Ukrayna'nın doğusunda şimdiye kadarki en büyük Rus saldırılarından biri gerçekleşti

Donetsk bölgesindeki Avdiyivka'ya hava ve topçu bombardımanı sürerken Kiev, kuvvetlerinin kararlılığını yineledi.

Donetsk'teki Ukrayna kuvvetleri (AFP)
Donetsk'teki Ukrayna kuvvetleri (AFP)
TT

Ukrayna'nın doğusunda şimdiye kadarki en büyük Rus saldırılarından biri gerçekleşti

Donetsk'teki Ukrayna kuvvetleri (AFP)
Donetsk'teki Ukrayna kuvvetleri (AFP)

Rus güçleri, yoğun çatışmaların dördüncü gününde dün (Cuma) Ukrayna'nın doğusundaki Donetsk bölgesinin Avdiyivka kentini karadan ve havadan bombaladı. Ukrayna, güçlerinin ayakta olduğunu açıklarken, Avdiyivka'daki askeri yönetim başkanı Vitaly Barabash, kasabanın sürekli olarak hava, topçu ve çok sayıda güç tarafından saldırıya uğradığını söyledi.

Barabash, bir televizyon kanalında yayınlanan açıklamalarında, “Çatışmalar dört gündür şiddetli ve aralıksız bir biçimde sürüyor. Ruslar ellerindeki her imkanla ateş ediyorlar. Avdiyivka'da fırtınalı bir geceydi. Kente çok sayıda hava saldırısı düzenlendi. Saldırılar gece gündüz demeden devam ediyor” ifadelerini kullandı.

Avdiyivka'ya yapılan saldırı, Ukrayna güçlerinin doğuda ve güneyde geniş bir alanı işgal eden Rus güçlerini sınır dışı etmek için haziran başında karşı saldırıya başlamasından bu yana Rusya tarafından başlatılan birkaç büyük saldırıdan biri.

Donetsk'te yer alan Pokrovsk kentindeki yerel yetkililer de Rusların kenti bombalaması sonucu en az bir kişinin öldüğünü, 13 kişinin de yaralandığını duyurdu. Kentin askeri yönetimi, Rus ordusunun saldırıda iki İskender füzesi kullandığını ve kent merkezindeki iki binaya zarar verdiğini bildirdi.

Ukrayna, savaşın yavaş ilerlemesinden dolayı eleştiride bulunan Washington ve Avrupa Birliği'nin (AB) askeri yardımlarını azaltma zamanının geldiğine inanan Batılılardan duyduğu memnuniyetsizliği dile getirdi. Kiev'e göre, Ukrayna güçlerinin zorluklarla karşı karşıya kalması, yardımın yeterli olmamasından ve Batı'nın, Rusya'ya havadan meydan okuyabilecek F-16 savaş uçaklarını teslim etmekte çok geç kalmış olmasından kaynaklanıyor. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre Ukrayna ordusu yakında ilk savunma duvarlarını aşsa bile diğer Rus savunma kademelerinin önünde kalacak. Aynı şekilde yağmur ve çamurlu sonbahar, ardından kar ve buzlu kış, işi daha da karmaşık hale getirecek.



Witkoff, Tahran'la görüşmeler öncesinde: Uranyum zenginleştirme Washington için kırmızı çizgidir

ABD'nin Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff (EPA)
ABD'nin Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff (EPA)
TT

Witkoff, Tahran'la görüşmeler öncesinde: Uranyum zenginleştirme Washington için kırmızı çizgidir

ABD'nin Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff (EPA)
ABD'nin Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff (EPA)

ABD'nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff, pazar günü Tahran'ın nükleer programı hakkında İran ile yapılacak yeni tur görüşmeler öncesinde, uranyum zenginleştirmenin ABD için "kırmızı çizgi" olduğunu vurguladı.

Taraflar, ekonomik yaptırımların kaldırılması karşılığında İran'ın nükleer faaliyetleri konusunda anlaşmaya varmayı amaçlayan dördüncü tur görüşmelerini pazar günü Umman'da gerçekleştirecek.

