SYRIZA Genel Başkanlığı için yarışan Kaselakis'in "KKTC gafı" topa tutulduhttps://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/4561591-syriza-genel-ba%C5%9Fkanl%C4%B1%C4%9F%C4%B1-i%C3%A7in-yar%C4%B1%C5%9Fan-kaselakisin-kktc-gaf%C4%B1-topa-tutuldu
SYRIZA Genel Başkanlığı için yarışan Kaselakis'in "KKTC gafı" topa tutuldu
Kaselakis, ABD'de öğrenciyken Joe Biden'ın 2008'deki Demokrat Parti aday adaylığı için yürüttüğü kampanyaya katılmıştı (AA)
Yunanistan'da ana muhalefet partisi Radikal Sol Koalisyon'un (SYRIZA) liderliği için yarışan Stefanos Kaselakis, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni (KKTC) "devletçik" diye tanımlayınca eleştiri topladı.
Kaselakis, başkent Atina'nın 4 kilometre batısında yer alan Egaleo şehrinde dün yaptığı basın toplantısında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'ndaki (BMGK) konuşmasına değindi.
Erdoğan, salı günü BMGK'deki açıklamasında "Uluslararası toplumu, KKTC'nin bağımsızlığını tanımaya, bu ülkeyle diplomatik, siyasi ve ekonomik bağlar kurmaya davet ediyoruz" demişti. KKTC, Türkiye dışında hiçbir ülke tarafından tanınmıyor.
Kaselakis ise Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis'in bu talebe karşı sessiz kalmasını eleştirerek, "Miçotakis'in Erdoğan'ın Kıbrıs'taki devletçiğini, yani adanın kuzey kısmını tanıma davetine tepki göstermemesi kabul edilemez" dedi.
Fakat 35 yaşındaki Kaselakis, toplantıdaki bir gazetecinin "devletçik" kelimesine dikkat çekmesi üzerine açıklamasını hemen düzelterek "sözümona devlet" ifadesini kullandı.
Parti liderliği yarışında Kaselakis'e karşı mücadele eden Efi Ahçioğlu ise bunun kabul edilemez bir hata olduğunu belirterek, "Çok ciddi bir yanlış yaptı. Dış politikamızın en kritik konularından biri hakkındaki cehaletini ortaya koydu. Bu bizi endişelendirmelidir" dedi.
Kaselakis, bugün Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, yoğun kampanya döneminde "yorgun ve uykusuz" kaldığını söyleyerek bu nedenle yanlış bir ifade kullandığını savundu.
SYRIZA, hazirandaki seçimlerde Miçotakis'in partisi Yeni Demokrasi karşısında ağır yenilgiye uğrayınca, Aleksis Çipras parti liderliğinden istifa etmişti.
Partinin genel başkanlığı için 17 Eylül'de yapılan seçimlerde Kaselakis yüzde 45,4, Ahçioğlu ise yüzde 36,2 oy almıştı. Diğer adaylardan Öklid Çakalatos yüzde 8,8 ve Nikos Papas yüzde 8,7 oy alırken, Stefanos Cumakas ise yüzde 2'nin altında kalmıştı.
Hiçbir adayın parti lideri olmak için yeterli çoğunluğa ulaşamadığı seçimlerde Kaselakis ve Ahçioğlu, pazar günü yapılacak ikinci turda tekrar yarışacak.
38 yaşındaki Ahçioğlu, Kasım 2016-Temmuz 2019 döneminde Çipras hükümetinde Çalışma Bakanı olarak görev yapmıştı.
Matematikteki üstün başarısı dolayısıyla burs kazanarak 14 yaşında ABD'ye giden Kaselakis ise finans eğitimi aldıktan sonra bankacılık devi Goldman Sachs'ta çalışmış, ardından kendi deniz taşımacılığı firmasını kurmuştu.
İsrail, Filistin Yönetimi liderlerinin hareketlerine yönelik kısıtlamaları sıkılaştırıyorhttps://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/5134335-i%CC%87srail-filistin-y%C3%B6netimi-liderlerinin-hareketlerine-y%C3%B6nelik-k%C4%B1s%C4%B1tlamalar%C4%B1
İsrail, Filistin Yönetimi liderlerinin hareketlerine yönelik kısıtlamaları sıkılaştırıyor
Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa salı günkü kabine toplantısında (WAFA)
İsrail, sahada gerilimin arttığı ya da Filistin Yönetimi'nin çeşitli siyasi kazanımlar elde etmeye çalıştığı dönemlerde yıllardır sürdürdüğü bir politikanın parçası olarak Filistinli yetkililerin iç ve dış hareketlerini kısıtlamaya geri döndü.
Gazze savaşının başlamasından bu yana İsrail bu yaklaşımını yoğunlaştırdı. İsrail makamları dün Filistin Başbakanı Muhammed Mustafa'nın Batı Şeria'daki Ramallah ve Nablus vilayetlerinde bir dizi kasaba ve köyü ziyaret etmesini engelledi.
Duvar ve Yerleşim Direniş Komisyonu’nun Facebook sayfası üzerinden yapılan paylaşımda, “İsrail işgal yetkilileri, önceden uyarıda bulunmaksızın, Başbakan Muhammed Mustafa'nın Nablus vilayetindeki Duma ve Kusra kasabalarını, Ramallah vilayetindeki Berka ve Deyr Dibvan kasabalarını ziyaret etmesini engelledi” denildi.
Paylaşımın devamında, “Bu keyfi adım, işgal makamları tarafından Filistin hükümetine karşı alınan bir dizi ırkçı tedbirin devamı niteliğinde olup, hükümet ile Filistin vatandaşları arasındaki güveni sarsmaya yönelik umutsuz bir girişimdir” ifadesi yer aldı.
