Biden’dan İran'a Nergis Muhammedi'yi derhal serbest bırakma çağrısı

İranlı aktivist Nergis Muhammedi. (AP)
İranlı aktivist Nergis Muhammedi. (AP)
TT

Biden’dan İran'a Nergis Muhammedi'yi derhal serbest bırakma çağrısı

İranlı aktivist Nergis Muhammedi. (AP)
İranlı aktivist Nergis Muhammedi. (AP)

ABD Başkanı Joe Biden, İran'da tutuklu bulunan İranlı insan hakları aktivisti Nergis Muhammedi'yi ‘derhal’ serbest bırakması için Tahran’a çağrı yaptı. Muhammedi’nin bu yılın Nobel Barış Ödülü'nü kazandığını söyleyen Biden, onun ‘sarsılmaz cesaretine’ övgüde bulundu. Biden’ın açıklaması şöyle dolu:

“Bu ödül, dünyanın Nergis Muhammedi'nin özgürlük ve eşitlik çağrısı yapan gür sesini halen duyduğunun ilanıdır. İran hükümetini onu ve cinsiyet eşitliği savunucusu arkadaşlarını derhal serbest bırakmaya çağırıyorum.”

Biden'dan önce Birleşmiş Milletler de Muhammedi'nin serbest bırakılmasını talep etmişti. Cenevre'deki Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği Sözcüsü Liz Throssell, “İran'daki kadınlar dünyaya ilham kaynağı oldu. Misilleme, korkutma ve şiddet karşısında cesaretlerini ve kararlılıklarını gördük. Onun ve İran'da hapsedilen tüm insan hakları savunucularının serbest bırakılmasını talep ediyoruz” diye konuştu.

Birleşmiş Milletler Sözcüsü Alessandra Veloce ise BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'in "İran'daki kadın ve kız çocuklarının haklarını savunma konusunda çok net olduğunu" söyledi.

İranlı genç kadın Mahsa Amini'nin ölümüne yol açan baskılara karşı düzenlenen protestolardan birinde alınan görüntüsü. (Reuters arşiv)
İranlı genç kadın Mahsa Amini'nin ölümüne yol açan baskılara karşı düzenlenen protestolardan birinde alınan görüntüsü. (Reuters arşiv)

Kadınlara yönelik baskı

2023 Nobel Barış Ödülü, kadın hakları konusundaki çalışmalarından dolayı cezaevinde bulunan İranlı aktivist Nergis Muhammedi'ye verildi. Norveç Nobel Komitesi Başkanı Berit Reiss-Andersen dün yaptığı açıklamada, İran'da ‘baskı altındaki kadınlar için gösterdiği mücadele ve herkes için insan hakları ve özgürlükleri teşvik etme çabasından’ dolayı ödülün 51 yaşındaki aktivist ve gazeteciye verildiğini söyledi.

Nergis Muhammedi'nin ailesi ise yazılı bir açıklama yaparak tutuklu Nergis'e Nobel Barış Ödülü verilmesinin “İran'daki özgürlük mücadelesi için tarihi ve önemli bir an" diye niteledi. Muhammedi'nin ailesi tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Bu ödülü tüm İranlılara, özellikle de cesaretleri, özgürlük ve eşitlik mücadeleleriyle tüm dünyaya ilham veren İranlı kadın ve kızlara ithaf ediyoruz."

Aktivist Nergis Muhammedi, hayatını İran'da insan haklarını savunmaya adadı. Bu da onun parmaklıklar ardında geçirdiği yıllara ve ailesinden acı dolu bir şekilde ayrılmasına mal oldu. Başörtüsü takma zorunluluğuna ve ölüm cezasına karşı mücadele eden Muhammedi cezaevlerinde ve bir yıldan fazla bir süre önce yeniden alıkonulduğu Tahran'daki Evin Hapishanesi’ndeki hücresinde meydana gelen cinsel şiddeti kınadı. 

