İran-İsrail çatışması ne gösterdi?

Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, Suudi Arabistan Ulusal Güvenlik Danışmanı Dr. Musaid el-Ayban ve dönemin İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Sekreteri Ali Şemhani ile birlikte, Mart 2023, Pekin (SPA)
Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, Suudi Arabistan Ulusal Güvenlik Danışmanı Dr. Musaid el-Ayban ve dönemin İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Sekreteri Ali Şemhani ile birlikte, Mart 2023, Pekin (SPA)
TT

İran-İsrail çatışması ne gösterdi?

Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, Suudi Arabistan Ulusal Güvenlik Danışmanı Dr. Musaid el-Ayban ve dönemin İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Sekreteri Ali Şemhani ile birlikte, Mart 2023, Pekin (SPA)
Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, Suudi Arabistan Ulusal Güvenlik Danışmanı Dr. Musaid el-Ayban ve dönemin İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Sekreteri Ali Şemhani ile birlikte, Mart 2023, Pekin (SPA)

Siyaset ve güvenlik uzmanları, Tahran'ın açıklamalarına bağlı kalması ve bölgedeki silahlı örgütlere müdahale ve destekten uzak durması halinde Körfez-İran ilişkilerinin daha güçlü hale gelebileceğini, büyüyebileceğini ve gelişebileceğini belirtti.

Uzmanlar, İran-İsrail çatışmasının, Körfez ülkelerinin bölgesel güvenlik üzerine düşünmeleri, bölgesel güvenlik vizyonlarını istikrar ve güvenliği koruyacak net mekanizmalara dönüştürmeleri ve İran ile Irak başta olmak üzere komşu ülkelerle ortak bir çerçeveye ulaşmaları gerektiğini gösterdiğini söyledi.

Körfez Araştırmaları Merkezi Başkanı Dr. Abdulaziz bin Sakr, İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'ın Tahran'ın komşu ülkelerle iyi ilişkiler kurmak istediğine dair son açıklamalarına işaret ederek şöyle dedi: “Bugün İran'dan tek istediğimiz, Körfez'de müdahale ve saldırganlık istemediğine dair söylediklerine uymasıdır. Eğer davranışlarını değiştirir ve müdahaleci olmazlarsa, bu, bölgede daha fazla güvenlik ve istikrara, İran ve komşu ülkelerde büyüme ve refaha yol açacaktır.”

İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, Tahran'ın Körfez bölgesindeki komşu ülkelerle ilişkilerde yeni bir sayfa açmaya hazır olduğunu ifade etti.

Şarku’l Avsat’ın İran Cumhurbaşkanlığı internet sitesinden aktardığına göre Pezeşkiyan kabine üyelerine hitaben yaptığı konuşmada, “İslam ülkeleri arasındaki dayanışma ihtiyacı ve kapsamlı iş birliğinin genişletilmesi hedefi göz önüne alındığında, komşuluk politikası ve bölge ülkeleriyle ilişkilerin geliştirilmesi, hükümetin temel stratejileri arasındadır” dedi.

Dr. Abdulaziz bin Sakr, Körfez Araştırmaları Merkezi tarafından düzenlenen ‘Gerilim ve Diplomasi: İsrail-İran Savaşı Üzerine Körfez Perspektifleri’ başlıklı seminerde şu ifadeleri kullandı: “İran'ı son yıllarda desteklediği Hizbullah gibi gruplardan uzak görmek ve bölgede saldırganlık içermeyen bir güvenlik standardı oluşturmak istiyoruz. İran'dan iyi sinyaller geldiği sürece Körfez'den de iyi sinyaller gelecek. İran'daki rejimi değiştirmeye yönelik her türlü saldırıya karşıyız, bu tamamen İran'ın meselesi.”

3 yol

Körfez Araştırmaları Merkezi Kıdemli Danışmanı Dr. Salih el-Haslan ise İran ile İsrail arasındaki son savaştan sonra Körfez ülkelerinin izlemesi gereken 3 yol belirledi:

Birincisi: İran ile daha fazla temas kurmak ve sivil amaçlı barışçıl bir programa sahip olma hakkına sahip olmakla birlikte herhangi bir askeri nükleer programı kabul etmediklerini açıkça belirtmek.

İkincisi: Körfez ülkeleri İran'a, davranışlarını değiştirmesi koşuluyla bölgesel ve uluslararası izolasyondan kurtulmasına yardımcı olacaklarına dair olumlu bir mesaj göndermeli.

Üçüncüsü: İran'daki ılımlı seslerin güçlendirilmesi.

El-Haslan, “Son savaş Körfez ülkelerinin bölgesel güvenlik üzerine düşünmeleri gerektiğini gösterdi. Bir yıl önce Körfez ülkeleri bölgesel güvenlik vizyonlarını ortaya koydular. Artık Körfez ülkelerinde istikrar ve güvenliği korumak ve komşuları İran ve Irak ile sürdürülebilir barış dediğimiz bir güvenlik çerçevesine ulaşmak için bu vizyonu gerçekleştirecek bir mekanizma hakkında konuşmanın zamanı geldi” ifadelerini kullandı.

dfvgyju

Körfez Araştırmaları Merkezi Güvenlik ve Savunma Programı Direktörü Mustafa el-Ani'ye göre ABD'nin İran'ın nükleer tesislerine yönelik saldırıları programın yaklaşık yüzde 90'ını yok etmiş olabilir.

