Putin-Kim zirvesinden iş birliği mesajı

Uzay teknolojisi karşılığında silah anlaşması

Putin ve Kim dün Rusya'nın Uzak Doğusundaki Vostochny üssünde yaptıkları görüşme sırasında bir füze fırlatma rampasını incelerken (AP)
Putin ve Kim dün Rusya'nın Uzak Doğusundaki Vostochny üssünde yaptıkları görüşme sırasında bir füze fırlatma rampasını incelerken (AP)
TT

Putin-Kim zirvesinden iş birliği mesajı

Putin ve Kim dün Rusya'nın Uzak Doğusundaki Vostochny üssünde yaptıkları görüşme sırasında bir füze fırlatma rampasını incelerken (AP)
Putin ve Kim dün Rusya'nın Uzak Doğusundaki Vostochny üssünde yaptıkları görüşme sırasında bir füze fırlatma rampasını incelerken (AP)

Kremlin, Devlet Başkanı Vladimir Putin'in dün Kuzey Kore lideri Kim Kong ile görüşmesi için platform olarak bilinçli bir şekilde Rusya'nın uzak doğusundaki stratejik bir füze üssünü seçti.

İki liderin açıklamalarında askeri iş birliğinin geliştirilmesine ve Rusya’nın Kuzey Kore füze programının desteklenmesine doğrudan katılımına atıflar yer aldı. Kim, görüşmenin basına kapalı bölümünde Putin ile "taktik ve stratejik iş birliği, Kore Yarımadası'ndaki durum ve görüşmeler sırasında Avrupa'daki durumu" ele aldıklarını söylerken Putin de dış müdahalelere karşı koyma konusunda uzun bir ortak geçmişe sahip olduklarını hatırlattı.

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığı habere göre ülkesinin Kuzey Kore ile füze alanında iş birliğini geliştirme niyetini belirten Rusya Devlet Başkanı, “Kuzey Kore liderinin füze teknolojisine büyük ilgi gösterdiğini” belirterek Moskova'nın “Kuzey Kore'nin uydu inşa etmesine yardımcı olacağını” söyledi. Putin, "dost ülke ile ilişkilerde tamamen yeni bir aşamayı" dört gözle beklediğini söylerken, Kuzey Kore lideri de dünyanın "Büyük Rusya için daha fazla yeni zaferler" göreceğinden emin olduğunu ifade etti.

Zirve ortak bir açıklama yapılmadan sona ermiş olsa da Batılı çevreler Moskova'nın Pyongyang'a gıda yardımı, casus uydular için uzay teknolojisi ve nükleer güçle çalışan denizaltılar sağlaması karşılığında Ukrayna'da kullanacağı bir silah anlaşmasından faydalanacağını öne sürdü.



The Telegraph: Trump, Netanyahu'ya yönelik yakalama kararına karşılık UCM Savcısı’na yaptırım uygulayabilir

Lahey'deki Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Genel Merkezi (AFP)
Lahey'deki Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Genel Merkezi (AFP)
TT

The Telegraph: Trump, Netanyahu'ya yönelik yakalama kararına karşılık UCM Savcısı’na yaptırım uygulayabilir

Lahey'deki Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Genel Merkezi (AFP)
Lahey'deki Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Genel Merkezi (AFP)

İngiliz The Telegraph gazetesi, ABD Başkanı seçilen Donald Trump'ın Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) Savcısı Kerim Han'a, mahkemenin İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu hakkında yakalama kararı çıkarması nedeniyle yaptırım uygulamayı düşündüğünü yazdı.

Gazete, Trump'ın ulusal güvenlik danışmanı olarak görev yapacak olan Mike Waltz'un UCM'nin ‘güvenilirliği olmadığını’ söylediğini ve Trump yönetimi 20 Ocak'ta göreve başladığında ‘mahkemenin anti-Semitik önyargısına güçlü bir yanıt’ sözü verdiğini bildirdi.

Şarku’l Avsat’ın The Telegraph’tan aktardığına göre Kerim Han, Trump tarafından yaptırım uygulanması hedeflenen yetkililer arasında yer alıyor.

