Trump'ın avukatlarından Ellis, "başkanlık seçimine müdahale" davasında suçlamaları kabul etti

Trump'ın avukatlarından Ellis, "başkanlık seçimine müdahale" davasında suçlamaları kabul etti
TT

Trump'ın avukatlarından Ellis, "başkanlık seçimine müdahale" davasında suçlamaları kabul etti

Trump'ın avukatlarından Ellis, "başkanlık seçimine müdahale" davasında suçlamaları kabul etti

ABD'nin Georgia eyaletindeki "2020 Başkanlık Seçimi'ne müdahale" davasında eski ABD Başkanı Donald Trump ile birlikte yargılanan avukatlarından Jenna Ellis, kendisine yöneltilen suçlamaları kabul etti.

Ellis, duruşmada, kendisine yöneltilen "yalan beyanda bulunmaya yardım ve yataklık etme" suçlamalarını reddetmedi. 

Suçlamaları kabul etmesinin ardından savcılarla yaptığı anlaşma kapsamında, Ellis'e "5 yıl denetimli serbestlik, 5 bin dolar tazminat, 100 saat kamu hizmeti" cezaları verildi. Anlaşma maddelerine Ellis'in, Georgia halkına bir özür mektubu yazma ve konuyla ilgili gelecek duruşmalarda doğru beyanda bulunma şartları da konuldu.

İddianamede, Ellis hakkında başkent Washington'da Kongre baskınının meydana geldiği 6 Ocak 2021'de tasdiklenmesi gereken 2020 Başkanlık Seçim sonuçlarının Kongre'de onaylanmasının aksatılmasına yönelik planın kurgulanmasına yardımcı olmak da bulunuyordu.

Dava kapsamında yargılanan Scott Graham Hall ile Trump'ın diğer avukatlarından Sidney Powell ve Kenneth Chesebro da suçlamaları kabul etmişti.

Trump ve beraberinde suçlanan diğer kişiler, kendilerine yöneltilen suçlamaları yine reddetti.

 "Seçimlere müdahale" davası

Georgia'nın Atlanta kentinde, "eyaletteki 2020 Başkanlık Seçimi sonuçlarına müdahale girişimi" iddiasını uzun süredir soruşturan Fulton bölgesi savcılarının sundukları deliller ve tanık ifadelerinin ardından Trump'a yeni suçlamalar isnat edilen iddianame, 14 Ağustos'ta kamuoyuna açıklanmıştı.

İddianamede 41 suçlama yer alırken, Trump'a 13 suç isnat edilmişti.

Trump'ın yanı sıra aralarında eski avukatları Rudy Giuliani ile eski Beyaz Saray Özel Kalem Müdürü Mark Meadows'un da bulunduğu 18 kişiye daha suçlama yöneltilmişti.

İddianame kapsamında 24 Ağustos'ta teslim olan Trump, 200 bin dolarlık kefalet bedelini ödeyerek serbest bırakılmıştı.



ABD'nin karar taslağı, barış konseyinin yetkilerini ve Gazze için önerilen uluslararası gücü tanımlıyor

ABD'nin Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi Mike Waltz (AP)
ABD'nin Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi Mike Waltz (AP)
TT

ABD'nin karar taslağı, barış konseyinin yetkilerini ve Gazze için önerilen uluslararası gücü tanımlıyor

ABD'nin Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi Mike Waltz (AP)
ABD'nin Birleşmiş Milletler (BM) Daimî Temsilcisi Mike Waltz (AP)

ABD, Gazze Şeridi'nde iki yıllık bir geçiş yönetimi görevlendirilmesi ve güvenliği denetlemek üzere uluslararası bir güç kurulmasını öngören bir karar taslağını Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'ne sundu.

ABD'nin BM Daimî Temsilciliği, Mike Waltz'ın taslak metni BM Güvenlik Konseyi'ne on seçilmiş üyesinin yanı sıra Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Mısır, Katar ve Türkiye ile paylaştığını açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın The National’dan aktardığına göre, üç sayfalık metinde şu ifade yer aldı: “Gazze'nin yeniden inşası için finansmanı koordine etmek ve genel çerçeveyi oluşturmaktan sorumlu, uluslararası yasal statüye sahip bir geçiş yönetim organı olarak barış konseyinin kurulmasını memnuniyetle karşılıyoruz.”

xs
Çadırda yaşayan yerinden edilmiş Filistinli bir çocuk (Reuters)

Barış konseyi, Filistin Yönetimi, ABD yönetiminin ‘kapsamlı planında’ özetlenen kapsamlı bir reform programını tamamlayana kadar faaliyet gösterecek.

