı savaş, iklim değişikliği ve yüksek akaryakıt fiyatları nedeniyle yeşil enerjiye geçiş ihtiyacı, sosyal reformların maliyeti, GSYİH'nın yüzde 120'sine yakın borçlanma ve içerideki siyasi bölünmelerin getirdiği zorluklardan ötürü daha zor ve daha belirsiz olduğuna şüphe yok.

Uranyum ve altın kaynaklarını kaybeden Paris şimdi petrol, manganez, kereste, elmas ve değerli taşların yanı sıra yurtdışındaki yüzbinlerce asker ve çalışanın maaşlarını ödemek için yeterli olan, geri kalanı ise bütçe açığının kapatılması için Paris'e aktarılan kıtanın büyük bir alana yayılan nimetlerinin üçte birine eşdeğer olan 150 yıllık pastadan geriye kalanı kaybetmekten kaçınıyor.

Fransız karar vericilerden hiçbiri, tüm bu küresel koşulların getirdiği zorlukların ekonomiyi en güçlü rekabet unsurlarından yani 2024’te GSYİH'nın yüzde 4,4'üne ulaşması beklenen bütçe açığının azaltılmasına yardımcı olan ucuz ve dayanıklı hammaddelerden, siyaset kisvesi altında yapılan ticaret ve ekonomik anlaşmalardan mahrum bırakabilecek darbelerle çakışmasını beklemiyordu. Yıllık ekonomik büyüme oranına katkı sağlayan Afrika, yurtdışında faaliyet gösteren Fransız şirketlerine çok büyük fırsatlar sunuyor. Eğer Fransa Afrika'dan çıkarılırsa, ekonomisi buna uzun süre dayanamayabilir.

Yeni faydalanıcılar

Öte yandan Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, darbeyle iktidardan uzaklaştırılan Gabon Cumhurbaşkanı Ali Bongo'yu ‘Çin'in eski bir dostu’ olarak nitelendirdi. Pekin ile Libreville arasındaki ilişkiler son yıllarda büyük bir ivme kazandı ve kapsamlı bir stratejik ortaklığa dönüştü. Çin, Gabon’da manganez, kereste ve petrol arama ve çıkarma alanında imtiyazlar kazandı. Altyapı alanında da çeşitli mutabakatlar imzalayarak Fransa'dan sonra ikinci, kereste alanında ise ilk tedarikçi oldu.

Ancak Fransa’nın siyasi kayıpları yalnızca darbe ya da siyasi istikrarsızlık yaşayan ülkelerle sınırlı kalmayıp Çin, Rusya, Almanya, İspanya ve İtalya'nın on milyarlarca dolarlık sözleşmeler imzaladığı ve yatırımlar yaptığı Kuzey Afrika'ya (Mağrip) kadar uzanıyor. Cumhurbaşkanı Macron, bu yüzden Mağrip ülkeleriyle ilişkilerin olması gereken düzeyde olmadığını itiraf etmek zorunda kaldı. Macron artık Avrupa'ya giden yolun önce Akdeniz'den geçtiğini anlamış görünüyor.



Beyaz Saray, Trump'ın sağ elindeki bandajı "çok sayıda el sıkışması" ile gerekçelendiriyor

Trump, morluğa makyaj yapıyor (Arşiv- Reuters)
Trump, morluğa makyaj yapıyor (Arşiv- Reuters)
TT

Beyaz Saray, Trump'ın sağ elindeki bandajı "çok sayıda el sıkışması" ile gerekçelendiriyor

Trump, morluğa makyaj yapıyor (Arşiv- Reuters)
Trump, morluğa makyaj yapıyor (Arşiv- Reuters)

Beyaz Saray dün, ABD başkanının günlerdir sağ elinde taşıdığı bandajı, yaptığı sayısız tokalaşmaya işaret ederek bir kez daha haklı çıkarmaya çalıştı.

Beyaz Saray sözcüsü Karoline Leavitt dün, "Bununla ilgili size zaten bir açıklama yaptık" dedi. Leavitt'in açıklaması, son zamanlarda ortaya çıkan bandajlarla ilgili bir soruya yanıt olarak geldi. "Başkan sürekli insanlarla el sıkışıyor," diyen Leavitt, birkaç ay önce başkan şişmiş sağ eliyle görüldüğünde yapılan açıklamayı yineledi.

Leavitt ayrıca, "Kalp damar hastalığına karşı önleyici tedavi olarak her gün aspirin de alıyor" diyerek, "bu da gördüğünüz morluklara katkıda bulunmuş olabilir." Beyaz Saray, örneğin pazar günü Washington'daki bir etkinlik sırasında 79 yaşındaki Trump'ın taktığı bandajlar görülmeden önce de bu açıklamayı yapmıştı.

ABD'nin en yaşlı seçilmiş başkanı olan Trump için sağlık hassas bir konu. Demokrat selefi Joe Biden'ı bunama hastalığından muzdarip olmakla ve bu nedenle yönetmeye uygun olmamakla suçladı.

Trump, salı akşamı Truth Social’deki hesabından yaptığı öfkeli paylaşımda, sağlığıyla ilgili medya haberlerini "kışkırtıcı ve muhtemelen vatana ihanet" olarak nitelendirdi.

Trump'ın sağlığı, bir dizi etkinlikte uyanık kalmakta zorlandığı görülmesinin yanı sıra, ekim ayında ek tıbbi testlerin bir parçası olarak MR çektirmesiyle de mercek altına alındı.


