Fransa, Lübnan-İsrail cephesinde tansiyonu düşürmeye çalışıyor

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, İranlı mevkidaşı ile görüşerek onu ‘gerginliği alevlendirmekten’ kaçınmaya çağırmayı planlıyor.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, 13 Ekim'de Fransa İçişleri ve Eğitim Bakanlarıyla bir araya geldi. (EPA)
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, 13 Ekim'de Fransa İçişleri ve Eğitim Bakanlarıyla bir araya geldi. (EPA)
TT

Fransa, Lübnan-İsrail cephesinde tansiyonu düşürmeye çalışıyor

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, 13 Ekim'de Fransa İçişleri ve Eğitim Bakanlarıyla bir araya geldi. (EPA)
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, 13 Ekim'de Fransa İçişleri ve Eğitim Bakanlarıyla bir araya geldi. (EPA)

Elysee Sarayı, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un son günlerde ABD, Ortadoğu ve Avrupa Birliği (AB) liderleriyle yaptığı bölgesel ve uluslararası temaslara ilişkin bir bilgilendirme açıklaması yaptı. Cumhurbaşkanlığı kaynakları, Paris'in İsrail ile Hamas arasındaki mevcut savaşta İran'ın oynadığına inandığı rol göz önüne alındığında, Macron'un İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ile iletişim kurma ‘niyetinde’ olduğunu bildirdi. Macron ayrıca Dışişleri Bakanı Catherine Colonna'yı da İsrail, Mısır ve Lübnan'ı kapsayan bir tur için bölgeye gönderdi.

Macron bir kez daha İsrail'in kendini savunma ve halkını hedef alan terör gruplarını ortadan kaldırmak için gerekli tüm önlemleri alma hakkına sahip olduğunu vurguladı. Ancak buna paralel olarak İsrail'i Gazze ve diğer yerlerdeki sivilleri hedef almaktan kaçınacak tüm tedbirlere uymaya ve uluslararası insancıl hukuka saygı göstermeye çağırdı.

Macron ayrıca İsrail’i, özellikle Gazze'nin kuzeyinde yaşayanları Gazze Şeridi'nin güneyine doğru bırakmaları konusunda uyardı.

Savaşın yayılmasının önlenmesi

Elysee Sarayı tarafından yapılan açıklamada belirtilene göre Paris'in bugün bölgesel düzeydeki esas kaygısı, ‘İsrail'in kuzeyinde ikinci bir cephe açılmasını önlemek için’ diyalog kurmaya devam ettiği Hizbullah ve İran'a, devam eden savaşa ‘müdahale etmekten kaçınması’ konusunda baskı yaparak savaşın güney Lübnan'a yayılmasını önlemek.

Cumhurbaşkanlığı kaynakları, Lübnan-İsrail sınırının her iki tarafında da mevcut gerginlik, devam eden çatışma ve kayıplar nedeniyle ‘derin endişe’ duyduklarını dile getirdi. Ayrıca Hizbullah'ı ve genel olarak Lübnanlıları ‘Lübnan'ın ilk kurbanı olacağı bölgede ikinci bir cephe açmaktan kaçınmaya ve Lübnan'ı savaşa geri döndürecek bir bahane sunmamaya’ çağırdı.

asd
Fransa Dışişleri Bakanı Catherine Colonna, İsrailli mevkidaşı Eli Cohen ile Askalan (Aşkelon) kentine yaptığı ziyarette. (AFP)

Paris, İran'ın mevcut durumda çok olumsuz olabilecek bir rolü olduğuna ve aynı zamanda bölgesel gerilimi önlemek amacıyla gerilimi alevlendirmekten kaçınmak gibi olumlu bir rolü de olabileceğine inanıyor. İran medyası, Fransa ve İran cumhurbaşkanları arasında dün (Pazar) bir telefon görüşmesi gerçekleştiğini bildirdi.

Fransız rehinelerin kurtarılması

Bugün Paris'in birden fazla cephede çalıştığı açıkça görülüyor. Bunlardan ilki ve en önemlisi Hamas'ın ya da İslami Cihad Hareketi’nin elinde bulunan 17 Fransız rehinenin kurtarılması meselesi. Paris, Mısır, Türkiye ve Katar'ın yapabileceği arabuluculuk ve çabalara güveniyor. Cumhurbaşkanlığı açıklamasında rehinelerin serbest bırakılmasının en büyük öncelik olduğu ve Fransa'nın güvenilir ortaklarıyla koordineli olarak rehinelerin mümkün olan en kısa sürede serbest bırakılması için çalıştığı belirtildi.

