İnsanlığa yönelik tehdit, uydu görüntüleriyle ortaya kondu: ABD, Çin ve Rusya nükleer çalışmaları hızlandırdı

"Biri bombayı patlattığı anda ok yaydan çıkar"

Dünyanın ilk nükleer bombasını üreten ABD, II. Dünya Savaşı'nda bazı testleri Marshall Adaları açıklarında yapmıştı (Reuters)
Dünyanın ilk nükleer bombasını üreten ABD, II. Dünya Savaşı'nda bazı testleri Marshall Adaları açıklarında yapmıştı (Reuters)
TT

İnsanlığa yönelik tehdit, uydu görüntüleriyle ortaya kondu: ABD, Çin ve Rusya nükleer çalışmaları hızlandırdı

Dünyanın ilk nükleer bombasını üreten ABD, II. Dünya Savaşı'nda bazı testleri Marshall Adaları açıklarında yapmıştı (Reuters)
Dünyanın ilk nükleer bombasını üreten ABD, II. Dünya Savaşı'nda bazı testleri Marshall Adaları açıklarında yapmıştı (Reuters)

Uydu görüntüleri Çin, ABD ve Rusya'nın nükleer faaliyetlerindeki artışı ortaya koydu.

ABD'nin önde gelen medya kuruluşlarından CNN, Middlebury Uluslararası Çalışmalar Enstitüsü'nden alıp incelediği görüntülerde, üç ülkenin de nükleer tesislerini genişlettiğini yazdı.

Haberde, Arktik Okyanusu'nda Rusya'ya ait Novaya Zemliya takımadalarındaki nükleer test sahasında 2021-2023'te inşaat çalışmalarının arttığı belirtildi.

Tesisin yıl boyu aktif şekilde çalıştığı, limana yanaşan gemilerin sürekli yeni konteynırlar getirdiği ve bölgede yeni tüneller kazıldığı ifade edildi.

ABD Hava Kuvvetleri'nden emekli Albay Cedric Leighton, "Kesinlikle Rusların nükleer silah denemesi için hazırlık yaptıklarını düşünüyorum. Ancak tüm hazırlıkları yapıp testleri gerçekleştirmeyebilirler. Bunu aslında Batı'yı 'korkutmak' amacıyla yapıyorlar" dedi.

CNN, Kremlin'in tesisteki çalışmalarla ilgili yorum talebine yanıt vermediğini aktardı.

Haberde, Çin'in Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde yer alan eski tuz gölü Lop Nur'daki nükleer test sahasında da çalışmaların 2021-2023'te arttığına dikkat çekildi.

Bölgede yeni tünellerin kazıldığı, yolların açıldığı ve depolama alanlarının oluşturulduğu belirtildi.

Middlebury'den Jeffrey Lewis, Nor Lup'daki faaliyetlere dair "Burası Rusların test sahasından çok daha büyük, birçok farklı bölüm var. Yoğun çalışmaların yürütüldüğü fark ediliyor. Biz bunları görebiliyorsak, ABD hükümeti de görüyordur" yorumunu yaptı.

Uydu görüntüleri, Rusya'nın nükleer test sahasındaki inşaat çalışmalarını gösteriyor (CNN / Middlebury Uluslararası Çalışmalar Enstitüsü)
Uydu görüntüleri, Rusya'nın nükleer test sahasındaki inşaat çalışmalarını gösteriyor (CNN / Middlebury Uluslararası Çalışmalar Enstitüsü)

Öte yandan Çin Dışişleri Bakanlığı, bölgedeki çalışmaların artırıldığına dair iddiaları "sorumsuzca" diye niteleyerek yalanladı. Bakanlıktan yapılan açıklamada, nükleer testlerin 1996'da durdurulduğuna işaret edilerek, bu karara uygun şekilde davranıldığı savunuldu.

CNN, ABD'deki Nevada Çölü'nde yer alan Nevada Ulusal Güvenlik Bölgesi'ndeki nükleer test sahasında da çalışmaların arttığını belirtti. 

