Blinken ve Aliyev, Karabağ'daki durumu telefonda görüştühttps://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/4571386-blinken-ve-aliyev-karaba%C4%9Fdaki-durumu-telefonda-g%C3%B6r%C3%BC%C5%9Ft%C3%BC
Blinken ve Aliyev, Karabağ'daki durumu telefonda görüştü
(AA)
Azerbaycan Cumhurbaşkanlığından yapılan açıklamada, Blinken'in Aliyev'i telefonla aradığı, görüşmede Ermenistan silahlı kuvvetlerine yönelik antiterör operasyonunun ardından Azerbaycan'ın Karabağ bölgesindeki mevcut durumuna ilişkin görüş alışverişinde bulunulduğu bildirildi.
Aliyev görüşmede, 24 saatten kısa sürede tamamlanan operasyonda sadece askeri tesislerin hedef alındığını, sivil halkın zarar görmediğini bildirdi.
Yasa dışı Ermeni silahlı kuvvetlerinin silahsızlandırıldığı ve Azerbaycan topraklarından çıkarıldığını belirten Aliyev, son 5 günde yüzlerce askeri teçhizat, silah ve mühimmata el konulduğunu hatırlattı.
Aliyev, Azerbaycan'daki yabancı misyon temsilcileri ile Birleşmiş Milletler (BM) Mukim Koordinatörlüğünün temsilcisinin el konulan silahları yerinde incelediğini kaydetti.
Ülkedeki diğer azınlıklar gibi Karabağ'da yaşanan Ermenilerin haklarının da ülke yasaları ve uluslararası yükümlülükler çerçevesinde sağlanması amacıyla çalışmaların yapıldığını bildiren Aliyev, Azerbaycanlı devlet yetkilileri ve Ermeni nüfusunun temsilcileri arasında entegrasyon konularında müzakerelerin yürütüldüğünü, Ermeni sakinlere Azerbaycan devleti tarafından yardım gönderildiğini ve bölgedeki altyapının onarıldığını bildirdi.
Aliyev, Ermeni sakinlere yardım sağlanması yönünde Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) ile işbirliği yürütüldüğü, BM Mukim Koordinatörlüğünün yakın zamanda Azerbaycan'ın Karabağ bölgesine ziyaretini organize etmeye hazır olduklarını belirtti.
Blinken ise durumdan duyduğu endişeyi dile getirerek bölgede istikrarın sağlanmasının ve yerel Ermenilerle diyalog kurulmasının önemli olduğunu söyledi.
Zengin Çinliler, yurtdışına para akıtıyor: "Ülkeden ayda 50 milyar dolar çıkıyor"https://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/4695696-zengin-%C3%A7inliler-yurtd%C4%B1%C5%9F%C4%B1na-para-ak%C4%B1t%C4%B1yor-%C3%BClkeden-ayda-50-milyar-dolar-%C3%A7%C4%B1k%C4%B1yor
Zengin Çinliler, yurtdışına para akıtıyor: "Ülkeden ayda 50 milyar dolar çıkıyor"
NYT'nin aktardığına göre külçe altın satışlarında bankaların sunduğu fiyatlar yüzde 7'ye varan oranda değişebiliyor (Reuters)
ABD'nin önde gelen gazetelerinden New York Times (NYT), Çinli zenginlerin ülkenin "ekonomik ve siyasi geleceğinden endişelenerek" yatırımlarını yurtdışına aktardığını yazdı.
Japonya merkezli çevrimiçi gayrimenkul platformu Shenjumiaosuan'ın yöneticisi Zhao Jie, başkent Tokyo'da 3 milyon dolar ve üzerinde değere sahip lüks dairelerin çoğunun Çinli zenginler tarafından satın alındığını söyledi.
Jie, yatırımcıların bu miktarları "bavullar dolusu nakitle" ödediğini belirterek, pandemi öncesi dönemde Çinlilerin genelde 300 bin dolar ve altındaki stüdyo daireleri tercih ettiğine dikkat çekti.
NYT'nin paylaştığı rakamlara göre, Çin'deki zengin aileler ve özel sektördeki şirketler, bu yıl yurtdışına her ay yaklaşık 50 milyar dolar civarında yatırım yaptı.
Öte yandan haberde, Pekin yönetiminin yurtdışında otel ya da ofis binası satın alınması gibi yatırımlara izin vermediği, bu yüzden zenginlerin farklı yöntemlerle paraları yabancı ülkelere aktardığı belirtildi.
Bu yöntemlerden biri külçe altın satın alıp yurtdışına göndermek. Haberde, külçe altına talebin artması nedeniyle Çin'deki bankalar arasında altın satışı rekabeti başladığına da dikkat çekildi.
