Japonya’da denizaltı yanardağ patlamasının ardından yeni bir ada oluştu

Havadan çekilen bir fotoğraf, Tokyo'nun güneyindeki Pasifik Okyanusu'ndaki Ogasawara şehrinin Ioto Adası açıklarındaki sulardan yükselen buharı gösteriyor ( AP)
Havadan çekilen bir fotoğraf, Tokyo'nun güneyindeki Pasifik Okyanusu'ndaki Ogasawara şehrinin Ioto Adası açıklarındaki sulardan yükselen buharı gösteriyor ( AP)
TT

Japonya’da denizaltı yanardağ patlamasının ardından yeni bir ada oluştu

Havadan çekilen bir fotoğraf, Tokyo'nun güneyindeki Pasifik Okyanusu'ndaki Ogasawara şehrinin Ioto Adası açıklarındaki sulardan yükselen buharı gösteriyor ( AP)
Havadan çekilen bir fotoğraf, Tokyo'nun güneyindeki Pasifik Okyanusu'ndaki Ogasawara şehrinin Ioto Adası açıklarındaki sulardan yükselen buharı gösteriyor ( AP)

Japonya’da deniz altındaki bir volkanın patlamasının ardından Tokyo'nun yaklaşık 1.200 kilometre güneyindeki Iwo Jima kıyısı açıklarında yeni bir ada oluştu.

Uzmanlara göre, Ogasawara Adaları'nın bir parçası olan yeni ada, ekim ayında başlayan bir dizi volkanik patlamanın ardından ortaya çıktı.

Tokyo Üniversitesi Deprem Araştırma Enstitüsü’nde doçent olan Fukashi Maeno, Iwoto'nun yaklaşık bir kilometre açıklarında, yaklaşık 100 metrelik bir kara kütlesi oluşturan patlamaların meydana geldiğini doğruladı.

The Guardian’ın haberine göre, Pasifik Savaşı'nın en kanlı savaşlarından birine sahne olan ve Japonya'nın 111 aktif yanardağından biri olan Ioto, 2021'deki volkanik patlamanın ardından oluşan başka bir yeni adanın yakınında buluyor. Ioto Adası, eskiden Iwo Jima olarak biliniyordu. 2007 yılında Japon yetkililer tarafından yeniden adlandırıldı.

Bölge büyük volkanik aktivite patlamalarına alışkın. Japonya Meteoroloji Ajansı, geçtiğimiz yılın temmuz ve aralık ayları arasında ve bu yılın haziran ayında Ioto yakınlarında benzer patlamaların görüldüğünü bildirdi.



Fransa'nın Riyad Büyükelçisi Şarku’l Avsat’a konuştu: İsrail ve İran arasında askeri müdahale çözüm değil

Fransa'nın Suudi Arabistan Büyükelçisi (Şarku’l Avsat)
Fransa'nın Suudi Arabistan Büyükelçisi (Şarku’l Avsat)
TT

Fransa'nın Riyad Büyükelçisi Şarku’l Avsat’a konuştu: İsrail ve İran arasında askeri müdahale çözüm değil

Fransa'nın Suudi Arabistan Büyükelçisi (Şarku’l Avsat)
Fransa'nın Suudi Arabistan Büyükelçisi (Şarku’l Avsat)

Fransa'nın Suudi Arabistan Büyükelçisi Patrick Maisonnave, Fransa'nın askeri müdahalenin İran'ın nükleer programı sorununu çözeceğine inanmadığını belirtti. Büyükelçi, “Bunun etkisiz olduğunu düşünüyoruz. Askeri müdahale, İran'ın nükleer bilgisini tamamen ortadan kaldıramaz ya da gömülü veya konuşlandırılmış nükleer tesislerin tamamen yok edilmesini garanti edemez” dedi.

Şarku’l Avsat’ın sorularını yanıtlayan Büyükelçi, İran rejimini dışarıdan değiştirmeye çalışmanın tehlikesine dikkat çekerek, bunun terör tehdidi ve göç krizlerinin yanı sıra devletin çöküşü, iç savaş, istikrarsızlık ve bölgesel çatışmalar gibi ciddi sonuçlar doğuracağına inandığını, bu durumun Körfez bölgesinin güvenlik ve istikrarını etkileyeceğini ve etkisinin Avrupa'ya kadar uzanacağını söyledi.

Büyükelçi Maisonnave, “Askeri müdahale, kabiliyetlerin ve malzemelerin dağılmasına ve dolayısıyla nükleer silahların yayılması riskine yol açabilir. Suudi Arabistan ve Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) üye ülkeleri arasındaki ortaklarımızın da bildiği gibi bu durum, Körfez suları da dâhil olmak üzere her türlü radyolojik riski beraberinde getirir. Askeri müdahale ayrıca, bölgesel istikrar ve bölgedeki ortak ve müttefiklerimizin güvenliği, özellikle de Hürmüz Boğazı bölgesi, ABD üslerine ve enerji altyapısına yönelik saldırılar açısından büyük riskler teşkil etmektedir” ifadelerini kullandı.

Maisonnave sözlerini şöyle sürdürdü: “Diplomatik bir çözümün en uygun çözüm olduğuna inanıyorum. Bunun zenginleştirme kapasitesi gibi kritik teknik konularda, uluslararası destekle doğrulanabilir ve kalıcı bir anlaşmaya varma imkânı sunduğuna inanıyoruz. Aynı zamanda askeri gerilimle bağlantılı olan yayılma, radyolojik riskler ve bölgesel istikrarsızlık gibi ciddi riskleri de önler.”

Fransız büyükelçi, diplomatik bir çözümün güçlü bir doğrulama mekanizmasına sahip bir anlaşmayla sonuçlanması gerektiğini vurguladı. Bu anlaşma, ilk olarak ‘zenginleştirme kapasitesinin’ teknik yönleriyle, ikinci olarak sürdürülebilirlikle ve üçüncü olarak da tam uluslararası destek ve doğrulanabilirlikle, özellikle de Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın (UAEA) önceden haber vermeksizin istediği zaman tesisleri denetleyebilmesiyle ilgili güçlü unsurlar içermelidir.

Maisonnave, “Bu seçenek krizden çıkmanın en iyi yoludur. Fransa'nın geçmişte seçtiği ve bizim de kalıcı ve barışçıl bir çözüm için en iyi yol olarak gördüğümüz yol budur” şeklinde konuştu.

Maisonnave aynı zamanda İran'ın nükleer programının, bölgesel istikrar üzerindeki potansiyel yansımaları göz önüne alındığında, Fransa ve Avrupa'nın yanı sıra KİK bölgesinin güvenlik çıkarları için de ciddi bir tehdit oluşturduğuna inanıyor. Maisonnave'ye göre bu endişe, UAEA’nın yıllardır programın barışçıl niteliğini tam olarak garanti edememesi nedeniyle daha da artmakta. Fransa ve diğer Avrupa ülkeleri, İran'ın nükleer programının tamamen sivil amaçlar için tasarlanmamış olmasından büyük endişe duyuyor.