Fransa, ‘Lübnan çatışmanın içine çekilirken yanlış hesaplamalara’ karşı uyarıda bulundu

Dışişleri Bakanı, İsrail sınırındaki silahlı grupların kontrol altına alınması çağrısında bulundu.

Fransa Dışişleri Bakanı, Lübnan Başbakanı Necib Mikati ile Beyrut’ta (AFP)
Fransa Dışişleri Bakanı, Lübnan Başbakanı Necib Mikati ile Beyrut’ta (AFP)
TT

Fransa, ‘Lübnan çatışmanın içine çekilirken yanlış hesaplamalara’ karşı uyarıda bulundu

Fransa Dışişleri Bakanı, Lübnan Başbakanı Necib Mikati ile Beyrut’ta (AFP)
Fransa Dışişleri Bakanı, Lübnan Başbakanı Necib Mikati ile Beyrut’ta (AFP)

Fransa Dışişleri Bakanı Catherine Colonna, Beyrut’a yaptığı yıldırım ziyaretinde Hamas hareketi ile İsrail arasında devam eden savaşın içine çekilmemesi konusunda Lübnan’a sert bir uyarıda bulundu ve diplomatik açıdan alışık olunmayan sert ifadeler kullandı. Colonna, sınırdaki silahlı grupların sonuçlarına katlanamayacağı bir savaşa dahil olması engellenerek İsrail ile sınırlarını kontrol etme çağrısı yaptı.

Beyrut’taki görüşmelerde hâkim olan atmosfer hakkında bilgi sahibi siyasi bir kaynak, Colonna’nın tutumunun Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Hamas’ın İsrail yerleşim birimlerine saldırılarına ilişkin ilk yorumunda takındığı tavırdan daha sert olduğunu belirtti. Bakanın bölgede bir savaşın çıkmasını önlemeye yönelik fikirler sunmadığını belirten kaynak, İsrail’in karar alması ve Gazze Şeridi’ne girmeye karar vermesi durumunda Lübnan’a ‘kuzey cephesinin açılmasına karışmaması’ yönünde bir uyarıda bulunduğunu söyledi. Kaynak, Fransız yetkilinin herhangi bir Hizbullah yetkilisiyle görüşmediğini de dile getirirken, aynı zamanda saha hesaplamalarında hata yapılmaması konusunda uyarıda bulunduğuna dikkati çekti.

Siyasi kaynak, Colonna’nın, Başbakan Necib Mikati’nin Lübnan’ı bölgede yaşanan gerginliklerden uzaklaştırma yönündeki önerisini dinlediğini belirtti. Şarku’l Avsat’a konuşan kaynak, Meclis Başkanı Nebih Berri ile görüşmesinde ise ortamın oldukça gergin olduğunu vurguladı. Kaynağa göre Berri, Gazze Şeridi’ni işgal etmesini önlemek için İsrail’e baskı yapılması yönünde açıkça çağrıda bulundu.

Kaynağa göre ayrıca Colonna, Lübnan hükümetinin Lübnan- İsrail sınırında konuşlanan silahlı grupları kontrol altına alıp kırmızı çizgileri geçmelerini engelleyememesi halinde kuzey cephesindeki gergin durumun kontrolden çıkma ihtimalinin yüksek olduğu yönündeki endişesini dile getirdi. Kaynak ayrıca Colonna’nın Beyrut’taki görüşmelerinde, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’in Beyrut’u bölgedeki birçok başkent gezisinin dışında tutmasının ardından uyarılarda bulunarak sanki onun adına hareket ediyormuş gibi davrandığını söyledi.

Aynı kaynak, cumhurbaşkanlığı meselesine yaklaşımlarındaki farklılıkların aksine Lübnan ile ilişkilerinde ABD ve Fransa’nın tutumları arasında hiçbir ayrım olmadığına dikkati çekti. Öyle ki Paris, Fransa Cumhurbaşkanı’nın Lübnan’daki özel elçisi eski Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian’ın üzerinde çalıştığı üçüncü başkanlık seçeneğini tercih etme konusunda pozisyonunu değiştirmek zorunda kalmadan önce, konumu itibarıyla Hizbullah’a daha yakındı.