Hegseth ve Japon mevkidaşı: Çin'in eylemleri bölgesel barışa hizmet etmiyor

ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth (Reuters)
ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth (Reuters)
TT

Hegseth ve Japon mevkidaşı: Çin'in eylemleri bölgesel barışa hizmet etmiyor

ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth (Reuters)
ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth (Reuters)

Tokyo bugün yaptığı açıklamada, Japonya Savunma Bakanı Shinjiro Koizumi ve Amerikalı mevkidaşı Pete Higseth'in bölgedeki güvenlik konusunu görüşmek üzere yaptıkları telefon görüşmesinde, Çin'in son eylemlerinin "bölgesel barışın sağlanmasına yardımcı olmadığı" konusunda mutabık kaldıklarını duyurdu.

Japonya Savunma Bakanlığı yaptığı açıklamada, iki bakanın "6 Aralık'ta Çin askeri savaş uçakları tarafından Japonya Öz Savunma Kuvvetleri uçaklarının hedef alındığı radar kilitleme olayı da dahil olmak üzere, Hint-Pasifik bölgesindeki kötüleşen ciddi güvenlik durumu hakkında samimi görüş alışverişinde bulunduğunu" belirtti.

Açıklamada, Başbakan Sanae Takaichi'nin geçen ay Tayvan hakkındaki açıklamalarının ardından Japonya ve Çin arasında yaşanan anlaşmazlık ortamında, iki bakanın "Çin'in eylemlerinin bölgesel barış ve istikrara katkıda bulunmadığı gerekçesiyle, bölgesel gerilimleri tırmandırabilecek her türlü eylemden ciddi endişe duyduklarını" ifade ettikleri belirtildi.


İsrailli bakanlar eski Gazze yerleşiminde bayrak töreni düzenlenmesini talep etti

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir (EPA)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir (EPA)
TT

İsrailli bakanlar eski Gazze yerleşiminde bayrak töreni düzenlenmesini talep etti

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir (EPA)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir (EPA)

Aralarında Başbakan Binyamin Netanyahu liderliğindeki Likud Partisi’nden sekiz ismin de bulunduğu 11 İsrailli bakan, dün Savunma Bakanı Yisrael Katz’dan Hanuka Bayramı sırasında Gazze Şeridi’nde bayrak töreni düzenlenmesine izin verilmesini talep etti.

Aşırı sağcı ve yerleşim yanlısı Nahala Hareketi tarafından başlatılan girişim kapsamında yayımlanan mesajda, “Gazze’nin İsrail topraklarının bir parçası olduğunu gururla teyit etmenin zamanı geldi. Bu bölge yalnızca Yahudi halkına aittir ve derhal İsrail devletinin bir parçası hâline gelmelidir” ifadeleri yer aldı.

Mesajda ayrıca, etkinliğin temel amacının ‘İsrail’in 2005’te bölgeden çekilirken boşalttığı, Gazze Şeridi’nin kuzeyindeki eski Nisanit yerleşiminin kalıntıları üzerinde İsrail bayrağını göndere çekmek’ olduğu belirtildi.

dfrtg
İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir (Reuters)

Mesajın imzacıları arasında, aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir ile aralarında Ulaştırma Bakanı Miri Regev’in de bulunduğu sekiz Likud’lu bakan yer aldı.

Ayrıca, toplam 120 sandalyeli Knesset’ten 21 milletvekili de metne imza attı. İmzacı vekiller Ben-Gvir liderliğindeki Otzma Yehudit (Yahudi Gücü) Partisi ile Likud’a mensup.

Nahala Hareketi, ‘Nisanit’te bayrak töreni’ olarak duyurduğu etkinliğin, Gazze Şeridi’nde hâlen İsrail ordusunun kontrolündeki bölgede yapılacağını açıkladı.

Etkinliğin 18 Aralık’ta, sekiz gün süren Hanuka’nın beşinci gecesinde düzenlenmesi planlanıyor. Bayram bu yıl pazar günü başlayacak.

İsrail Savunma Bakanlığı, konuya ilişkin AFP’nin yorum talebine henüz yanıt vermedi.

jbhj
İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (DPA)

İsrail ordusu çarşamba akşamı yaptığı açıklamada, ‘İsrail topraklarından Gazze Şeridi’ne geçen birkaç İsrailli sivilin gözaltına alındığını’ duyurdu.

Yerleşimciler ve Filistinlilere yönelik saldırılarla suçlanan aşırılık yanlılarına hukuki destek veren Honenu örgütü ise yaptığı açıklamada, ‘Çarşamba günü onlarca sağcı aktivistin, Nisanit’in kalıntıları üzerinde bir yerleşim kurulmasını talep etmek üzere Gazze sınır çitini aştığını’ belirtti.

10 Ekim’de İsrail ile Hamas arasında yürürlüğe giren kırılgan ateşkes kapsamında, İsrail ordusu Gazze Şeridi’nin yarısından fazlasında kontrol sağlamasına imkân veren bir hatta çekilmişti. Savaşın büyük yıkıma uğrattığı bölgede bu hat fiili kontrol sınırı olarak işliyor.

Geçtiğimiz kasım ayında Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi tarafından da desteklenen ABD’nin Gazze barış planı ise İsrail güçlerinin bölgeden kademeli olarak çekilmesini öngörüyor.