İsrail gibi ABD de Lahey merkezli mahkemenin otoritesini tanımıyor. Üst düzey Cumhuriyetçiler yakalama kararlarına tepki olarak UCM'nin üst düzey yetkililerine yaptırım uygulanması çağrısında bulundu.

Diğer yandan Han, reddettiği cinsel suiistimal iddiaları nedeniyle soruşturma geçiriyor.

Trump, görevdeki ilk döneminde, Afganistan'da ABD güçleri tarafından işlendiği iddia edilen savaş suçlarıyla ilgili bir soruşturma nedeniyle UCM'nin eski başsavcısına yaptırım uyguladı.

O dönemde Dışişleri Bakanı olan Mike Pompeo, UCM’yi ‘tamamen yozlaşmış bir kurum’ olarak tanımladı.

ABD Başkanı Joe Biden 2021'de göreve geldiğinde UCM Savcısı Fatou Bensouda'ya yönelik seyahat yasağını da içeren yaptırımları iptal etti. Ancak Trump'ın UCM'nin İsrail'e yönelik tutumuna tepki olarak aynı stratejiyi yeniden uygulayabileceği yönünde spekülasyonlar var.

dfvgb
Donald Trump (Reuters)

Trump ayrıca, Rusya'nın Ukrayna'da işlediği savaş suçlarıyla ilgili olarak UCM tarafından yürütülen soruşturmalardan ABD'nin katılımını ve kaynaklarını çekebilir.

Han ve ekibine uygulanacak herhangi bir yaptırım, İngiltere'nin yeni Başbakanı Keir Starmer'ın yakalama emirlerine uymayı seçmesi halinde İngiltere ile Trump arasındaki ilişkileri tehlikeye atabilir.

Birleşik Krallık İsrail Başbakanı’nı gözaltına alıp almama konusunda tereddüt yaşarken, ABD Lahey merkezli mahkemeye karşı uluslararası bir tepkiye öncülük ediyor. İngiltere UCM’ye saygı duyduğunu ifade ederken, Netanyahu'nun İngiltere'ye gelmesi halinde gözaltına alınıp alınmayacağını söylemeyi ise reddediyor.

İsrail'in İngiltere Büyükelçisi Tzipi Hotovely, tüm ülkeleri UCM'nin Netanyahu'yu yakalamaya yönelik ‘saçma’ kararını reddetmeye çağırdı.

Hotovely, Telegraph gazetesine yazdığı makalede UCM’yi ‘Hamas ile ortak bir zemin bulmakla’ suçladı. Makalede, “Mahkemenin saçma kararını reddeden ABD ve diğer müttefiklerine teşekkür ediyor ve diğer ülkeleri de bu adaletsizliği reddetme konusunda aynı şekilde davranmaya çağırıyoruz. UCM, halkını savunmak isteyen her demokratik liderin mahkemenin hedefi haline gelebileceğini göstermiştir” ifadeleri yer aldı.

Almanya, UCM üyesi olmasına rağmen Nazi geçmişi ve Yahudi devletiyle olan özel ilişkisi nedeniyle Netanyahu'yu gözaltına almayacağının sinyalini verdi.

Macaristan Başbakanı Viktor Orban ise yaptığı açıklamada, Netanyahu'yu karara ‘meydan okuyarak’ Macaristan'ı ziyaret etmeye davet edeceğini söyledi.

Yakalama kararı, UCM'nin 22 yıllık tarihinde yargıçların Batı destekli bir devletin liderini ilk kez gözaltına almaya kalkışması anlamına geliyor.

Aralarında İngiltere'nin de bulunduğu UCM’ye üye 124 ülke, yakalama kararlarının uygulanmasından sorumlu.

Avrupa ülkeleri arasındaki bölünmüşlüğün bir işareti olarak İrlanda, İtalya ve Hollanda, Netanyahu'nun kendi topraklarına ulaşması halinde gözaltına alma sözü verdi. Fransa ise UCM’nin tutumunu doğruladı, ancak Netanyahu'nun sınırlarını geçmesi halinde gözaltına alınıp alınmayacağı konusunda bir açıklama yapmadı.

Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, Almanya ve Macaristan da dahil olmak üzere 27 üye ülkenin yakalama kararlarını uygulamakla yükümlü olacağını doğruladı.