İtalya Katolik Kilisesi cinsel istismar ve saldırı vakalarına ilişkin raporunu açıkladı

İtalya'da Katolik Kilisesinin en üst kuruluşu olan İtalya Episkoposlar Konferansı (CEI), 2022'de Kilise'de cinsel istismar ve saldırıya uğrayan 54 mağdurun olduğunu bildirdi

(AA)
(AA)
TT

İtalya Katolik Kilisesi cinsel istismar ve saldırı vakalarına ilişkin raporunu açıkladı

(AA)
(AA)

Bu konudaki ilk raporunu geçen yıl yayımlayan CEI, ikinci raporunu da bugün kamuoyuna duyurdu.

Raporda 2022'de 54 mağdurun Kilise bünyesinde cinsel istismar ve saldırıya maruz kaldığı belirtildi.

54 mağdurdan 35'inin istismara uğradığı dönemde 15-18 yaşlarında olduğu bilgisine yer verilen raporda, mağdurların 44'ünün kadın olduğu belirtildi.

Raporda, istismar mağdurları arasında 4 yaşın altında 2 bebeğin de olduğu ifade edilerek 18 yaş üstü 17 yetişkinin ise cinsel saldırıya maruz kaldığı aktarıldı.

Raporda bildirilen vakalardan bazılarının 2022 öncesine dayanmasına karşın toplamda 32 kişinin cinsel istismar ve saldırı suçuna karıştığı kaydedildi.

CEI raporunda, vakaların yarısının kiliselerde, diğerlerinin ise okul, kamp ya da kilise gruplarının toplantılarında yaşandığı bildirildi.

Rapora ilişkin açıklama yapan CEI Başkanı ve Bolonya Başpiskoposu Kardinal Matteo Zuppi, geçmişte yaygın biçimde bu konuda görülen örtbasın artık olmadığını savundu.

Bu arada, İtalyan Kilisesi, söz konusu raporu, çoğu Avrupa ülkesinin aksine bağımsız soruşturma komisyonu atamak yerine mağdur ifadelerine dayanarak hazırlıyor.

İstismar Mağdurları Ağı'ndan CEI raporuna tepki

İtalya'da çocuk istismarıyla mücadele alanında öne çıkan derneklerden biri olan Rete l'Abuso (İstismar Mağdurları Ağı) Derneği Başkanı Francesco Zanardi, internet sitesinden yaptığı yazılı açıklamayla raporu eleştirdi.

CEI raporunda belirtilen ihbar sayısının, Rete l'Abuso'ya gelen ihbarlardan daha az olduğunu ifade eden Zanardi, CEI raporundaki ihbarların sivil makamlara bildirilmediğine ve yerleri hakkında herhangi bir veri sağlanmaması sebebiyle "teyit edilemez" olduğuna dikkati çekti.

CEI, 2020-2021 dönemine ilişkin geçen yıl açıkladığı ilk raporunda da söz konusu dönemde 89 kişinin cinsel istismar mağduru olduğunu belirtmişti. Zanardi, o dönemki raporu da "kapsam olarak çok sınırlı" ve "saf propaganda" olarak tanımlamıştı.



İsrail Genelkurmay Başkanı: İran artık “nükleer eşikte” bir ülke değil

İsrail Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir (Reuters)
İsrail Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir (Reuters)
TT

İsrail Genelkurmay Başkanı: İran artık “nükleer eşikte” bir ülke değil

İsrail Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir (Reuters)
İsrail Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir (Reuters)

İsrail Genelkurmay Başkanı General Eyal Zamir, meslektaşlarına, İran'ın nükleer programına yönelik İsrail ve ABD'nin saldırıları sonrasında artık “nükleer eşikte” bir ülke olmadığını söyledi. Bu bilgi, dün “Times of Israel” gazetesine verdiği demeçte, konuyla ilgili bilgisi olan bir kaynak tarafından doğrulandı.

Zamir, İran'ın nükleer programının bir kısmını hala elinde tutuyor olabileceğini, ancak kaynağa göre, ülkenin uğradığı zararlar, aralarında iki önemli bilim insanının öldürülmesi, önemli nükleer tesislerin saldırıya uğraması ve diğer üretim ve silahlanma unsurlarının tahrip edilmesi nedeniyle, programın yıllarca gerilediğini belirtti.

Bu açıklamalar, İran'ın Birleşmiş Milletler Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın İsrail ve ABD'nin bombardımanlarından zarar gören nükleer tesis ve malzemeleri denetleme talebini reddetmesinin ardından geldi.

 İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (Reuters)İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (Arşiv-Reuters)

Bu arada İsrail Savunma Bakanı İsrael Katz, orduya İran'ın nükleer silah elde etme çabalarını engelleme talimatı verdiğini açıkladı. Katz, 7 Ekim 2023'te Hamas'ın Gazze'de savaşı başlatan saldırısının ardından İsrail'in düşmanlarının “dokunulmazlığının” sona erdiğini belirtti.

Katz, “X” sitesinde yaptığı paylaşımda, “İsrail ordusuna, İran'a karşı İsrail'in hava üstünlüğünü korumayı, nükleer ilerlemeyi ve füze üretimini engellemeyi ve İran'ın İsrail'e karşı terörist faaliyetlerini desteklemesine yanıt vermeyi içeren bir eylem planı hazırlaması talimatını verdim” ifadelerini kullandı.

İsrail ordusunun İran'a karşı 12 gün süren harekatında alınan önlemleri özetleyen Katz, “Bu tür tehditleri bertaraf etmek için düzenli olarak çalışacağız” dedi.

Katz, “Tahran'da kesik başlı yılanın başına şunu söylemek istiyorum: Esed'in yükselişi, İsrail'in yeni politikasının sadece bir başlangıcıydı ve 7 Ekim'den sonra dokunulmazlık sona erdi” dedi.

İsrail Dışişleri Bakanı Gidon Sa'ar ise İran'a saldırarak “İsrail, kendisine, bölgeye ve uluslararası topluma yönelik acil bir tehdide karşı son anda harekete geçti” ifadesini kullandı.

İran Dini Lideri Ali Hamaney, Tahran'da kalabalıkları selamlarken (Arşiv-EPA)İran Dini Lideri Ali Hamaney, Tahran'da kalabalıkları selamlarken (Arşiv-EPA)

İsrail ve İran, 24 Haziran'da ABD'nin arabuluculuğuyla ateşkesle sona eren savaşta zafer ilan etti.

İsrail, 13 Haziran'da İran'a karşı ilk saldırıyı başlattı. İsrail'e göre İran'ın üst düzey askeri komutanlarına, nükleer bilim adamlarına, uranyum zenginleştirme tesislerine ve balistik füze programına yönelik kapsamlı saldırı, Tahran'ın Yahudi devletini yok etme planını gerçekleştirmekten alıkoymak için gerekliydi.

İran, İsrail'in saldırılarına 500'den fazla balistik füze ve yaklaşık bin 100 insansız hava aracı fırlatarak yanıt verdi. Şarku’l Avsat’ın Sağlık yetkilileri ve hastanelerden aktardığına göre İran'ın füze saldırıları İsrail'de 28 kişinin ölümüne ve binlerce kişinin yaralanmasına neden oldu. Bazı füzeler konut binalarını, iki üniversiteyi ve bir hastaneyi vurarak ağır hasara yol açtı.

İran, nükleer silah sahibi olma çabalarını yalanlasa da uranyumu barışçıl olmayan seviyelere kadar zenginleştirmiş, uluslararası müfettişlerin nükleer tesislerini denetlemesini engellemiş ve balistik füze kapasitesini artırmıştı.