Fransa tahtakurularına karşı savaş açtı

Fransa’nın bazı bölgelerinde halk tahtakuruları sebebiyle toplu taşımayı kullanmaktan ve sinema salonlarına gitmekten korkuyor

Tahtakuruları ile mücadelede uzman bir kişi Paris’teki bir daireyi sterilize ediyor (Reuters)
Tahtakuruları ile mücadelede uzman bir kişi Paris’teki bir daireyi sterilize ediyor (Reuters)
TT

Fransa tahtakurularına karşı savaş açtı

Tahtakuruları ile mücadelede uzman bir kişi Paris’teki bir daireyi sterilize ediyor (Reuters)
Tahtakuruları ile mücadelede uzman bir kişi Paris’teki bir daireyi sterilize ediyor (Reuters)

Fransa, son günlerde yeni bir düşmana karşı ‘savaş durumuna’ girdi. Bu düşman, ülkenin sınırlarını tehdit eden bir dış düşman veya ülkenin içine hücrelerini yerleşmiş bir iç düşman ya da tüm mutasyonlarıyla yayılan Kovid-19 gibi bir virüs değil.

Fransızlar korkuyor, bazıları artık ulaşım için trenleri kullanmaya cesaret edemiyor. Bazıları Paris’in en kolay ve hızlı ulaşım aracı olan metroya binmeyi reddediyor. Okullarda öğrenciler arasında korku yayıldı ayrıca bazı aileler de çocuklarının okullara gitmelerini istemiyor. Sinema salonları müşterilerinin çoğunu kaybederken, hükümetin kafası karışık zira bu yeni tür savaşla nasıl başa çıkacağını henüz bilmiyor.

saacs
Bazı Fransızlar Paris’te toplu taşıma araçlarını kullanmaktan korkuyor (EPA)

Bu, füzelerin, mermilerin ve elbette ölümlerin yer almadığı bir savaş. Ancak yine de bir endişe ve rahatsızlık kaynağı haline geldi zira insanların evlerin içine kadar ilerledi. Bazı aşırı siyasi partilerin kendi propaganda ve ideolojilerine hizmet eden her şeyi kullanmaktan çekinmemesi nedeniyle aşırı sağ, söz konusu durumdan mülteci ve göçmenleri sorumlu tuttu.

Endişe verici bir yayılma

Tahtakurularının ne olduğunu bilmeyenler için, bu haşereler kurtulması zor olan sinir bozucu böcekler. Kanepelere, yastıklara, şiltelere, eski mobilyalara yayılırlar, çabuk ürerler ve kan emerek yaşarlar. Onlardan kurtulmanın en iyi yolu böceklerin bulunduğu eşyaların buzdolaplarına konulmasıdır. Fransa’da bu endişe verici bir durum oldu. Uzman şirketlerin konteyner boyutunda buzdolapları var olsa da bu aşırı talebe cevap vermeye yetişemiyorlar. Sıcaklığın -40 derecenin altına düştüğü buzdolaplarına içine giysi, kanepe ve perdelerle dolu büyük torbalar atılıyor. Tahtakuruların varlığını tespit etmenin en iyi yolu, gelişmiş koku alma duyuları sayesinde evde, ofiste veya sinemada varlıklarını tespit edebilen eğitimli köpekler kullanmaya dayanıyor. Bu köpeklerin sahiplerinden biri, şüpheli bir evi ziyaret etmenin maliyetinin yaklaşık 175 euro olduğunu belirtiyor.

cdsds
Paris’teki bir mağazada tahtakurusu yok etme ürünleri (AFP)

Bugüne kadar hükümet, insanları hedef alan, kanlarını emen ve 7 okulun kapatılmasına neden olan bu zararlı böceklerle mücadele için sihirli bir çözüm bulamadı. Eğitim Bakanı Gabriel Attal, cuma akşamı bir televizyon kanalında 17 okulda tahtakurularının ‘çeşitli düzeylerde’ görüldüğünü bildirdi. İsminin gizli kalmasını isteyen bir öğretmen, ‘ebeveynler ve öğrenciler arasında bir endişe durumu var’ dedi. Ayrıca “Ebeveynlerden sürekli olarak tahtakuruları ortalıkta olduğu sürece çocuklarını göndermeyeceklerini söyleyen mektuplar alıyorum” ifadelerini de sözlerine ekledi.

scdf
7 Ekim’de Paris’teki Nord Tren istasyonunda treni bekleyenler (AFP)

Ancak bu olgunun en önemli özelliği, özellikle bir yerden başka bir yere bulaşmasının çok kolay olması nedeniyle, evinde, özellikle de yatağında varlığından şüphelenen insanlar arasında paniğe neden olması oldu. Fransa’da ‘tahtakurularının var olmadığını’ belirten Ulaştırma Bakanı Clement Beaune’in ifadeleri de olmak üzere hükümetin verdiği güvencelerin hiçbir faydası olmadı. Hükümet, böceklerin yaygınlığına ilişkin konuşmaların ‘abartı’ olduğunu belirtti. Böceklerin Fransa’da nasıl ortaya çıktığı, kaynağının yerel mi yoksa örneğin Kovid-19 salgınında olduğu gibi yurt dışından mı geldiği bilinmiyor.

Hükümet bir çıkmazda

Bugüne kadar otellere tahtakurularının geldiği gözlemlenmedi ya da gelmiş olabilir ancak otel sahipleri, bunun müşterilere yansıyacağı korkusuyla bunu açıklamaktan kaçınıyor olabilir. Fransız haber ajansı AFP yıllardır, otelde kaldığı süre boyunca keşfettiği tahtakurularıyla mücadele etmek için çalışan 72 yaşındaki Marie-Christine Gesta adında bir kadınla iletişim kurmayı başardı. Kadın, adını veya yerini açıklamadığı bir otelde kalmasının ardından evinde bu böcekleri keşfettiğini belirtti.

cdfr
Fransa Ulaştırma Bakanı, 4 Ekim'de Paris'te düzenlediği basın toplantısında (EPA)

Bu durum, Fransa’nın Dünya Rugby Şampiyonası’na ev sahipliği yaptığı ve gelecek yaz Olimpiyat Oyunlarına ev sahipliği yapmaya hazırlandığı sırada yayıldı ve bu böceklerin yayılmasının genişlemesiyle hiçbir ilgileri yok. Trenlerde ve metro vagonlarında oturmayı veya koltuklara yaklaşmayı reddeden ve kendilerine yaklaşan herkese endişeyle bakan yolcular bulunuyor.

Geçtiğimiz hafta Başbakan Elisabeth Borne, bir eylem planı geliştirmek amacıyla bu olayla ilgilenen bakanları ortak bir toplantıya davet etti. Bir okulu veya binayı temizlemek, sakinlerinin uzaklaştırılmasını, kapatılmasını ve böceklere kimyasallarla müdahale edilmesini gerektiriyor. Evlerde böcekleri tespit etmenin yolu, geceleri ışıkları kapatıp, özellikle yataklarda ve saklandığı köşelerde aydınlatma için küçük lambalar kullanarak onları aramak olabilir.

Kitlesel panik

Tahtakuruların yarattığı panik, bazı kişilerin eski mobilyalarını atmasına neden oluyor. Paris sokaklarında dolaşan bir kişinin, içlerinde tahtakuruların yuva yaptığı uyarısıyla birlikte sokağa bırakılmış kanepe ve yatakları görmesi artık sık görülen bir durum oldu. Bu böcekler artık sadece rahatsızlık kaynağı değil, aynı zamanda panik durumuna da neden oluyor.

scdfr
Tahtakuruları Paris’te paniğe neden oldu (EPA)

Paris’in güneydoğusundaki Girit kentindeki Henri Mondor Üniversite Hastanesi’nden psikiyatrist Antoine Belisolo, ‘tahtakuruları olmayan kişilerin bazen biraz takıntıyla birlikte bu böceklerin varlığından endişe duymaları nedeniyle kitlesel bir panik durumunun’ bulunduğunu teşhis ettiğini belirtti. Eco-Fleet şirketinin yöneticisi ve Ulusal Tahtakuru Araştırma ve Kontrol Enstitüsü başkanı Marie Evroy ise, evlerinde tahtakuruları olduğu tespit edilen kişilerin ‘travma sonrası stres sendromu’ yaşadıklarını belirtti.



Trump: Nobel Ödülü ve uzak barış

ABD Başkanı seçilen Donald Trump (AP)
ABD Başkanı seçilen Donald Trump (AP)
TT

Trump: Nobel Ödülü ve uzak barış

ABD Başkanı seçilen Donald Trump (AP)
ABD Başkanı seçilen Donald Trump (AP)

İbrahim Hamidi

ABD Başkanı seçilen Donald Trump, Nobel Barış Ödülü'nü istiyor. Peki, kim istemiyor ki? Trump, Ortadoğu'da İbrahim Anlaşmaları’nın imzalanmasını sağlamadaki rolü nedeniyle ilk başkanlık dönemi sırasında ödülü almayı istemişti. Bu sefer dünya barışını sağlamadaki rolü nedeniyle ödülü almayı daha çok istiyor.

Trump ödülü almak istiyor ve bunun görev süresinin ilk yılında, Ekim 2009'da, “uluslararası diplomasiyi ve halklar arasındaki iş birliğini güçlendirme çabaları" nedeniyle ödül alan eski ABD başkanı Barack Obama gibi, erken bir dönemde gerçekleşmesini istiyor. ABD'nin eski büyükelçisi ve ABD iç işlerinde uzman Robert Ford'un meslektaşı Conn Coughlin'in moderatörlüğünde düzenlenen sempozyumda söylediğine göre bu, Trump'ın Nobel Ödülü'nü alma tutkusunda kilit bir etken. Bahsi geçen sempozyum ise bir grup meslektaşın, diplomatın, uluslararası ilişkiler ve Ortadoğu bölgesi uzmanının katılımıyla, Suudi Arabistan Araştırma ve Pazarlama Grubu (SRMG) bünyesinde yer alan Mecelle ve THINK Merkezi tarafından Londra'daki Frontline Gazeteciler Kulübü'nde düzenlendi.

2013'te Obama'nın ödülünün iptal edilmesi çağrısında bulunan bir tweet atan Trump, anlaşma ve uzlaşılara imza atarak Oslo yolunun taşlarını döşemek istiyor. Ukrayna, Gazze ve Lübnan'daki savaşları sona erdirmek, Tahran'ı yaptırımlar ve azami baskı ile Pekin'i ise ticaret savaşıyla yorma planlarına rağmen, Tayvan ve İran'da askeri savaşlardan kaçınmayı amaçlıyor.

İkinci Trump’ı Birinci Trump’tan ayıran iki nitelik var; sadakat ve kişisel ilişkiler. İlk yönetiminde uzun deneyime sahip üst düzey yetkilileri atamış, ancak sürpriz bir tweet ile onları hızla kovmuştu. Ancak şimdi atadığı veya aday gösterdiği kişilerin çoğu, hatta belki de tamamı ona veya Trumpizm’e sadık. Bazıları, kanaatleri ne olursa olsun “Sayın Başkan”ın isteklerini yerine getireceklerini açıkça ifade ettiler. Dünya liderleri ise Trump ile kişisel ilişki kurma konusunda hızlı davrandılar. Ekibin sadakati karşısında liderle ilişki çok önemlidir.

Bu iki niteliğe ilave olarak iki faktör daha var; birincisi, Trump'ın bu sefer halk oyları ile Seçiciler Kurulu oylarının çoğunu elde ederek kazanması, Cumhuriyetçi Parti’nin Kongre'nin iki kanadı Senato ve Temsilciler Meclisi’nde çoğunluğa sahip olmasıdır.  İkincisi, Trump ekibini oluşturmakta acele ediyor ve bir an önce dünyayı ve ABD'yi hayal ettiği gibi şekillendirmeye başlamak istiyor. Cumhuriyetçi Parti içindeki bazı eğilimlerin çekincelerini önlemek için bazı adayların Senato'da oylamaya sunulmasını engellemeye çalışıyor.

Ortadoğu, sadece Filistin meselesi ve sağcı İsrail hükümeti ve planları açısından değil, bölgesel ilişkiler açısından da İbrahim Anlaşmaları’nın imzalandığı dönemden farklı.

Dünya Trump’ın saf özünü yudumlamaya ve önümüzdeki iki ayın sancılarını yaşamaya hazırlanıyor. Tüm taraflar müzakere pozisyonlarını iyileştirmek veya Trump'ın tercihlerini zorlaştıracak oldu bittiler yaratmak istiyor.

Lübnan'da müzakerelerle karşılıklı darbeler arasında bir yarış yaşanıyor. Netanyahu ya en iyi anlaşmayı elde etmek ya da Hizbullah'a müzakere pozisyonunu zayıflatacak güçlü askeri darbeler indirmek istiyor. İran da Tahran’a “azami baskı” uygulamak isteyen Trump ile ilişkilerini iyileştirmek için İsrail'i Hizbullah füzeleriyle hedef almaya devam etmek istiyor. Biden ise Lübnan'da 60 günlük ateşkesi sağlayarak görev süresini tamamlayıp, adını tarihe yazdırmayı ve büyük anlaşmanın unsurlarını tamamlama işini Trump'a bırakmayı hedefliyor.

Ateşkes ve rehineler takası müzakerelerinin yeniden başlatılması yönünde çağrıların yenilendiği Gazze'de de durum aynı. Ancak buradaki anlaşmanın unsurları daha karmaşık ve geniş kapsamlı, çünkü Filistin meselesine dokunuyor. Trump'ı beklerken düzenlenen Riyad zirvesinde “iki devletli çözüm”ü ve Filistin devletinin tanınmasını gündeme getirmeye yönelik Arap-İslam çabalarının önemi de buradan kaynaklanıyor.

Ortadoğu, yalnızca Filistin meselesi ve sağcı İsrail hükümetinin yapısı ve planları açısından değil, bölgesel ilişkiler açısından da birkaç yıl önce İbrahim Anlaşmaları’nın imzalandığı dönemden farklı. Çin himayesinde gerçekleşen Suudi Arabistan-İran yakınlaşması ve bunu sürdürmeye bağlılık, İkinci Trump’ın karşısında bulacağı sahnenin temel direğidir.

Batı'nın silahlanması Beyaz Saray'dan gelen rüzgarlara ilişkin korkuları yansıtıyor ve hiç şüphe yok ki bu korkular, NATO Genel Sekreteri Mark Rutte'nin iki gün önce Trump ile yaptığı görüşmenin merkezinde de yer alıyordu.

Uluslararası sahne de daha az karmaşık değil. Trump, Putin ile kişisel ilişkisi sayesinde Ukrayna'daki “savaşı hızla sonlandırabileceğini” söyledi. Trump'ın sunmayı planladığı planlar sızdırıldı ve bunlar arasında oldu bittinin, yani Rusya'nın doğu Ukrayna bölgeleri üzerindeki kontrolünün tanınması, bir tampon bölgenin kurulması ve Ukrayna'nın 20 yıl boyunca Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü'ne (NATO) girmeme taahhüdü yer alıyor.

Zelenskiy ve Avrupa ülkeleri Trump'ın niyetini biliyorlar, bu nedenle Rusya'ya karşı Amerikan ve Avrupa füzelerinin kullanılmasına ilişkin vetoyu kaldırmakta acele ettiler. Dahası Fransa Dışişleri Bakanı, Kiev'in silahlandırılması düzeyinde “kırmızı çizgilerin” olmadığını söyledi. Amaç Rusya'yı yenmek değil, Trump’ın müzakere zamanı geldiğinde Kiev'in müzakere koşullarını iyileştirmek. Şarku’l Avsat’ın Majalla'dan aktardığı analize göre Batı'nın silahlanması, Beyaz Saray'dan gelen rüzgarlara ilişkin korkuları yansıtıyor ve hiç şüphe yok ki bu korkular NATO Genel Sekreteri Mark Rutte'nin iki gün önce Trump ile yaptığı görüşmenin ve Avrupalı ​​liderlerin daha yeni başkan göreve gelmeden önce yapmakta acele ettikleri temasların da merkezinde yer alıyordu. Avrupa ve Arap ülkeleri Trump'ın izolasyoncu olduğunu biliyor. Hızlı ve ani saldırıları, cesur suikastları, büyük ticari ve askeri anlaşmaları kabul edebilir, ancak askeri taahhütlerden ve uzun savaşlardan oldukça uzaktır.

Trump'ın geride bıraktığı 2021 dünyası, öncülük edeceği ve Nobel Barış Ödülü'nü almak istediği 2025 dünyasından farklı. Uluslararası çatışmalar daha şiddetli, barış ise daha uzakta.

Çin’e gelince sahne iç içe geçmiş görünüyor. Trump ve ekibinin Pekin'e yönelik düşmanca tutumu net. Amerikan endüstrilerini canlandırmak için Çin mallarına yüzde 60'a varan vergiler getirme niyetleri var. Ancak bu, Tayvan uğruna askeri bir çatışmaya girileceği anlamına gelmiyor. Bu denklemi uygulamak, Çin mallarına ve özellikle de hassas askeri bileşenler içeren mallara bağımlı olan veya Pekin ile büyük bir ticaret dengesine sahip olan birçok Arap ve Avrupa ülkesi için zor ve yorucu olacak.

Biden döneminde Çin ile ilişki üç yönlüydü; ticari rekabet, iklim konusunda ortaklık ve jeopolitik çatışma. Biden da Brezilya'daki G20 Zirvesi oturum aralarında Başkan Şi Cinping ile yaptığı veda görüşmesinde bunu dile getirdi. Ancak büyük ihtimalle Trump ile ilişkiler ikili veya tek yönlü olacak; iki ülke için maliyetli, iki kutbun müttefikleri için ise yorucu bir rekabet.

Trump'ın geride bıraktığı 2021 dünyası, öncülük edeceği ve Nobel Barış Ödülü'nü almak istediği 2025 dünyasından farklı. Uluslararası çatışmalar daha şiddetli, barış ise daha uzakta.

Trump, Roosevelt, Wilson, Carter ve Obama'dan sonra Nobel Ödülü alan beşinci Amerikan başkanı olacak mı? Obama gibi erken mi, yoksa Carter gibi geç bir dönemde mi ödülü alacak? Yahut kaderi, İkinci Dünya Savaşı'nı sona erdirme çabaları nedeniyle 1945'te ve 1948'de iki kez ödüle aday gösterilen ama alamayan Sovyet lideri Joseph Stalin gibi mi olacak?

*Bu makale Şarku’l Avsat tarafından Londra merkezli Al Majalla dergisinden çevrilmiştir.