Ruslar, Ermenistan’da yeni bir hayat arıyor

110 bin Rusya vatandaşı Erivan’a taşınırken 6 bin 500’den fazla yeni şirket kuruldu.

Moskova’daki Kültürel Miras alanında, Ulusal Ekonomi Başarıları sergisindeki Ermenistan Cumhuriyeti pavyonu (Shutterstock)
Moskova’daki Kültürel Miras alanında, Ulusal Ekonomi Başarıları sergisindeki Ermenistan Cumhuriyeti pavyonu (Shutterstock)
TT

Ruslar, Ermenistan’da yeni bir hayat arıyor

Moskova’daki Kültürel Miras alanında, Ulusal Ekonomi Başarıları sergisindeki Ermenistan Cumhuriyeti pavyonu (Shutterstock)
Moskova’daki Kültürel Miras alanında, Ulusal Ekonomi Başarıları sergisindeki Ermenistan Cumhuriyeti pavyonu (Shutterstock)

Nazareth Seferian

Ermenistan’ın başkenti Erivan’ın merkezinde, 2022 yazında bir ev yeniden tasarlandı. Kısa bir süre sonra da gururla yeni bir tabela asılıp bayrak göndere çekildi. Burası artık ‘Estetik Zevkler Elçiliği’ adlı yeni bir kurumdu. Çok geçmeden taksi şoförleri burayı ‘Rusların kafesi’ olarak adlandırdı. Bu, Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin, eski Sovyetler Birliği’ne bağlı bazı ülkeler üzerindeki etkisine bir örnektir. Nitekim Rus göçmenler, başka bir ülkeye sadece yaşamak için taşınmayıp, aynı zamanda işlerini de oraya taşıdılar ya da yeni şirketler kurdular.

‘Elçilik’ binasının açılmasından kısa bir süre sonra kurucu ortak Misha Raifisher, bir Ermeni medya kuruluşuyla yaptığı röportajda şöyle dedi:

Moskova’da ‘Estetik Zevkler’ adında bir sanat derneğimiz vardı. Her yıl farklı mekânlarda ‘Estetik Zevk Akşamları’ adıyla üst düzey etkinlikler düzenliyorduk. Ukrayna’daki savaş patlak verdikten sonra hem Ermenistan hem de Gürcistan’da yeni bir şey ortaya koymak için fırsat aramaya başladık. Ermenistan’da bir yer bulma konusunda şanslıydık.

Şarku’l Avsat’ın Al-Majalla’dan aktardığına göre Kurum, çeşitli fikirleri aynı binada bir araya getiriyor. Bir alan bar, başka bir alan kafe olarak kullanılıyor ve binanın geri kalanında da bu böyle devam ediyor.

Mekânın kreatif direktörü İlya Kusnirovich şu açıklamalarda bulundu:

Oldukça endişeli bir şekilde Rusya’dan ayrıldım. Üzgündüm. Ben savaş karşıtıyım… Çoğunlukla da uluslararası şirketlerle çalışıyorduk; sözleşmelerimiz feshedildi ya da donduruldu. Hem savaşa karşı olmam nedeniyle hem de maddi sebepler yüzünden kalmamız için hiçbir sebep olmadığını fark ettik.

Rus işlerinin sayısal ifadesi

Ermenistan Ekonomi Bakanı Vahan Kerobyan, rakamları şöyle özetledi:

2022 yılında Ermenistan’a 108 ila 110 bin Rusya vatandaşı taşındı. Çok daha fazlası da Ermenistan’ı yaşamak için yeni bir yer bulmadan önce bir ‘geçiş bölgesi’ olarak tercih etti. Ülkede Rusya vatandaşlarının kurduğu ya da ortak olduğu yaklaşık 2 bin 500 yeni şirket kayıtlı. Bunun yanı sıra bağımsız girişimci olarak kayıtlı 4 bin Rusya vatandaşı da mevcut. Başbakan Nikol Paşinyan da Ermenistan’ın 2022 yılındaki ekonomik performansına dair konuşmasında, “Bu taşınma dalgası, yüzde 7’lik asıl büyüme hedefimizi aşmamıza kısmen katkı sağladı ve Ermenistan’ın GSYİH’si yaklaşık yüzde 13 oranında arttı

aswqd
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, 2019’da Erivan’daki Yüksek Avrasya Ekonomik Konseyi toplantısında bir araya geldiler. (AFP)

