Batı medyası İsrail'in hastane saldırısını nasıl gördü?

ABD ve Avrupa basınında yer alan haberlerde "saldırı" yerine "patlama" ifadesinin kullanılması dikkat çekti

Gazze'deki Baptist Hastanesi'nin bahçesinde patlamadan etkilenen alan (Reuters)
Gazze'deki Baptist Hastanesi'nin bahçesinde patlamadan etkilenen alan (Reuters)
TT

Batı medyası İsrail'in hastane saldırısını nasıl gördü?

Gazze'deki Baptist Hastanesi'nin bahçesinde patlamadan etkilenen alan (Reuters)
Gazze'deki Baptist Hastanesi'nin bahçesinde patlamadan etkilenen alan (Reuters)

İsrail güçleri dün akşam Gazze Şeridi'ne düzenlenen hava saldırısında el-Ehli Baptist Hastanesini vurdu.

Gazze Sağlık Bakanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre saldırıda birçoğu çocuk en az 500 kişi hayatını kaybetti.

Tüm dünyada büyük yankı uyandıran saldırıyla ilgili İsrail ordusu Filistinli direniş örgütü İslami Cihad'ı suçlarken, örgüt bu iddiaları reddetti ve "uydurma" olarak tanımladı.

Yüzlerce sivilin öldüğü saldırıyı sayfalarına taşıyan Avrupa ve ABD merkezli yayın kuruluşlarıysa, tarafların birbirlerini suçlamasını ön plana çıkardı.

Batı merkezli birçok gazete ve internet sitesinin olayla ilgili "saldırı" yerine "patlama" ifadesini kullanması dikkat çekti.

ABD merkezli yayın kuruluşu CNN, internet sitesinde yer verdiği konuyla ilgili haberde, "Gazze'deki hastane patlamasında muhtemelen yüzlerce kişi öldü" ifadesini kullandı.

İsrail ve Filistinli yetkililerin saldırıyla ilgili birbirini suçladığını aktaran CNN, yaşananların ABD Başkanı Joe Biden'ın Ortadoğu ziyaretini henüz yola çıkmadan çalkantılı hale getirdiği yorumunu yaptı.

ABD'nin önde gelen gazetelerinden New York Times ise saldırıyı, "Filistinliler, Gazze'deki patlamada yüzlerce kişinin öldüğünü söylüyor" başlığıyla duyurdu. Gazete ayrıca, "bölgenin hastanedeki patlamayla sarsıldığı bir dönemde" Biden'ın İsrail'e gittiğine dikkat çekti.

New York Times'ın saldırıdan bu yana konuyla ilgili haberinin başlığını üç kez değiştirmesi de sosyal medyada tepki çekti. Paylaşılan ekran görüntülerinde, gazetenin yaşananlarla ilgili ilk olarak "İsrail saldırısı" ifadesini kullandığı daha sonra bunu "Gazze'deki hastaneye saldırı" olarak değiştirdiği, son olarak da "Gazze'deki hastanede patlama" ifadelerine yer verdiği görülüyor.  

New York Times'ın saldırıyla ilgili kullandığı üç ayrı başlık
New York Times'ın saldırıyla ilgili kullandığı üç ayrı başlık

Wall Street Journal'da konuyla ilgili yer alan haberdeyse, "İsrail ve militanlar hastane patlaması için birbirini suçluyor" başlığına yer verilirken, saldırının Biden'ın Ortadoğu ziyaretini ABD için riskli hale getirdiği vurgulandı.

Gazze'deki hastane saldırısıyla, Biden'ın ziyaretini bir arada gören Washington Post ise gelişmeleri, "Gazze hastane saldırısıyla sarsılırken, Biden İsrail'e ulaştı" başlığıyla okuyucularına duyurdu. Gazete hastane saldırısının öfke, yas ve daha geniş bir çatışma endişelerine yol açtığı yorumunu yaptı.

AFP: Hastaneler sığınak olarak görülüyordu

Fransa merkezli haber ajansı AFP, el-Ehli Baptist Hastanesi'ne yönelik düzenlenen saldırıyla ilgili haberinde, hastanenin yerinden edilen Gazzeliler için bir sığınak işlevi görmesine dikkat çekti.

Haberde, "Gazze'deki onbinlerce aile için, hastaneler bitmek bilmeyen İsrail saldırılarına karşı sığınak olmuştu" ifadelerine yer verilirken, hastanede sadece yaralı ve hastaların değil yerlerinden edilmiş kişilerin de bulunduğu belirtildi.