Haberde, arazidaki U1a adlı yeraltı tesisinin 2018-2023'te genişletildiğine dikkat çekildi. 

ABD'li yetkililer, genişletilen üste nükleer silah denemesi yapılmadığını savunuyor (CNN / Middlebury Uluslararası Çalışmalar Enstitüsü)
ABD'li yetkililer, genişletilen üste nükleer silah denemesi yapılmadığını savunuyor (CNN / Middlebury Uluslararası Çalışmalar Enstitüsü)

Test sahasını yöneten ABD Enerji Bakanlığı'na bağlı Ulusal Güvenlik İdaresi (NNSA), arazide yeni altyapı çalışmaları yapıldığını doğruladı. NNSA'dan kimliğini paylaşmayan bir yetkili, bu faaliyetlerde ABD'nin elindeki nükleer silah stokunun güvenliğinin sağlanmasının amaçlandığını savundu. Yetkili, bölgede herhangi bir nükleer silah denemesi yapılmadığını öne sürdü.

Amerikan Bilim İnsanları Federasyonu'ndan Hans Kristensen, söz konusu ülkeden birinin nükleer silah testlerine başlamasının büyük tehlike yaratacağına dikkat çekerek, "Büyük nükleer güçlerden biri nükleer silah patlattığı anda ok yaydan çıkar" dedi.

Çin'in Nor Lup tesisi, kurumuş bir tuz gölünün üzerinde yer alıyor (CNN / Middlebury Uluslararası Çalışmalar Enstitüsü)
Çin'in Nor Lup tesisi, kurumuş bir tuz gölünün üzerinde yer alıyor (CNN / Middlebury Uluslararası Çalışmalar Enstitüsü)

BM'nin nükleer deneme yasağı

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu (BMGK), 10 Eylül 1996'da Kapsamlı Nükleer Deneme Yasağı Antlaşması (CTBT) gereğince hem sivil hem de askeri amaçlarla nükleer silah testlerinin durdurulmasına karar vermişti. Rusya'nın aksine ABD ve Çin, anlaşmayı imzalamış fakat onaylamamıştı. 

CTBT'nin yürürlüğe girebilmesi için bütün ülkelerin antlaşmayı hem imzalaması hem de meclislerinde onaylaması gerekiyor. Anlaşma ancak ABD, Çin, İsrail, İran, Kuzey Kore, Mısır, Hindistan ve Pakistan tarafından imzalanıp onaylandıktan sonra yürürlüğe girecek.

BM verilerine göre ABD, ilki 1945'te sonuncusuysa 1992'de olmak üzere toplamda 1032 nükleer silah testi gerçekleştirdi. Sovyetler Birliği,  1949-1990'da 715, Çin ise 1964-1996'da 45 kez nükleer test yaptı.

Independent Türkçe



Gazze savaşı nedeniyle gerginliğin arttığı bir ortamda Merz ilk ziyaretini gerçekleştirmek üzere İsrail'e geldi

Almanya Başbakanı Friedrich Merz'in Tel Aviv Havalimanı'na varış anı (DPA)
Almanya Başbakanı Friedrich Merz'in Tel Aviv Havalimanı'na varış anı (DPA)
TT

Gazze savaşı nedeniyle gerginliğin arttığı bir ortamda Merz ilk ziyaretini gerçekleştirmek üzere İsrail'e geldi

Almanya Başbakanı Friedrich Merz'in Tel Aviv Havalimanı'na varış anı (DPA)
Almanya Başbakanı Friedrich Merz'in Tel Aviv Havalimanı'na varış anı (DPA)

İsrail gazetesi Yediot Aharonot’un internet sitesi Ynet, dün yayımladığı haberinde Almanya Şansölyesi Friedrich Merz’in görevine başladıktan sonraki ilk resmi ziyaretini İsrail’e gerçekleştireceğini bildirdi.

Habere göre Merz, bugün (pazar) İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile bir araya gelecek.

Öte yandan İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar, X platformundaki paylaşımında Almanya’yı İsrail için ‘önemli bir ortak’ olarak niteledi. Saar, iki ülke ilişkilerinin sürekli geliştiğini belirterek Merz’in ziyaretinin bu ilişkilerin güçlenmesine katkı sağlayacağını ifade etti.