Ermenistan’a taşınan Rusya vatandaşlarının birçoğu otel, restoran ve kafe sektöründe iş kurmuş olsalar da en büyük yeni yatırımları, bilgi teknolojileri sektörü çekti. Kerobyan, bu yaz Forbes dergisiyle yaptığı bir röportajda şunları söyledi:

“Ermenistan’da bilgi teknolojileri sektörü, bize komşu ülkelerle karşılaştırıldığında daha gelişmiş durumda. Ermenistan’a taşınan şirketler için yerel yeteneklerin mevcut olması önemli. Rusya’dan rakip şirketlerin girişine engel olmuyoruz. Aslında başka ülkelerden şirketlerin yerel şirketlerimize rakip olması daha iyi, bu yerel şirketleri ilerlemeye mecbur eder. Ayak uyduramayan ve yeterli hızla ilerleyemeyen şirketler, yok olur.”

2022 yılında Ermenistan’a 108 ila 110 bin Rusya vatandaşı taşındı. Ülkede Rusya vatandaşlarının kurduğu ya da ortak olduğu yaklaşık 2 bin 500 yeni şirket kayıtlı. Bunun yanı sıra bağımsız girişimci olarak kayıtlı 4 bin Rusya vatandaşı da mevcut.

Ermenistan, yeni bir hayat peşinde koşan Rusya vatandaşları için uygun bir adres olarak görülüyor. Nitekim Erivan’dan Rusya’nın çeşitli şehirlerine her gün onlarca uçuş yapılıyor ve Rusya vatandaşlarının bu ülkeye gelmek için pasaporta dahi ihtiyacı yok; yanlarında ulusal kimlik kartlarını bulundurmaları yeterli. Sonra birçok Ermeni Rusçayı biliyor ki bu da gündelik yaşamı kolaylaştırıyor. Rusya vatandaşları, daha anlayışlı ve daha az düşmanca muamele görüyor. Bu da Ermenistan’ı duygusal açıdan daha cazip bir yer haline getiriyor. Ermenistan, Ukrayna’daki savaş konusunda da daha farklı bir tutum sergiliyor. Nihayetinde Ermenistan’ın Rusya ile askerî bir ittifakı var. Ermenilerin yaşadığı ve çatışmalara sahne olan Dağlık Karabağ’da barışı korumak ve sınırlarını savunmak için de Rusya’ya bağımlı. Bununla birlikte Haziran 2023’te Başbakan Paşinyan’ın, “Ukrayna’daki savaş söz konusu olduğunda Rusya’nın müttefiki değiliz” ifadesinden hareketle hükümet, net bir duruş sergiledi.

Erivan iş kurmak için de cazip bir yer. Rusya Ekonomi Okulu Müdürü, Pompeu Fabra Üniversitesi’nde Katalan İleri Araştırmalar Enstitüsü ile Barselona Politik Ekonomi Enstitüsü’nde Profesör Robin Nikolubov, konuyu şu sözlerle değerlendirdi:

Bu taşınan şirketler, hükümetten tam destek bekleyebilir. Vergiler oldukça düşük, hatta ülkenin bazı yerlerinde yok bile. Ermenistan, Avrupa’nın herhangi bir yerine kıyasla Rusya ile rahatlatıcı ticari bağlantıları sürdürüyor.

xscdf
Erivan’daki Vernissage Pazarı’nda seramik kaplar ve hediyelik eşyalar satılıyor. (Getty Images)

Ama bu, Ermenistan’ın, Ruslara diğer hükümetlerin uyguladığı yaptırımları aşmaları için alan açtığı anlamına gelmiyor. Nitekim Temmuz 2023’te Ermenistan’daki 18 bankadan sekizi, daha önce Ermenistan ile Rusya arasındaki para transferi için hızlı ve uygun bir çözüm sunan Unistream ödeme sistemine dayalı işlemleri durdurduğunu ilan etti. Kararın arkasındaki sebep ise sistemi işleten bankanın ABD yaptırımlarına maruz kalması. Ermenistan Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Armen Nurbekyan, ağustos ayında yaptığı açıklamada, sadece altı bankanın Unistream sistemini Rus rublesi ve Ermeni dramıyla işletmeye devam ettiğini belirtti.

Ermenistan’daki enflasyon oranı, 2022 yılında yüzde 8,6’ya ulaşırken, ortalama daire metrekare fiyatı da yüzde 14 arttı. Yeni göçmen seli ülke ekonomisi üzerinde bir baskı oluşturarak birçok ürünün ve hizmetin fiyatını yükseltti. Doların fiyatı ise Ağustos 2023’te, Şubat 2022’ye göre yüzde 19,5 oranında düştü.

