WSJ: Azerbaycan tüm bölgeyi geri alırsa, Paşinyan için korkunç sonuçları olurhttps://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/4558051-wsj-azerbaycan-t%C3%BCm-b%C3%B6lgeyi-geri-al%C4%B1rsa-pa%C5%9Finyan-i%C3%A7in-korkun%C3%A7-sonu%C3%A7lar%C4%B1-olur
WSJ: Azerbaycan tüm bölgeyi geri alırsa, Paşinyan için korkunç sonuçları olur
Azerbaycan'ın Karabağ'a yönelik operasyon başlatmasının ardından Erivan'da yüzlerce kişi sokağa çıkarak Paşinyan'ı istifaya çağırdı (Reuters)
Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ'daki ayrılıkçılara yönelik başlattığı operasyon tüm dünyada geniş yankı buldu.
Konuyu gündemine alan ABD merkezli Wall Street Journal (WSJ) gazetesi, operasyonun iki eski Sovyet ülkesini yeniden çatışmanın eşiğine getirdiğini belirtirken, ABD'nin bölgede daha fazla etki arayışında olduğuna dikkat çekti.
Gazete, "Bu hamle, Ukrayna'yı işgal harekatına girişen Moskova'nın dikkati dağılmışken, Rusya'nın arka bahçesindeki güç dengelerinin değiştiğine işaret ediyor" yorumunu yaptı.
Haberde, operasyonun zamanlamasının Moskova'nın bölgedeki kabiliyetinin sınırlarını gösterdiği vurgulanırken, ABD, İran ve Türkiye'nin ise bir etki yarışına girdiği ifade edildi.
Ermenistan'ın son dönemde Rusya'dan uzaklaşarak Batı'yla yakınlaşma sürecine girdiğini savunan gazete, Bakü yönetiminin de Türkiye tarafından giderek daha fazla desteklendiğinin altını çizdi.
Uluslararası Kriz Grubu isimli sivil toplum örgütünde kıdemli Rusya analisti olarak görev yapan Oleg Ignatov, "Bugünkü saldırı Rusya'nın Güney Kafkasya'daki durumu değiştirme kabiliyetinin sınırlarını gösteriyor. Artık Moskova'nın yapabilecekleri sınırlı ve günün sonunda buradaki bir çatışmayı engelleyemiyor" diye konuştu.
"Paşinyan için korkunç sonuçları olur"
Azerbaycan'ın Karabağ'a yönelik başlattığı operasyonun ardından Ermenistan'ın başkenti Erivan'da yüzlerce kişinin sokağa çıktığını hatırlatan gazete, Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan'ın baskı altında olduğunu belirtti.
Haberde, "Azerbaycan tüm bölgeyi geri alırsa, Paşinyan için korkunç sonuçları olur" ifadesi kullanıldı.
Erivan merkezli düşünce kuruluşu Güvenlik Politikaları Araştırma Merkezi'nin başkanı Areg Kochinyan, Rusya'nın muhtemelen Paşinyan'ın istifası durumunda Kremlin'e daha yakın siyasi partilerle çalışmak üzere pozisyon aldığını savundu.
WSJ'nin haberinde Rusya'nın Ermenistan'la ilişkisinde kazanç sağlayabileceği çok az alan kaldığını ve Putin'in bunun için Erdoğan'la yakın ilişkisini tehlikeye atmak istemeyeceği öne sürüldü.
RT: Ateşkesi Moskova sağladı
Rusya merkezli RT'nin konuyla ilgili haberindeyse, operasyonun başlamasından bir gün sonra ilan edilen ateşkesin Moskova'nın çabalarıyla tesis edildiği öne sürüldü.
RT'nin haberinde Rusya'nın Ermenistan'ın geleneksel bir müttefiki olduğuna ve önceki çatışmalarda da arabulucu rolü üstlendiğine dikkat çekildi.
Haberde, Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan'ın Moskova'yı birçok kez Erivan'ın çıkarlarına ihanet etmekle suçladığı hatırlatıldı.
Karabağ'da ateşkesin Rusya tarafından sağlandığı iddiası bölgedeki ayrılıkçı yönetime dayandırıldı.
Hindistan ve Pakistan neden diğer ülkeler gibi savaşmıyor?https://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/5141148-hindistan-ve-pakistan-neden-di%C4%9Fer-%C3%BClkeler-gibi-sava%C5%9Fm%C4%B1yor
Hindistan ve Pakistan neden diğer ülkeler gibi savaşmıyor?