Abbas'ın seyahatinin engellenmesi
Geçtiğimiz günlerde İsrail, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın Suriye'ye yapacağı ziyarete hazırlık amacıyla Ürdün'e gitmesini de engellemeye çalıştı. Ancak yoğun çabaların ve çeşitli tarafların temaslarının ardından Abbas, İsrail'in oyalamasının ardından Ürdün'e karayoluyla gitmek zorunda kaldı.
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas (Reuters)
Filistin Yönetimi bu konuda resmi bir açıklama yapmadı. Bazı yetkililer son dakikaya kadar ve birden fazla kez Abbas'ın hava yoluyla seyahat edeceğini teyit etmeye çalıştı, ancak sonunda yıllardır nadiren gerçekleşen bir şey olarak Abbas karayoluyla gitti.
İsrail'in bu kısıtlamasının, Filistin Devlet Başkanı'nın Suriye'yi ziyaret etme ve İsrail'in halen ‘terörist’ olarak tanımladığı ve ülkesinin topraklarına saldırdığı Suriyeli mevkidaşı Ahmed eş-Şera ile görüşme niyetinden mi yoksa Filistin'in ‘iki devletli çözüm’ çerçevesinde bir Filistin devletinin uluslararası alanda tanınması için başta Fransa olmak üzere Avrupa ülkeleriyle ve Suudi Arabistan'la koordinasyon içinde hareket etmesinden mi kaynaklandığı bilinmiyor.
Elbette bu tutum İsrail hükümetini ve Başbakanı Binyamin Netanyahu'yu kızdırdı ve Fransa'nın çabalarına ve Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un açıklamalarına saldıran açıklamalar yapmasına neden oldu.
Sessiz kalmak
Filistin hükümeti Mustafa'nın Batı Şeria'daki bazı kasabaları ziyaret etmesinin engellenmesi konusunda sessiz kalırken, Filistin Devlet Başkanlığı da Suriye ziyareti öncesinde Başkan Abbas'a karşı İsrail tarafından yapılan girişimler konusunda sessiz kaldı.
İsrail askerleri askeri operasyonlar sırasında Batı Şeria sokaklarında (İsrail ordusu)
İsrail'de hiçbir resmi kurum İsrail'in attığı bu adımlar hakkında yorum yapmazken, bazı medya kuruluşları Netanyahu hükümetinden resmi bir yorum almaksızın Filistin Devlet Başkanı'nın Suriye ziyaretini engelleme girişimlerini haber yaptı.
Gözlemciler, Filistinli yetkililerin hareketlerine getirilen bu kısıtlamanın, İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana Batı Şeria şehirlerine uyguladığı siyasi ve fiziki kuşatma çerçevesinde gerçekleştiğini düşünüyor.
Geçtiğimiz birkaç ay içinde Batı Şeria bir dizi yoğun askeri operasyona maruz kaldı. İsrail ordusu gece gündüz baskınlar düzenliyor, daha fazla kontrol noktası kuruyor, bölge sakinlerine yaptırımlar uyguluyor ve bir bölgeden diğerine veya bir vilayetten diğerine hareketlerini kısıtlıyor. İsrail polisi çeşitli yollarda konuşlanmış durumda ve Filistinlilere hiç de azımsanmayacak miktarlarda trafik cezaları uyguluyor.
Batı Şeria'nın coğrafi yapısının değiştirilmesi
İsrail askeri operasyonları üç aydır ağırlıklı olarak Cenin Mülteci Kampı’nda, aynı süre zarfında Tulkerim Mülteci Kampı’nda ve yaklaşık 70 gündür Tulkerim vilayetindeki Nur Şems Mülteci Kampı’nda yoğunlaştı. Bu operasyonlar, ‘silahlı terörizmin yuvası’ olarak tanımlanan bu kampların coğrafi yapısını değiştirmeye yönelik olarak evleri buldozerle yıkmayı ve yeni yollar inşa etmeyi içeriyor.
Söz konusu operasyonlar, yaklaşık 18 aydır acımasız bir savaşa maruz kalan Gazze Şeridi'nde yaşananların bir tekrarı olarak on binlerce Filistinlinin bu kamplardan göç etmesine neden oldu. Diğer vilayetlerdeki köyler, kasabalar ve kamplar da her gün daha fazla yerleşim karakolu kuran, yerleşim yolları inşa eden, Filistinli çiftçilere ait ekipmanlara el koyan ve onlara saldırarak aralarında çok sayıda kişinin yaralanmasına neden olan yerleşimcilerin saldırılarına maruz kalıyor.
Batı Şeria'nın El Halil kentinde Yahudi yerleşimine bakan bir tepede yürüyen Filistinli adam, 3 Nisan 2025. (AFP)
İsrailli yerleşimciler dün sabah Nablus'un doğusundaki Beyt Decen köyünde bir elektrik hattını uzatmak için çalışırken Filistinlilerin ekipmanlarına ve üç kamyona el koydu. Başka bir grup yerleşimci de Ürdün Vadisi'nin kuzeyinde mahsulleri sulamak için kullanılan su pompalarını çaldı.
Filistinlilere göre yerleşimciler tarafından gerçekleştirilen bu saldırıların çoğu İsrail ordusunun koruması altında gerçekleştiriliyor. Bu durum, Tel Aviv'de yerleşimi ve yerleşimcileri teşvik eden Bezalel Smotrich ve Itamar Ben-Gvir gibi aşırılık yanlısı bakanların yer aldığı aşırı sağcı hükümet altında bu tür saldırıları meşrulaştırarak İsrail'de açık ve net bir yaklaşım değişikliğine işaret ediyor.