Rusya’nın Ukrayna’yı işgale başlamasının üzerinden 500 günden fazla zaman geçti ve belirsizlik halen devam ediyor. Ermenistan’da yaşayan pek çok Rusya vatandaşı, geleceğin ne getireceğinden habersiz. Bu yüzden bugüne ve Ermenistan’daki yeni yaşamlarının olumlu yönlerine odaklanıyorlar. Tam ismini açıklamak istemeyen ve büyük bir bilişim şirketi için Ermenistan’da uzaktan çalıştığını belirten Denis, şöyle dedi:

Burada durum harika. Hava sıcak, yemekler güzel, insanlar kibar. İlk başta tek bir engelle karşılaştık: Nereye gideceğimizi bilmiyorduk ve telefonlarımızda konumları anlamaya çalışıyorduk. İki vatandaş bize yardım etti. Bu, insani yönden Rusya’da uzun bir zamandır şahit olmadığım bir şey.

Bununla birlikte Denis’e göre Ermenistan’ın iyileştirmek için çalışması gereken bazı alanlar da var:

Buradaki bazı hizmetler ve teknolojik çözümler, halen Rusya’da 2007 yılındakine benzer seviyelerde. Örneğin banka uygulamaları, halen çok basit. Bir mühendis olarak bunların dikkatime takılmaması mümkün değil. Ekonomik açıdan bakıldığında Erivan’daki bazı fiyatların St. Petersburg ve hatta Moskova’daki fiyatlara denk olması beni çok şaşırttı.

df
VTB Bankası’nın Erivan’daki merkez binası. (Getty Images)

Ermenistan’daki enflasyon oranı, 2022 yılında yüzde 8,6’ya ulaşırken, ortalama daire metrekare fiyatı da yüzde 14 arttı. Nitekim yeni göçmen seli, ülke ekonomisi üzerinde bir baskı oluşturarak birçok ürünün ve hizmetin fiyatını yükseltti. Aynı zamanda Ermenistan’da serbest çalışanlara ve memurlara ödeme yapan Batı’daki bilişim şirketlerinden yabancı para akışının artması da döviz kurlarının düşmesine yol açtı. Bunun sonucunda doların fiyatı, Ağustos 2023’te, Şubat 2022’ye göre yüzde 19,5 oranında düşerken, euro da yüzde 23,2 oranında azaldı. Doğal olarak bu, Ermenistan’da uluslararası şirketler için uzaktan çalışan kişilerin satın alma gücünde büyük bir düşüş anlamına geliyor.

Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Temmuz 2023’te, 2023-2024 arası dönemde ulusal para birimi dram değerinde ılımlı bir düşüş yaşanacağını, ancak yine de Ukrayna’daki çatışmanın başlamasından önce olduğundan daha güçlü kalacağını öngördüğünü belirtti. Çekirdek enflasyon da bir düşüşe sahne olarak, Haziran 2023’te yıllık bazda yüzde 1,5’e ulaştı.  

Sonuç olarak Ermenistan’a taşınan pek çok Rus’un Ukrayna’daki savaş sona erdiğinde ne yapacağı belli değil. Bununla birlikte birçoğu, olumlu yönlere odaklanmayı tercih ediyor. Ermenistan’da yeni bir danışmanlık şirketinin kurucu ortağı Boris Fokin, durumu şöyle değerlendirdi:

“Burada etkileme ve yaptığınız işin sonuçlarını görme imkânı gerçekten harika. Mesele sadece şahsi gelirinizle değil, etrafınızda meydana gelen dönüşümü görmekle de alakalı. Aktif olup meselenize ilişkin durumu değiştirebilirsiniz. Bu, harika bir şey! Büyük bir ülkede yaşadığınızda etkiniz çok zayıf oluyor ve kendinizi aciz, karar alamaz bir durumda hissediyorsunuz. Burada ise bir karar alabilir ve bazen geniş ölçekte etki sahibi olabilirsiniz.”

*Bu makale Şarku’l Avsat tarafından Londra merkezli Al-Majalla dergisinden çevrildi.



