ABD'den Çin merkezli 25 kurum ve kişiye fentanil yaptırımı

"Amerikalıları kimin zehirlediğini biliyoruz"

Fentanille mücadele ABD'ye yılda 1,5 trilyona mal oluyor (Reuters)
Fentanille mücadele ABD'ye yılda 1,5 trilyona mal oluyor (Reuters)
TT

ABD'den Çin merkezli 25 kurum ve kişiye fentanil yaptırımı

Fentanille mücadele ABD'ye yılda 1,5 trilyona mal oluyor (Reuters)
Fentanille mücadele ABD'ye yılda 1,5 trilyona mal oluyor (Reuters)

ABD yönetimi, Çin merkezli 25 şirket ve kişiye fentanil yapımında kullanılan kimyasalların üretimini yaptıkları iddiasıyla yaptırım uygulama kararı aldı.

Soruşturmayı yürüten Başsavcı Merrick Garland, fentanil konusunda tedarik zincirinin genellikle Çin'deki kimya şirketlerinden başladığını öne sürdü.

Yaptırım kararına tepki gösteren Pekin yönetiminden yapılan açıklamadaysa, fentanil krizinin kökenlerinin ABD'nin içinde olduğu vurgulandı.

Çin Dışişleri Bakanlığı'ndan AFP'ye yapılan açıklamada, "ABD'nin Çinli kurum ve kişilere yönelik yaptırımlara, bu kurumların haklarının ve çıkarlarının ciddi şekilde ihlal edilmesine karşıyız. Çin hükümeti uyuşturucu suçlarıyla katı şekilde mücadele etmektedir ve öncül kimyasallar üzerinde sert bir kontrol uygulamaktadır. Baskı ve yaptırım uygulamak ABD'nin problemlerini çözmez" ifadelerine yer verildi. 

Fentanil yapımında kullanılan kimyasalların tedariğinde duraklardan birinin Çin olduğu iddiaları nisanda Meksika Devlet Başkanı Manuel Lopez Obrador'un Pekin'den yardım istemesiyle de gündeme gelmiş, Çin Dışişleri Sözcüsü yaptığı açıklamayla bu iddiaları reddetmişti.

"Amerikalıları kimin zehirlediğini biliyoruz"

ABD Hazine Bakanlığı tarafından alınan yaptırım kararında, Çin merkezli bir ağın fentanil üretimi ve dağıtımından sorumlu olduğu iddia edildi. 

Açıklamada yaptırıma konu olan şirketlerin yanlış adresler kullandığı ve tespit edilmemek için dağıtımını yaptıkları ürünleri yanlış etiketledikleri belirtildi.

Yaptırımlar Çin merkezli 12 şirket ve 13 kişinin yanı sıra, Kanada merkezli iki kurum ve bir kişiyi de kapsıyor.

Yaptırım kapsamına alınan şirketlerin ABD'deki mal varlıkları dondurulurken, Amerikan vatandaşlarının da bu şirketlerle iş yapması yasaklandı.

ABD Hazine Bakanlığı'nın yaptırım kararı, Başsavcı Garland'ın uyuşturucuyla mücadele için atılacak adımları değerlendirmek üzere Meksika'ya düzenleyeceği ziyaretten kısa bir süre önce geldi.

Garland gazetecilere yaptığı açıklamada şunları söyledi:

"Amerikan halkını fentanille zehirleyenin kim olduğunu biliyoruz. Bu şebeke, kartel liderlerini ve onların uyuşturucu kaçakçılarını, kara para aklayıcılarını, gizli laboratuvar teknisyenlerini, güvenlik güçlerini, silah tedarikçilerini ve kimyasal tedarikçilerini kapsıyor. Ve Amerikalıların ölümüyle biten bu küresel fentanil tedarik zincirinin genellikle Çin'deki kimya şirketleriyle başladığını biliyoruz" 

Meksika üzerindeki baskı artıyor

Ağrı kesici ve yatıştırıcı olarak da kullanılan etkili bir ilaç olan fentanil, ABD'de son yıllara damga vuran uyuşturucu krizinde büyük rol oynuyor.

Doktorlar tarafından yasal şekilde reçetelendirilebilen fentanile yönelik bağımlılığın artması, yasa dışı üretim ve aşırı doz vakalarının dramatik bir şekilde sıklaşmasına neden olmuştu.

2022'de fentanil bağlantılı ölümler 109 bin 680'e ulaşarak rekor kırmıştı.

ABD'li yetkililer ülke genelindeki fentanil salgınından Meksikalı uyuşturucu çetelerini sorumlu tutuyor.

Washington, uyuşturucu kartelleriyle mücadele için Meksika yönetimi üzerindeki baskıyı artırırken, askeri müdahale isteyen Cumhuriyetçilerin sayısıysa artıyor.

Meksika son olarak uyuşturucu baronu El Chapo Guzman'ın oğlu Ovidio Guzman'ı ABD'ye iade etmişti. Guzman, fentanil ticareti şebekesi kurmak ve yönetmekle suçlanıyor.