Fotoğraf Altı: İranlılar, Mahsa Amini'nin öldürülmesinin birinci yıl dönümünü anarken protestolarda yaşamını yitirenlerin fotoğrafları Brüksel'de sergileniyor. (Reuters)
İranlılar, Mahsa Amini'nin öldürülmesinin birinci yıl dönümünü anarken protestolarda yaşamını yitirenlerin fotoğrafları Brüksel'de sergileniyor. (Reuters)

Tutuklamalar

Nergis Muhammedi 1998'den bu yana birçok kez hapse atıldı. Yakın zamanda yeni suçlamalarla yargılanması bekleniyor. Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü, Nergis'i ‘gerçek adli baskının’ kurbanı olarak görüyor. ‘Kadın... Hayat... Özgürlük’ hareketleri bir yılı aşkın süredir İran'ı sarsıyor. Ancak Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Nobel Barış Ödülü'nün aktiviste verilmesi oldukça sembolik olarak nitelendiriliyor.

İranlı Mahsa Amini'nin sıkı kıyafet kurallarına uymadığı için ‘ahlak polisi’ tarafından tutuklanmasının ardından öldürülmesiyle başlayan protestolar şiddetle bastırıldı. Ancak Muhammedi için İran'daki değişimin artık ‘geri dönüşü yok.’ Muhammedi geçen ay parmaklıklar ardında yazışmalar yoluyla AFP’ye verdiği özel röportajda şunları söyledi:

“Protesto hareketi, artık geri döndürülemez hale gelen demokrasi, özgürlük ve eşitlik arayışı sürecinin hızlanmasına katkıda bulundu ve insanlar dine karşı bile hoşnutsuz ve düşman hale geldi.”

Protestoların başladığı 16 Eylül 2022'den iki ay önce Nergis Muhammedi, ailesinin yönettiği Instagram hesabında başörtüsü zorunluluğuna karşı çıkan bir gönderi paylaştı. Paylaşımda şu ifadelere yer verildi:

“Bu otoriter rejimde kadınların sesi ve saçı yasak. Ben Nergis Muhammedi, zorunlu başörtüsünü kabul etmeyeceğimi beyan ederim."

Bu paylaşımdan iki ay sonra İran'da kadınların başörtülerini yaktığı videolar yayıldı.

Fotoğraf Altı: İran, Mahsa Amini'nin ölümünün ardından çıkan protestolarda tutuklanan yedi kişiyi idam etti. (Reuters arşiv)
 İran, Mahsa Amini'nin ölümünün ardından çıkan protestolarda tutuklanan yedi kişiyi idam etti. (Reuters arşiv)

İran'dan ayrılmayı reddettim

İran'ın kuzeybatısındaki Zencan şehrinde 1972 yılında doğan Nergis Muhammedi, mühendislik ve fizik okudu. Reformcu gazetelerle iş birliği yaparak gazetecilik alanında da çalıştı. 21’inci yüzyılın ilk on yılında Muhammedi, 2003 yılında Nobel Barış Ödülü sahibi İranlı avukat Şirin Ebadi tarafından kurulan İnsan Hakları Savunucuları Merkezi'ne (şu anda Başkan Yardımcısı olarak görev yapıyor) katıldı. İranlı aktivist idam cezasının kaldırılması için mücadele ediyor.

Paris'te ikamet eden ve Muhammedi'yi de iyi tanıyan İranlı insan hakları aktivisti Rıza Maini, AFP’ye şunları söyledi:

“Nergis'in ülkeyi terk etme fırsatı vardı ama o bunu yapmayı reddetti ve sessizlerin sesi oldu. Cezaevinde bile görevini unutmuyor ve tutukluların durumlarını rapor ediyor.”

Muhammedi, ‘Beyaz İşkence’ başlıklı kitabında mahkumların tutukluluk koşullarını ve özellikle de kendisinin de kurbanı olduğunu söylediği hücre hapsine konulmayı kınadı. Kocası Taki Rahmani'nin açıklamasına göre Muhammedi şu an Evin Hapishanesi'nin kadınlar koğuşunda 50 kadın mahkumla birlikte tutuklu bulunuyor. Rahmani, Nergis'in hayatında üç şeyin mücadelesi olduğunu vurguladı: insan haklarına saygı, feminizme bağlılık ve hesap verebilirlik.