Musk, DOGE’dan pişman: “Bir daha uğraşmam”

Ocak ayında Musk liderliğinde kurulan DOGE, kasımda kapatılmıştı (Reuters)
Ocak ayında Musk liderliğinde kurulan DOGE, kasımda kapatılmıştı (Reuters)
TT

Musk, DOGE’dan pişman: “Bir daha uğraşmam”

Ocak ayında Musk liderliğinde kurulan DOGE, kasımda kapatılmıştı (Reuters)
Ocak ayında Musk liderliğinde kurulan DOGE, kasımda kapatılmıştı (Reuters)

Elon Musk, Hükümet Verimliliği Bakanlığı'nda (DOGE) geçirdiği süreyi değerlendirdi.

Musk, 2017-2019'ta İç Güvenlik Bakanlığı'nda basın sözcüsü yardımcısı olarak görev yapan Katie Miller'ın podcast'ine katıldı.

Teknoloji milyarderi, ABD Başkanı Donald Trump'ın Beyaz Saray Özel Kalem Müdür Yardımcısı Stephen Miller'ın eşiyle yaptığı söyleşide, DOGE'un tartışmalı federal bütçe kesintilerine dair şunları söyledi:

Biraz başarılı olduk. Bir dereceye kadar başarılı olduk. Hiç mantıklı olmayan, tamamen israfa yol açan birçok fonlamayı durdurduk.

Trump'ın seçim kampanyasına yaptığı desteklerle gündeme gelen Musk, ABD Başkanı tarafından DOGE'un başına getirilmişti.

Yönetimin ilk 5 ayında federal kurumlarda gerçekleştirdiği kesintilerle tartışma yaratan Tesla CEO'su, nisanda yaptığı açıklamada elektrikli otomobil şirketiyle ilgilenmek için DOGE'da geçirdiği süreyi azaltacağını duyurmuş, mayısta da görevden ayrılmıştı.

DOGE'un kesintileri nedeniyle binlerce federal çalışanın işine son verilmesi ABD'de tepki çekmişti. ABD'nin yanı sıra bazı Avrupa şehirlerinde de Tesla'ların kundaklandığı bildirilmişti.

Salı günü yayımlanan podcast'te Musk, bir daha DOGE gibi bir projenin başına geçmek istemediğini belirtti:

DOGE'la uğraşmak yerine, esasen şirketlerim üzerinde çalışmalıydım. Böylece ürettiğimiz arabaları kundaklamazlardı.

Space X CEO'su, DOGE'un başına geçtikten sonra katıldığı bir konferansta Nazi selamı verdiği iddiasıyla da yoğun eleştirilerin hedefi olmuştu.

Analistlere göre Tesla'nın net kârının bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 71 oranında düşmesinde, Musk'ın DOGE’a odaklanması büyük rol oynamıştı.

Teknoloji milyarderiyle ABD Başkanı'nın arası, Trump'ın tartışmalı vergi indirimi tasarısı nedeniyle bozulmuştu. Sosyal medya üzerinden atışmaların ardından ikili daha sonra "dostluk mesajları" paylaşmıştı.

Independent Türkçe, Reuters, Axios


‘Tek bir tık bir ülkeyi yıkmaya yeter’... İsrailli bir yetkiliden ‘nadir’ uyarı

Siber korsanlığı simgeleyen bir görsel (Reuters)
Siber korsanlığı simgeleyen bir görsel (Reuters)
TT

‘Tek bir tık bir ülkeyi yıkmaya yeter’... İsrailli bir yetkiliden ‘nadir’ uyarı

Siber korsanlığı simgeleyen bir görsel (Reuters)
Siber korsanlığı simgeleyen bir görsel (Reuters)

İsrail Ulusal Siber Güvenlik Müdürlüğü Başkanı Yossi Karadi, nadir görülen bir uyarıda bulunarak, siber tehditlerin ülkeleri anında çökme noktasına getirebileceğini söyledi. Şarku’l Avsat’ın Yediot Ahronot’tan aktardığına göre Karadi, elektrik, su, trafik ışıkları ve hastane ağlarına yapılan siber saldırıların artık savaş aracı haline geldiğini ve bu saldırıların çoğunlukla saldırganın kimliğini gizlemek için vekil gruplar üzerinden gerçekleştirildiğini belirtti. Karadi dün Tel Aviv Üniversitesi’nde düzenlenen Siber Güvenlik Haftası konferansında yaptığı konuşmada, son altı ayda İsrail’in yürüttüğü savunma faaliyetlerinden bir kısmını paylaştı ve ‘ilk siber savaş’ olarak nitelendirdiği durumun endişe verici bir tablosunu çizdi.

