Dağlık Karabağ’ın geleceği konusundaki ‘zorlu müzakerelerde’ bir sonuca varıldı mı?

Rus askerleri dün Karabağ’daki sivilleri tahliye ediyor (Reuters)
Rus askerleri dün Karabağ’daki sivilleri tahliye ediyor (Reuters)
TT

Dağlık Karabağ’ın geleceği konusundaki ‘zorlu müzakerelerde’ bir sonuca varıldı mı?

Rus askerleri dün Karabağ’daki sivilleri tahliye ediyor (Reuters)
Rus askerleri dün Karabağ’daki sivilleri tahliye ediyor (Reuters)

Dağlık Karabağ ve Azerbaycan hükümetinden temsilciler, bölgenin geleceğini tartışmak üzere dün bir araya geldi.

Müzakerelerin ilk turu, bölgenin geleceğine ilişkin nihai düzenlemelerde ana hatların belirlenmesine bir yol açtı.

Ermeni kaynaklarına göre, bölgesel liderler ile Azerbaycan hükümeti arasındaki ‘zorlu görüşmeler’, bölgedeki Ermeni nüfusun Azerbaycan’a ‘yeniden entegrasyonu’ konusuna odaklandı.

Azerbaycan’ın Yevlah şehrindeki diyalog turunda herhangi bir ilerleme sağlanamadı. Buna rağmen Bakü, yerleşim anlaşması taslağını Ermeni tarafına teslim ettiğini duyurdu.

Bakü, bölge sakinlerinin sosyal ve ekonomik entegrasyonuna yönelik bir plan açıklayarak diyaloğun önünü açtı.

Azerbaycan Cumhurbaşkanı’nın Özel Görevler Temsilcisi Elçin Emirbeyov, “Karabağ Ermenileri ile Azerbaycan arasındaki tüm sorunların bir toplantıda çözülmesini beklemek zor” dedi.

Erivan ile Bakü arasında çözülmemiş konular, özellikle de sınırların çizilmesi, ticaret koridorlarının açılması ve nihai bir barış anlaşmasına varılmasına yönelik mekanizmalar bu turda gündeme getirilmedi.

Bu nokta, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Azerbaycanlı mevkidaşı İlham Aliyev ile yaptığı telefon görüşmesinde de konuşulan konulardan biriydi.

Kremlin, telefon görüşmesi sonrasında ‘nihai çözüme yönelik mekanizmalara ulaşmanın mümkün olacağını’ belirtti.

Putin ayrıca, Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ile de görüşerek, Dağlık Karabağ’daki yeni şiddet dalgasının azalmasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Paşinyan kısa bir süre önce yaptığı açıklamada, Rusya’nın ‘Azerbaycan’ın saldırganlığını durduramamasından’ duyduğu memnuniyetsizliği dile getirerek, Rus barış güçlerinin görevinde başarısız olduğunu öne sürdü.



Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
TT

Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)

Lübnan'da Hizbullah'ın çağrı cihazlarının ardından telsiz, radyo ve güneş enerjisi panellerinin patlatılmasıyla bölge topyekun savaşa doğru sürükleniyor. 

17 Eylül'de Hizbullah'ın kullandığı çağrı cihazlarında eş zamanlı patlamalar yaşanmış, ikisi çocuk 12 kişi hayatını kaybetmiş, 2 bin 800 kişi de yaralanmıştı. 

Dün de ülkedeki telsiz, radyo ve güneş enerji sistemlerinde patlama gerçekleşti. En az 20 kişinin öldüğü, 450'den fazla kişinin de yaralandığı bildiriliyor. Lübnanlı yetkililer, olaydan İsrail'i sorumlu tutarken Tel Aviv'den henüz açıklama gelmedi.

Diğer yandan saldırıyla ilgili bilgiye sahip olan fakat adlarının gizli tutulmasını isteyen kaynaklar, Amerikan gazetesi New York Times'a (NYT) operasyonun ardında İsrail'in olduğunu doğruluyor. 

