ABD Genelkurmay Başkanı Milley'den Trump'a 'diktatör özentisi' iması

ABD Genelkurmay Başkanı Orgeneral Mark Milley, Amerikan askerlerinin "diktatör özentisine" bağlılık yemini etmediğini söylemesi, son dönemde gerginlik yaşadığı "eski ABD Başkanı Donald Trump'a gönderme" şeklinde yorumlandı.

AA
AA
TT

ABD Genelkurmay Başkanı Milley'den Trump'a 'diktatör özentisi' iması

AA
AA

Görev süresinin 1 Ekim'de sona ermesi ve yeni Genelkurmay Başkanı Orgeneral Charles Q. Brown Jr'ın göreve başlayacak olması dolayısıyla Milley, Arlington'daki bir askeri üste düzenlenen resmi törende konuştu.

Milley'in konuşmasında Amerikan askerlerinin "diktatör özentisine" bağlılık yemini etmediğini söylemesi Amerikan basınında "eski ABD Başkanı Donald Trump'a gönderme" şeklinde yorumlandı.

"Biz bir ülkeye, bir kabileye, bir dine bağlılık için ant içmiyoruz. Bir krala, kraliçeye ya da tirana, diktatöre bağlılık yemini etmiyoruz. Bir diktatör özentisine bağlılık yemini etmiyoruz." diyen Milley, bunlara değil, anayasaya bağlılık üzerine yemin ettikleri vurgusunda bulundu.

Trump, 27 Eylül'de, sosyal medya platformundan Milley'in, başkanlığının son ayında kendisinin bilgisi dışında Çinli mevkidaşı ile görüşmesini eleştirmişti. Milley de Trump'ın yaptığı paylaşımların ardından kendisinin ve ailesinin güvenliğini sağlamak için "gerekli tedbirleri alacağını" söylemişti.

Biden'dan Milley'e övgü

ABD Başkanı Joe Biden da yaptığı konuşmada, Milley'in Panama'dan Haiti'ye, Afganistan'dan Irak'a birçok savaş bölgesinde görev yaptığını belirterek, askeri kariyerini ve vatanseverliğini övdü.

Dünyanın güvenlik açısından en karmaşık anlarından birinde Milley'in ABD ordusuna rehberlik ettiğini kaydeden Biden, "NATO'dan Hint-Pasifik'e, AUKUS gibi yeni stratejik ortaklıklar kurmaya, gücümüzü siber ve uzay alanlarında en ileri seviyede tutmaya kadar ABD'nin mevcut ittifaklarını güçlendirmede kritik rol oynadı." değerlendirmesinde bulundu.

Biden, Senatör Tuberville'i eleştirdi

Biden diğer yandan isim vermeden Senato'da Savunma Bakanlığına (Pentagon) yapılacak atamaları engelleyen Cumhuriyetçi Senatör Tommy Tuberville'e yüklendi.

Terfi ve atamaların gecikmesinin "kabul edilemez" olduğunu söyleyen Biden, "Uzun zamandır buradayım. Hiç böyle bir şey görmedim. Bu çok çirkin bir tutum ve buna bir son verilmesi gerekiyor. Terfileri, kariyerleri, aileleri, gelecekleri bir senatörün siyasi gündemi ve diğer 47 senatörün sessizliği tarafından rehin alındı." diye konuştu.

Biden, Kongre'de yeni bütçe üzerinde hala anlaşma sağlanamaması nedeniyle federal hükümetin "kapanma" riskine de değinerek, kapanmanın askerler ve aileleri için doğurabileceği olumsuz etkilere işaret etti.

ABD Başkanı Biden, yeni Genelkurmay Başkanı Brown'ın da deneyimli ve vatansever bir asker olduğunu söyledi.

Brown ikinci siyahi Genelkurmay Başkanı olacak

Tuberville'in, genel uygulama gereği Senato'da oylama yapılmasına ihtiyaç duyulmadan mutabakat halinde Pentagon'a yapılacak atamaları, Bakanlığın kürtaj politikaları nedeniyle marttan bu yana engellemeyi sürdürmesi nedeniyle geçen hafta Brown'ın ataması 11'e karşı 83 oyla kabul edilmişti.

Brown, ülke tarihinde Colin Powell'dan sonra Genelkurmay Başkanlığı yapacak ikinci siyahi Amerikalı olacak.



Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
TT

Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)

Lübnan'da Hizbullah'ın çağrı cihazlarının ardından telsiz, radyo ve güneş enerjisi panellerinin patlatılmasıyla bölge topyekun savaşa doğru sürükleniyor. 

