İsrail'de ölen askerlerin spermleri donduruluyor

7 Ekim'den bu yana sperm dondurma işleminin 29'u asker 33 kişi için uygulandığı belirtildi

7 Ekim'den bu yana Gazze Şeridi içindeki çatışmalarda en az 43 İsrail askeri hayatını kaybetti (AP)
7 Ekim'den bu yana Gazze Şeridi içindeki çatışmalarda en az 43 İsrail askeri hayatını kaybetti (AP)
TT

İsrail'de ölen askerlerin spermleri donduruluyor

7 Ekim'den bu yana Gazze Şeridi içindeki çatışmalarda en az 43 İsrail askeri hayatını kaybetti (AP)
7 Ekim'den bu yana Gazze Şeridi içindeki çatışmalarda en az 43 İsrail askeri hayatını kaybetti (AP)

İsrail ordusunun 7 Ekim'deki Hamas saldırılarının ardından Gazze'ye yönelik bir savaş başlatması, ülkedeki "sperm dondurma" işlemlerine talebi de artırdı.

Ülkede ölen kişilerin aileleri mahkeme kararıyla, gelecekte kullanmak üzere hayatını kaybeden kişiden sperm alınarak dondurulmasını talep edebiliyor.

Haaretz'in aktardığına göre, Hamas'ın saldırılarının odak noktalarından biri olan Nova Müzik Festivali'ne katılan üç erkek arkadaşın aileleri de bu talepte bulunanlar arasındaydı.

Festivalde öldürülen üç arkadaşın aileleri Tel Aviv'in güneydoğusundaki Rehovot kentinde bulunan Kaplan Hastanesi'ne giderek, çocuklarından sperm alınmasını ve dondurulmasını istedi.

Aileler iki saat içinde mahkemeden gerekli izinleri alırken, tüm prosedürler ölümlerden 20 saat sonra tamamlanarak işlem gerçekleştirildi.

Haberde, 7 Ekim'den bu yana bu işlemi 4'ü sivil diğerleri asker olmak üzere 33 kişinin gerçekleştirdiği ifade edildi.

Süreç boyunca ailelere eşlik eden Sağlık Bakanlığı ekibinden bir yetkili Haaretz'e yaptığı açıklamada, "O gün öğleden sonra ordu sözcüsü 'şiddetli çatışmalar' olduğunu söyleyince, akşam için hazırlanmamız gerektiğini anladık" ifadelerini kullandı.

Ülkedeki sperm dondurma taleplerinin önemli bölümü çatışmalarda ölen askerlerin ailelerinden geliyor.

Bu doğrultuda hareket eden Sağlık Bakanlığı da, 7 Ekim'den sonraki günlerde işlem için mahkeme izni zorunluluğunu geçici olarak kaldırdı.

Bununla yetinmeyen Sağlık Bakanlığı yetkilileri, işlem için özel bir ambulans hattı kurdu. Yetkililer, bu ambulanslarla cenazelerin ülkenin iç kısımlarında bulunan Şura askeri üssünden Tel Aviv'deki hastanelere yetiştirildiğini belirtti.

Sağlık Bakanlığı'nın doğurganlık ve doğum bölümünün başkanlığını yürüten Prof. Talia Geva süreci şu sözlerle anlattı:

Şura'da bir irtibat memurumuz var ve koordinatörümüzün telefon numarası da tüm tüp bebek ve organ nakli birimlerine dağıtılmış durumda. 7/24 çalışıyoruz. Daha hızlı yaptığımız zaman, hareketli spermi bulma şansımız artıyor. Sperm koruması için en yüksek şans ilk 24 saatte ve onun da ilk ve ikinci yarıları arasında ciddi farklar var. Tıp literatüründen ve deneyimlerimizden öğrendiğimiz kadarıyla 72 saatten sonra ölü bir adamdan sperm alabilmek mümkün değil.

Etik kaygılar tartışma yaratıyor

Sadece 2021'de tüp bebek yöntemiyle 10 bin 693 bebeğin doğduğu İsrail, doğurganlık yöntemleri ve tedavilerinde dünyanın önde gelen ülkelerinden biri olarak kabul ediliyor.

Bu nedenle hayatını kaybeden askerlerden sperm alınması işlemi teknik problemlerden çok etik kaygılarla birlikte tartışılıyor.