Mossad'ın BAC Consulting adlı bir paravan şirket kurduğu ve çağrı cihazlarını bubi tuzağına dönüştürerek Lübnan'a soktuğu iddia ediliyor. Macaristan merkezli bu paravan şirket, kağıt üstünde Tayvanlı Gold Apollo firması adına çağrı cihazı üretiyor. Kimliklerinin açıklanmasını istemeyen İsrailli istihbaratçılar, buna ek olarak operasyonda en az iki paravan şirket daha oluşturulduğunu belirtiyor. 

Kaynaklar, AR-924 model numaralı cihazların bataryalarına patlayıcı bir madde olan pentaeritritol tetranitrat (PENT) yerleştirildiğini ve bunların 2022 yazında Lübnan'a gönderildiğini ifade ediyor.

Hizbullah, İsrail istihbaratı tarafından takip edilmemek için cep telefonlarını bırakıp çağrı cihazı kullanmaya başlamıştı. Kaynaklar, bu kararın ardından milyonlarca dolarlık yatırımla üretimin artırıldığını ve Lübnan'a bubi tuzağı haline getirilmiş binlerce cihaz sokulduğunu söylüyor.

Öte yandan ikinci dalga saldırıda telsiz ve güneş enerji panellerinin nasıl patlatıldığı henüz bilinmiyor.

NYT'nin patlayan telsizlerin görüntülerinden yola çıkarak yaptığı analizde, bunların çağrı cihazlarından daha ağır ve büyük olduğuna, bu yüzden daha fazla hasar yarattığına işaret ediliyor. 

Ayrıca telsizlerin patlamasıyla daha büyük yangınlar çıktığına, bunun da çağrı cihazlarına kıyasla telsizlere daha fazla patlayıcı yerleştirilmiş olabileceğini gösterdiğine dikkat çekiliyor.

Lübnan'ın açıkladığı rakamlara göre telsizlerin patlatılmasıyla en az 71 ev ve dükkanla 18 sivil araç ve motosiklet yandı. 

Telsizlerden bazılarında Japon firması Icom'un amblemi görülüyor. Ancak şirket, IC-V82 model numaralı telsizlerin ve bunlarda kullanılan bataryaların üretiminin neredeyse 10 yıl önce durdurulduğunu belirtiyor. Patlayıcıların bu cihazlara nasıl yerleştirildiğiyse henüz netleştirilemedi. Icom, bu telsizlerin sahte olabileceğini öne sürüyor.

Lübnan medyasındaki haberlerde, saldırıda en az iki güneş enerjisi panelinin de alev aldığı bildiriliyor. Saldırılarda çıkan küçük çaplı yangınların söndürüldüğü bildirilirken, patlamada bir kız çocuğunun yaralandığı aktarılıyor. Ancak bu panellerin infilak ettirilen diğer cihazların etkisiyle mi alev aldığı yoksa uzaktan kumandayla mı patlatıldığı belli değil. 

Amerikan düşünce kuruluşu Soufan Center'dan Clara Broekaert, CNN'e açıklamasında saldırı dalgasının Lübnan halkının psikolojisini olumsuz etkilediğini ve Hizbullah üzerinde misilleme baskısı oluşturduğuna dikkat çekerek şunları söylüyor:

Saldırılarda günlük hayatın böylesine korkunç, beklenmedik ve geniş ölçekte kesintiye uğratılması, misilleme yapılmasına yönelik ekstra bir baskı yaratacaktır diye düşünüyorum. İnsanlar yaşananların hesabının sorulduğunu görmek istiyor.

Üst üste gelen saldırıların ardından dün Hizbullah, İsrail sınırındaki el-Merc bölgesine füze fırlattı. İkisi ağır 8 İsraillinin yaralandığı bildirilirken, bu kişilerin sivil veya asker olduğuna ilişkin bilgi paylaşılmadı.

Independent Türkçe, Times of Israel, New York Time, Japan Times, CNN, France 24