ABD medyası, "Kuzey Akım patlamalarının arkasındaki" Ukraynalının adını verdi

Albayın adı, Wagner savaşçılarının Belarus'a gitmesi ve 298 kişinin öldüğü Malezya uçağı kazasıyla ilgili planlarda da geçiyor

Kuzey Akım'daki patlamanın ardından Danimarka ve İsveç kıyılarında 4 farklı noktada sızıntı yaşanmıştı (Reuters)
Kuzey Akım'daki patlamanın ardından Danimarka ve İsveç kıyılarında 4 farklı noktada sızıntı yaşanmıştı (Reuters)
TT

ABD medyası, "Kuzey Akım patlamalarının arkasındaki" Ukraynalının adını verdi

Kuzey Akım'daki patlamanın ardından Danimarka ve İsveç kıyılarında 4 farklı noktada sızıntı yaşanmıştı (Reuters)
Kuzey Akım'daki patlamanın ardından Danimarka ve İsveç kıyılarında 4 farklı noktada sızıntı yaşanmıştı (Reuters)

Geçen yıl eylülde Kuzey Akım Boru Hattı'na düzenlenen sabotajdan Ukrayna Özel Operasyon Kuvvetleri'nin sorumlu olduğu iddiasını güçlendirecek bir haber daha yayımlandı.

ABD merkezli Washington Post gazetesi, "operasyonla ilgili bilgi sahibi" kaynaklara dayandırdığı haberinde, sabotajı 48 yaşındaki Ukraynalı albay Roman Çervinski'nin yönettiğini yazdı.

İddiaya göre, "koordinatör" rolünü üstlenen Çervinski operasyonla ilgili lojistik faaliyetlerini yöneterek, 6 kişilik bir ekibe destek sağladı.

Haberde sahte kimliklerle bir yat kiralayan 6 kişilik sabotaj ekibinin, derin dalış ekipmanları kullanarak boru hattına patlayıcı yerleştirdikleri öne sürüldü.

26 Eylül 2022'de Kuzey Akım 1 ve Kuzey Akım 2 botu hatlarında gerçekleşen üç patlama, Rusya'dan Almanya'ya doğalgaz taşıyan hattı işlevsiz bırakmıştı.

Haberde Çernivski'nin yalnız hareket etmediği ve operasyonu planlayan isim olmadığı belirtilirken, Ukraynalı subayın sabotaj emrini Genelkurmay Başkanı Valeri Zalujni'ye rapor veren daha üst rütbedeki subaylardan aldığı iddia edildi.

Gazete daha önce Ukrayna askeri istihbaratı ve özel kuvvetler birimlerinde farklı görevler üstlenen Çernivski'nin Tümgeneral Viktor Hanuşçak'a bağlı çalıştığını, Hanuşçak'ınsa doğrudan Zalujni'ye bağlı olduğunu yazdı.

İddialarla ilgili, avukatı aracılığıyla gazeteye yazılı bir açıklama yollayan Çernivski, "Kuzey Akım saldırısına dahil olduğum yönündeki tüm spekülasyonlar Rus propagandasıyla yayılmaktadır" ifadelerini kullandı.

Ağustosta Alman medyasında çıkan haberlerde, Kuzey Akım sabotajıyla ilgili tüm kanıtların Ukrayna'yı işaret ettiğine dikkat çekilmişti.

Haberlerde Andromeda isimli bir yatı sahte pasaportlarla kiralayan bir grubun sabotaj eylemini gerçekleştirdiği ve yatın bölgeye patlayıcı taşımak için kullanıldığı ifade edilmişti.

Ukraynalı subay 7 aydır tutuklu

Washington Post'un haberinde, Çernivski'nin Nisan 2023'ten bu yana tutuklu olduğu bilgisi de paylaşıldı.

Ukraynalı subayın Haziran 2022'de bir Rus pilotu kendi taraflarına çekme çabalarını içeren bir operasyondan dolayı tutuklu olduğu belirtildi.

Operasyon sırasında bir Ukrayna havaalanının koordinatlarını verdiği öne sürülen Çernivski görevi suistimal suçlamasıyla nisanda gözaltına alındı. Davaya konu olan havaalanına düzenlenen Rus saldırısında bir asker hayatını kaybetmiş, 17 asker de yaralanmıştı.

Çernivski savunmasında Rus pilotu Ukrayna'ya uçarak, uçağını teslim etmesi konusunda ikna etmeye çalıştığını ve aldığı emirler doğrultusunda hareket ettiğini söyledi. Ukraynalı subay, tutuklanmasının gerçek nedeninin Zelenski yönetimini eleştirmesi olduğunu öne sürdü.

Çernivski daha önce yaptığı açıklamalarda Zelenski yönetimini ülkeyi Rus işgaline hazırlayamamakla suçlamış ve Ukrayna liderinin en yakınındaki danışmanlarından Andriy Yermak'ın Rus casusu olduğundan şüphelendiğini belirtmişti.

Albay Çernivski'nin adı ayrıca 2020'de bir grup Wagner savaşçısının Belarus'a çekilerek, burada yakalanıp Ukrayna'ya getirilmelerini öngören karmaşık bir operasyonda da geçmişti. 

Ukraynalı subay Washington Post ve Der Spiegel'e gönderdiği açıklamada, Rusya yanlısı ayrılıkçı liderlerin öldürülmesi ve 2014'te Malezya Hava Yolları'na ait uçağın Donbas üzerinde düşürülmesine olayına karışan bir kişinin kaçırılmasına ilişkin operasyonları planladığını ve yönettiğini belirtti.