ABD'nin BM Daimî Temsilcisi Mike Waltz, “Başkan Donald Trump'ın cesur liderliği altında ABD, BM’de net sonuçlar elde edecek” dedi.

Karar taslağı, barış konseyi üyelerine, Gazze'deki geçiş hükümetini denetlemek üzere ‘operasyonel birimler’ kurulması da dahil olmak üzere, planın hedeflerine ulaşmak için ‘gerekli düzenlemeleri onaylama’ yetkisi veriyor. Bu birimler, bağımsız, tarafsız bir Filistinli teknokratik komiteyi denetleyecek ve destekleyecek.

Metinde, “Arap Birliği'nin çağrısı doğrultusunda, Gazze Şeridi'nden yetkin kişilerden oluşan bağımsız bir Filistin teknokratik komitesinin denetimini de içeren bir geçiş yönetimi, Gazze'deki kamu hizmetleri ve idarenin günlük işleyişinden sorumlu olacaktır” ifadesi yer aldı.

ABD'nin önerisine göre, bu yeni yapılar barış konseyinin denetimi altında çalışacak ve bağışçıların gönüllü katkılarıyla finanse edilecek.

Karar taslağı, ‘Dünya Bankası ve diğer finans kurumlarını, Gazze Şeridi'nin yeniden inşası ve kalkınmasını desteklemek için finansal kaynakları sağlamaya’ çağırıyor.

Karar taslağı ayrıca, ‘Gazze’de istikrarı sağlamak amacıyla geçici bir uluslararası güç’ kurulmasına da izin veriyor. Bu güç, uluslararası hukuk ve uluslararası insancıl hukukla uyumlu olmak kaydıyla, yetkisi kapsamındaki görevleri yerine getirmek için ‘gerekli tüm araçları kullanma’ yetkisine sahip olacak.

Uluslararası gücün kurulması, 7 Ekim 2023'teki saldırının ardından iki yıl süren çatışmaları sona erdiren ve 10 Ekim'de İsrail ile Hamas arasında kırılgan bir ateşkesin sağlanmasına yol açan anlaşmanın bir parçasıydı.

cd
Kaplarına su doldurmak için bir tankerin yanına gelen yerinden edilmiş Filistinliler (Reuters)

Anlaşma uyarınca, İsrail güçlerinin çekilmesiyle birlikte güvenlik sorumluluğunu üstlenmek üzere Arap ve Müslüman ülkelerden gelen güçler Gazze Şeridi'ne konuşlandırılacak.

Karar taslağı, önerilen uluslararası gücün İsrail ve Mısır ile mevcut anlaşmalara halel getirmeksizin ve eğitim ve güvenlik soruşturmasından geçirilen yeni Filistin polis gücüyle paralel olarak çalışacağını belirtiyor.

Gücün görev süresi iki yıl olacak; Gazze Şeridi'nde silahsızlanma sürecinin uygulanmasını sağlayarak, askeri ve saldırı amaçlı altyapının imha edilmesi ve yeniden inşasının önlenmesi dahil olmak üzere Gazze'deki güvenlik durumunu istikrara kavuşturmak da görevleri arasında yer alacak.

Gözlemciler, karar taslağının engeller ve anlaşmazlıklarla karşılaşacağına ve birçok ülkenin Gazze'ye asker gönderme kararını almadan önce BM Güvenlik Konseyi'nden net bir onay ve yetki beklediğine inanıyor.


Irak seçimlerinde Sünni koltuklar için kıyasıya rekabet... Birleşecekler mi?

Sünni liderler arasındaki söylemler hakaret boyutuna ulaştı. (AFP)
Sünni liderler arasındaki söylemler hakaret boyutuna ulaştı. (AFP)
TT

Irak seçimlerinde Sünni koltuklar için kıyasıya rekabet... Birleşecekler mi?

Sünni liderler arasındaki söylemler hakaret boyutuna ulaştı. (AFP)
Sünni liderler arasındaki söylemler hakaret boyutuna ulaştı. (AFP)

Mueyyed et-Tarfi

Irak’ta birkaç gün sonra yapılacak seçimler yaklaşırken, seçim yarışına katılan Sünni liderler arasındaki açıklamaların şiddeti artmış ve Sünni liderler arasında siyasi karalama kampanyası başlamış görünüyor.

Toplam 329 sandalyeden 15’ine sahip olan ve Sünni nüfusun güçlü olduğu Anbar vilayetinde, Takaddum Partisi lideri Muhammed el-Halbusi ile Azm İttifakı lideri Müsenna Samarrai arasında karşılıklı suçlamalar arttı. İki rakip lider, önceki hükümet kabinesinde görev yapan bakanların performansına ilişkin olarak birbirlerini yolsuzluk ve yetersizlikle suçladı.