Başvurulan bir diğer yöntemse, Çin'in Hong Kong Özel İdari Bölgesi'ndeki bankalarda hesap açıp, bunlar üzerinden yurtdışında farklı sigorta ürünlerine yatırım yapmak. Hong Kong yönetiminin verilerine göre, Çin anakarasından yatırımcılara satılan sigorta poliçelerinde bu yılın ilk yarısında, 2019'un aynı dönemine kıyasla yüzde 21,3 artış yaşandı.
Öte yandan uzmanlar, Çin'den yurtdışına hızlı para akışının ülkenin 17 trilyon dolarlık ekonomisi için yakın vadede risk oluşturmadığını söyledi.
Çin merkezli Hang Seng Bank'in başekonomisti Wang Dan, ülke dışına akıtılan para miktarının devlet için "gayet kontrol edilebilir düzeyde olduğunu" savundu.
Ancak NYT, yoğun para çıkışının devam etmesinin uzun vadede Çin'de finansal sorunlara yol açabileceğine işaret etti.
Haberde, Çin'de 2015'te borsanın çökmesinin ardından yüklü miktarda paranın ülke dışına çıkarıldığı, Çin Merkez Bankası'nın da yuanın değerini tekrar istikrarlı hale getirmek için döviz rezervlerinden ayda 100 milyar dolara yakın harcama yaptığı hatırlatıldı.
Yuan, eylülde ABD doları karşısında son 16 yılın en düşük seviyesine gerilemişti.
Independent Türkçe
Kazananı olmayan savaş çıkmazdahttps://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/4695691-kazanan%C4%B1-olmayan-sava%C5%9F-%C3%A7%C4%B1kmazda
İsrail ‘Hamas'ı ortadan kaldıramaz’ ve Hamas da İsrail’i yenilgiyi kabul etmeye zorlayamaz. (AFP)
Refik Huri
Kazanıyor gibi görünse bile karşı taraf yenilgiyi kabul etmedikçe hiç kimse savaşı kazanamaz. Bu, Gazze savaşında imkânsız bir görevdir. İsrail ne kadar lider, kadro ve bireyi yok etse de öldürse de ‘Hamas'ı ortadan kaldıramaz’ ve onu tanınmadan da olsa mağlup gösteremez. Gazze'yi insansız bir toprak haline getirmeye çalışsa bile başaramaz. Hamas da İsrailli düşmanını yenilgiyi kabul etmeye zorlayamaz, ne kadar tankını ve aracını yok ederse etsin, ne kadar subayını ve askerini öldürürse öldürsün, hatta kara kuvvetlerini çekmeye zorlasa bile hava ve deniz bombardımana devam eder. Ancak gerçek şu ki ‘İsrail'in Gazze'de başı dertte’. Londra merkezli The Economist'e göre öncelikli seçenek konusunda önemli olan şu: Zafer mi, rehineleri geri almak mı yoksa ABD ile ilişkiler mi?
Eski Başbakan, Savunma Bakanı ve Genelkurmay Başkanı Ehud Barak, Binyamin Netanyahu'yu ‘seçeneklerinin çöküşü’ nedeniyle çıkmazda olan önemli bir faktör olarak görüyor. Politikayı ‘Hamas bir hazine, Filistin Yönetimi bir yük’ temelinde çizmekten, Arap dünyasında barış yolu yanılsamasına, Filistinlileri görmezden gelemeye, kendini ‘güvenlik efendisi’ olarak tasvir etmeye, ABD'yi küçümsemeye ve aldatmaya, Sinvar, Putin, Obama, Trump ve Biden'ı değerlendirmeye kadar hata yaptığından bahsediyor.
Strateji yok
Pratik olarak herkesin başı çeşitli oranlarda dertte. Hamas, Filistin Otoritesi, Hizbullah, Lübnan, ABD, Fransa, İngiltere, Almanya, Mısır, Ürdün ve ‘barış anlaşması’ ülkeleri... Haftalar içinde bitiremeyeceği bir savaşa sürüklenen, İsrail ekonomisi çökmeden ve ağır bölgesel ve uluslararası baskılara dayanmadan rezervlerini ön planda tutamayan İsrail'in herhangi bir çıkış stratejisi yok. Düşman ordusu coğrafyaya yayılırken ve İran'ın savaşa doğrudan müdahalesinin imkansızlığıyla karşı karşıya kalırken, Hamas'ın ‘Gazze işgalini’ püskürtmeye devam etmekten başka seçeneği bulunmuyor. ABD, ‘caydırma’ adı altında Akdeniz'de uçak gemileri ve muhripler konuşlandırdı ancak rakipleri caymaz ve kırmızı çizgileri aşarsa, bir savaş stratejisi mevcut değil. Başkan Joe Biden yönetimi altında, Ortadoğu için kapsamlı bir strateji de yok.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, çelişkili pozisyonlarda bocalıyor. Alman Şansölyesi Olaf Scholz, İsrail'i desteklemede o kadar ileri gitti ki Arap devletleriyle ilişkilerdeki gerilemeyi durdurmak için geri dönüş yolunu izlemesi artık kolay değil. İngiliz Başbakan Rishi Sunak, ülkesinin İsrail'in kuruluşundaki rolü ve Araplara karşı düşmanlığının önünde duruyor ve Ukrayna savaşı ile Gazze savaşı arasında kararsız.