İkinci cephe ise Fransa'nın kuzeyinde bulunan Arras kentindeki Gambetta-Carnot Okulu'nda görevli Fransızca öğretmenini hedef alan cinayetin ardından içerde. Saldırıyı, adı kamu güvenliğini tehdit eden kişiler listesine kayıtlı Çeçen kökenli bir genç gerçekleştirdi. Buna paralel olarak Fransız yetkililer, Fransa topraklarındaki Yahudi forumları, okulları ve toplanma yerleri etrafındaki güvenlik önlemlerini sıkılaştırarak, Avrupa'nın en kalabalığı olan Fransa'daki Yahudi topluluğuna ‘güven’ aşılamaya çalıştı.

sad
15 Ekim Pazar günü Han Yunus'ta su sırası bekleyen Filistinliler (AP)

Fransa Cumhurbaşkanı, bu görev için 10 bin güvenlik görevlisinin yanı sıra 7 bin askerin de seferber edilmesi çağrısında bulundu. Fransa İçişleri Bakanı Gerald Darmanin ise, oluşturduğu güvenlik riskleri bahanesiyle Filistin yanlısı tüm gösteri ve toplantıların yasaklanmasını emretti. Bu durum, bu tür gösterilerin Fransa'dan farklı olarak İtalya, İngiltere ve diğer ülkelerde de gerçekleştiğine dikkat çeken İtalya Dışişleri Bakanı Antonio Tajani'nin sert eleştirilerine yol açtı.

İnsani yardım

Paris, başından itibaren İsrail ile tam bir dayanışma içinde olduğunu ifade etti, ancak aynı zamanda Filistin ve Arap tarafından da kopmamak istedi. Bu ancak üç şey aracılığıyla mümkün olabilir:

Birincisi, insani yardımların gelişi ve Gazze'deki Fransız rehinelerin çıkışı için Refah Sınır Kapısı’nın açılmasını talep etmek ve insani yardım kuruluşlarının Gazze'de yürüttüğü tüm insani operasyonlara destek vermek. İkincisi, İsrail tarafına, uluslararası insancıl hukuka saygı göstererek sivilleri hedef almaktan kaçınması çağrısında bulunmak. Üçüncüsü ise Macron'un Fransızlara hitaben yaptığı son konuşmasında belirttiği gibi, İsrail Devleti'nin yanında bir Filistin devletinin kurulması anlamına gelen siyasi çözüm ihtiyacının hatırlatılmasıdır.

Ancak Paris'in tutumunda yanlış olan şey, açıkça ve doğrudan çatışmaların sona ermesi çağrısında bulunmaması, İsrail'in Gazze Şeridi'nde sivillerin yaşadığı sıkıntıları alenen kınamaması veya buna karşı çıkmamasıdır. Elysee Sarayı tarafından yapılan açıklamanın son paragrafında, Macron'un ‘Filistinlilerin ve İsraillilerin yararına olacak şekilde çatışmanın mümkün olan en kısa sürede sona erdirilmesi için çatışmanın tüm bölgeye yayılmasını sınırlamaya çalıştığı’ belirtildi. Bu nedenle Macron’un siyasi ufku yeniden açmak için bölgesel ortaklarla ve barış ve istikrar için çalışabilecek herkesle birlikte her türlü inisiyatifi alacağı ifade edildi.

Diğer yandan, Filistin-İsrail çatışması dosyasının Ortadoğu'daki Fransız diplomatik kaygılarının gündemi de dahil olmak üzere tartışmaların ön saflarında yer almaması nedeniyle, yıllar süren kış uykusundan sonra siyasi çözüm çağrısı zayıf kalıyor.