Gelecek hafta fentanille mücadele seçeneklerini değerlendirmek için Meksika'ya yapılacak ziyarete Başsavcı Garland'ın yanı sıra Dışişleri Bakanı Antony Blinken ve İç Güvenlik Bakanı Alejandro Mayorkas'ın da katılması bekleniyor.

Independent Türkçe



Trump'ın “tarihi” ziyareti ve Riyad'da Körfez-ABD zirvesi

TT

Trump'ın “tarihi” ziyareti ve Riyad'da Körfez-ABD zirvesi

Trump'ın “tarihi” ziyareti ve Riyad'da Körfez-ABD zirvesi

ABD Başkanı Donald Trump Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Katar'ı kapsayan ziyaret turunu ‘tarihi’ olarak nitelendirdi. Trump, 13-16 Mayıs tarihleri arasında gerçekleşecek resmi ziyaretlerinin başlangıcında Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'a gitmek üzere yol çıkmadan önce Beyaz Saray'da bir basın toplantısı düzenledi.

Bugün Riyad'a ulaşan Trump, ilk başkanlık döneminde başlattığı yurtdışı ziyaretlerini 2017 yılının aynı ayında Suudi Arabistan'a gerçekleştirdiği ziyareti yine tarihi bir ziyaretle tekrarlamış oldu. Trump, önceki ziyareti sırasında Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdülaziz ile görüşmüştü. Ziyaret sırasında iki ülke arasında bir dizi önemli anlaşma imzalandı.

Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt, Başkan Trump'ın Suudi Arabistan, Katar ve BAE'yi kapsayan ziyarete büyük önem verdiğini belirtti.

Leavitt, cuma günü düzenlediği basın toplantısında “Başkan Trump Ortadoğu ülkeleriyle ilişkilerini güçlendirmek istiyor” dedi.

Beyaz Saray Sözcüsü, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Başkan Trump, sekiz yıl sonra ABD ve Ortadoğu ülkelerinin iş birliğine dayalı ilişkilere sahip olduğu, radikalizmin yenilgiye uğratıldığı ve yerini kültürel alışveriş ve ticarete bıraktığı müreffeh ve başarılı bir Ortadoğu vizyonunu yeniden teyit etmek üzere bölgeyi bir kez daha ziyaret edecek.”

Trump’ın toplantılarla dolu bir programı var

Beyaz Saray'ın aktardığı ABD Başkanı'nın ziyaret programına göre Trump, iş adamları ve yatırımcılarla ikili görüşmelerin yanı sıra Suudi Arabistan-ABD Yatırım Forumu'na katılacak.

ujı
Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'daki bir köprüde Suudi Arabistan ve ABD bayrakları dalgalanıyor (Reuters)

Trump yarın Riyad’da düzenlenecek beşinci Körfez İşbirliği Teşkilatı (KİK)-ABD zirvesi için KİK üyesi ülkelerin liderleriyle bir araya gelecek.

ABD Dışişleri Bakanlığı Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada ziyaretin, Suudi Arabistan’ın Ukrayna'daki savaşla ilgili müzakerelere ev sahipliği yapmasının yanı sıra Sudan ve Yemen'in istikrara kavuşturulmasında oynadığı rolü göz ardı edilmeyeceğini vurguladı.

ABD Dışişleri Bakanlığı Bölge Sözcüsü Samuel Warburg, ülkesinin, Suudi Arabistan’ın çatışmalara yönelik siyasi çözümleri destekleme girişimlerini, küresel enerji piyasalarını güvence altına almaya yönelik devam eden çabalarını ve bölgesel ve uluslararası diplomatik araçlar yoluyla bölgesel istikrara yaptığı katkıları takdir ettiğini söyledi.

Masada yer alan dosyalar

ABD Başkanının ziyareti sırasında ele alınması beklenen dosyalarla ilgili olarak bunların bölgesel güvenlik, savunma iş birliği, teknoloji ve yenilenebilir enerji yatırımlarıyla ilgili stratejik dosyaları içereceğini belirten Warburg, Kızıldeniz'deki seyrüsefer güvenliğine yönelik tehditlerin yanı sıra Gazze, Lübnan, Yemen, Sudan, Libya, Lübnan, Irak'taki gelişmeler ve İran'ın istikrarı bozucu davranışlarıyla mücadele konularında koordinasyonu arttıracaklarını vurguladı.