Bir dizi çıkmaz
Gazze'deki halkı Sina'ya göç ettirmeyi reddeden, Gazze'nin kapısı ve önemli arabuluculuklara sahip olan Mısır, Hamas ile Filistin Yönetimi arasında Washington'la ilişkilerde ve ardından İsrail'le Camp David Anlaşmaları ile Gazze savaşının kınanması arasında dikkatli ve hassas bir denge kurulması gerekiyor. Aynı durum, büyükelçisini Tel Aviv'den çekerek İsrail'in savaşını kınama düzeyini yükselten ve Batı Şeria halkını Doğu Şeria'ya kaydırma yönünde ciddi bir tehditle karşı karşıya kalan Ürdün için de geçerli. Parçalanmış Suriye sınırlarını kapattı. Irak, İran'ın nüfuzunu ve silahlı fraksiyonlarını ile ABD ve güçlerine olan ihtiyacı arasında çözümsüz bir çıkmaz içinde. Yemen, Husiler'in meşruiyete karşı darbesinden ve bitmeyen bir savaşın başlamasından bu yana iç cephede daha büyük bir çıkmazdan çıkamıyor. Lübnan, sınırlarda ve ülke içinde bulunduğu büyük çıkmazını tanımlamaktan bile aciz. Kendi kararıyla güney cephesini açan ve Beyrut'taki iktidarın kilit noktalarını elinde bulunduran Hizbullah, Lübnan'ın çıkmazını planladığı başka bir Lübnan'a giden yol olarak görüyor.
Bir dizi çıkmaz Ortadoğu'nun ihtiyaç duyduğu türden çözümler üretmiyor.
*Bu analiz Şarku’l Avsat tarafından Independent Arabia’dan çevrildi.
Kassam Tugayları ve İsrail ordusu Gazze'nin kuzeyinde birbirlerini ateşkes ihlaliyle suçladıhttps://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/4695671-kassam-tugaylar%C4%B1-ve-i%CC%87srail-ordusu-gazzenin-kuzeyinde-birbirlerini-ate%C5%9Fkes-ihlaliyle
Kassam Tugayları ve İsrail ordusu Gazze'nin kuzeyinde birbirlerini ateşkes ihlaliyle suçladı
(AA)
Kassam Tugayları'nın Telegram hesabından yapılan açıklamaya göre, taraflar arasında varılan çatışmalara "insani ara" mutabakatında çizilen hatları İsrail'in ihlal etmesi nedeniyle Kassam savaşçılarıyla İsrail askerleri arasında çatışma çıktı.
Durumu kontrol altına aldıklarını aktaran Kassam Tugayları, "İsrail bağlı kalırsa kendilerinin de geçici ateşkese bağlı olduklarını" vurgulayarak arabuluculara İsrail'in "insani aranın tüm maddelerine karada ve havada uymasını sağlamaları" çağrısı yaptı.
İsrail ordusu: Askerlerin yanında EYP patlatıldı
İsrail ordusundan yapılan açıklamaya göre, Gazze'nin kuzeyindeki iki ayrı noktadaki İsrail askerlerinin yakınında üç el yapımı patlayıcı (EYP) patlatılarak "insani aranın" ihlal edildiği ileri sürüldü.
Bir noktada Gazze'deki silahlı unsurların İsrail askerlerine ateş açtığı, askerlerin buna karşılık verdiği, bazı askerlerin hafif yaralandığı aktarıldı.
İsrail ordusu, iki noktada da birliklerinin taraflar arasında varılan "insani ara" mutabakatına bağlı şekilde konuşlandığını savundu.
