İsrail halkı 7 Ekim sonrası sağa kaydı

Savaş İsraillileri sağa doğru itiyor. Halkın üçte biri Gazze’deki yerleşkelerin yeniden inşasını destekliyor. Yüzde 58 yeni seçim yapılmasını ve yüzde 19 Netanyahu’nun kalmasını destekliyor.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Mateh Asher Bölge Konseyi’ndeki Regba kontrol merkezinde kuzey cephe hattı konseylerinin başkanlarıyla bir araya geldi (DPA)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Mateh Asher Bölge Konseyi’ndeki Regba kontrol merkezinde kuzey cephe hattı konseylerinin başkanlarıyla bir araya geldi (DPA)
TT

İsrail halkı 7 Ekim sonrası sağa kaydı

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Mateh Asher Bölge Konseyi’ndeki Regba kontrol merkezinde kuzey cephe hattı konseylerinin başkanlarıyla bir araya geldi (DPA)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Mateh Asher Bölge Konseyi’ndeki Regba kontrol merkezinde kuzey cephe hattı konseylerinin başkanlarıyla bir araya geldi (DPA)

İsrail’de yapılan bir kamuoyu anketi, kamuoyunun büyük bir kesiminin, ordunun Gazze savaşında kazanımlar sağladığına ikna olmaya başladığını ve bu savaşın, İsrail’in Gazze Şeridi’nde Siyonist yerleşim yerlerini yeniden inşa etme arzusunu canlandırdığını gösterdi. İsraillilerin yaklaşık üçte biri savaştan sonra siyasi tutumlarının daha aşırı hale geldiğini söyledi. Çoğunluk ise ateşkesin ardından yeni seçimlerin yapılması gerektiğini savunuyor.

İsrail’de yayın yapan Kanal 12 için Midgham Merkezi tarafından gerçekleştirilen ankete göre İsraillilerin yüzde 44’ü, savaşın sonunda Gazze’de Siyonist yerleşim yerlerinin yeniden inşasını destekliyor. Ankete katılanların yüzde 39’u buna karşı olduklarını belirtirken, yüzde 17’si ise bu sorunun cevabını bilmediklerini ifade etti.

İsrail’de savaştan sonra yeni seçim yapılıp yapılmayacağı sorulduğunda, ankete katılanların yüzde 58’i, yeni seçim yapılması gerektiği cevabını verdi. Yüzde 19’u ise, 7 Ekim’deki saldırıda ortaya çıkan başarısızlıklara rağmen Binyamin Netanyahu liderliğindeki mevcut hükümetin devam etmesini desteklediklerini söyledi. Sadece yüzde 13’ü yeni seçim yapılmadan, Netanyahu’nun yerine Likud liderlerinden birinin başkanlığında alternatif bir hükümet kurulmasını desteklediğini belirtirken, yüzde 10’u ise bu sorunun cevabını bilmediğini dile getirdi.

İsrail’in Gazze’de kalması

Savaşın sonunda Gazze’de ne olması gerektiği sorulduğunda yüzde 32’lik kesim, İsrail’in Gazze Şeridi’nde kalıcı olarak kalması ve buradaki Yahudi yerleşimini yenilemesi gerektiği yanıtını verdi (muhaliflerin yüzde 13’üne kıyasla kendilerini Netanyahu destekçisi olarak tanımlayanların yüzde 53’ü bu görüşe destek verdi). Yüzde 30’luk kesim ise Gazze Şeridi’nin uluslararası bir kuruluşun kontrolüne verilmesini desteklediğini ifade etti (muhaliflerin yüzde 49’una kıyasla kendilerini Netanyahu destekçisi olarak tanımlayanların yüzde 19’u, bu görüşü destekledi). Ankete katılanların yüzde 14’ü, İsrail ordusunun Gazze Şeridi’nde tam kontrol sahibi olmasını desteklediğini belirtirken, yüzde 10’u da Gazze Şeridi’nin Filistin Yönetimi’nin kontrolüne geçmesini desteklediğini söyledi.