17 Eylül'de Hizbullah'ın kullandığı çağrı cihazlarında eş zamanlı patlamalar yaşanmış, ikisi çocuk 12 kişi hayatını kaybetmiş, 2 bin 800 kişi de yaralanmıştı. 

Dün de ülkedeki telsiz, radyo ve güneş enerji sistemlerinde patlama gerçekleşti. En az 20 kişinin öldüğü, 450'den fazla kişinin de yaralandığı bildiriliyor. Lübnanlı yetkililer, olaydan İsrail'i sorumlu tutarken Tel Aviv'den henüz açıklama gelmedi.

Diğer yandan saldırıyla ilgili bilgiye sahip olan fakat adlarının gizli tutulmasını isteyen kaynaklar, Amerikan gazetesi New York Times'a (NYT) operasyonun ardında İsrail'in olduğunu doğruluyor. 

Mossad'ın BAC Consulting adlı bir paravan şirket kurduğu ve çağrı cihazlarını bubi tuzağına dönüştürerek Lübnan'a soktuğu iddia ediliyor. Macaristan merkezli bu paravan şirket, kağıt üstünde Tayvanlı Gold Apollo firması adına çağrı cihazı üretiyor. Kimliklerinin açıklanmasını istemeyen İsrailli istihbaratçılar, buna ek olarak operasyonda en az iki paravan şirket daha oluşturulduğunu belirtiyor. 

Kaynaklar, AR-924 model numaralı cihazların bataryalarına patlayıcı bir madde olan pentaeritritol tetranitrat (PENT) yerleştirildiğini ve bunların 2022 yazında Lübnan'a gönderildiğini ifade ediyor.

Hizbullah, İsrail istihbaratı tarafından takip edilmemek için cep telefonlarını bırakıp çağrı cihazı kullanmaya başlamıştı. Kaynaklar, bu kararın ardından milyonlarca dolarlık yatırımla üretimin artırıldığını ve Lübnan'a bubi tuzağı haline getirilmiş binlerce cihaz sokulduğunu söylüyor.

Öte yandan ikinci dalga saldırıda telsiz ve güneş enerji panellerinin nasıl patlatıldığı henüz bilinmiyor.

NYT'nin patlayan telsizlerin görüntülerinden yola çıkarak yaptığı analizde, bunların çağrı cihazlarından daha ağır ve büyük olduğuna, bu yüzden daha fazla hasar yarattığına işaret ediliyor. 

Ayrıca telsizlerin patlamasıyla daha büyük yangınlar çıktığına, bunun da çağrı cihazlarına kıyasla telsizlere daha fazla patlayıcı yerleştirilmiş olabileceğini gösterdiğine dikkat çekiliyor.

Lübnan'ın açıkladığı rakamlara göre telsizlerin patlatılmasıyla en az 71 ev ve dükkanla 18 sivil araç ve motosiklet yandı. 

Telsizlerden bazılarında Japon firması Icom'un amblemi görülüyor. Ancak şirket, IC-V82 model numaralı telsizlerin ve bunlarda kullanılan bataryaların üretiminin neredeyse 10 yıl önce durdurulduğunu belirtiyor. Patlayıcıların bu cihazlara nasıl yerleştirildiğiyse henüz netleştirilemedi. Icom, bu telsizlerin sahte olabileceğini öne sürüyor.

Lübnan medyasındaki haberlerde, saldırıda en az iki güneş enerjisi panelinin de alev aldığı bildiriliyor. Saldırılarda çıkan küçük çaplı yangınların söndürüldüğü bildirilirken, patlamada bir kız çocuğunun yaralandığı aktarılıyor. Ancak bu panellerin infilak ettirilen diğer cihazların etkisiyle mi alev aldığı yoksa uzaktan kumandayla mı patlatıldığı belli değil. 

Amerikan düşünce kuruluşu Soufan Center'dan Clara Broekaert, CNN'e açıklamasında saldırı dalgasının Lübnan halkının psikolojisini olumsuz etkilediğini ve Hizbullah üzerinde misilleme baskısı oluşturduğuna dikkat çekerek şunları söylüyor:

Saldırılarda günlük hayatın böylesine korkunç, beklenmedik ve geniş ölçekte kesintiye uğratılması, misilleme yapılmasına yönelik ekstra bir baskı yaratacaktır diye düşünüyorum. İnsanlar yaşananların hesabının sorulduğunu görmek istiyor.

Üst üste gelen saldırıların ardından dün Hizbullah, İsrail sınırındaki el-Merc bölgesine füze fırlattı. İkisi ağır 8 İsraillinin yaralandığı bildirilirken, bu kişilerin sivil veya asker olduğuna ilişkin bilgi paylaşılmadı.

Independent Türkçe, Times of Israel, New York Time, Japan Times, CNN, France 24