Biden enflasyonla mücadele için Soğuk Savaş'tan kalma yasayı kullanacakhttps://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/4695626-biden-enflasyonla-m%C3%BCcadele-i%C3%A7in-so%C4%9Fuk-sava%C5%9Ftan-kalma-yasay%C4%B1-kullanacak
Biden enflasyonla mücadele için Soğuk Savaş'tan kalma yasayı kullanacak
81 yaşındaki Joe Biden ilk olarak 1973'te siyasete atılmıştı (Reuters)
Beyaz Saray, ülkedeki tedarik zinciri ve yüksek enflasyon problemlerini gidermek için 1950'de çıkarılan Savunma Üretimi Yasası'nı kullanacağını duyurdu.
Beyaz Saray'dan dün yapılan açıklamada, yasayla birlikte ulusal güvenlik için önemli görülen tıbbi ilaçların iç piyasada üretiminin geliştirileceği ifade edildi.
Üretim ve nakliye gibi konularla alınacak diğer tedbirlerin Başkan Joe Biden'ın konuyla ilgili kurulla yapacağı ilk toplantının ardından açıklanacağı belirtildi.
Beyaz Saray Ulusal Ekonomi Konseyi Direktörü Lael Brainard, "Amerikalı tüketiciler için fiyatları aşağı çekmeye ve tedarik zincirlerimizi sağlamlaştırmaya kararlıyız" ifadelerini kullandı.
Savunma Üretimi Yasası, Kore Savaşı sırasında üretimi kolaylaştırmak için çıkarılmış ve son olarak pandemi döneminde solunum cihazları ve koruyucu ekipmanlara ulaşımı kolaylaştırmak için kullanılmıştı.
Yasa ABD Başkanı'na, halkın korunmasında ihtiyaç duyulan ürünler için şirketlerden, sözleşme imzalamalarını veya siparişleri tedarik etmelerini isteme yetkisi veriyor.
Yasa ABD Başkanı'na, fahiş fiyatlar için denetim yetkisi de sunuyor.
Beyaz Saray'dan yapılan açıklama kağıt üzerinde Amerikan ekonomisinin olumlu bir görünüme kavuştuğu bir dönemde geldi.
Ancak gelecek yıl yapılan seçimler öncesinde ülkedeki ekonomik durumun seçmenleri memnun etmediği biliniyor. Economist ve YouGov'un yaptığı son anket, seçmenlerin sadece yüzde 39'unun Biden'ın ekonomi politikalarını onayladığını ortaya koymuştu.
Reuters/Ipsos ortaklığının araştırmasındaysa, Amerikalılar son iki yılın en önemli konusunun ekonomi olduğunu söylemişti.
ABD'de enflasyonun artış hızı yavaşlasa da, ülkedeki fiyatlar son üç yılda bir önceki 10 yıldan daha fazla artış gösterdi.
Bloomberg'in haberinde pandemi öncesi dönemde 100 dolar tutan bir alışveriş sepetinin bugün 120 dolara mal olduğu ifade edilirken, son üç yılda elektrik, araç sigortası, ikinci el otomobil ve ev kirası gibi kalemlerin yüzde 20 ila yüzde 35 arttığı hatırlatıldı.
Biden yönetiminin ekonomiye ilişkin alınacak kararları 2024'teki seçim öncesinde kampanyasına dahil etmesi bekleniyor.
Independent Türkçe
Biden: İki devletli çözüm, Filistinlilerin ve İsraillilerin güvenliğini garanti altına almanın tek yoluhttps://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/4695536-biden-i%CC%87ki-devletli-%C3%A7%C3%B6z%C3%BCm-filistinlilerin-ve-i%CC%87sraillilerin-g%C3%BCvenli%C4%9Fini-garanti
Biden: İki devletli çözüm, Filistinlilerin ve İsraillilerin güvenliğini garanti altına almanın tek yolu
ABD Başkanı Joe Biden (AP)
ABD Başkanı Joe Biden yaptığı açıklamada, Filistinliler ve İsrailliler için uzun vadeli güvenliği garanti etmenin tek yolunun iki devletli çözüm olduğunu söyledi.
Biden, X platformunda (eski adıyla Twitter) yaptığı paylaşımında ABD’nin ‘Filistinlilerin ve İsraillilerin aynı şekilde özgürlük ve onur sahibi olarak yaşamalarını sağlamak için’ iki devletli bir çözüme ulaşmak üzere çalışmayı bırakmayacağını da sözlerine ekledi.
ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin ise bugün İsrailli mevkidaşı Yoav Gallant’a yaptığı çağrıda Gazze Şeridi’ne giren insani yardımın artırılması gerektiğini yineledi.