Hindistan ile Pakistan arasındaki Wagah Sınır Kapısı yakınlarında duran Hindistan Sınır Güvenlik Güçleri (AFP)
AP, Hindistan ve Pakistan arasındaki gerilime dikkat çekerek, iki ülkenin 1947'de İngiltere'den bağımsızlıklarını kazanmalarından bu yana üç büyük çaplı savaşa sahne olduğunu belirtti. İki komşu ayrıca, dünyanın en soğuk ve en yüksek rakımlı savaş alanı olarak tanımlanan bir buzulun tepesindeki çatışma da dahil olmak üzere onlarca çatışmaya tanık oldular.
Son gerginlik, Hindistan'ın Pakistan'ı suçladığı, İslamabad'ın ise herhangi bir dahli olduğunu reddettiği, turistlere yönelik ölümcül bir silahlı saldırının ardından yaşandı.
Hindistan ve Pakistan diğer ülkeler gibi savaşmıyor. Buradaki başat faktör, büyük saldırıları caydırmanın ayırt edici bir aracı ve durum kötüleşse bile çatışmanın kontrolden çıkmayacağının garantisi olan nükleer cephanelikleri.
Keşmir'in Pakistan tarafından yönetilen kısmının başkenti Muzafferabad'da Hindistan saldırıları sonucu yıkılan bir caminin yakınında nöbet tutan askerler (AFP)
Hindistan ve Pakistan neden bu şekilde savaşıyor? Çünkü nükleer cephanelikleri birbirlerini yok edebilecek kapasitede.
Şarku’l Avsat’ın AP’den aktardığına göre konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Pakistanlı güvenlik analisti Seyyid Muhammed Ali şu ifadeleri kullandı: “Pakistan ve Hindistan diğer tarafı defalarca yok etmeye yetecek kadar nükleer silaha sahip. Nükleer silahları, Karşılıklı Garantili İmha (MAD) senaryosu yaratıyor. Her iki ülke de stoklarının boyutunu ve kapsamını diğerine MAD garantisini hatırlatacak şekilde bilinçli olarak geliştirdi.”
Her iki ülke de nükleer kapasitelerini açıklamıyor, ancak her birinin 170 ila 180 arasında kısa, uzun ve orta menzilli savaş başlığına sahip olduğuna inanılıyor. Her iki ülke de bu silahları hedeflerine ulaştırmak için farklı sistemlere sahip.
Ali, cephaneliklerin daha fazla çatışmayı önlemek ve caydırmak için savunma amaçlı bir hamle olduğunu, çünkü ‘iki tarafın da böyle bir savaşı başlatmayı göze alamayacağını ya da bundan bir şey elde etmeyi umamayacağını’ söylüyor.
İlk bakışta öyle gelmeyebilir ama nükleer silahlar karşı tarafa aşırı tepki veremeyeceğini hatırlatır. Ancak cephaneliklerini çevreleyen gizlilik, Pakistan ya da Hindistan'ın nükleer bir ilk saldırıda hayatta kalıp kalamayacağının ve ‘ikinci saldırı kabiliyeti’ olarak adlandırılan misilleme yapıp yapamayacağının belirsiz olduğu anlamına geliyor.
Pakistan'ın Lahor kenti yakınlarında Hindistan saldırısında hasar gören hükümet sağlık ve eğitim kompleksinin yönetim binası önünde duran arama kurtarma görevlileri (Reuters)
Bu kabiliyet, nükleer gerilime yol açabilecek saldırganlığı önleyerek bir düşmanın ilk saldırı yoluyla nükleer bir savaşı kazanmaya çalışmasını engeller. Bu kabiliyet olmadan, teoride, bir tarafın diğerine savaş başlığı fırlatmasını engelleyecek hiçbir şey yoktur.
Keşmir anlaşmazlığın merkezinde
Hindistan ve Pakistan, her birinin bağımsızlığını kazandığı 1947'den bu yana Keşmir üzerinde hak iddia ediyor ve sınır çatışmaları on yıllardır bölgeyi istikrarsızlaştırıyor.
Keşmir, Hindistan yönetimine karşı direnen silahlı isyancıların bulunduğu, iki ülke arasında bölünmüş tartışmalı bir Himalaya bölgesidir.