12 sandalyeye sahip Sünni çoğunluklu Salahaddin vilayetinde, Sünni liderler arasındaki söylemler, eyaletin sandalyeleri için verilen mücadelenin doruk noktasında hakaret boyutuna ulaştı.

Her ne kadar bu anlaşmazlık yeni olmasa da, Sünni bölgelerde aday sayısının artması, herhangi bir Sünni liderin mezhep grubuna ait sandalyelerin çoğunluğunu elde etmesini zorlaştırıyor. Ayrıca, Sünni liderlerin yeniden birleşmesi ve 2005’ten bu yana süregelen siyasi dengeye göre (Başbakan’ın Şii, Cumhurbaşkanı’nın Kürt, Meclis Başkanı’nın ise Sünni olması geleneği) parlamentonun Sünni başkanını belirleme konusunda uzlaşmaları da oldukça güç görünüyor.

Siyasi gözlemcilere göre, Meclis Başkanlığı makamı büyük bir çekişmeye sahne olacak; bu yarışı, Şii ve Kürtlerle anlaşmaya varabilen kişi kazanacak.

Yeni bir Sünni siyasi sınıf

Bu bağlamda, el-Mustansıriyye Üniversitesi’nde siyaset bilimi profesörü İsam el-Fili, zorlukları anlayamayan yeni bir Sünni siyasi sınıfın ortaya çıktığını ve bunun Sünni topluluk içindeki çatışmaları şiddetlendirdiğini, bölünmelere yol açtığını, ittifakları karmaşıklaştırdığını ve meclis başkanlığı konusunda anlaşmaya varılmasını zorlaştırdığını belirtti. El-Fili, “Topluluğun karşı karşıya olduğu siyasi zorlukların doğasını ele alma veya anlama becerisinden yoksun bir siyasi sınıfın ortaya çıkması, topluluğun sözlü tacize varan medya çatışmalarına karışmasına yol açarak, bu Sünni siyasi sınıfın birden fazla parti tarafından ele geçirilmesinin önünü açtı” dedi. Önde gelen Sünni liderlerin seçimlerde veya siyaset sahnesinde yer almamasının toplum için bir sorun yarattığını belirten el-Fili sözlerini şöyle sürdürdü: “Aynı zamanda, Sünni cemaat içinde rekabet denen şeyin dışında hareket eden sessiz sesler de var. Sonuç olarak, çeşitli bileşenler aracılığıyla ve hiçbir tarafı rencide etmeden Sünni cemaati aşan listeler oluşturmayı başardılar.”

El-Fili, “Şii birliği artık eskisi kadar güçlü değil. Önceki aşamada, Sadr Hareketi veya diğerlerinin varlığıyla Şii evi tek bir bütün oluşturuyordu” dedi.

Sünniler arasındaki anlaşmazlık ve Meclis Başkanlığı makamı

El-Fili, Sünniler arasında Meclis Başkanlığı makamı konusunda anlaşmaya varmanın zor olacağı sonucuna vardı. “Çünkü güçlü bir geri dönüş yapan Muhammed el-Halbusi gibi bazı liderler güçlerini göstermek istiyor. Ancak hem Şii hem de Sünni kamplarda birçok muhalifleri var.”

Tartışma hiçbir etki yaratmayacak

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı analize göre Gazeteci yazar Basim eş-Şara ise ‘seçim öncesindeki sözlü tartışmanın Sünniler arasındaki ittifaklara hiçbir etkisi olmayacağını ve Meclis Başkanlığı makamının Sünni bloklar arasında bir anlaşmazlık konusu olacağını’ düşünüyor. Eş-Şara, “Sünni liderler arasındaki bu söylem yeni değil. Son seçimlerde, Halbusi ile İslam Partisi'ndeki rakipleri ve diğer Sünni liderler arasındaki medya söylemi sözlü savaşa dönüştü, ancak seçimlerden sonra hükümet pozisyonları bölündü. Bu güçler arasındaki tartışma, özellikle Halbusi ve Samarrai arasında, her zaman söylem ve seçim çatışmalarıyla domine ediliyor. Ancak bu medya söylemi, yeni hükümetin oluşumunu ve seçimlerden sonra hükümet pozisyonlarının atanması konusunda aralarındaki anlaşmayı etkilemeyecek” şeklinde konuştu.