Şarku’l Avsat’ın Londra merkezli Arap Dünyası Haber Ajansı'ndan (AWP) aktardığı habere göre ABD Savunma Bakanlığı, Austin’in görüşme sırasında hükümet ve sivil toplum kuruluşlarının Gazze’deki mevcut çatışmayı genişletmekten kaçınmasının önemini vurguladığını belirtti. Açıklamada Austin’in Gallant’a ABD’nin Orta Doğu’daki güçlerini ve çıkarlarını koruma çabaları hakkında bilgi verdiğini ekledi.
Pazartesi günü Arap ülkeleri ve Avrupa Birliği, İspanya’da yapılan bir toplantıda Filistin-İsrail anlaşmazlığını sona erdirmek için iki devletli bir çözüme duyulan ihtiyaç konusunda anlaşmaya vardı. Bu arada Avrupa Birliği Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, Gazze Şeridi’nin Filistin Yönetimi’nin yönetimine tabi olması gerektiğini söyledi.
Borrell, Barselona’da düzenlenen Akdeniz için Birlik Forumu’na katılan AB üyelerinin ve katılımcıların neredeyse tamamının iki devletli çözüm ihtiyacı konusunda hemfikir olduğunu söyledi.
Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen es-Safedi, kendilerinin kim tarafından yönetileceğine Filistin halkının karar vermesi gerektiğini ve çatışmadan sonra Gazze’nin yönetimine ilişkin her türlü konuşmada Batı Şeria ve Gazze’nin birlikte ele alınması gerektiğini söyledi.
Söz konusu iki devletli çözüm, Batı Şeria ve Gazze Şeridi’nde İsrail’in yanı sıra Filistinliler için de bir devlet kurulmasını öngörüyor.
Borrell ve Safadi, Avrupa, Kuzey Afrika ve Orta Doğu ülkelerinden 43 üyeden oluşan Akdeniz İçin Birlik Forumu’nun Barselona’daki kısa toplantısının kapanışında konuşma yaptı. İsrail ise bu foruma katılmadı.
Lübnan: Ateşkesin uzatılmasının hemen ardından güneydeki bir kasabaya top mermisi düştühttps://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/4695476-l%C3%BCbnan-ate%C5%9Fkesin-uzat%C4%B1lmas%C4%B1n%C4%B1n-hemen-ard%C4%B1ndan-g%C3%BCneydeki-bir-kasabaya-top-mermisi
Lübnan: Ateşkesin uzatılmasının hemen ardından güneydeki bir kasabaya top mermisi düştü
BM barış güçleri Lübnan-İsrail sınırının Lübnan tarafında yıkılmış bir evin yanında devriye geziyor (AP)
İsrail ile Hamas arasındaki ateşkesin uzatılmasından saatler sonra Lübnan'ın güneyindeki bir sınır kasabası yakınlarına top mermisinin düştüğü bildirildi.
Lübnan Ulusal Haber Ajansı’nın aktardığına göre, İsrail tarafından atılan top mermisinin er Rahib bölgesindeki Ayta eş Şaab kasabasının eteklerine düştüğü bildirildi.
Hamas Hareketi’nin 7 Ekim’de Gazze Şeridi’ni çevreleyen yerleşim yerlerine yönelik saldırısının ardından İsrail'in kara harekatına başlamasıyla birlikte Lübnan sınırında tansiyon her geçen gün artıyor.
Nijer cuntası, Avrupa'ya göçü engelleyen yasayı iptal etti
AB'nin, Afrika'dan göçmen dalgasına karşı politikasını sekteye uğratan kararla ilgili nasıl bir adım atacağı henüz belli değil (AFP)
Nijer'de cunta, göçmenlerin yasadışı yollarla Avrupa Birliği'ne (AB) gidişinin engellenmesi için 2015'te yürürlüğe konan yasayı uygulamadan kaldırdı.
Cunta lideri Abdurrahman Tiani, 25 Kasım'da yayımladığı açıklamada yasanın "Nijer devletinin ve halkının çıkarlarını gözetmediği" gerekçesiyle iptal edildiğini duyurdu.
Ayrıca açıklamada, söz konusu kanun kapsamında haklarında hapis cezası verilen insan kaçakçılarının serbest bırakılacağı da ifade edildi.
Kanun, göç meselesinde AB'yle yakından çalışan eski Nijer Cumhurbaşkanı Muhammed Bazum hükümeti döneminde yürürlüğe konmuştu.
Bazum, Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı Komutanı Tiani öncülüğünde 26 Temmuz'da düzenlenen darbeyle görevden indirilmişti.
AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, 29 Temmuz'daki açıklamasında cuntayı tanımadıklarını, Nijer'le yürütülen güvenlik işbirliğiyle ülkeye gönderilecek tüm yardımların askıya alındığını duyurmuştu.