Saar ayrıca, Almanya’nın geçen hafta ilk kez kendi topraklarında İsrail’e ait Arrow balistik füze savunma sistemi bataryası konuşlandırdığını hatırlattı.

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığına göre Almanya Şansölyesi Friedrich Merz’in İsrail’e yaptığı ilk ziyarette, Berlin’in Gazze Şeridi’ndeki İsrail saldırılarına ve işgal altındaki Batı Şeria’daki şiddete yönelik son dönemdeki itirazlarına rağmen iki ülke arasındaki ‘özel’ ilişkiyi güçlendirmeyi hedeflediği bildirildi.

Merz, Ürdün’ün Akabe kentinde Kral 2. Abdullah ile yaptığı iki saatlik kısa görüşmenin ardından İsrail’e geçti. Şansölyenin bugün İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile görüşmesi planlanıyor.

Ziyaret, Gazze Şeridi’nde savaşın başlamasından bu yana iki yılı aşkın süredir uluslararası alanda yalnızlık yaşayan Netanyahu açısından dikkate değer bir gelişme olarak değerlendiriliyor.

Savaşa ve yarattığı sonuçlara rağmen Almanya Hükümet Sözcü Yardımcısı Sebastian Hille cuma günü yaptığı açıklamada, ‘Almanya-İsrail ilişkilerinin sağlam, yakın ve güvene dayalı’ olduğunu vurguladı.

Almanya, İsrail’e güçlü destek veriyor ve bunu Nazi dönemindeki Yahudi soykırımı nedeniyle taşıdığı tarihi sorumlulukla açıklıyor. Merz’in bugün, Nazi Almanya’sı tarafından öldürülen Yahudi kurbanların anısını yaşatan Yad Vashem Anma Merkezi’ni ziyaret etmesi bekleniyor.

Bununla birlikte Berlin, Gazze Şeridi’ndeki insani durumun ağırlaşmasıyla birlikte son aylarda İsrail’e yönelik söylemini sertleştirdi.

Geçtiğimiz ağustos ayında Merz, İsrail’in kuşatma altındaki ve büyük ölçüde yıkıma uğramış Gazze Şeridi’ndeki askeri operasyonlarını yoğunlaştırmasına tepki olarak, Almanya’nın İsrail’e silah ihracatına kısmi kısıtlama getirme kararı almış ve bu adım ülkede siyasi tartışmaya yol açmıştı.

‘Söylem farklılığı’

Hükümet Sözcü Yardımcısı Sebastian Hille, iki ülke arasındaki ‘söylem farklılığına’ dikkat çekti.

Şansölye ile İsrail Başbakanı’nın bugün Gazze Şeridi’nde yaklaşık iki ay önce yürürlüğe giren ateşkesin ikinci aşamasına geçiş için yürütülen çabaları ele alması bekleniyor.

Bu anlaşma, İsrail ile Hamas’ın neredeyse her gün karşılıklı ihlal suçlamaları yöneltmesi nedeniyle hâlâ kırılgan. Bu durum, ABD Başkanı Donald Trump’ın savaşın sona erdirilmesi ve Gazze Şeridi’nin yeniden inşasını öngören planının tam olarak uygulanıp uygulanamayacağına ilişkin soru işaretlerini artırıyor.

Hille cuma günü, ‘yerleşimci şiddetinde büyük artış’ yaşandığını belirterek, bu durumu tekrardan kınadı ve İsrail hükümetine ‘yerleşim inşasını durdurma’ çağrısını yineledi.

Geçtiğimiz ağustos ayında açıklanan silah ihracatı kısıtlaması, Netanyahu hükümetinden sert tepki çekmişti. İsrail yönetimi, geleneksel müttefiki Almanya’yı bu adımla ‘Hamas terörünü ödüllendirmekle’ suçlamıştı.

Şansölye Merz’in, kararını İsrail Başbakanı’na telefonla bildirmesi sırasında ‘tartışmanın alevlendiği’ bildirildi.