Fotoğraf Altı: Nergis Muhammedi'nin kocası ailesinin fotoğraflarını gösterdi. (AP)
Nergis Muhammedi'nin kocası ailesinin fotoğraflarını gösterdi. (AP)

Çocuklarını göremedi

İdam cezasının kaldırılması için çağrıda bulunan Nergis Muhammedi, ‘yasal lisansı olmayan bir örgüt kurma ve büro açma’ suçlamasıyla yaklaşık beş yıl (Mayıs 2015- Ekim 2020) hapis cezasına çarptırıldı. Muhammedi daha sonra ‘rejim aleyhine propaganda yapmak’, ‘ulusal güvenliğe karşı suç işlemek amacıyla toplanmak’, ‘gizli anlaşma yapmak’ ve ‘yasa dışı grup kurmak’ suçlamalarıyla bir kez daha yıllarca hapis ve kırbaç cezasına çarptırıldı. Uluslararası Af Örgütü tarafından ‘düşünce mahkumu’ olarak görülen Muhammedi, 2015'ten bu yana iki çocuğu Kiana ve Ali'yi görmekten mahrum bırakılıyor.

Muhammedi AFP ile yaptığı daha önceki bir röportajında şunları söylemişti:

“Çocuklarım Kiana ve Ali'yi sekiz yıldan fazla bir süredir görmüyorum ve bir buçuk yıldır da onların sesini duymuyorum. Bu dayanılmaz ve tarif edilemez bir acı.”

Muhammedi’nin kocası ve 16 yaşındaki ikiz çocukları Fransa'da yaşıyor. Koca Taki Rahmani açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

“24 yıllık evliliğimiz boyunca sadece 5 veya 6 yıl birlikte yaşadık. Hiç pes etmedi ve etmez. Denediler ama şu ana kadar başarılı olamadılar, aksine kararlılığını güçlendirdiler. Nergis çok hayat dolu ve iyimser bir insan.”



İşgal altındaki Golan'da Trump Heights yerleşimcileri genişlemeye hazır

Trump Heights yerleşimi (AFP)
Trump Heights yerleşimi (AFP)
TT

İşgal altındaki Golan'da Trump Heights yerleşimcileri genişlemeye hazır

Trump Heights yerleşimi (AFP)
Trump Heights yerleşimi (AFP)

İsrail'in ilhak ettiği Suriye'ye ait Golan Tepeleri'ndeki toprak bir tepeye çıkan dolambaçlı bir yolun sonunda, araçların bir kartal heykelinin ve ABD'nin seçilmiş başkanının adını taşıyan altın renkli bir tabelanın yanından geçmesi için sıfır kapılar yavaşça açılıyor.

Donald Trump'ın adını taşıyan ‘Trump Heights’ (Trump Tepeleri) yerleşiminin giriş tabelasında, 2019 yılında İsrail'in stratejik konumdaki platoyu ilhakını tanıyarak ABD'yi bunu yapan ilk ve şu ana kadar tek ülke haline getirmesine şükran olarak İsrail ve ABD bayrakları bulunuyor.

Beş yıl sonra, yaklaşık 26 aile yerleşimde geçici ve mobil evlerde yaşarken, büyük ölçekli bir genişleme planı bekleniyor.

Topluluk yetkilisi Yarden Freeman'a göre Trump Heights yerleşiminin nüfusu üç yıl içinde iki katına çıkacak. Freeman, 99 ailenin geniş araziler üzerindeki yeni evlere taşınmasını ve bu evlere uygun yeni altyapının kurulmasını bekliyor.

Freeman, İsrail hükümetinin pazar günü Golan'daki Yahudi yerleşimci sayısını iki katına çıkarmak için 40 milyon şekel (11 milyon dolar) harcama planını onaylaması beklendiğinden planın resmi destek almasını bekliyor.

Plan, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'in devrilmesi ve ordu güçlerinin Suriye ile İsrail arasındaki tampon bölgeye girerek kontrolü ele geçirmesinin ardından açıklandı.