Fransız gazetesi Le Monde'da yer alan haberdeyse İsrail'e giden ABD Başkanı Joe Biden'ın hastane saldırısıyla ilgili İsrail'in iddialarını desteklemesine dikkat çekildi.

Birleşik Krallık merkezli Guardian bölgede yaşanan gelişmeleri canlı aktardığı haberinde, İsrail'in saldırının İslami Cihad tarafından gerçekleştirildiği iddiasını başlığa taşıdı.

Britanya'nın önde gelen yayın organlarından Telegraph ise İsrail'in saldırıyla ilgili, "Saldırı alanında krater olmaması hastaneyi bizim vurmadığımızı gösteriyor" iddiasını ön plana çıkardı. Gazete ayrıca bir dizi "bağımsız analiste" dayandırdığı haberinde, patlamanın muhtemelen Gazze'nin içinden fırlatılan bir füze nedeniyle gerçekleştiğini öne sürdü.

Birleşik Krallık kamu yayıncısı BBC'nin konuyla ilgili haberinde hastaneye yönelik saldırının ABD Başkanı Biden'ın bölgeye ziyaretini "büyük bir kumara" dönüştürdüğü ifade edildi. 

İspanya merkezli El Pais gazetesi, "Gazze'de hastanenin bombalanması yüzlerce kişiyi öldürdü. İsrail ve Filistinliler birbirini suçluyor" başlığıyla okuyucularına duyurduğu haberde, hastanenin İsrail saldırılarından kaçmak isteyen siviller için bir sığınak noktası olduğuna dikkat çekildi.

Die Welt: İsrail iddialarını fotoğraflarla kanıtlıyor

Almanya merkezli Die Welt gazetesi, Gazze'deki hastane saldırısında yüzlerce kişinin öldüğüne dikkat çekerken, İsrail'in Filistinliler tarafından atılan bir roketin patlamaya neden olduğu yönündeki iddiasını fotoğraflarla kanıtladığını öne sürdü.

Haberde İsrail ordusunun hastanenin otoparkında bir krater oluşmadığı yönündeki açıklaması ve olay yerinin havadan çekilmiş görüntüsü kanıt olarak sunuldu.

Almanya'nın önde gelen yayın organlarından Süddeutsche Zeitung ise konuyla ilgili haberinde hastane saldırısına gelen tepkileri ön plana çıkardı. 

"İntikam geliyor" başlığı taşıyan haberde "Gazze'deki hastaneye yönelik roket saldırısının arka planı henüz belirsiz olsa da, Arap dünyası olaya korkunç bir öfkeyle tepki gösterdi. Ortadoğu hükümetleri artık savaşa öncekinden farklı şekilde yaklaşacak" değerlendirmesi yaptı.

The Wire: İsrail bu hastane için tahliye emri verdi

İsrail'in Gazze'deki hastaneye yönelik saldırısı Batı medyasının yanı sıra, tüm dünyadan önemli yayın organlarının da gündemindeydi.

Yeni Delhi merkezli internet sitesi Wire, hedef alınan hastanenin İsrail ordusunun Gazze'nin kuzeyinde tahliye uyarısı yaptığı 22 hastaneden biri olduğuna dikkat çekti.

Haberde İsrail güçlerinin hastane yönetimine, "24 saat içinde hastaneyi tahliye etmelerini veya sonuçlarına katlanmalarını" söylediği ifade edildi.

Haberde, İsrail'in 12 Ekim'de yayımladığı tahliye uyarısının Birleşmiş Milletler ve Dünya Sağlık Örgütü'nün tepkisiyle karşılaştığı hatırlatıldı.

Wire'ın haberinde ayrıca aynı gün hastaneyi yöneten Anglikan Kilisesi'nin yaptığı açıklam da yeniden gündeme taşındı. 

Kiliseden o gün yapılan açıklamada, "El-Ehli Hastanesi dün gece, İsrail'e ait bir füzeyle vuruldu. 4 personel yaralandı. Diğer hastaneler de vuruldu" ifadeleri kullanılmıştı.

İsrail'in çelişkili açıklamaları

Avrupa ve ABD basını, en az 500 kişinin öldürüldüğü hastane katliamıyla ilgili İsrail ordusunun iddialarını ön plana çıkarsa da, saldırı anından itibaren Tel Aviv'den çelişkili açıklamalar geldi.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezinden konuyla ilgili yapılan açıklamada, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun eski dijital medya sorumlusu Hananya Naftali'nin, İsrail'in Gazze'deki el-Ehli Baptist Hastanesine yönelik saldırısının hemen ardından, "İsrail Hava Kuvvetlerinin, Gazze'de hastane vurduğunu" duyuran bir paylaşım yaptığı belirtildi.