Karadi, “Giderek savaşların dijital alanda başlayıp biteceği bir çağa doğru ilerliyoruz” dedi ve ‘dijital kuşatma’ terimini tanıttı. Karadi, bu senaryoda enerji santrallerinin duracağı, trafik ışıklarının çalışmayacağı, iletişim sistemlerinin çökeceği ve su kaynaklarının kirlenebileceğini vurgulayarak, “Bu hayali bir gelecek senaryosu değil, oldukça gerçekçi bir eğilim” ifadesini kullandı.

Karadi, dijital kuşatma kavramının sadece çekici bir ifade olmadığını, 15 yıl süren bir gelişimin sonucu olduğunu belirtti. Geçmişte devletler arasındaki siber savaşların çoğunlukla sessiz casusluk veya yalnızca askeri tesisleri hedef alan operasyonlar olduğunu söyleyen Karadi, son yıllarda durumun değiştiğini ve yeni düşmanın yalnızca sır çalmayı değil, sivil yaşamı kesintiye uğratmayı amaçladığını ifade etti.

Yediot Ahronot’a göre, siber savaşların başlangıç noktası olarak kabul edilen olay, 2010 yılında Stuxnet virüsünün ortaya çıkmasıydı. Yabancı raporlara göre virüs, İran’ın Natanz Nükleer Tesisi’ndeki santrifüjleri hedef almak için İsrail ve ABD tarafından kullanılmıştı ve yalnızca belirli endüstriyel kontrol birimlerini etkileyerek sivil bilgisayarlar veya alakasız altyapıya zarar vermekten kaçınıyordu.

Karadi, dönüm noktasının ise geçen on yılın ortalarında Doğu Avrupa’da yaşandığını belirtti. Rus hacker grubu Sandworm, teorik olarak mümkün görülmeyen bir adım atarak Ukrayna elektrik şebekesini hackledi ve yüz binlerce evi dondurucu soğukta karanlığa gömdü. Bu olaydan sonra siber operasyonlar, yalnızca askeri hedeflere yönelik silahlar olmaktan çıkarak, sivil nüfusu hem psikolojik hem fiziksel olarak etkileme aracına dönüştü. Ayrıca, 2017’de Kuzey Kore’ye atfedilen WannaCry fidye yazılımı saldırısının, siber silahların nasıl kontrolden çıkabileceğini gösterdiği ve dünya genelinde hastaneler ile acil servisleri rastgele etkileyerek felce uğrattığı ifade edildi.

Bir Amerikan siber güvenlik şirketi, Sandworm siber hack grubunun faaliyetlerini tespit etti. (Reuters)Bir Amerikan siber güvenlik şirketi, Sandworm siber hack grubunun faaliyetlerini tespit etti. (Reuters)

Tehlikeli bir artış

Karadi, İran’ın siber terör doktrinini benimsemiş olmasının tehlikeli bir örneğini paylaştı: 2020 yılında İsrail su şebekesindeki klor seviyesini değiştirmeye yönelik girişim, başarılı olsaydı kitlesel zehirlenmeye yol açabilirdi.

Karadi, o tarihten bu yana İran’ın siber saldırılarının İsrail’de sivil altyapıyı hedef aldığını, hastaneler, alarm sistemleri ve elektrik şebekesine yönelik tekrar eden girişimlerin bu kapsamda olduğunu belirtti.

Hastanelere yönelik saldırıların yeni bir boyut kazandığını vurgulayan Karadi, yakın zamanda Shamir Tıp Merkezi’ne yapılan siber saldırıyı örnek gösterdi. Saldırının arkasında, sıradan bir suç örgütü gibi görünen ‘Qilin’ adlı bir grup bulunuyordu. Karadi, bu durumun devletlerin, sorumluluğu gizlemek için vekil siber gruplar aracılığıyla saldırılar düzenlemesi trendini gösterdiğini ve bunun yalnızca İsrail’e özgü olmadığını aktardı. ABD ve Avrupa istihbarat raporları da benzer eğilimleri doğruluyor.

Çin’de de ‘Volt Typhoon’ gibi grupların, kâr amacı gütmeden ABD’nin kritik altyapısına sızmalar yaparak olası bir gelecekteki saldırıya hazırlık yaptıkları tespit edilmiş durumda.

Karadi, İran saldırılarında karma bir taktik gözlendiğini söyledi: Weizmann Enstitüsü’ne bir füze atılırken, aynı zamanda güvenlik kameralarına sızılarak çarpma anı gerçek zamanlı olarak kaydedildi ve psikolojik etkisi artırıldı. Aynı zamanda çalışanlara tehdit mesajları ve sızdırılmış kişisel bilgiler gönderildi.

