Kremlin: Kadirov’un sağlık durumu hakkında bilgimiz yok

Çeçen lider Ramazan Kadirov Moskova’daki bir toplantıda (Reuters)
Çeçen lider Ramazan Kadirov Moskova’daki bir toplantıda (Reuters)
TT

Kremlin: Kadirov’un sağlık durumu hakkında bilgimiz yok

Çeçen lider Ramazan Kadirov Moskova’daki bir toplantıda (Reuters)
Çeçen lider Ramazan Kadirov Moskova’daki bir toplantıda (Reuters)

Kremlin Sözcüsü Dmitry Peskov, sosyal medyada sağlık durumunun iyi olmadığı iddia edilen Çeçen lider Ramazan Kadirov’un sağlığı hakkında hiçbir bilgiye sahip olmadıklarını bildirdi.

Şarku’l Avsat’ın Reuters’tan aktardığı habere göre, Peskov bugün düzenlediği basın toplantısında “Kadirov’un sağlık durumuna” ilişkin bir soruya, “Bu konuda hiçbir bilgimiz yok” diyerek yanıt verdi.

Çeçen liderin (46) sağlığının kötüleştiğine dair haberlerin yayılmasının ardından, dün Telegram kanalında iki video paylaşıldı.

İlk videoda, bilinmeyen bir yerde, yağmurlukla gezen Kadirov’un yüzünün şiş olduğu görüldü.

İkinci videoda ise Kadirov’un Çeçence konuştuğu ve ardından Rusça “Spor yapın” dediği duyuldu.

Söz konusu paylaşımda Kadirov’un şu ifadeleri yer aldı:

İnternette gerçeği yalandan ayırt edemeyen herkesin yürüyüşe çıkmasını, biraz temiz hava almasını ve düşüncelerini toparlamasını şiddetle tavsiye ediyorum. Yağmur harika bir şekilde canlandırıcı olabilir.

Videoların ne zaman kaydedildiğini tespit etmek mümkün olmadı. Görüntüler, sosyal medyada Çeçen liderin komada olduğuna dair teyit edilmeyen haberlerin ardından yayınlandı.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in en önde gelen müttefiklerinden olan Kadirov’un askerleri, Ukrayna’da Rus güçleriyle birlikte savaştı.

Kadirov, Kuzey Kafkasya’da Müslüman çoğunluğun bulunduğu bir Rus cumhuriyeti olan Çeçenistan’ı 2007’den bu yana yönetiyor. Rusya dışı da dahil olmak üzere, Kadirov’un muhaliflerinin çoğu, son yıllarda şüpheli durumlarda öldürüldü.

Çeçen lider, insan hakları savunucularının, ifade özgürlüğünü ortadan kaldırma ve muhaliflerine yönelik misillemeleri denetleme suçlamasıyla karşı karşıya.

ABD, Temmuz 2020’de Çeçenistan’da insan hakları ihlali ve işkence suçlarına karıştığı gerekçesiyle Kadirov’u yaptırım listesine aldı.



Trump’ın Gazze’yi “devralma” planı, Çin’in Tayvan politikasını nasıl etkiler?

Çin, geçen yıl mayıs ve ekimde, Tayvan'ın etrafında kapsamlı askeri tatbikatlar düzenlemişti (AFP)
Çin, geçen yıl mayıs ve ekimde, Tayvan'ın etrafında kapsamlı askeri tatbikatlar düzenlemişti (AFP)
TT

Trump’ın Gazze’yi “devralma” planı, Çin’in Tayvan politikasını nasıl etkiler?

Çin, geçen yıl mayıs ve ekimde, Tayvan'ın etrafında kapsamlı askeri tatbikatlar düzenlemişti (AFP)
Çin, geçen yıl mayıs ve ekimde, Tayvan'ın etrafında kapsamlı askeri tatbikatlar düzenlemişti (AFP)

Amerikan gazetesi Washington Post (WP), ABD Başkanı Donald Trump’ın Gazze, Grönland ve Kanada’yla ilgili tartışma yaratan açıklamalarının, Tayvan meselesine olası yansımalarını inceledi. 

