Hindular ve Müslümanlar arasında gerilimin tırmandığı Nepal'de sokağa çıkma yasağı

Olaylar bir sosyal medya paylaşımıyla başladı

Hindu grupların salı günü düzenlediği yürüyüş sırasında geniş güvenlik önlemleri alındı (AP)
Hindu grupların salı günü düzenlediği yürüyüş sırasında geniş güvenlik önlemleri alındı (AP)
TT

Hindular ve Müslümanlar arasında gerilimin tırmandığı Nepal'de sokağa çıkma yasağı

Hindu grupların salı günü düzenlediği yürüyüş sırasında geniş güvenlik önlemleri alındı (AP)
Hindu grupların salı günü düzenlediği yürüyüş sırasında geniş güvenlik önlemleri alındı (AP)

Nepal'de başkent Katmandu'nun 400 kilometre batısında bulunan Nepalgunj kenti geçen haftasonunu Hindular ve Müslümanlar arasında yaşanan gerginlikle geçirdi.

Kentteki gerginlik salı günü öğleden sonra süresiz sokağa çıkma yasağı ilan edilmesinin ardından yerini sessizliğe bıraktı.

AP haber ajansının aktardığına göre gerilim, Hindu bir çocuğun sosyal medyada Müslümanlar hakkında yaptığı bir paylaşımın ardından başladı.

Sosyal medya paylaşımlarını protesto eden Müslüman gruplar trafiği kapatarak lastik yakarken, salı günü daha büyük Hindu grup sokağa çıktı.

Hindu göstericilere taş ve şişe atılması üzerine kent yönetimi, sokağa çıkma yasağı uygulanacağını açıkladı ve kent sakinlerinin şehirdeki "dini uyumu" bozacak etkinliklerden uzak durması istendi.

Çıkan olaylarda 5'i polis 22 kişinin yaralandığı bildirildi.

Yetkililer iki taraf arasında daha fazla çatışma yaşanmaması adına sokağa çıkma yasağının uygulandığını, salı gecesi ve çarşamba sabah saatleri boyunca kentte herhangi bir olay meydana gelmediğini duyurdu.

Polis şefi Santosh Rathore da, emniyet güçlerinin kentte devriye turları attığını ve insanların evlerinden ayrılmalarına izin verilmediğini söyledi.

Bölge yönetimi ayrıca Jamunaha sınır kapısından ülkeye giren kişilere, gidecekleri yere kadar polis tarafından eşlik edildiğini açıkladı.

Nüfusunun çoğunluğu Hindu olan ve henüz 2007'de laik bir devlete dönüşen Nepal'de dini gruplar arasındaki çatışmalar sık görülmüyor. Son yıllarda Müslüman azınlığa yönelik baskılarla gündeme gelen Hindistan sınırındaki Nepalgunj'un nüfusunun üçte biri Müslümanlardan oluşuyor.

Independent Türkçe



Trump'ın BM Daimi Temsilcisi adayı BM'yi önyargılı olmakla suçladı ve reform çağrısında bulundu

ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı Mike Waltz (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı Mike Waltz (Reuters)
TT

Trump'ın BM Daimi Temsilcisi adayı BM'yi önyargılı olmakla suçladı ve reform çağrısında bulundu

ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı Mike Waltz (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı Mike Waltz (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump'ın Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi adayı ve eski Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz, BM'nin muazzam potansiyelini överken reform yapılmasının önemini vurguladı.

Senato Dış İlişkiler Komitesi'ndeki onay oturumunda konuşan Waltz şunları söyledi: “Çin'den Rusya'ya, Avrupa'dan gelişmekte olan ülkelere kadar herkesin anlaşmazlıkları çözmek için bir araya gelebileceği bir yer olmalı. Ancak 80 yılın ardından BM, temel misyonu olan barışı sağlama görevinden uzaklaştı. BM Şartı’na ve onun temel ilkelerine geri dönmeliyiz. ‘Barışı koruma’ amacı halen önemli bir role sahip, ancak reforma da ihtiyaç var.”

Waltz, ABD'nin BM operasyonlarının yüzde 25'ini finanse ettiğini, Afrika'daki misyonların ‘milyarlarca dolara mal olduğunu ve on binlerce askeri içerdiğini’ kaydetti. Waltz, “1940'lardan bu yana var olan, yenilenmiş bir yetkisi olmayan ve görünürde bir sonu olmayan iki misyonumuz var. BM Güvenlik Konseyi'ne misyonların süresini ve maliyetlerini sınırlandırması, hedeflerini netleştirmesi ve ulus inşasına değil barışı korumaya odaklanması için baskı yapmalıyız” ifadelerini kullandı.

Waltz, Çin'le yüzleşmenin kendisi için ‘mutlak bir öncelik’ olduğunu vurguladı ve Pekin'in etkisine karşı koymak için ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ile birlikte çalışma sözü verdi.

BM'de ‘antisemitizmle’ yüzleşmek

Öte yandan Waltz, BM Genel Kurulu'nun 2015-2023 yılları arasında İsrail aleyhinde 154 karar kabul ederken, diğer tüm ülkeler aleyhinde sadece 71 karar kabul ettiğine dikkat çekerek, ‘yaygın antisemitizmle’ yüzleşilmesi gerektiği çağrısında bulundu. Waltz, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) çalışanlarını 7 Ekim olaylarına karışmakla ve okullarını da ‘Yahudi karşıtı nefreti öğretmekle’ suçlayarak, ‘UNRWA'nın dağıtılması’ gerektiğini bildirdi.

Waltz, ‘İsrail ile iş yapan ABD şirketlerinin boykot edilmesi çağrısında bulunan BM Filistin Özel Raportörü Francesca Albanese'nin yeniden atanmasının bu önyargının bir tezahürü olduğunu’ söyledi.

Suriye ‘değerlendirilmesi gereken bir fırsat’

Suriye konusunda ise Waltz, ABD için büyük bir fırsat olduğunu belirterek, önceliklerinin BM'deki müttefik ve ortaklarıyla birlikte çalışarak ‘Esed rejimini hedef alan ve İran'ın etkisini sınırlayan yaptırımları’ kaldırmak olacağını vurguladı.

Waltz, “Önümüzde değerlendirilmesi gereken bir fırsat olduğunu düşünüyorum. Ancak kritik bir dönemden geçiyoruz. Bu bana Libya’yı hatırlatıyor, bir seçim yapmamız gerekiyor: Ya bu fırsatı değerlendiririz ya da Suriye kaosa sürüklenir ve bu da tüm bölgeyi beraberinde sürükleyebilir. Şu anda bu fırsat değerlendirilebilir” şeklinde konuştu.

Suriye konusunda ABD’nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff, Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack ve diğer yetkililerle birlikte çalışmayı dört gözle beklediğini ifade eden Waltz, “Suriye'de Libya'da yaptığımızdan daha iyisini yapmayı umuyoruz” dedi.

Waltz sözlerini şöyle tamamladı: “ABD Başkanı'nın liderliğinde barış ve refahı yaymaya devam edebileceğimize ve ‘BM'yi yeniden büyük yapabileceğimize’ inanıyorum.”