Hayatını kaybeden kişinin konuyla ilgili bir söz hakkı bulunmamasının yanı sıra, işlemin yakınını kaybeden kişiler üzerindeki psikolojik etkileri de tartışmaya açık.

Konuyla ilgili bir diğer soru işaretiyse doğacak çocuğun hukuki durumu ve bu çocukların üzerine yüklenen "yaşayan hatıralar" olma sorumluluğu.

Şimdiye kadar bu tartışmaların tamamı görece düşük önemdeki konular olarak görülüyordu.

Ancak Gazze Savaşı'nın başlamasıyla birlikte İsrail ordusunun asker ailelerini bu yönde teşvik eden bildirimler yapması konuyu İsrail kamuoyunda yeniden tartışılır hale geldi.

Bunun zor bir karar olduğuna dikkat çeken Sağlık Bakanlığı yetkilisi Dr. Etti Samama, "Ölen oğlunuzun bu dünyaya bir hatıra bıraktığı bilgisi, yas ve başa çıkma süreçlerinde dramatik etkiler yaratabilir. Bu çok ciddi bir karar ve ailelerin ve tüm İsrail toplumunun bununla başa çıkmaya hazır olduğu da kesin değil" diye konuştu.

Independent Türkçe



Columbia Üniversitesi, Filistin yanlısı protesto nedeniyle 65 öğrenciyi uzaklaştırdı

New York'taki Columbia Üniversitesi kampüsündeki Butler Kütüphanesi'nde Filistin yanlısı bir gösteri (Reuters)
New York'taki Columbia Üniversitesi kampüsündeki Butler Kütüphanesi'nde Filistin yanlısı bir gösteri (Reuters)
TT

Columbia Üniversitesi, Filistin yanlısı protesto nedeniyle 65 öğrenciyi uzaklaştırdı

New York'taki Columbia Üniversitesi kampüsündeki Butler Kütüphanesi'nde Filistin yanlısı bir gösteri (Reuters)
New York'taki Columbia Üniversitesi kampüsündeki Butler Kütüphanesi'nde Filistin yanlısı bir gösteri (Reuters)

Columbia Üniversitesi'nden bir yetkili dün, Filistinlileri destekleyen bir protesto eylemine katıldıkları için 65'ten fazla öğrencinin okuldan uzaklaştırıldığını açıkladı.

Yetkili, öğrencilerin geçici olarak okuldan uzaklaştırıldıklarını ve final sınavlarına girmelerinin yasaklandığını, kampüse sadece yurtlarına gitmek için girebileceklerini söyledi.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'ten aktardığı habere göre yetkili, Columbia Üniversitesi'nin başka üniversitelerden öğrenciler ve protestoya katılan mezunlar da dahil olmak üzere 33 kişinin kampüse girmesini yasakladığını belirtti.

Columbia Üniversitesi yetkilisi, "Kurallar ihlal edildiğinde, akademik topluluğumuz kasıtlı olarak bozulduğunda, bu kasıtlı bir tercihtir ve gerçek sonuçları vardır" dedi.

 Geçtiğimiz yıl İsrail'in Gazze'ye yönelik savaşına karşı düzenlenen protesto dalgasından bu yana kampüste gerçekleşen en büyük Filistin yanlısı protesto gösterilerinden birinde, çarşamba günü üniversitenin ana kütüphanesinin bir bölümünü ele geçiren onlarca öğrenci gözaltına alındı.

New York polisi, üniversite yetkililerinin talebi üzerine protestoyu bastırmak için kampüse geldi.

Protestolar, Columbia Üniversitesi Mütevelli Heyeti ile ABD Başkanı Donald Trump yönetimi arasında müzakerelerin yürütüldüğü bir zamanda gerçekleşti. Trump yönetimi mart ayında, Filistin'i destekleyen önceki protestolar nedeniyle üniversiteye yaptırım uygulayacağını ve araştırma bursları için ayrılan yüz milyonlarca doları iptal edeceğini açıklamıştı.

Eylemcileri temsil eden öğrenci aktivistleri, öğrencilerin uzaklaştırıldığı haberine henüz herhangi bir tepki göstermedi.

Protestonun organizatörleri çarşamba günü, üniversitenin 14,8 milyar dolarlık hibe parasının, silah üreticileri ve İsrail'in Filistin topraklarındaki askeri işgalini destekleyen diğer şirketlere yatırılmasının durdurulması yönündeki eski taleplerini yineledi.