Gazze ateşkesi: İsrail'in adımları müzakerelerdeki çıkmazı derinleştiriyor

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani ile Antalya Diplomasi Forumu'nda Gazze konulu toplantı sırasında (Mısır Dışişleri Bakanlığı)
Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani ile Antalya Diplomasi Forumu'nda Gazze konulu toplantı sırasında (Mısır Dışişleri Bakanlığı)
TT

Gazze ateşkesi: İsrail'in adımları müzakerelerdeki çıkmazı derinleştiriyor

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani ile Antalya Diplomasi Forumu'nda Gazze konulu toplantı sırasında (Mısır Dışişleri Bakanlığı)
Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani ile Antalya Diplomasi Forumu'nda Gazze konulu toplantı sırasında (Mısır Dışişleri Bakanlığı)

İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki askeri tırmanışı ve Hamas'ın buna nitelikli operasyonlarla karşılık vermesi, bir süredir durmuş olan ateşkes müzakerelerindeki çıkmazı derinleştirdi. Şarku’l Avsat'a konuşan Mısırlı resmi bir kaynak, “İki taraf (İsrail ve Hamas) arasında ateşkese varmak için yapılan dolaylı görüşmeler, sahadaki gerilim nedeniyle şu anda durmuş durumda. Ancak arabulucular, görüşmeleri yeniden başlatmaya çalışıyor” ifadelerini kullandı.

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz dün yaptığı açıklamada, İsrail ordusunun, Hamas'ın 7 Ekim 2023'te İsrail yerleşimlerine düzenlediği saldırıdan bu yana Gazze Şeridi'nde tutulan Taylandlı esir Pinta Nattapong’un cesedine ulaştığını söyledi.

Tayland vatandaşı Nattapong, 7 Ekim 2023'te Kibbutz Nir Oz'da Hamas mensupları tarafından esir alınmıştı. Taylandlılar, Hamas tarafından esir alınan en fazla sayıda yabancıyı oluşturuyor.

Bu olay, ABD vatandaşlığına sahip iki İsrailli esirin cesedine ulaşılmasından iki gün sonra gerçekleşti. Gazze Şeridi'nde halen 55 esir tutuluyor ve İsrail bunların yarısından fazlasının öldüğünü iddia ediyor.

sdfgyjuı
Gazze Şeridi'nde ilerleyen bir İsrail tankı (Reuters)

İsrail ordusu, Hamas'ın geçen ayın sonunda ABD’nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff'un ateşkes önerisine verdiği -ilkeleri kabul ettiği ancak bazı şartlar sunduğu- yanıtı fırsat bilerek geniş çaplı bir saldırı başlattı. İsrail ordusu, hava ve topçu bombardımanını iki katına çıkararak, vatandaşları kuzeyden güneye ve güneyden orta kesimlere sürerek tam ölçekli bir tırmanışa geçti.

Mısırlı resmi kaynak şunları söyledi: “Söz konusu tırmanışın bir sonucu olarak durum çok zor ve şu ana kadar durumun çözümüne dair yeni bir şey yok. Müzakereler durmuş durumda ama birkaç gün içinde yeniden başlaması için çaba sarf ediliyor. Çünkü özellikle Kahire izlediği bilgiler ışığında herkesin pozisyonunu gözden geçiriyor.”

Mısır, Katar ve ABD, Gazze Şeridi'nde ateşkes sağlanması için müzakereler yürütüyor. Kaynağa göre Mısır'ın pozisyon okuması şöyle: “İsrail savaşı mümkün olduğunca uzun süre devam ettirmeye çalışıyor. Zira ABD ile İran arasındaki müzakerelerin başarısız olmasını ve İran'a askeri bir darbe vurulmasını istiyor ki Hamas yalnız kaldığını hissetsin ve Gazze Şeridi'ni terk etmek istesin.”

Kaynak sözlerini şöyle sürdürdü: “İsrail, Hamas'ın Gazze Şeridi'nin yönetimini devretmesi konusuna hiç ikna olmuş değil. Çünkü İsrail’e göre Hamas esirleri elinde tuttuğu ve Gazze Şeridi'nin geleceğine ilişkin müzakereleri yürüttüğü sürece Gazze Şeridi'ndeki askeri varlığını güçlendirecek şeyleri kabul edecek. Tel Aviv'in istemediği de bu. Hamas ise esirleri teslim etmesi halinde İsrail'in herhangi bir anlaşmaya uyacağına artık güvenmiyor ve özellikle de ABD vatandaşı İsrailli asker Edan Alexander'ı bir iyi niyet jesti olarak teslim etmesine rağmen Washington'un bunu takdir etmemesi ve Witkoff'un önerisinin gelmesinin ardından artık ABD'ye güvenmiyor.”