Naftali'nin, kısa süre sonra bu paylaşımını silerek, "Hastaneyi vuran füzenin, Gazze'den ateşlendiğini" iddia eden paylaşımlarla dünya kamuoyunu manipüle etmeye çalıştığının tespit edildiği bildirildi.

Kendini Al Jazeera'da çalışan bir gazeteci olarak tanıtıp, "Hastaneyi vuran füze Gazze'den ateşlendi." iddiasında bulunan hesabın sahte olduğunun belirlendiği aktarılan açıklamada, "Farida Khan ismiyle açılan hesabın, Al Jazeera ile bir ilişkisinin olmadığı, manipülasyon amacıyla kullanıldığı belirlenmiştir" tespitine yer verildi.

İsrail devletinin, resmi X platformu hesabında, Türkiye saati ile 22.42'de bir video paylaşarak el-Ehli Baptist Hastanesinin bombalanmasından Hamas'ı sorumlu tuttuğu belirtilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

"Hastanenin vurulma saati yaklaşık 19.27 olmasına rağmen hesaptan paylaşılan videonun 19.59'da kayda geçtiği ve ciddi bir dezenformasyona imza atıldığı tespit edilmiştir. Videonun yanlış dakikalara ait olduğunu fark eden İsrail hesabı, Türkiye saati ile 23.04'te videoyu paylaşımdan kaldırmıştır"

Independent Türkçe



Mısır'ın İsrail'in Gazze Şeridi sakinlerini Güney Sudan'a yerleştirme planını engellediği doğru mu?

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Kahire'deki el-İttihadiye Sarayı'nda Güney Sudan Devlet Başkanı Salva Kiir Mayardit ile bir araya geldi. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Kahire'deki el-İttihadiye Sarayı'nda Güney Sudan Devlet Başkanı Salva Kiir Mayardit ile bir araya geldi. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
TT

Mısır'ın İsrail'in Gazze Şeridi sakinlerini Güney Sudan'a yerleştirme planını engellediği doğru mu?

Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Kahire'deki el-İttihadiye Sarayı'nda Güney Sudan Devlet Başkanı Salva Kiir Mayardit ile bir araya geldi. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi, Kahire'deki el-İttihadiye Sarayı'nda Güney Sudan Devlet Başkanı Salva Kiir Mayardit ile bir araya geldi. (Mısır Cumhurbaşkanlığı)

Medya raporları, İsrail'in Güney Sudan ile Filistinlileri bu ülkeye yerleştirmek için görüşmeler yaptığını ortaya koydu. Diğer yandan Mısır'ın tutumu ve İsrail'in Gazzelileri nakletme planını engellemedeki rolü hakkında sorular ortaya atıldı. Cuba'nın bu konuda İsrail tarafıyla herhangi bir görüşme yaptığını yalanlamasına rağmen, ‘Mısır'ın Güney Sudan'a Filistinlileri kabul etmemesi için baskı yaptığı’ haberleri çıktı.

Mısır, Filistinlileri Gazze Şeridi’nden, ister kendi topraklarına ister başka bir ülkeye olsun, yerinden etme girişimlerini ‘Filistin meselesinin tasfiyesi’ olarak değerlendirerek resmi ve tekrarlı bir şekilde reddettiğini açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın AP’den aktardığına göre, İsrail ile Güney Sudan arasında Gazze Şeridi sakinlerinin Güney Sudan'a yerleştirilmesi olasılığını görüşmek üzere görüşmeler yapıldı. Bunun İsrail'in Gazze Şeridi'nden toplu göçü kolaylaştırmak için daha geniş çaplı çabalarının bir parçası olduğu bildirildi.

Ancak Güney Sudan Dışişleri Bakanlığı bu iddiaları yalanladı. Bakanlık tarafından çarşamba akşamı yapılan açıklamada, “Cuba, Gazze Şeridi sakinlerinin Güney Sudan'a yerleştirilmesi için İsrail ile görüşmeler yaptığına dair son medya haberlerini kesin olarak yalanlıyor. Bu iddiaların hiçbir dayanağı yok; Güney Sudan'ın resmi tutumunu ve politikasını yansıtmıyor” ifadeleri yer aldı.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, daha önce ABD Başkanı Donald Trump'ın Gazze nüfusunun büyük bir kısmını ‘gönüllü göç’ olarak nitelendirdiği bir şekilde başka ülkelere yerleştirmek istediğini söylemişti. Netanyahu salı akşamı yaptığı açıklamada, “Savaş hukukuna göre, nüfusun ayrılmasına izin vermek doğru olur” dedi.