Her iki ülke de Keşmir'in bir bölümünü kontrol ediyor. Bölge yoğun bir şekilde askerileştirilmiş bir sınırla bölünmüş durumda.
Ezeli rakipler üç savaşlarından ikisini de Keşmir için yapmışlardır.
Birçok Keşmirli Müslüman, isyancıların bölgeyi Pakistan yönetimi altında ya da bağımsız bir devlet olarak birleştirme hedefini destekliyor.
Hindistan kontrolündeki Keşmir'de yaşanan sınır çatışmaları ve militan saldırıları Yeni Delhi'nin İslamabad'a karşı giderek daha sert bir tutum takınmasına ve onu ‘terörizmle’ suçlamasına neden oldu.
Son çatışmada Hindistan, geçen ay gerçekleşen silahlı katliamla bağlantılı olarak Pakistan destekli militanlar tarafından kullanılan yerleri vurarak Pakistan'ı cezalandırdı.
Geleneksel askeri dengesizlik
Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü'nün (IISS) Askeri Denge Raporu'na göre Hindistan 2025 yılında 74,4 milyar dolar harcamayla dünyanın en büyük savunma harcaması yapan ülkesi ve dünyanın en büyük silah ithalatçılarından biri.
Pakistan ise geçen yıl 10 milyar dolar harcadı. Pakistan, komşusuna kıyasla iki kat daha fazla aktif silahlı kuvvete sahip olan zengin Hindistan'la asla boy ölçüşemez.
Hindistan'ın silahlı kuvvetleri geleneksel olarak Pakistan'a odaklanmış olsa da, mücadele etmesi gereken bir başka nükleer komşusu da Çin. Hindistan, Hint Okyanusu'ndaki deniz güvenliği konusunda giderek daha fazla endişe duyuyor.
Bunlar Pakistan'ın güvenlik modelinde dikkate almak zorunda olmadığı iki faktör.
Pakistan'ın uzun ve dar yapısı, ordunun dış politikadaki büyük rolü ile birleşince silahlı kuvvetlerin hareketli olmasını ve savunmaya öncelik vermesini kolaylaştırıyor.
Tırmanma ve gerilimi azaltma modeli
Ne Pakistan ne de Hindistan diğerine karşı askeri hamlelerini duyurmak için acele etmiyor. Mevcut düşmanlıkların alevlenmesinden de anlaşılacağı üzere, saldırıların ve misillemelerin teyit edilmesi biraz zaman alabilir.
Ancak her ikisi de diğerinin kontrolündeki topraklarda ve hava sahasında operasyonlar yürütüyor.
Bu operasyonlar bazen kontrol noktalarına, tesislere ya da militanlar tarafından kullanıldığı iddia edilen yerlere zarar vermeyi amaçlıyor. Aynı zamanda liderleri kamuoyunun baskısına boyun eğmeye ve yanlış hesaplama potansiyeline sahip bir şekilde karşılık vermeye zorlamak, onları utandırmak veya kışkırtmak da amaçlanıyor.
Bu faaliyetlerin çoğu Keşmir'i Hindistan ve Pakistan arasında bölen Kontrol Hattı boyunca gerçekleşiyor.
Hindistan ile Pakistan arasındaki Wagah Sınır Kapısı yakınlarında duran Hindistan Sınır Güvenlik Güçleri (AFP)
Bu hattın medya ve kamuoyundan büyük ölçüde izole edilmiş olması, saldırı veya misilleme iddialarının bağımsız olarak doğrulanmasını zorlaştırıyor.
Bu tür olaylar, iki ülkenin nükleer kapasiteleri göz önüne alındığında uluslararası endişeleri arttırmakta, dikkatleri Hindistan ve Pakistan'a ve nihayetinde Keşmir üzerindeki rekabet eden iddialarına geri çekmektedir.
Her iki ülkenin de kaynaklar için rekabet etmesini gerektirecek bir durum söz konusu değil
Pakistan'ın muazzam bir maden zenginliği var, ancak Hindistan'ın bundan faydalanmak gibi bir arzusu yok. Hinduların çoğunlukta olduğu Hindistan ile Müslümanların çoğunlukta olduğu Pakistan arasında temel ideolojik farklılıklar olsa da birbirlerine hükmetmek ya da birbirlerini etkilemek gibi bir amaçları yok.
Keşmir dışında birbirlerinin topraklarında hak iddia etmek ya da hegemonya kurmak gibi bir niyetleri de yok.