ABD merkezli haber ajansı AP'nin aktardığına göre, Libya ve Akdeniz üzerinden AB'ye gitmek isteyen Afrikalı göçmenler, çoğunlukla Nijer'in Agadez bölgesini kullanıyor. Söz konusu bölgede birçok insan kaçakçısı da faaliyet gösteriyor.
Batı Afrika ve Sahra Çölü'ne açılan bu bölge, aynı zamanda Birleşmiş Milletler'in (BM) desteğiyle yabancı ülkelerden geri gönderilen göçmenler için de kullanılan bir rota.
AB, BM rakamlarına göre haftada 4 bin göçmenin kullandığı Agadez yolundan geçişleri durdurmak için Bazum'la anlaşarak, söz konusu yasanın yürürlüğe konmasını sağlamıştı. Yasa kapsamında yakalanan insan kaçakçılarına 5 yıla kadar hapis cezası veriliyordu.
Birleşik Krallık'ın kamu yayıncısı BBC'nin haberinde, cuntanın hamlesi "AB'nin Afrika'dan gelen göç akımlarını yönetme stratejisine vurulan büyük bir darbe" diye yorumladı.
Haberde, bazı insan kaçakçılarının haftada 6 bin dolara yakın para kazandığına dikkat çekilirken, yasanın iptal edilmesinin AB'ye yeniden ciddi bir göçün başlamasına yol açabileceği değerlendirmesi yapıldı.
Independent Türkçe
İsrail ordusu bir ‘iç çalkalanmayla’ karşı karşıyahttps://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/4695421-i%CC%87srail-ordusu-bir-%E2%80%98i%C3%A7-%C3%A7alkalanmayla%E2%80%99-kar%C5%9F%C4%B1-kar%C5%9F%C4%B1ya
İsrail ordusu bir ‘iç çalkalanmayla’ karşı karşıya
İki İsrail Savunma Kuvvetleri askeri, 18 Kasım (Reuters)
İsrail ordusu, savaş sırasında nadir görülen bir durumla, itibarıyla ilgili ciddi bir krizle karşı karşıya. Büyük bir tugayda, ‘Hamas militanlarıyla çatışmaktan kaçmak’ suçlamasıyla iki komutanın görevden alınmasından sonra bir isyan yaşanıyor. Basın, orduyu yalan söylemek ve zaferleri abartmakla suçlayarak şiddetli eleştirilerde bulunuyor.
Bir taburdaki asker ve subayların yaklaşık olarak yarısı, aralarından iki bölük komutanının görevden alınmasını protesto olarak göreve dönmeyi reddettiklerini açıkladılar.
Yediot Ahronot gazetesinin haberine göre İsrail ordusu, Tel Aviv’in kuzey Gazze Şeridi'ne yönelik kara saldırısına karşı koymaya çalışan Filistinli direniş üyeleriyle çıkan şiddetli çatışmaların birinden bölüğün geri çekilmesi üzerine, bir bölük komutanı ve onun yardımcısı olmak üzere iki subayı görevden almaya karar verdi.
Geri çekilmenin nedenin, tugayın çatışmalar sırasında askeri destek ve ateş desteği almaması olduğu ifade edildi. Gazeteye göre, bu ‘istisnai’ olay, müfrezenin savaşçıları ile bağlı olduğu tabur komutanı arasında ciddi bir krize neden oldu. Bu da savaşçıların yaklaşık yarısının, tugayın kararı nedeniyle birliğe geri dönmemesine yol açtı. Tugay bu kararı, tabur komutanının bölük komutanına tercih edilmesi nedeniyle taraflı buldu. El Kassam savaşçıları tarafından pusuya düşürüldüklerinde destek ve hava desteği alamadıklarını söyleyen askeri birlik, işgalci İsrail ordu güçlerini pusuya düşüren onlarca silahlı kişinin önünde geri çekildi. Tabur komutanı ise bölüğe ‘ileri hava desteği sağladığını’ iddia etti.
İsrail ordusundaki subaylar, bölüğün bu göreve atandığında hazırlıklı olmadığını ve (Gazze bölgesinde) dinlenmeden sürekli askeri faaliyette bulunduktan sonra göreve kötü bir şekilde gönderildiğini belirtti.