Trump, Grönland'ı ABD toprağına katmak istediğini söylemiş, bunun için askeri yöntemlere başvurma tehdidinde bulunmuştu. Kanada’yı ABD’nin “51. Eyaleti” haline getirme planı da eleştirilmişti.

Bunlara ek olarak Cumhuriyetçi lider, ABD’nin Gazze Şeridi’ni “devralacağını” ve İsrail bombardımanlarıyla harabeye dönen bölgeyi “Ortadoğu’nun Rivierası’na” dönüştüreceğini söylemesiyle uluslararası kamuoyunun tepkisini çekmişti. 

WP’nin analizinde Trump’ın “emlakçı” yaklaşımının, Çin lideri Şi Cinping’in Tayvan’la “birleşme” planlarında daha agresif davranmasına yol açabileceği değerlendirmesi yapılıyor.

Washington merkezli düşünce kuruluşu Brookings Enstitüsü’nden Ryan Hass şu yorumları paylaşıyor: 

Trump'ın söylemi, Tayvan'da Çin'in ekmeğine yağ sürüyor. Trump'ın, toprak sınırlarının güç ve zor kullanma yoluyla belirlenmemesi gerektiği ilkesini hiçe sayan her açıklaması, Pekin'deki propagandacılar tarafından muhtemelen heyecanla karşılanıyor.

Analizde, Çin’in son üç yıldır Tayvan etrafındaki askeri tatbikatlarını artırdığına dikkat çekilirken, Şi’nin de Trump’la benzer söylemleri kullanarak adayı işgal etmeye çalışabileceği ileri sürülüyor. 

Cumhuriyetçi lider, Tayvan’ın ABD’deki yarı iletken çip sektörünü sekteye uğrattığını, üretimin Amerikan firmaları tarafından yürütülmesi gerektiğini ileri sürmüştü. Ayrıca Tayvan’ın kendi savunması için yeterli yatırımı yapmadığını iddia etmişti.

Diğer yandan Dışişleri Bakanı olarak atadığı Marco Rubio ve Ulusal Güvenlik Danışmanı görevine getirdiği Mike Waltz, Çin karşıtı tutumlarıyla tanınıyor. Rubio, Çinli mevkidaşı Wang Yi’yle ocakta telefon görüşmesi yapmış ve Pekin’in Tayvan’a yönelik “zorlayıcı eylemlerinden” endişe duyduklarını iletmişti.

Bunların yanı sıra Trump’ın ek ithalat vergileri de Çin-ABD hattında yeni bir ticaret savaşının sinyallerini veriyor. Öte yandan analizde, Trump ve Şi’nin uzun vadede ticari ilişkileri koparmak yerine geliştirmek isteyeceğine de işaret ediliyor. Böyle bir durumda Trump’ın Tayvan’ı “pazarlık kozu” olarak kullanabileceği yorumu yapılıyor. 

Çin - Tayvan gerginliği

II. Dünya Savaşı sonrasında Çin'de Milliyetçi Parti ve Komünist Parti arasındaki iç savaş Komünist Parti'nin zaferiyle sonuçlanmıştı. Mağlubiyetin ardından Milliyetçi Parti liderleri Tayvan'a sığınmıştı.

Soğuk Savaş nedeniyle Batı'yla ilişkilerini koparan Çin'i 1970'lerin başına kadar Birleşmiş Milletler'de (BM) Tayvan ya da resmi adıyla Çin Cumhuriyeti temsil ediyordu.

BM'nin 1971'de aldığı Çin Halk Cumhuriyeti'ni tanıma kararı gerginliği yeni bir boyuta taşımıştı. Kararın ardından Tayvan, BM'den çıkarılmıştı.

Pekin yönetimi, "tek Çin" ilkesini benimseyerek Tayvan'ın kendi topraklarının parçası olduğunu savunuyor. Buna göre Çin, boğaz ve çevresindeki askeri varlığının yanı sıra Tayvan'ın ülkelerle diplomatik ilişkiler kurmasına, BM'de ve diğer uluslararası kuruluşlarda temsil edilmesine karşı çıkıyor.

Tayvan ise o günden bu yana bağımsızlık arayışını farklı biçimlerde sürdürüyor.

Independent Türkçe, Washington Post, BBC