ABD bu ayın başlarında sığınak delici bombalarla donatılmış bombardıman uçaklarıyla İran'ın kilit nükleer tesislerini hedef alan bir saldırı gerçekleştirmiş, İran da ertesi gün Katar'da ABD güçleri tarafından kullanılan el-Udeyd Üssü’ne füze saldırısıyla karşılık vererek Körfez ülkelerinin kınamalarına yol açmıştı.

El-Ani, İsrail ve ABD'nin harekâtının anlık bir olay olmadığını, en az 10 yıllık bir istihbarat toplama çalışmasının sonucu olduğunu belirtti. El-Ani, “İyi planlanmış bir operasyondan bahsediyoruz… Bu basit bir planlama değildi ve nükleer programın şu ana kadar yaklaşık yüzde 90 oranında yok edildiğinden hiç şüphem yok” şeklinde konuştu.

İran'ın maruz kaldığı saldırıdan sonra toparlanmasının pek mümkün olmadığını ifade eden el-Ani, İranlıların nükleer programa devam etmek istemeleri halinde, bugün konuşulanların ‘çatışmanın sonunun başlangıcı’ olduğunu belirtti. El-Ani, “Şimdi soru şu: İran toparlanabilir mi? Amerikalılar ve İsrailliler her an saldırabilecekleri bir bombanın yapımını engellemek için tekrar geri geleceklerinden ötürü toparlanamayacağından hiç şüphem yok” dedi.



ABD'de tarım krizi: İşçilerin yüzde 70'i gitti

On milyarlarca dolarlık meyve ve sebze, Kaliforniya'daki göçmenler tarafından elle toplanıyor (Reuters)
On milyarlarca dolarlık meyve ve sebze, Kaliforniya'daki göçmenler tarafından elle toplanıyor (Reuters)
TT

ABD'de tarım krizi: İşçilerin yüzde 70'i gitti

On milyarlarca dolarlık meyve ve sebze, Kaliforniya'daki göçmenler tarafından elle toplanıyor (Reuters)
On milyarlarca dolarlık meyve ve sebze, Kaliforniya'daki göçmenler tarafından elle toplanıyor (Reuters)

ABD'de Donald Trump yönetiminin göçmenlere yönelik sınır dışı ve gözaltı uygulamalarını artırması bir yandan protesto gösterilerine yol açarken diğer yandan da ekonomiyi olumsuz etkiliyor. 

Reuters, Kaliforniya tarlalarındaki mahsulün toplanmadan kaldığını bildiriyor. 

Birleşik Krallık merkezli haber ajansına konuşan çiftçi Lisa Tate, Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Dairesi'nin (ICE) düzenlediği baskınların etkilerinin sahada hissedildiğini vurguluyor. 

6 nesildir bu işi yaptıklarını belirterek şöyle diyor:

Tarlalarda çalışan işçilerin yaklaşık yüzde 70'i gitti. Eğer işgücünüzün yüzde 70'i yok olduysa mahsulün de yüzde 70'i toplanmaz ve bir günde çürüyüp gidebilir. Amerikalıların çoğu bu işi yapmak istemiyor. Buradaki çoğu çiftçi zar zor geçiniyor. Bunun bardağı taşıran son damla olmasından, pek çok kişinin batmasından korkuyorum.

Adını vermek istemeyen Meksikalı bir tarımcı geçen hafta çilek ektiklerini anlatırken eskiden 300 kişiyle bu işi yaptıklarını ancak bu sene işçi sayısında 80'de kaldıklarını aktardı. 

Bir başkası da önceden tarlada 80 kişiyle çalıştıklarını ama artık sayının 17'ye kadar indiğini vurguladı. 

csdfgthy
Endişeli tarım işçileri, marketlere ABD pasaportuna sahip olan çocukları gönderdiğini söylüyor (Reuters)

İşçiler tarlalarda yakalanırlarsa ailelerini bir daha görememekten korkuyor. Bir tanesi durumlarını şöyle anlattı:

Sabah korkarak uyanıyoruz. Güneş bizi endişelendiriyor, sıcak bizi endişelendiriyor ve artık daha da büyük bir sorunumuz var: Pek çok kişi eve dönemiyor. Sokakta herhangi bir belaya karışmak istemiyorum. Hangi sebeple olursa olsun gözaltına alınanlar sınır dışı ediliyor.

Kongre Bütçe Ofisi'nin eski direktörlerinden Douglas Holtz-Eakin, tarım çalışanlarının yaklaşık yüzde 80'inin ABD dışında doğduğunun, bunların da yarısının kaçak olarak ülkede yaşadığının tahmin edildiğini bildirdi.

Cumhuriyetçi ekonomist, kaçak işçilerin kaybının fiyatları yükselteceğine işaret etti. 

ABD'de sebze hasadının üçte birinden fazlası, meyve ve kabuklu yemiş üretimininse dörtte üçünden fazlası Kaliforniya'da yapılıyor. Eyaletin 2023'te tarımdan elde ettiği gelir 60 milyar doları aştı.

Merkez sol eğilimli Brookings Enstitüsü'nden Wendy Edelberg ve Tara Watson'la muhafazakar Amerika Girişim Enstitüsü'nden (American Enterprise Institute/AEI) Stan Veuger, bir makale hazırlayarak en az 50 yıldır ilk kez görülebilecek bir değişime işaret etmişti: Bu yıl ABD'ye giden göçmen sayısı, ülkeden ayrılanlardan az olabilir. 

Washington Post'un haberinde, ABD dışında doğmuş işçilerin sayısının marttan beri bir milyondan fazla düştüğü aktarılmıştı.

Independent Türkçe, Reuters, Washington Post