Bu yöntem, Ukrayna savaşında görülen siber saldırılarla benzerlik taşıyor; Rus hackerlar, internet servis sağlayıcılarını hedef alarak bilgi akışını engelliyor ve korku yayıyordu.

Konuşmasını yapay zekâ çağının getirdiği fırsatlar ve risklerle tamamlayan Karadi, “Dijital sistemlere tamamen bağımlılık ve yapay zekâdaki hızlı gelişim, büyük fırsatlar sunuyor, ancak saldırganlara da sınırsız hareket alanı sağlıyor” uyarısında bulundu.

Yediot Ahronot gazetesi, Karadi’nin mesajını özetleyerek, “Gelecek savaşta klavye, roketten daha az öldürücü olmayacak” ifadeleriyle duyurdu.


İran'ın başkentinde aylardır ilk kez yağmur yağdı

Bugün Tahran'daki Valiasr Meydanı'nda İran bayrağı şeklinde dev bir reklam panosunun önünden geçen bir kadın (EPA)
Bugün Tahran'daki Valiasr Meydanı'nda İran bayrağı şeklinde dev bir reklam panosunun önünden geçen bir kadın (EPA)
TT

İran'ın başkentinde aylardır ilk kez yağmur yağdı

Bugün Tahran'daki Valiasr Meydanı'nda İran bayrağı şeklinde dev bir reklam panosunun önünden geçen bir kadın (EPA)
Bugün Tahran'daki Valiasr Meydanı'nda İran bayrağı şeklinde dev bir reklam panosunun önünden geçen bir kadın (EPA)

İran'ın başkentinde aylardır ilk kez bugün yağmur yağdı ve bu durum, yüzyılı aşkın süredir en kurak sonbaharını yaşayan ülke için rahatlama getirdi.

Şarku’l Avsat’ın AP’den aktardı habere göre kuraklık, Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'ın, başkent çevresindeki barajları dolduracak kadar şiddetli yağmur yağmazsa, İran'ın aralık ayı sonuna kadar hükümetini Tahran dışına taşıması gerekebileceği uyarısında bulunmasına yol açmıştı.

Meteorologlar bu sonbaharı ülke genelinde 50 yıldan fazla süredir yaşanan en kurak sonbahar olarak tanımladı; bu durum, 1979 İslam Devrimi'nden bile öncesine denk geliyor ve tarım için büyük miktarda suyu verimsiz bir şekilde tüketen sistemi daha da zorluyor. Ajans, su krizinin ülkede siyasi bir mesele haline geldiğini, özellikle de İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun, iki ülke arasında geçen haziran ayında 12 gün süren bir savaş yaşanmasına rağmen, İran'a bu konuda defalarca yardım teklifinde bulunmasının ardından bu durumun daha da belirginleştiğini belirtti.

20 Mayıs 2025'te Tahran dışındaki Lar Barajı'nın uydu görüntüsü (Planet Labs - AP)20 Mayıs 2025'te Tahran dışındaki Lar Barajı'nın uydu görüntüsü (Planet Labs - AP)

Netanyahu, 2018'de yayınlanan bir tanıtım videosunda İran halkına şahsen seslenerek, "milyonlarca insanın hayatını tehdit eden ciddi su kıtlığı" sorununu ele almak üzere Farsça bir internet sitesinin açılışını duyurdu. İranlıların su ihtiyaçlarına yardımcı olmayı amaçlayan yeni bir İsrail girişimi olan "İran Halkı İçin Yaşam"ı şahsen desteklemeye hazır olduğunu belirtti. Batı Kudüs'teki ofisinde çekilen video, Netanyahu'nun bir tuz arıtma tesisinden geldiğini iddia ettiği kaptan kendine bir bardak su doldurmasıyla başlıyor. Ardından İranlıların karşı karşıya olduğu vahim su krizinden bahsediyor.

Netanyahu, 12 günlük savaşın ardından geçen ağustos ayında İranlılara mesajını yineleyerek şunları söyledi: “Liderleriniz 12 günlük savaşı bize zorla dayattılar ve ezici bir yenilgiye uğradılar. Her zaman yalan söylüyorlar.” Sözlerine şöyle devam etti: “İran'da her şey çöküyor. Bu kavurucu yazda, çocuklarınız için temiz, soğuk su bile yok. Bu, İran halkına karşı gösterilen en büyük ikiyüzlülük ve saygısızlıktır. Bu durumu hak etmiyorsunuz.”