Cumartesi günü Mısır'a girmeden önce Refah geçiş noktasında İsrailli rehineleri taşıyan bir Kızıl Haç arabası (AP)
Öte yandan İsrail medya yıldızları, Hamas hareketinin geçtiğimiz Pazar akşamı İsrailli rehineleri, Gazze şehrinin orta yerinde serbest bıraktığını görünce şok oldu. Channel 13 Israel TV’de çıkan Raviv Drucker'a göre Genelkurmay Başkanı, üst düzey generaller ve ordu sözcüsünün son haftalarda yaptıkları açıklamalarda Hamas'ın tükendiği ve Gazze Şeridi'nin kuzeyinde artık hiçbir şeyi kalmadığı konusunda oybirliğiyle mutabık kaldıklarını ifade ettiler. Kullandığı yer altı tünellerinin büyük bir kısmı ‘yok edildi’ ve artık güçlü bir şekilde faaliyet gösterdiği, tüm sektörü kontrol ettiği ve ‘İsrail ordusuna meydan okuduğu’ görülüyor.
Drucker, “Hemen tedavi edilmesi gereken bir sorun var. Aramızda ve ordu arasında. Netanyahu ile sorunum yok, o yalan söylemesi ile bilinir. Ama orduya, bizimle böyle davranması yasak” dedi.
İsrail, orada rehine bulma umuduyla Gazze'deki hastanelere ulaşmaya çalıştı (Reuters)
Danny Kushmaro, Channel 12'de “Bugün, ordumuzdaki çok sevdiğimiz komutanların bize gerçeği söylemediğini öğrenmek acı verici ve üzücü. Hamas'ı kuzeyde yok ettiğimizi söylediler, ama ordu ile karşı karşıya kalan sert direniş özellikle kuzeyden geliyor. Bize Gazze'nin elimize geçtiğini söylediler, ama Hamas hala Gazze'nin kalbinde güçlü bir şekilde varlığını sürdürüyor. Hatta bize güçlü bir tokat attı, çünkü rehineleri orada tuttuğu veya oraya taşıdığı ve onları İsrail ordusunun işgal ettiği bölgelerin yakınında yürüttüğü ortaya çıktı. Burada utanması gereken insanlar var" dedi.
Gazze Şehri'ndeki Şifa Hastanesi kompleksinde tünel açıklığı olduğunu söyledikleri yerin yakınında duran İsrail askerleri (Reuters)
Öte yandan Channel 13'ün askeri muhabiri Or Heller’in, Gazze Şeridi ile Mısır’daki Sina bölgesi arasında İsrailli rehinelerin İran veya Yemen'e nakledilmesine yol açabilecek tünellerin varlığı olasılığına ilişkin soruları gündeme getirmesi bir bomba gibi düştü. Heller, İsrailli kaynakların kendisine üst düzey Hamas yetkililerinin ateşkesten yararlanarak rehinelerle birlikte tünellerden kaçma ihtimaline ilişkin İsrail'de güvenlik endişeleri olduğu bilgisini aldığında şok olduğunu söyledi.
Şarku’l Avsat’ın Channel 13’ten aktardığı habere göre Heller, “Hamas'ın yer altı tünel ağının İsrail'in savaş arifesinde düşündüğünden daha önemli, daha sofistike ve daha karmaşık olduğu artık açık. Bu tünellerin, İsrail'in yoğun bombardımanından zarar görmediği ve hatta Refah bölgesindeki Philadelphi Koridoru’nda, Hamas liderlerinin İsrailli rehineler, özellikle de tutuklu askerler eşliğinde Gazze Şeridi'nden kaçmak ve Sina'ya gitmek için kullanabileceği tüneller olduğu iddia ediliyor. Oradan İran, Yemen veya Lübnan gibi onları almayı kabul eden bir ülkeye doğru devam ediyorlar. Böyle bir senaryo savaşın seyrini tersine çevirir” dedi.
İsrailli bir asker Gazze Şeridi sınırında bir tankı temizliyor, 25 Kasım (AP)
Nahum Barnea, Yediot Ahronot gazetesinin geçtiğimiz Pazar günkü manşetinde orduyu sorgulayan ve İsrail seçkinleri arasında hararetli tartışmalara yol açan bir başyazı yayınlamıştı. Barnea "Hamas, şantaj yapma veya asılsız iddialarda bulunma konusunda hiçbir sorunu olmayan, kriminal bir terör örgütüdür. Ancak ben savaşın başından beri İsrail'deki ‘üst düzey bir siyasi kaynak’ ya da ‘üst düzey bir güvenlik kaynağı’ tarafından ortaya atılan iddialara bile şüpheyle yaklaşmayı öneriyorum. Hükümetteki forumlar, savaşa paralel olarak hem kişisel hem de siyasi olarak hayatta kalma mücadelesi veriyor” ifadelerini kullanmıştı.