Warburg, sözlerine şöyle devam etti:

“Başkan Trump'ın Suudi Arabistan'a yapacağı ziyaret, Riyad ve Washington arasındaki ikili ilişkiler açısından savunma, güvenlik, yatırım ve enerji gibi alanlarda iki ülke arasındaki stratejik ortaklığın güçlendirilmesi için önemli bir fırsat teşkil ediyor.”

fgrty
Suudi Arabistan Veliaht Prensi’nin ABD ziyareti sırasında ABD Başkanı ile çekilen bir fotoğrafı (SPA)

ABD’nin bölgesel ve uluslararası zorluklarla yüzleşmek ve ortak çıkarlara dayalı daha fazla çeşitlendirilmiş ve sürdürülebilir ekonomik ilişkiler kurmak için bu iş birliğini derinleştirme çabasına işaret eden Warburg, bu ziyaretin aynı zamanda Washington'un Ortadoğu'daki önemli ortaklarıyla ittifaklarını güçlendirme konusundaki sarsılmaz kararlılığını da gösterdiğini söyledi. Görüşmelerin yatırım ve savunma konularını içermesinin muhtemel olduğunu ifade eden Warburg, “ABD, Suudi Arabistan ile özellikle yenilenebilir enerji ve teknoloji alanlarında ekonomik ortaklıkları güçlendirmenin yanı sıra bölgesel tehditler karşısında ortak çıkarları korumak için savunma iş birliğini genişletmeyi hedefliyor” diye ekledi.

Tüm bu görüşmeler, bölgedeki müttefik ve ortakların savunma kabiliyetlerini güçlendirmelerini ve ekonomilerini geliştirmelerini sağlamaya yönelik daha geniş bir yaklaşım çerçevesinde gerçekleştiriliyor.

Sekizinci başkan ve 14’üncü ziyaret

ABD Dışişleri Bakanlığı verilerine göre Başkan Donald Trump, ABD başkanları Richard Nixon, Jimmy Carter, George H.W. Bush, Bill Clinton, George W. Bush, Barack Obama ve Joe Biden'ın ziyaretlerinin ardından son elli yılda Suudi Arabistan'ı ziyaret eden sekizinci ABD başkanı olurken, Trump'ın bugün başlayan ziyareti bir ABD başkanının Suudi Arabistan'a yaptığı on dördüncü ziyaret olacak.

rgtbhnj
Eski ABD Başkanı George Bush, 2008 yılında Suudi Arabistan'ı iki kez ziyaret etti (SPA)

Suudi Arabistan'ı iki kez ziyaret eden ABD başkanları George H.W. Bush ve oğlu George W. Bush'un yanı sıra resmi rakamlara göre iki dönemlik başkanlığı sırasında Suudi Arabistan'ı dört kez ziyaret eden eski Başkan Barack Obama gibi bazı ABD başkanları da Suudi Arabistan ziyaretlerini birden fazla kez tekrarladı. Başkan Trump da 2017 yılında, ilk başkanlık döneminde Suudi Arabistan'ı ziyaret etmişti. Şimdi ikinci döneminde dış gezilerine başlamak üzere Suudi Arabistan’ı yeniden ziyaret ediyor.

ABD Başkanı'nın Suudi Arabistan'a gelişi öncesinde Suudi Arabistan İletişim ve Bilgi Teknolojileri Bakanı Mühendis Abdullah es-Sevaha dün Beyaz Saray Yapay Zeka ve Dijital Para Birimleri Kıdemli Danışmanı David Sachs ile yapay zeka alanında iki ülke arasındaki stratejik ortaklığı güçlendirmenin yollarını görüştü.

Şarku’l Avsat’a konuşan ABD'li ve Suudi üst düzey yetkili, ziyaretle birlikte düzenlenecek olan ve ABD yönetiminden bazı yetkililerin de katılacağı Suudi Arabistan-ABD Yatırım Forumu'nda hayati alanlarda önemli anlaşmaların yapılacağını belirttiler.

“Siyasi açıdan belirleyici bir an”

Şarku’l Avsat'a konuşan gözlemciler, ABD Başkanı Donald Trump'ın ziyaretinin iki ülke arasındaki ilişkilerde bir dönüm noktasını temsil ettiğini, stratejik ortaklığı güçlendireceğini ve her iki tarafın çıkarlarını yerine getirmek için güvenlik, ekonomi ve yatırım alanlarına ivme kazandıracağını düşünüyor. Aynı gözlemciler, Filistin meselesi ve İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarını durdurmanın önemi, iki devletli bir çözüm için baskı yapılması ve Trump'ı Netanyahu'nun ABD'nin bölgedeki çıkarlarına ulaşmada gerçek bir engel olduğuna ikna etmenin Riyad ve Washington arasındaki başlıca tartışma dosyaları arasında yer alacağına inanıyorlar.

ABD'nin eski Riyad Büyükelçisi Michael Alan Ratney, Başkan Trump'ın mayıs ayı ortalarında Riyad'a yapacağı ziyaretin ABD-Suudi Arabistan ortaklığının gücünün açık bir göstergesi ve Washington'ın Riyad ile stratejik ittifakına duyduğu güvenin somut bir örneği olduğu değerlendirmesinde bulundu.

Şarku’l Avsat'a yaptığı özel açıklamada Ratney, Başkan Trump'ın ikinci döneminin ilk durağı olarak Suudi Arabistan'ı seçmesinin sadece iki ülke arasındaki ilişkilerin stratejik boyutunu değil, aynı zamanda Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile olan şahsi bağlarının derinliğini de yansıttığını söyledi.