Önceki turlarda olduğu gibi Witkoff ve İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi'nin liderliğinde gerçekleşmesi beklenen tur, ABD Başkanı Donald Trump'ın İran'ın nükleer programıyla ilgili görüşmelerin başarısız olması halinde ülkeyi bombalayacağı uyarısında bulunduğu Ortadoğu ziyaretinin öncesinde gerçekleşecek.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre Witkoff daha önce ABD'nin, İran'ın uranyumu yalnızca barışçıl sivil amaçlar için kullanılacak seviyelere kadar zenginleştirmeye devam etmesi konusunda esneklik gösterebileceğini ima etmişti.

Ancak Witkoff, dün Amerikan haber sitesi Breitbart'a verdiği röportajda sert bir tavır takınarak, "İran'da bir daha asla zenginleştirme programı olamaz" ifadesini kullandı.

"Bu bizim kırmızı çizgimizdir" diyen Witkoff, "Zenginleştirme yok" dedi ve "bu da sökmek anlamına geliyor, silahlandırmamak anlamına geliyor ve bu da (İran'daki) üç zenginleştirme tesisi olan Natanz, Fordow ve Isfahan'ın sökülmesi gerektiği anlamına geliyor" şeklinde konuştu.

ABD de dahil olmak üzere Batılı ülkeler uzun zamandır İran'ı nükleer silah geliştirmeye çalışmakla suçluyor. Tahran ise bu iddiayı reddederek, nükleer teknolojiye sahip olma hakkını savunuyor ve programının tamamen barışçıl amaçlı olduğunu belirtiyor.

1980'den bu yana diplomatik ilişkilerini kesen İran ile ABD, Umman'ın arabuluculuğunda 12 Nisan'da nükleer program konusunda görüşmelere başladı.

Üç tur görüşme düzenlendi; bunlardan ikisi Maskat'ta, biri de Roma'daki Umman diplomatik misyonunun merkezinde gerçekleştirildi. Amman'a göre dördüncüsü 3 Mayıs'ta İtalya'nın başkentinde yapılması planlanıyordu, ancak "lojistik nedenlerle" ertelendi.

Trump, çarşamba günü İran'ın barışçıl amaçlarla uranyum zenginleştirme yeteneğini sürdürüp sürdürmeyeceği sorulduğunda, konunun hala açık olduğunu söyledi.

Buna karşın, onun yönetimindeki yetkililer bu konuda farklı tutumlar benimsediler.

Başkan Yardımcısı J.D. Vance çarşamba günü, "İnsanların nükleer enerji isteyip istememesi umurumuzda değil" dedi. Bizim bununla bir sorunumuz yok ama nükleer silah elde etmenize olanak sağlayacak bir uranyum zenginleştirme programınız olamaz, "Çizgimizi burada çekiyoruz."

Dışişleri Bakanı Marco Rubio, İran'ın sivil amaçlı bile olsa tüm zenginleştirme faaliyetlerinden vazgeçmesi gerektiğini vurguladı.

İran'ın nükleer programı konusunda yaşanan gerginlik, Trump'ın ABD'yi 2015'te Tahran'ın büyük güçlerle imzaladığı anlaşmadan çekmesi ve yaptırımları yeniden uygulamaya koymasıyla arttı.

Anlaşmada, yaptırımların kaldırılması karşılığında Tahran'ın nükleer faaliyetlerinin kısıtlanması öngörülüyor. ABD'nin çekilmesinden sonra İran bir yıl boyunca anlaşmaya bağlı kaldı, daha sonra yavaş yavaş geri çekildi.

Anlaşma, uranyum zenginleştirme için tavanı yüzde 3,67 olarak belirlemişti, ancak İran şu anda askeri kullanım için gereken yüzde 90'ın çok da uzağında olmayan yüzde 60 oranında zenginleştirme yapıyor.