Güney Sudan'ın tutumunu memnuniyetle karşılayan Filistin Devlet Başkanlığı, dün yaptığı açıklamada, ‘Cuba'nın İsrail işgal makamlarının yürüttüğü soykırım, açlık ve yerinden etme girişimlerine örtülü olarak katılmamasını’ övdü.

İsrail medyası, İsrail'in Gazze Şeridi sakinlerini başka ülkelere nakletmek için diğer ülkelere teklifler sunduğunu belirtti. İsrail Kanal 12 televizyonu, Netanyahu hükümetinin ‘Endonezya, Somali, Uganda, Güney Sudan ve Libya’ olmak üzere 5 ülkeyle, Gazze Şeridi'nden sürülecek Filistinlileri kabul etmeleri için görüşmeler yaptığını bildirdi.

AP, Mısırlı yetkililerin ‘İsrail'in Filistinlileri kabul edecek bir ülke bulma çabalarından, Güney Sudan ile yaptığı temaslar da dahil olmak üzere, aylardır haberdar olduklarını’ söylediğini aktardı. Yetkililer, ‘Güney Sudan'a Filistinlileri kabul etmemesi için baskı uyguladıklarını’ ifade ettiler.

Mısır Dışişleri Konseyi Üyesi Büyükelçi Salah Halime, Mısır'ın İsrail'in Filistinlileri yerleştirmek için bahsettiği ülkelerle temas halinde olduğunu düşünüyor. Halime, Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, “Kahire, temaslarıyla Filistinlileri yerinden etme girişimlerinin uluslararası hukuka aykırı olduğunu ve Arap, İslam ve Avrupa ülkelerinin bunu reddettiğini vurgulamayı hedefliyor” dedi.

Halime sözlerini şöyle sürdürdü: “Filistinlileri yerinden etme çağrıları Arap ve uluslararası kamuoyu tarafından reddediliyor. Buna rağmen İsrail bu çağrılarda ısrar ediyor. Kahire, bu önlemleri reddetmek için diplomatik temaslarını yoğunlaştırıyor. İsrail hükümetinin son uygulamaları, Filistin meselesini ortadan kaldırarak, sözde ‘Büyük İsrail’ hayalini gerçekleştirmek amacıyla yapılıyor.”

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati, geçtiğimiz temmuz ayında Güney Sudanlı mevkidaşı Monday Simaya Kumba'dan bir telefon aldı. Mısır Dışişleri Bakanlığı'nın açıklamasına göre, görüşmede ‘ikili ilişkilerin güçlendirilmesi yolları’ ele alındı.

Kahire Üniversitesi'nde siyaset bilimi profesörü olan Dr. Tarık Fehmi, Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, “Mısır'ın Filistinlilerin yerinden edilmesini reddeden tutumu, diğer ülkelerin tutumlarına müdahale etmek anlamına gelmez. Mısır'ın bu konudaki tutumu sabit ve açıktır. Filistin meselesini korumak için bunun gerçekleşmemesi konusunda uyarıda bulunur, ancak diğer ülkelere kendi tutumunu dayatmaz” ifadelerini kullandı.

Fehmi'ye göre İsrail, Filistinlilerin Gazze Şeridi’nden yerinden edilmesini kabul ettirmek için bazı Afrika ve Arap ülkelerindeki kriz ve çatışmalardan yararlanmaya çalışıyor. Fehmi, “Uluslararası toplumun yerinden edilme çağrılarını reddeden tutumu göz önüne alındığında, bu hamleler İsrail'in planının başarıya ulaşacağı anlamına gelmiyor” dedi.

Filistinlilerin Güney Sudan'a yerleştirilmesi konusunda tartışmalar, Güney Sudan Dışişleri Bakanı'nın geçen hafta İsrailli mevkidaşının daveti üzerine Tel Aviv'i ziyaret etmesinin ardından başladı. Güney Sudan medyası ise İsrail Dışişleri Bakan Yardımcısı Sharren Haskel'in Cuba'ya resmi bir ziyaret gerçekleştirerek iki taraf arasındaki iş birliğinin güçlendirilmesi için yollar aradığını bildirdi.