Ünlü Alman gazetecinin yayınları, Kremlin’den yüklü miktarda para almasının ardından durduruldu

Hubert Seipel’in eserlerinin ve kitaplarının yayını durdurulurken Alman kanalları ve bir yayınevi, bir Rus oligarkından para aldığını gizlediği için gazeteciyi kendilerini ‘kandırmakla’ suçladı.

Alman Gazeteci Hubert Seipel’in Putin hakkındaki kitabının Arapça tercümesi. (AFP)
Alman Gazeteci Hubert Seipel’in Putin hakkındaki kitabının Arapça tercümesi. (AFP)
TT

Ünlü Alman gazetecinin yayınları, Kremlin’den yüklü miktarda para almasının ardından durduruldu

Alman Gazeteci Hubert Seipel’in Putin hakkındaki kitabının Arapça tercümesi. (AFP)
Alman Gazeteci Hubert Seipel’in Putin hakkındaki kitabının Arapça tercümesi. (AFP)

Alman hükümet kanalı, yıllardır Rusya meseleleri konusunda uzman yorumcu olarak boy gösteren ülkenin en ünlü gazetecilerinden Hubert Seipel hakkında iç soruşturma başlattı. Soruşturma, gazetecinin Kremlin’e yakın bir isimden, kanalın haberi olmaksızın 600 bin euro gibi yüklü bir miktarda para aldığı ortaya çıktıktan sonra açıldı. Alman yayınevi Hoffmann und Campe de gazeteci Hubert Seipel’in Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin hakkında yayınladığı iki kitabının dağıtımını durdurdu ve Rusya’dan aldığı parayı yayınevine bildirmemesi nedeniyle hakkında soruşturma başlattı.

Norddeutscher Rundfunk (NDR) Genel Müdürü Joachim Knuth, ‘kanalın ve izleyici kitlenin kasıtlı olarak kandırıldığından şüphelendiklerini’ belirterek gazeteciye karşı yasal işlem başlatmaya hazırlandıklarını bildirdi. Moskova yanlısı görüşleriyle tanınan gazeteci, kanalda Moskova ile ilgili yapılan yayınlarda yorumcu ya da yapımcı olarak yer alıyordu. Aynı zamanda ABD’nin gizli diplomatik yazışmalarını sızdırdıktan sonra tutuklanmamak için kaçarak Rusya’da yaşamaya başlayan Edward Snowden ile yaptığı röportajın yanı sıra, geçmişte Putin ile de röportajlar yapmış ve bunlar Alman kanalında yayınlanmıştı.

Hubert Seipel. (AFP)
Hubert Seipel. (AFP)

Seipel, aralarında Zweites Deutsches Fernsehen (ZDF) kanalı ve Der Spiegel dergisinin de bulunduğu bir grup medya kuruluşu tarafından Moskova ile bağlantısı ortaya çıkarılana kadar Almanya’da Rusya meseleleri konusunda en tanınmış uzmanlardan biriydi. Çalışmalarıyla Rusya’da çok sayıda prestijli gazetecilik ödülü kazandı. Putin hakkında iki kitap yazdı. Bunlardan ilki 2015’te yayınlanan ve Putin’in otobiyografisi niteliğinde olan “Putin: İktidarın İçinden Manzaralar” adlı kitabıydı. İkincisi ise 2021’de yayınlanan “Putin’in Gücü: Avrupa’nın Rusya’ya neden ihtiyacı var?” adlı kitabıydı. İkinci kitapta Seipel’in Rusya Devlet Başkanı’na ‘doğrudan ve şahsi erişimi olan tek Batılı gazeteci’ olduğu ve ‘Vladimir Putin’i Hubert Seipel’den daha iyi kimsenin tanıyamayacağı’ ifadesi yer alıyor.

Gazeteci, Putin’le ‘yüz kereden fazla’ görüştüğünü söylerken, Kremlin’e bağlı Rus oligark Alexey Mordashov’dan 600 bin euro tutarında para aldığını da itiraf etti. Ancak bu ödemelerin, işi için yürüttüğü araştırmaya yönelik bir ‘sponsorluk’ olduğunu ve ödeme yapan kişinin çalışmaların içeriğine herhangi bir etkisi olmadığını savundu. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre medyanın ortaya çıkardığı ve gazetecinin yüklü miktarda para aldığını gösteren sözleşmeler, gazetecinin Moskova ziyaretleri sırasında bir oligarkın sahibi olduğu şirketten ‘organizasyonel ve lojistik destek’ de aldığını gösteriyor.