Ulusal uzlaşma kararı

Basim eş-Şara, mevcut gerilim ortamında hiçbir Sünni ismin Sünni sandalyelerin çoğunluğunu elde etmesinin mümkün olmadığını belirterek, “Parlamenter teamüle göre Sünnilere ayrılan meclis başkanlığı konusunda uzlaşmak zor görünüyor. Bu durum, Kürtler ve Şiilerle ulusal bir mutabakat arayışına yöneltebilir” dedi. Eş-Şara, “Takaddum Partisi lideri Muhammed el-Halbusi’ye karşı Kürt tarafının bir ‘veto’su olabilir. Bu nedenle bazı Şii güçler, meclis başkanlığı konusunda Şiiler, Sünniler ve Kürtler arasında ulusal uzlaşı temelinde anlaşma yapılmasından yana. Diğer blokları ikna edebilen isim meclis başkanlığı koltuğunu kazanacaktır” ifadelerini kullandı.


Trump: Mamdani'nin New York'taki zaferiyle Amerika bir miktar egemenliğini kaybetti

ABD Başkanı Donald Trump (AP)
ABD Başkanı Donald Trump (AP)
TT

Trump: Mamdani'nin New York'taki zaferiyle Amerika bir miktar egemenliğini kaybetti

ABD Başkanı Donald Trump (AP)
ABD Başkanı Donald Trump (AP)

ABD Başkanı Donald Trump dün yaptığı açıklamada, sosyalist Zahran Mamdani'nin New York belediye başkanlığı seçimlerini kazanmasının ardından ABD'nin "bir miktar egemenliğini" kaybettiğini söyledi ve "bununla ilgileneceğine" söz verdi.

Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığı habere göre Trump, Florida eyaletinin Miami kentinde düzenlenen bir ekonomi konferansında, Hint kökenli Demokrat Mamdani'yi iktidara getiren ve onu Amerika'nın en büyük şehrinin ilk Müslüman belediye başkanı yapan seçime atıfta bulunarak, "Dün gece New York'ta biraz egemenlik kaybettik ama bunu düzelteceğiz" dedi.

Trump, seçim öncesinde Demokrat Parti'nin sol kanadında yer aldığı düşünülen Mamdani'nin kazanması halinde New York'a sağlanan federal fonları keseceği tehdidinde bulunmuştu.

Mamdani, Trump'ın birkaç aksilik yaşadığı eyalet çapındaki seçimlerin ardından New York Belediye Başkanlığı yarışını kazandı ve ara seçimlerden bir yıl önce meydan okuyan mesaj verdi.

New York Seçim Kurulu'nun ön sonuçlarına göre 34 yaşındaki Mamdani, eski ılımlı Vali Andrew Cuomo ve Cumhuriyetçi Curtis Slewa'ya karşı açık ara öndeydi.

Mamdani, 1 Ocak'ta resmen göreve başladığında Amerika Birleşik Devletleri'nin en büyük şehrinin ilk Müslüman belediye başkanı olacak. Aynı zamanda bu görevi üstlenen en genç kişi olacak.

Seçilen belediye başkanı, "Bu siyasi karanlık dönemde New York ışık olacak" diyerek, şehrin "Donald Trump tarafından ihanete uğrayan bir millete nasıl yenilebileceğini gösterebileceğini" ifade etti.

Mamdani'yi yeni hedeflerinden biri haline getiren Trump, Truth Social adlı sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, ismini vermeyen "anket merkezlerine" atıfta bulunarak, Cumhuriyetçilerin yenilgisinin hükümetin kapanması ve Mamdani'nin isminin oy pusulalarında yer almamasından kaynaklandığını söyledi.

Mamdani, Uganda'da Hint kökenli eğitimli bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Yedi yaşında Amerika Birleşik Devletleri'ne geldi ve 2018'de vatandaşlık aldı. Bu da yüksek yaşam maliyetiyle mücadeleyi kampanyasının ana teması haline getirdi.

Trump onu "komünist" olarak nitelendirse de Mamdani'nin önerileri (özellikle kira kontrolü, ücretsiz toplu taşıma ve çocuk bakımıyla ilgili olanlar) demokratik sosyalist ilkelerle daha uyumlu.

New York'a komşu olan New Jersey'de seçmenler, valilik için Cumhuriyetçi iş adamı Jack Ciatarelli yerine Demokrat Mikie Sherrill'i tercih etti.

Virginia ayrıca Cumhuriyetçi Winsome Earle-Sears'ı mağlup eden Demokrat Abigail Spanberger'ı ilk kadın valisi olarak seçti.

Ülkenin diğer tarafında ise Kaliforniyalılar, Trump'ın Teksas'taki benzer girişimine yanıt olarak eyalet seçim bölgelerinin Demokrat Parti lehine yeniden çizilmesi yönünde oy kullandı.