Bilindiği üzere, İsrail'de hükümeti ve gerçekleri söylemekten kaçınan başkanına şüphe duymak sorun değildir. Ancak orduya şüphe duymak başka bir meseledir ve alışılmadık bir durumdur. Sadece birkaç gün önce, Ulusal Güvenlik Araştırmaları Enstitüsü, akademik bir anketin sonuçlarını yayınladı. Bu anket, İsrail halkının savaşın başında kaybettiği orduya olan güvenini yeniden kazandığını gösterdi. Orduyu güvenilir bulanların oranı yüzde 90'a ulaştı. Ordu sözcüsü Daniel Hagari için de durum hemen hemen aynı (yüzde 86).
ABD, Gazze'deki "insani aranın" mümkün olduğunca uzun sürmesini istiyorhttps://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/4695381-abd-gazzedeki-insani-aran%C4%B1n-m%C3%BCmk%C3%BCn-oldu%C4%9Funca-uzun-s%C3%BCrmesini-istiyor
ABD, Gazze'deki "insani aranın" mümkün olduğunca uzun sürmesini istiyor
Antony Blinken (AA)
Blinken ile NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, NATO karargahındaki NATO Dışişleri Bakanları Toplantısı'nın başlamasından hemen önce basına açıklama yaptı.
Blinken, toplantıda Ukrayna ve Batı Balkanlar gibi birçok konunun yanı sıra Gazze'deki durum ve daha genel anlamda Orta Doğu meselesinin görüşüleceğini söyledi.
Hamas ile İsrail arasında çatışmalara "insani ara" verilmesinden duyduğu memnuniyeti dile getiren Blinken, "Rehinelerin evlerine, sevdiklerine kavuşmak üzere döndüklerini görmekten büyük memnuniyet duyuyorum. Bunu mümkün olduğunca uzun süre devam ettirmeye ve mümkün olduğunca çok insanı getirmeye kararlıyız." dedi.
Stoltenberg de dışişleri bakanlarının Orta Doğu dahil olmak üzere birçok farklı acil güvenlik konusunu ele alacağını belirterek, "Gazze'de çatışmalara verilen aranın uzatılmasını memnuniyetle karşılıyorum. Bu sayede Gazze halkının çok ihtiyaç duyduğu rahatlama sağlanmış ve daha fazla rehine serbest bırakılmıştır." diye konuştu.
AB Adalet Divanı, kamu idarelerinin başörtüsü yasağı uygulayabileceğine hükmettihttps://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/4695371-ab-adalet-divan%C4%B1-kamu-idarelerinin-ba%C5%9F%C3%B6rt%C3%BCs%C3%BC-yasa%C4%9F%C4%B1-uygulayabilece%C4%9Fine-h%C3%BCkmetti
AB Adalet Divanı, kamu idarelerinin başörtüsü yasağı uygulayabileceğine hükmetti
(AA)
AB'nin üst mahkemesinden yapılan yazılı açıklamaya göre, Belçika'nın Liege kentine bağlı Ans Belediyesi, istihdam şartlarını değiştirerek çalışanlarının "tarafsızlık gereği ideolojik veya dini bağlılığını açıkça gösteren işaretler taşıması"nı yasakladı.
Başörtülü bir çalışan da din özgürlüğünün ihlal edilmesi ve ayrımcılığa maruz kaldığı gerekçesiyle Liege iş mahkemesine başvurdu.
Mahkemenin belediyenin uygulamasının AB hukukuna aykırı olup olmadığına karar verememesi üzerine dava, AB Adalet Divanına taşındı.
Adalet Divanı, "bir kamu idaresinin, kendi bünyesinde tamamen tarafsız bir idari ortam oluşturmak amacıyla çalışanlarına dayattığı katı tarafsızlık politikasının, meşru bir amaçla nesnel olarak haklı görülebileceğine" hükmetti.
Kararda her üye devletin ve ona bağlı idarelerin iş yerlerinde teşvik etmeyi amaçladıkları kamu hizmetinin tarafsızlığını tasarlama konusunda takdir yetkisine sahip olduğu belirtilerek "Ancak bu hedefe tutarlı ve sistematik şekilde ulaşılmalı. Hedefe ulaşmak için benimsenen önlemler, kesinlikle 'gerekli' olanlarla sınırlı olmalıdır. Bu gerekliliklere uyulduğunun doğrulanması yerel mahkemelerin görevidir." ifadelerine yer verildi.
AB'nin üst mahkemesi, 15 Temmuz 2021'de de şirketlerin belirli koşullar altında çalışanlarının başörtüsü takmasını yasaklayabileceğine hükmetmişti.
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة