Britanyalı seçmenlerin sadece yüzde 9'u Brexit'in iyi gittiğini düşünüyor

Ancak Ayrılma yanlılarının yüzde 61'i hâlâ ayrılmanın nihayetinde iyi sonuç vereceği fikrinde

(AFP)
(AFP)
TT

Britanyalı seçmenlerin sadece yüzde 9'u Brexit'in iyi gittiğini düşünüyor

(AFP)
(AFP)

Yeni bir araştırma, Britanyalı seçmenlerin onda birinden daha azının Brexit'in iyi gittiğini düşündüğünü ortaya koydu.

Düşünce kuruluşu UK in a Changing Europe (UKICE) tarafından yapılan araştırmaya göre, AB'den ayrılmanın başarılı olduğunu söyleyenlerin oranı şu an sadece yüzde 9.

Seçmenler bu politikanın nihayetinde iyi sonuç vereceği konusunda da giderek daha karamsar hale geliyor. Seçmenlerin yalnızca üçte birinden azı (yüzde 30) bu ifadeye katılıyor.

2016'da Ayrılma yönünde oy kullananların bile sadece yüzde 61'i politikanın nihayetinde iyi sonuçlanacağını düşünüyor.

AB'ye yeniden katılmaya dair varsayımsal bir referandumda, katılımcıların yüzde 48'i yeniden katılmaktan yana oy verirken yüzde 32'si aleyhte oy kullanacak, geri kalanıysa kararsız kalacak.

Raporun yazarları, yeniden katılma lehindeki farkın ilk ayrılma oylamasından daha büyük olmasına rağmen, sonuçları yorumlarken ihtiyatlı davranılması gerektiğini belirtiyor.

Yazarlar, bu politikadan neredeyse oybirliğiyle duyulan memnuniyetsizliğin, mutlaka bloğa yeniden katılmak yönünde oylara dönüşmeyebileceğini söylüyor.

UKICE Direktörü Anand Menon, sonuçların Brexit politikaları söz konusu olduğunda hem İşçi Partisi hem de Muhafazakar Parti liderleri üzerindeki "kısıtlamaları" gösterdiğini söyledi.

Menon "Artık birçok Ayrılma yanlısının Brexit'in hükümetin beceriksizliği nedeniyle işe yaramadığını düşündüğü göz önüne alındığında, Rishi Sunak konuyu silah olarak kullanmakta zorlanabilir" dedi.

Keir Starmer ise Birleşik Krallık (BK) - AB ilişkisinde önerdiği sınırlı revizyonların, birçok seçmenin AB'den ayrılma kararından kaynaklandığını düşündüğü ekonomik sorunları nasıl gidereceğini henüz açıklamadı.

UKICE araştırmacısı Sophie Stowers şunları ekledi:

Bu rapor, Brexit'in gidişatından memnun olmayan Ayrılma yanlıları hakkındaki varsayımların çoğunun yanlış olduğunu gösteriyor. Brexit'in uygulanmasından duyulan mutsuzluğun doğrudan Birlikte Kalma ya da Yeniden Katılma yönünde bir desteğe dönüşeceğini varsaymak cüretkarlık olur. Aksine, birçok Ayrılma yanlısı yine 2016'daki gibi oy kullanır. Brexit'in doğru siyasi liderlikle kurtarılabileceğini düşünüyorlar.

Araştırma, düşünce kuruluşu Public First için yapıldı. Public First'ün kurucu ortağı Rachel Wolf şunları söyledi:

Seçmenler arasında, ister Ayrılma ister Kalma yönünde oy kullanmış olsunlar, büyük bir hayal kırıklığı duygusu var. Bu, ana partilerden herhangi birinin Brexit'i seçimlerde kendi avantajına kullanmasını zorlaştırıyor. Parti liderlerinin doğal eğilimi bu konuda susmak olacak fakat buraya nasıl gelmiş olursak olalım, AB dışında parlak bir geleceğe giden bir yol olduğunu gösterebilecek lider çok şey kazanabilir.

BK'deki siyasi partiler, referandumdan bu yana yeniden katılıma yönelik destek dalgasına rağmen, 2020'den beri Brexit'i bir mesele olmaktan çıkarmak için harekete geçti.

İşçi Partisi, AB'ye ve hatta ortak pazara yeniden katılmayı reddederken, Rishi Sunak yönetimindeki Muhafazakarlar, bir zamanlar Boris Johnson'ın tercih ettiği bir yaklaşım olan Brüksel'le kavgaya tutuşmaktan geri adım attı.