Seipel hakkındaki soruşturmayı yayınlayan Alman medyası, kendisinin ‘Putin’in ajanı’ olduğu iddialarını reddettiğini aktardı. Seipel ‘birlikte çalıştığı hiç kimsenin kendisinin yabancı güçler için çalıştığına dair bir şüphesi olmadığını’ söyledi. Kendisine büyük miktarlarda para ödeyen oligark Mordashov’un ‘Rus hükümetiyle veya herhangi bir güvenlik veya hükümet tarafıyla bağlantısı olduğunu’ yalanladı. Mordashov’un kitaplarına sponsor olduğunu doğrulasa da kitapların içeriğini etkilemediğini söyledi. Mordashov’un ‘kendi parasıyla projelere sponsor olan bir iş insanı ve desteğinin yalnızca farklı ideolojiler hakkında dinamik tartışmalara yol açan kitaplar için olduğunu’ kaydetti. Eserlerini yayınlayan yayınevine ve Alman kanallarına bilgi verip vermediği sorulduğunda “Her seferinde farklı amaçlara sahip olup olmadığımın sorulması saçma” cevabını verdi. ‘Hiç kimsenin yabancı güçler ile bağlantısı olduğuna dair bir şüphesi olmadığını’ vurguladı.

Seipel, Avrupa Birliği’nin (AB) Rusya’nın en zengin ikinci adamı olarak kabul edilen oligarkı Şubat 2022’de Ukrayna savaşı sebebiyle Kremlin’e yakın isimlere uygulanan yaptırımlar listesine dahil etmesinden sonra bile Mordashov’dan para aldığını gizledi. Hatta 2021’de kendisine sorulduğunda bunu reddetti.

Seipel, Rusya’nın Ukrayna’ya işgal amacıyla saldırmasından önce Moskova’yı savunarak Batı’yı gerçekleri abartmakla itham etmişti. Daha sonra işgal girişimi gerçekleşince Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü’nün (NATO) Rusya sınırlarında genişlemesi nedeniyle Batılı ülkeleri suçlamıştı. Sık sık ABD ve Rus ordularının büyüklüğünü, iki ülkedeki askeri harcamaları karşılaştırarak tehdidin Washington’dan geldiği ve Rusya’nın ABD ve Batı’nın provokasyonlarına maruz kaldığını savunmuştu.

Seipel skandalı, Rusya’nın ‘sempatizanı’ olduğu düşünülen nüfuz sahibi çok sayıda Alman’a yönelik suçlamaları da yeniden gündeme getirdi. Rusya’nın Alman istihbaratına nüfuz ettiğine ve özellikle aşırı sağ ve aşırı sol siyasetçiler üzerinde etkili olduğuna ilişkin endişeler mevcut. Zira Alman savcılar geçen eylül ayında, Moskova’dan 400 bin eurodan fazla para alan bir Alman istihbarat görevlisini vatana ihanet etmekle suçlamıştı. Aynı zamanda Moskova’ya mesaj taşıdığından şüphelenilen bir Alman da ajan olmakla itham edilmişti. Bir ay önce, Alman ordusundan bir personel de Rusya adına casusluk yaptığı şüphesiyle gözaltına alınmıştı.

Alman siyaseti Ukrayna’daki savaştan önce, büyük ekonomik ilişkileri ve Berlin’in Rus gazına bağımlılığı nedeniyle genel olarak Rusya’ya yakındı. Savaş sonrasında Almanya’nın Rus gazı ithalatını durdurması ve Ukrayna’daki savaşın Rusya’ya yönelik politikasında bir ‘dönüm noktası’ olduğunu açıklamasıyla tüm bu durum değişmişti. Son 15 yılda Moskova ile ekonomik ilişkilerin önemli ölçüde geliştirilmesinde payı olan eski Almanya Başbakanı Angela Merkel bile Almanya’nın Rusya’yla ilişkilerinde ‘saf’ olduğunu ve Soğuk Savaş’ın sona ermesinden bu yana benimsediği sakinlik politikasında hata yaptığını itiraf etmişti.



(Video haber) Avustralya'da Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında silahlı saldırı: En az 10 ölü

Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
TT

(Video haber) Avustralya'da Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında silahlı saldırı: En az 10 ölü

Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.
Medyada dolaşan bir fotoğrafta saldırının failleri görülüyor.