Ancak Alman solunun radikal kanadındaki Die Linke partisine bağlı Rosa Luxemburg Vakfı’nın Tel Aviv Ofisi Direktörü Gil Shohat, AFP’ye yaptığı değerlendirmede, bunun iki lider arasındaki ‘söylemsel bir ayrışmadan’ öteye gitmediğini söyledi.

Öte yandan Alman ordusunun çarşamba günü İsrail dışında ilk kez konuşlandırılan Arrow füze savunma sisteminin ilk bölümünü faaliyete geçirmesi, Almanya’nın uzun vadeli güvenliği açısından İsrail’e duyduğu bağımlılığın boyutunu ortaya koydu.

Berlin ayrıca son dönemde, insansız hava araçlarına (İHA) karşı savunmasını güçlendirmesi konusunda İsrail’den aldığı desteğe dikkat çekti.

Yüksek beklentiler

Almanya’nın Eurovision Şarkı Yarışması’na İsrail’in katılımına onay vermesi, perşembe günü alınan kararla ülkede geniş destek görürken, bazı diğer ülkelerde boykot çağrılarını tetikledi.

Gil Shohat, Almanya Şansölyesi’nin Gazze’de savaş suçları ve insanlığa karşı suç işlediği şüphesiyle Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) tarafından aranan Binyamin Netanyahu’yu ziyaret etmesini, ‘normalleşmemesi gereken bir durumda olumsuz bir normalleşme işareti’ olarak değerlendirdi.

Friedrich Merz, şubat ayı sonunda parlamentoyu kazandıktan hemen sonra yaptığı açıklamada, UCM’nin hakkındaki yakalama kararına rağmen Netanyahu’nun Almanya’yı ziyaret edebileceğini söylemişti.

Ancak Şansölyelik makamı daha sonra bu meselenin ‘şu anda gündemde olmadığını’ bildirdi.

Konrad Adenauer Vakfı’nın Kudüs Ofisi Direktörü Michael Rimmel ise AFP’ye yaptığı açıklamada, Netanyahu’nun Berlin’den ‘sürekli bir destek işareti’ beklediğini ve kendisinin şu anda ‘yüksek beklentilere’ sahip olduğunu söyledi.

Öte yandan Rimmel’e göre Berlin’in son aylarda yaptığı çağrılar, Donald Trump’ın ‘daha güçlü etkisi’ karşısında sınırlı kalıyor. Rimmel, Trump’ın Gazze’de ateşkes sağlanması için İsrail’i baskı altına alabilen ‘tek aktör’ olduğunu belirtti.


ABD Savaş Bakanı: Tıpkı diğerleri gibi nükleer silah testleri yapacağız

ABD Savaş Bakanı Pete Hegseth (Reuters)
ABD Savaş Bakanı Pete Hegseth (Reuters)
TT

ABD Savaş Bakanı: Tıpkı diğerleri gibi nükleer silah testleri yapacağız

ABD Savaş Bakanı Pete Hegseth (Reuters)
ABD Savaş Bakanı Pete Hegseth (Reuters)

ABD Savaş Bakanı Pete Hegseth, dün akşamı yaptığı açıklamada, ABD'nin nükleer silahlar ve bunların fırlatma sistemleri üzerinde "tıpkı herkes gibi" testler yapacağını duyurdu; bu açıklama açıkça Rusya'ya atıfta bulunuyordu.

Kaliforniya'daki bir savunma forumunda konuşan Hegseth, ABD'nin Tayvan ile ilgili mevcut durumu değiştirmeye çalışmadığını da belirtti.

Bakanlığının, Başkan Donald Trump'ın Pasifik bölgesinde güçlü bir konumdan müzakere edebilmesini sağlamak için çalışacağını belirten Hegseth, ABD yönetiminin Hint-Pasifik bölgesindeki müttefiklerinin savunma bütçelerini artırmaları konusunda iyimser olduğunu kaydetti.