ıo90
Refah'ta Gazze İnsani Yardım Vakfı tarafından sağlanan gıda yardımını taşıyan Filistinliler (AP)

Kaynak ayrıca, ‘ABD'nin Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'nde Gazze'de ateşkes kararını veto etmesinin ortalığı karıştırdığını ve Washington'un bu dosyadaki ciddiyetine ve arabuluculuğuna gölge düşürdüğünü’ belirtti. Kaynağa göre, tüm bunlara rağmen Kahire, uluslararası kamuoyunu harekete geçirerek Tel Aviv ile Washington'a müzakereleri yeniden başlatmaları ve bir çözüme ulaşmaları için baskı yapmak amacıyla uluslararası temaslarını yoğunlaştırıyor. Kahire, savaş ne kadar sürerse sürsün durması gerektiğine, özellikle de Mısır'ın ulusal güvenliğinin bu savaşın uzaması nedeniyle tehdit altında olduğuna inanıyor.

Mısır Dışişleri Bakanlığı dün, Bakan Bedr Abdulati'nin Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Dışişleri Bakanı Constantinos Kombos ile bir telefon görüşmesi yaptığını ve ikilinin ‘Mısır'ın Gazze Şeridi'nde ateşkes sağlanması ve insani yardımın ulaşması için gösterdiği çabaları’ ele aldığını duyurdu. Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre iki bakan, ‘bölgesel güvenlik ve istikrarı desteklemek üzere bölgedeki gerilimin azaltılması için koordinasyonun sürdürülmesi gerektiği’ konusunda mutabık kaldı.

Filistin meseleleri konusunda uzman Mısırlı gazeteci Eşref Ebu’l Hul, Şarku'l Avsat'a verdiği demeçte şunları söyledi: “Ortamın karmaşıklığına ve sahadaki gerilim nedeniyle artan uçuruma rağmen, arabulucular müzakereleri yeniden başlatmak ve İsrail ile Hamas'a koşullarını hafifletmeleri ve ateşkes için bir uzlaşmaya varmaları yönünde baskı yapmak için büyük çaba sarf ediyor. Çünkü sahadaki insani durum vahim bir hal aldı.”

Ebu’l Hul, ‘İsrail'in esirlerin cesetlerini kurtararak sahada elde ettiğini düşündüğü başarıların Hamas'ı bazı koşullardan geri adım atmaya itebileceğini, zaten Hamas'ın Witkoff'un önerisini reddetmediğini, sadece Tel Aviv'in varılacak herhangi bir anlaşmaya bağlı kalacağını garanti eden bir taahhüt istediğini, Kahire ve Doha'daki arabulucuların da Washington'la birlikte bunun üzerinde çalıştığını defalarca teyit ettiğini’ belirtti.

Filistin Dışişleri Bakanlığı danışmanlarından Munir el-Cağub ise Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada, ‘müzakerelerin durmasına rağmen çıkmaza gireceğine inanmadığını, çünkü İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun mevcut stratejisinin savaşla müzakere olduğunu’ söyledi. El-Cağub, ‘savaşın devam etmesinin Tel Aviv'in esirlerin hayatlarını önemsemediğini ve bu nedenle artık esir meselesinin Hamas'ın elinde bir güç kartı olmadığını doğruladığını’ düşünüyor.

Hamas dün bir açıklama yayınlayarak uluslararası toplumu, Arap ve İslam ülkelerini işgalcilerin Gazze Şeridi'nde işlediği suçları durdurmak için harekete geçmeye çağırdı.

ABD ve uluslararası ilişkiler uzmanı Muhammed es-Satuhi, “Washington, Hamas'ı Witkoff önerisini çekincesiz kabul etmeye ikna etmek için özellikle Kahire ve Doha ile temaslarını yoğunlaştırıyor. Söz konusu öneri, pek çok kişinin gözünde sadece İsrail'in isteklerini yerine getiren kötü bir öneri. Bu da Mısır ve Katar'daki arabulucular ile Hamas'ı zor durumda bırakıyor” dedi.