İsrail, düşmanların eline geçmesini önlemek amacıyla Suriye'nin askeri tesislerine yüzlerce saldırı düzenledi ve Suriye'nin yeni liderlerinin oluşturduğu tehdit konusunda defalarca uyarıda bulundu.

İsrail 1967'de Golan Tepeleri'nin büyük bölümünü işgal etti ve 1981'de sadece ABD'nin tanıdığı bir hamleyle ilhak ettiğini duyurdu.

‘Güçlü sivil cephe’

Yerleşimciler, özellikle İran destekli Hizbullah'ın füze ve insansız hava araçlarıyla (İHA) bir yılı aşkın süredir devam eden saldırılarının ardından yeni bütçeyi memnuniyetle karşıladı.

Bölge Konseyi Başkan Yardımcısı Yacoub Sylvain, “Hükümetin Golan'ın önemini ve sadece güvenlik değil toplumsal kalkınma için de yatırım yapılması gerektiğini kabul etmesinden dolayı çok mutluyuz. İsrail'in kuzeydoğu cephesi olarak, sadece manzara için burada değiliz” ifadelerini kullandı.

Sylvain'e göre 7 Ekim 2023'te Hamas'ın İsrail'in güneyine düzenlediği saldırı ‘güçlü bir sivil cepheye duyulan ihtiyacı’ gösterdi.

Komşu yerleşim topluluğu Yonatan'da yaşayan Sylvain, “İsrail devleti tarihindeki en kötü trajedinin ardından, şimdi daha iyisini inşa etmeye ve yeniden inşa etmeye devam etmemiz gerekiyor” dedi.

Sylvain, yaklaşık 30 bin Yahudi nüfusun yanı sıra işgal edildiğinde topraklarını terk etmeyen ve Suriyeli olmaktan gurur duyan 23 bin Dürzi'nin yaşadığı bölgeyi kalkındırmak için stratejik bir planın olduğunu belirtti.

Plan, yolların ve diğer altyapının iyileştirilmesi ve tek Golan kasabası Katzrin de dahil olmak üzere mevcut yerleşim topluluklarının genişletilmesinin yanı sıra, biri Trump Heights yakınlarında ve diğeri Lübnan ile tartışmalı topraklarda inşa edilebilecek üç yeni topluluğun kurulmasını da içeriyor.

İsraillilerin Dov Dağı, Lübnanlıların ise Şeba Çiftlikleri olarak adlandırdığı bölgeye atıfta bulunan Sylvain, “İsrail Toprak İdaresi'nden belgeleri yeni aldık” dedi.

Sylvain, bir ekibin orada inşaat yapma olasılığını araştırmaya hazırlandığını söyledi. Toprak İdaresi bu açıklama hakkında henüz yorum yapmadı.

‘Bu bizim gerçeğimiz’

Trump Heights'ta, inşaat halindeki binaların yanında, yaklaşık 50 yeni evin temelini atmak için zemin temizlendi.

Freeman, ilk ailenin 2021'de bölgeye gelmesinden bu yana, toplulukta bugün yaklaşık 70 yetişkin ve 13 yaşın altında 60'tan fazla çocuk bulunduğunu belirtti.

Freeman, 2023'te patlak veren savaşa rağmen tüm ailelerin kişisel bağları sayesinde bölgede kaldığını; yerleşim topluluğunun hem dindar hem de seküler Yahudileri içerdiğini bildirdi.

Küçük bir evin dışında, 31 yaşındaki Yedidia Ostrov, düşen dalları ve yaprakları topluyordu.

Salı günü eşiyle birlikte Trump Heights'a taşınan Ostrov AFP'ye verdiği demeçte, “Buraya geldik, çünkü toplumun vizyonuna, buradaki insanlara ve onların geleceğe yönelik arzularına katılıyoruz” dedi.

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığına göre güvenlik durumundaki istikrarsızlıkla ilgili endişeleri sorulan Ostroff şunları söyledi: “Endişeli değilim... Ne yazık ki alıştığımız şey bu. Umarım durum sakin kalır ama bu bizim gerçeğimiz.”