Her ne kadar Colonna, misyonunu Lübnan’ın tavrını araştırmakla sınırlasa da aynı zamanda ABD’nin pozisyonunu tamamen benimsediği bir girişim yürütüyor. Ayrıca Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi’nin daveti üzerine gelecek cumartesi günü Şarm eş-Şeyh’te düzenlenecek Arap- Uluslararası Zirvesi’nin, başta Gazze olmak üzere bölgesel bir savaşın çıkmasını önlemek için çözüm arayışının hâlâ tıkalı olduğu ufukta bir pencere açacağına bel bağlamış durumda.

O halde şu soru sorulabilir; Yarış, Ortadoğu’nun bölgesel bir savaşa sürüklenmemesi amacıyla diplomatik çözüm bulmak için mi yoksa askeri seçenekler için mi olacak? Hizbullah, Hamas hareketinin yurtdışındaki lideri Halid Meşal’in ‘Güney Lübnan’da Hamas ve İslami Cihad hareketlerine siyasi koruma sağlayanın Hizbullah olmasına rağmen’, Hizbullah’ın desteğinin yetersiz olduğu ve daha fazla desteğe ihtiyaç duyduğu yönündeki açıklaması karşısında nasıl davranacak? Direniş ekseninden bir kaynağın Şarku’l Avsat’a belirttiğine göre Hizbullah, İsrail ordusunu, güçlerinin Gazze cephesindeki seferberliğini azaltmak için yormuş ve tüketmiş durumda.

Aynı kaynak, İran’ın, İsrail’i destekleyen ABD- Avrupa eksenine karşı siyasi ve medya kampanyalarına öncülük ettiğine dikkati çekti. Kaynağa göre çünkü eksenin direniş kanadı, Abdullahiyan’ın son turuna dahil ettiği ülkelerle iletişim kurma kabiliyetine sahip değil. Lübnanlı bir kaynağa göre, Arap eyleminin düzeyinin yükselmesine ve Suudi Arabistan Krallığı’nın ‘bozulmayı durdurmak ve Mısır ile koordineli olarak Gazze’ye tıbbi ve sağlık malzemeleri ile gıda malzemelerinin ulaştırılması için insani koridorların açılmasını sağlamak’ üzere oynadığı role paralel olarak, dış müdahalelerin devreye girebilmesi için bölgenin uçurumun eşiğine getirilmesi gerekirken, kuzey cephesinde de çatışmalar tırmanıyor.



Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
TT

Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)

Lübnan'da Hizbullah'ın çağrı cihazlarının ardından telsiz, radyo ve güneş enerjisi panellerinin patlatılmasıyla bölge topyekun savaşa doğru sürükleniyor. 

17 Eylül'de Hizbullah'ın kullandığı çağrı cihazlarında eş zamanlı patlamalar yaşanmış, ikisi çocuk 12 kişi hayatını kaybetmiş, 2 bin 800 kişi de yaralanmıştı. 

Dün de ülkedeki telsiz, radyo ve güneş enerji sistemlerinde patlama gerçekleşti. En az 20 kişinin öldüğü, 450'den fazla kişinin de yaralandığı bildiriliyor. Lübnanlı yetkililer, olaydan İsrail'i sorumlu tutarken Tel Aviv'den henüz açıklama gelmedi.

Diğer yandan saldırıyla ilgili bilgiye sahip olan fakat adlarının gizli tutulmasını isteyen kaynaklar, Amerikan gazetesi New York Times'a (NYT) operasyonun ardında İsrail'in olduğunu doğruluyor. 