ABD Savunma Bakanı, İsrail, Güney Kore, Polonya ve Almanya'yı "ideal müttefikler" arasında sayarken, kolektif savunma konusunda harekete geçmeyen müttefiklerin vahim sonuçlarla karşı karşıya kalacağını vurguladı.


İsrail Cumhurbaşkanı: Trump'ın Netanyahu'ya af talebine saygı duyuyorum, ancak biz egemen bir devletiz

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, geçtiğimiz ekim ayında Ben Gurion Havalimanı'nda ABD Başkanı Donald Trump ile İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog’un arasında, (AP)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, geçtiğimiz ekim ayında Ben Gurion Havalimanı'nda ABD Başkanı Donald Trump ile İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog’un arasında, (AP)
TT

İsrail Cumhurbaşkanı: Trump'ın Netanyahu'ya af talebine saygı duyuyorum, ancak biz egemen bir devletiz

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, geçtiğimiz ekim ayında Ben Gurion Havalimanı'nda ABD Başkanı Donald Trump ile İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog’un arasında, (AP)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, geçtiğimiz ekim ayında Ben Gurion Havalimanı'nda ABD Başkanı Donald Trump ile İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog’un arasında, (AP)

İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, ABD Başkanı Donald Trump'ın Başbakan Binyamin Netanyahu'nun yolsuzluk davasında affedilmesi gerektiği yönündeki görüşüne saygı duyduğunu söyledi, ancak "İsrail egemen bir devlettir" diyerek ülkenin hukuk sistemine saygı duyduğunu vurguladı.

Herzog, Politico haber sitesine verdiği demeçte, "Herkes, önleyici bir affın davanın esasına göre değerlendirilmesi gerektiğini anlıyor" dedi.

Şarku'l Avsat'ın The Times of Israel'den aktardığına göre şöyle devam etti: "İncelenmesi gereken birçok konu var. Bir yandan kanun önünde tam eşitlik, diğer yandan her bir davanın kendine özgü koşulları."

Trump'ın Netanyahu için tekrar tekrar yaptığı af çağrılarına atıfta bulunarak, "Başkan Trump'ın dostluğuna ve görüşüne saygı duyuyorum" ifadesini kullandı.

Sözlerini şöyle tamamladı: "Çünkü Gazze'deki rehinelerimizi geri getirmesini istediğimiz ve bu rehineleri geri getirmek ve BM Güvenlik Konseyi kararını geçirmek için cesurca muazzam bir adım atan aynı Başkan Trump'tır. Ancak İsrail elbette egemen bir devlettir ve İsrail hukuk sistemine ve gerekliliklerine tam saygı duyuyoruz."

Trump, ekim ayında İsrail'e yaptığı ziyarette, Kudüs'teki parlamentoda yaptığı konuşmada Herzog'u başbakanı affetmeye çağırdı. Netanyahu, 2019'dan beri iş adamlarından yaklaşık 700 bin şekel (211.832 dolar) değerinde hediye aldığı iddiaları da dahil olmak üzere, üç davayla karşı karşıya. İsrail cumhurbaşkanının büyük ölçüde törensel bir rol üstlenmesine rağmen, Herzog istisnai durumlarda cezai suçlardan hüküm giymiş kişileri affetme yetkisine sahip.

2020'de başlayan Netanyahu'nun davası hâlâ devam ediyor ve tüm suçlamalardan masum olduğunu savunuyor. Başbakan davayı, sol tarafından demokratik olarak seçilmiş bir sağcı lideri devirmek için düzenlenen siyasi amaçlı cadı avı olarak nitelendirdi.

Netanyahu geçtiğimiz ayın sonunda, yıllardır süren yolsuzluk davasında Herzog'dan resmen af ​​talep etti ve cezai sürecin İsrail'i yönetme yeteneğini engellediğini ve af talebinin, ulusal çıkarlara hizmet edeceğini savundu.

Ülkenin kuruluşundan bu yana İsrail'de en uzun süre başbakanlık yapan Netanyahu, uzun süredir rüşvet, dolandırıcılık ve güveni kötüye kullanma suçlamalarını reddediyor.