Rus yapımı Buk tipi füzeyle düşürülen uçaktaki 298 yolcu hayatını kaybetmiş, iki Rus ve bir Ukrayna vatandaşı olayla ilgili geçen yıl Hollanda mahkemesinde hüküm giymişti.

Independent Türkçe



Katar, İran-İsrail ateşkesinde son dakika arabuluculuğunu açıkladı

TT

Katar, İran-İsrail ateşkesinde son dakika arabuluculuğunu açıkladı

Katar, İran-İsrail ateşkesinde son dakika arabuluculuğunu açıkladı

Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani, İran Devrim Muhafızları Ordusu’nun (DMO) Katar'ın el-Udeyd Hava Üssü’ne yönelik füze saldırılarına rağmen Katar'ın İran ve İsrail arasında ateşkes anlaşmasına varılması için yoğun çaba sarf ettiğini açıkladı.

Doha'yı ziyaret etmekte olan Lübnan Başbakanı Nevvaf Selam ile düzenlediği ortak basın toplantısında konuşan Al Sani şu ifadeleri kullandı: “Ateşkes konusuyla ilgili olarak Katar devleti, ateşkesin istikrarını sağlayacak bir anlaşmaya varmak için Katar Emiri Şeyh Temim'in hem ABD tarafı hem de İran Cumhurbaşkanı ile gerçekleştirdiği temaslar aracılığıyla büyük çaba sarf etti… Bu sürecin başarısı nihayetinde ilgili tarafların iradesine ve kararlılığına bağlıdır.”

Al Sani, Katar Emiri'nin İran Cumhurbaşkanı ile yaptığı bir telefon görüşmesini de açıklayarak şunları söyledi: “Sayın Emir, İran Cumhurbaşkanı ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi ve bu görüşmede Katar'ın komşu bir ülke olarak her zaman bölgenin güvenlik ve istikrarını korumaya çalıştığını vurguladı.”

sdfrgt
Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani (DPA)

Al Sani, “Durumu alevlendirmeyi amaçlayan tüm girişimlere rağmen Katar olayları akıllıca ele almaya devam edecektir” dedi.

Bununla birlikte, İran'ın Katar'a yönelik füze saldırısının ülkenin egemenliğinin ihlali olduğunu vurguladı. Al Sani, “Yaşananlar Katar devletinin egemenliğinin ihlalidir ve bu kabul edilemez; ülkenin güvenliğini ve egemenlik haklarını korumak için uluslararası hukuk ve kabul edilen sözleşmeler uyarınca gerekli hukuki ve siyasi tedbirler alınacaktır” şeklinde konuştu.

Al Sani, İran ile İsrail arasındaki ateşkesin önemini vurgulayarak, ABD ve İran'ı müzakere masasına geri dönmeye çağırdı. Al Sani, “Ateşkesin kararlaştırıldığı şekilde devam edeceğini umuyor ve Katar devletinin her zaman istediği kapsamlı bir diplomatik çözüme ulaşmak için ABD ve İran taraflarını müzakere masasına dönmeye çağırıyoruz” ifadesini kullandı.

Al Sani sözlerini şöyle sürdürdü: “Tüm tarafların çıkarlarını garanti altına alan adil bir anlaşma çerçevesinde, nükleer silahlardan arındırılmış, güvenli ve istikrarlı bir bölge için çalışmanın önemine inanıyoruz. İran'ın da komşu bir ülke olarak anlayış ve yapıcı bölgesel iş birliği çerçevesinde güvenlik, istikrar ve büyüme arzusunda olduğunu yineliyoruz.”

Al Sani, “Bölgedeki olayları her zaman sorumluluk ruhu ve bilgelik gözüyle ele almalıyız. İsrail'in bölgeye ve İran'a yönelik tekrarlanan saldırganlığı gerilimin daha da artmasına yol açmakta ve bölgedeki istikrarsızlık durumunu daha da kötüleştirmektedir. Bu düşmanca yaklaşımın devam etmesi bölgeyi daha karmaşık ve tehlikeli yollara sürüklemekte ve bölgesel barış ve güvenliği önemli ölçüde tehdit etmektedir” ifadelerini kullandı.

Katar'ın hava savunma sistemlerinin İran füzelerine karşı gösterdiği başarı konusunda ise Al Sani şunları söyledi: “Katar'ın bugün açıkça teyit ettiği mesaj, güvenliğini korumak, topraklarını ve halkını savunmak için tam kapasiteye sahip olduğudur. Katar Silahlı Kuvvetleri etkinliğini ve yüksek hazırlık düzeyini kanıtlamış ve herkese Katar devletinin kendisini, vatandaşlarını ve topraklarında yaşayanları tam güç ve yeterlilikle savunabileceği yönünde güçlü bir mesaj göndermiştir.”

Katar Silahlı Kuvvetleri’nin ‘söz konusu saldırıya karşı koymada kahramanca bir hareket’ sergilediğini ve düşman füzelerinin biri hariç hepsini durdurup düşürdüğünü belirten Al Sani, “Bu performans silahlı kuvvetlerimizin sahip olduğu yüksek hazırlık ve profesyonellik düzeyini yansıtmakta ve anavatanın güvenlik ve egemenliğini yetkinlikle koruma kabiliyetlerini teyit etmektedir” dedi.

Al Sani ayrıca, İsrail'in Lübnan topraklarına yönelik saldırılarını da kınayarak şunları söyledi: “İsrail'in ateşkesi sürekli ihlal etmesini ve Lübnan'ın egemenliğine yönelik saldırılarını açık ve kesin bir dille kınıyoruz… Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'ni sorumluluklarını yerine getirmeye ve İsrail'in bölgenin istikrarını tehdit eden bu sorumsuz hareketlerini durdurmaya çağırıyoruz.”