Avustralya'nın Sidney kentinde bir plajda Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında meydana gelen silahlı saldırıda en az 10 kişi öldü, çok sayıda  kişi yaralandı. İsrail gazetesi Yedioth Ahronoth'a göre olay sırasında yaklaşık 2 bin kişi panik içinde tahliye edildi ve birçoğu sığınaklara sığındı.

Öte yandan Avustralya polisi tarafından bugün yapılan açıklamada, olay nedeniyle Bondi Plajı'ndan uzak durulması çağrısı yapıldı. Polis daha sonra, silahlı saldırının ardından iki kişinin gözaltına alındığını duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın Fransız Haber Ajansı AFP’den aktardığı  habere göre bir görgü tanığı, ‘siyah giysili iki kişinin’ plajda ateş açtığını söyledi.

dfgthy
Avustralya medyasında yayınlanan, saldırganlardan birine ait bir fotoğraf.

Avustralya medyası tarafından yayınlanan saldırganlardan birinin fotoğrafı

Öte yandan İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, saldırıyı ‘Yahudilere yönelik acımasız bir saldırı’ olarak nitelendirerek kınadı.

uı89o
Kurtarma ekipleri, Sidney sahilinde meydana gelen silahlı saldırının ardından yaralı bir kişiyi taşıyor (AP)

Herzog, açıklamasında şunları söyledi:

“Sidney'deki kardeşlerimiz, Bondi Plajı'nda Hanuka'nın ilk mumunu yakmaya giden Yahudilere yönelik acımasız bir saldırıda kötü niyetli teröristler tarafından saldırıya uğradı.”

Görgü tanıkları, kutlamaya katılanların saldırı mahallinden panik halinde kaçtıklarını söylerken yerel medya, silahlı saldırganların olay yerinden kaçtığını ve yetkililerin yoğun bir arama çalışması yürüttüğünü bildirdi.


Almanya: Noel pazarına saldırı planlamak şüphesiyle beş kişi gözaltına alındı

Alman polisi (EPA)
Alman polisi (EPA)
TT

Almanya: Noel pazarına saldırı planlamak şüphesiyle beş kişi gözaltına alındı

Alman polisi (EPA)
Alman polisi (EPA)

Münih savcılığı, Almanya'nın güneyindeki bir Noel pazarına saldırı planlamakla suçlanan beş kişinin gözaltına alındığını duyurdu.

Alman Haber Ajansı'na (DPA) göre savcılık, bu kişilerden dördü hakkında resmi tutuklama emri çıkarıldığını, beşinci kişinin ise Bavyera'nın güneyindeki Dingolfing'deki bir Noel pazarına saldırı planlamak şüphesiyle önleyici gözaltına alındığını belirtti.

Savcılar, saldırının arkasında İslamcı bir motif olduğundan şüpheleniyor.

Geniş çapta tanınan Bild gazetesi daha önce olayla ilgili haber yapmıştı.

Gözaltıların cuma günü gerçekleştiği ve zanlıların dün soruşturma hakimi önüne çıkarıldığı düşünülüyor.


Trump: DEAŞ bize tekrar saldırırsa Suriye'de onlara karşılık vereceğiz

ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)
TT

Trump: DEAŞ bize tekrar saldırırsa Suriye'de onlara karşılık vereceğiz

ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)
ABD Başkanı Donald Trump (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump, Suriye'de bir silahlı saldırgan tarafından üç ABD askerinin öldürülmesiyle ilgili olarak, tekrar saldırılması halinde ABD'nin DEAŞ güçlerine karşılık vereceğini söyledi.

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığına göre Trump, Beyaz Saray dışında gazetecilere yaptığı açıklamada, üç Amerikalının bir pusu sonucu öldürüldüğünü belirtti.

Trump ayrıca Truth Social platformunda "Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara bu saldırıdan dolayı çok öfkeli ve üzgün" ifadelerini kullandı.

ABD ordusu, dün bir DEAŞ militanının ABD ve Suriye güçlerinden oluşan bir konvoya düzenlediği saldırıda üç personelinin (iki asker ve bir sivil tercüman) öldüğünü açıkladı.

ABD Merkez Komutanlığı (CENTCOM), üç ABD askeri personelinin de yaralandığını bildirdi.

Açıklamada, tek başına hareket eden bir silahlı saldırgan tarafından gerçekleştirilen saldırının, Suriye'nin merkezindeki Palmira şehrinde "askerlerin önemli bir komutanla çatışma halinde olduğu sırada" meydana geldiği belirtildi.

ABD Savunma Bakanı Pete Higseth ise "müttefik güçlerin" saldırganı öldürdüğünü ifade etti.