Mossad'ın BAC Consulting adlı bir paravan şirket kurduğu ve çağrı cihazlarını bubi tuzağına dönüştürerek Lübnan'a soktuğu iddia ediliyor. Macaristan merkezli bu paravan şirket, kağıt üstünde Tayvanlı Gold Apollo firması adına çağrı cihazı üretiyor. Kimliklerinin açıklanmasını istemeyen İsrailli istihbaratçılar, buna ek olarak operasyonda en az iki paravan şirket daha oluşturulduğunu belirtiyor. 

Kaynaklar, AR-924 model numaralı cihazların bataryalarına patlayıcı bir madde olan pentaeritritol tetranitrat (PENT) yerleştirildiğini ve bunların 2022 yazında Lübnan'a gönderildiğini ifade ediyor.

Hizbullah, İsrail istihbaratı tarafından takip edilmemek için cep telefonlarını bırakıp çağrı cihazı kullanmaya başlamıştı. Kaynaklar, bu kararın ardından milyonlarca dolarlık yatırımla üretimin artırıldığını ve Lübnan'a bubi tuzağı haline getirilmiş binlerce cihaz sokulduğunu söylüyor.

Öte yandan ikinci dalga saldırıda telsiz ve güneş enerji panellerinin nasıl patlatıldığı henüz bilinmiyor.

NYT'nin patlayan telsizlerin görüntülerinden yola çıkarak yaptığı analizde, bunların çağrı cihazlarından daha ağır ve büyük olduğuna, bu yüzden daha fazla hasar yarattığına işaret ediliyor. 

Ayrıca telsizlerin patlamasıyla daha büyük yangınlar çıktığına, bunun da çağrı cihazlarına kıyasla telsizlere daha fazla patlayıcı yerleştirilmiş olabileceğini gösterdiğine dikkat çekiliyor.

Lübnan'ın açıkladığı rakamlara göre telsizlerin patlatılmasıyla en az 71 ev ve dükkanla 18 sivil araç ve motosiklet yandı. 

Telsizlerden bazılarında Japon firması Icom'un amblemi görülüyor. Ancak şirket, IC-V82 model numaralı telsizlerin ve bunlarda kullanılan bataryaların üretiminin neredeyse 10 yıl önce durdurulduğunu belirtiyor. Patlayıcıların bu cihazlara nasıl yerleştirildiğiyse henüz netleştirilemedi. Icom, bu telsizlerin sahte olabileceğini öne sürüyor.

Lübnan medyasındaki haberlerde, saldırıda en az iki güneş enerjisi panelinin de alev aldığı bildiriliyor. Saldırılarda çıkan küçük çaplı yangınların söndürüldüğü bildirilirken, patlamada bir kız çocuğunun yaralandığı aktarılıyor. Ancak bu panellerin infilak ettirilen diğer cihazların etkisiyle mi alev aldığı yoksa uzaktan kumandayla mı patlatıldığı belli değil. 

Amerikan düşünce kuruluşu Soufan Center'dan Clara Broekaert, CNN'e açıklamasında saldırı dalgasının Lübnan halkının psikolojisini olumsuz etkilediğini ve Hizbullah üzerinde misilleme baskısı oluşturduğuna dikkat çekerek şunları söylüyor:

Saldırılarda günlük hayatın böylesine korkunç, beklenmedik ve geniş ölçekte kesintiye uğratılması, misilleme yapılmasına yönelik ekstra bir baskı yaratacaktır diye düşünüyorum. İnsanlar yaşananların hesabının sorulduğunu görmek istiyor.

Üst üste gelen saldırıların ardından dün Hizbullah, İsrail sınırındaki el-Merc bölgesine füze fırlattı. İkisi ağır 8 İsraillinin yaralandığı bildirilirken, bu kişilerin sivil veya asker olduğuna ilişkin bilgi paylaşılmadı.

Independent Türkçe, Times of Israel, New York Time, Japan Times, CNN, France 24