Independent Türkçe



Netanyahu’nun Trump ikilemi: Koalisyon mu ABD desteği mi?

Trump ve Netanyahu, en son nisanda Beyaz Saray’da görüşmüştü (İsrail Başbakanlık Ofisi/Facebook)
Trump ve Netanyahu, en son nisanda Beyaz Saray’da görüşmüştü (İsrail Başbakanlık Ofisi/Facebook)
TT

Netanyahu’nun Trump ikilemi: Koalisyon mu ABD desteği mi?

Trump ve Netanyahu, en son nisanda Beyaz Saray’da görüşmüştü (İsrail Başbakanlık Ofisi/Facebook)
Trump ve Netanyahu, en son nisanda Beyaz Saray’da görüşmüştü (İsrail Başbakanlık Ofisi/Facebook)

Gazze savaşı sürerken, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'yla ABD Başkanı Donald Trump'ın arası iyice gerildi. 

Hamas'la ABD arasında yapılan doğrudan görüşmeler sonucunda ABD-İsrail vatandaşı esir asker Idan Alexander, dün serbest bırakıldı. Filistinli örgüt, bu hamlenin "ateşkesin sağlanması ve insani yardım girişlerinin gerçekleştirilmesine yönelik ilk adım" olduğunu ifade etti. 

Trump'ın Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff da Alexander'in serbest bırakılmasının "umut ışığı" olduğunu belirtirken, Netanyahu'ya yüklendi: 

Esirleri geri getirmek istiyoruz ama İsrail savaşı bitirmeye hazır değil. İleriye dönük net bir yol göremiyoruz, bir anlaşmaya varılması gerekiyor ama Netanyahu yönetimi savaşı uzatıyor.

Guardian, Witkoff'un açıklamalarının ABD-İsrail arasındaki gerginliğin ne kadar arttığını gösterdiğini yazıyor. Eski İsrailli diplomat Alon Pinkas, şu değerlendirmeleri paylaşıyor: 

Trump, İsrail'e karşı değil ama onu umursamıyor. Trump'a göre Netanyahu sinir bozucu birine dönüştü, bu da banka hesabına katkı yapmadığı anlamına geliyor.

Trump, son dönemde Netanyahu'yu köşeye sıkıştıracak hamleler yaptı. Husilerle barış ilan etti, İsrail'in İran'ın nükleer tesislerine saldırı planını desteklemek yerine Tahran'la müzakere başlattı ve Suudi Arabistan'la nükleer görüşmelerin ilerlemesi için Riyad-Tel Aviv hattında normalleşme şartını askıya aldı.

Ayrıca Ortadoğu turunda da İsrail'i ziyaret etmeyecek. 

Analizde, Trump'ın bu hamlelerle ABD-İsrail ilişkilerinde oturmuş diplomatik yapıyı değiştirdiğine dikkat çekiliyor. İki devletli çözümü savunan düşünce kuruluşu İsrail Politika Çalışma Grubu'nun yöneticisi Ilan Baruch, şunları söylüyor: 

Trump açıkça yeni bir yörüngeye girdi. İsrail, Trump yönetiminin 'ortak inançlar ve karşılıklı stratejik çıkarlar' paradigması çerçevesinde yoluna devam etmesini bekliyordu. Trump bir kuşaktır bu denklemden şüphe duyulmasını sağlayan ilk başkan oldu.

Trump, 5 Ocak'ta göreve başladığında Netanyahu, Beyaz Saray'a davet edilen ilk yabancı liderdi. İsrail Başbakanı, Cumhuriyetçi liderin zaferini de ilk tebrik edenler arasındaydı. Diğer yandan analizde, Gazze savaşındaki tavrı nedeniyle Netanyahu'nun Trump'tan aldığı desteği kaybedebileceği belirtiliyor. 

Radikal sağcı kabinedeki liderlerin savaşın sürmesini istediği, Trump'ınsa tüm rehinelerin serbest bırakılması ve ateşkes için baskı yaptığına dikkat çekiliyor. Netanyahu'nun bu noktada ikileme düştüğü belirtiliyor: 

Netanyahu, tekrar Trump'ın desteğini istiyorsa koalisyonunun dağılmasına neden olacak adımlar atması lazım. Geçmişine ve deneyimine bakarsanız her şeyin farkında olması gerektiğini düşünürsünüz. Ama davranışlarına baktığınızda sanki neler olup bittiğinden haberi yok.

Independent Türkçe, Guardian, Times of Israel