İsrail’in Gazze Şeridi’ndeki askeri araçları (Reuters)
İsrail’in Gazze Şeridi’ndeki askeri araçları (Reuters)

Gazze Şeridi’nde yerleşim yerlerinin yenilenmesinin desteklenmesi veya reddedilmesine ilişkin bir soruya yanıt olarak, sağcı destekçilerin yüzde 60’ı ve merkez sol seçmenlerin yüzde 16’sı da dahil olmak üzere İsraillilerin yüzde 44’ü, Gazze’de yeniden yerleşimi desteklediğini söyledi. Yüzde 17’si bu sorunun cevabını bilmediğini belirtirken, yüzde 39’u Gazze’ye yeniden yerleşime karşı çıktı.

Daha sağcı ve solcu

Anket katılımcılarına savaştan sonra daha sağcı mı yoksa solcu mu oldukları ya da siyasi konumlarını değiştirip değiştirmedikleri soruldu. Ankete katılanların yüzde 36’sı daha sağcı olduklarını söylerken, yüzde 6’sı daha ​​solcu olduklarını belirtti ve yüzde 53’ü Gazze savaşı sonrasında tutumlarında bir değişiklik olmadığını ifade etti. Netanyahu blokunun seçmenlerinin yüzde 55’i, rakiplerinin yüzde 22’sine kıyasla daha sağcı olduklarını söyledi. Kendisini sağcı olarak tanımlayanların yüzde 52’si tutumunu değiştirerek daha aşırıya kaçarken, merkez sol seçmenlerin yalnızca yüzde 10’u daha sağcı hale geldiğini söyledi.

9 Kasım’da Tel Aviv’deki bir polis merkezi önünde İsrail’deki Arap toplumunun liderlerinin tutuklanmasını reddeden bir protesto (AFP)
9 Kasım’da Tel Aviv’deki bir polis merkezi önünde İsrail’deki Arap toplumunun liderlerinin tutuklanmasını reddeden bir protesto (AFP)

Anket, İsraillilerin savaştan sonra İsrail’de olması gereken önceliklere ilişkin tutumunu da inceledi. Yüzde 19’luk kesim, mevcut hükümetin, başarısızlığına rağmen iktidara devam etmesi gerektiğini söyledi (Bu oran Netanyahu bloğu seçmenlerinde yüzde 38, sağcı seçmenlerde ise yüzde 27). Öte yandan ankete katılanların yüzde 13’ü başka bir Likud üyesinin başkanlığında alternatif bir hükümet kurulmasını destekliyor (sağcı destekçilerin yüzde 27’si ve Netanyahu bloku seçmenlerinin yüzde 18’i). İsraillilerin yüzde 58’i ise Gazze savaşının ardından İsrail’de yeni seçimlerin yapılmasını desteklerken, bu sorunun cevabını ise bilmediklerini söyledi.

Netanyahu taraftarı seçmenlerin yüzde 31’i, yeni seçimlerin yapılmasını destekliyor. Aynı şekilde sağcı seçmenlerin yüzde 48’i, yeni seçimlerin yapılmasını desteklerken, Netanyahu karşıtı kamptaki seçmenlerin yüzde 83’ü ve merkez sol partilerin seçmenlerinin yüzde 78’i yeni seçimlerin yapılmasını destekliyor.



İrlanda'daki anne ve bebek tesisinde mezarlık bulundu: "796 ceset olabilir"

İrlanda'nın Tuam bölgesindeki bir anne ve bebek evinde yaklaşık 800 çocuğun öldüğünü keşfeden Catherine Corless tarafından yapılan bir maket (AP)
İrlanda'nın Tuam bölgesindeki bir anne ve bebek evinde yaklaşık 800 çocuğun öldüğünü keşfeden Catherine Corless tarafından yapılan bir maket (AP)
TT

İrlanda'daki anne ve bebek tesisinde mezarlık bulundu: "796 ceset olabilir"

İrlanda'nın Tuam bölgesindeki bir anne ve bebek evinde yaklaşık 800 çocuğun öldüğünü keşfeden Catherine Corless tarafından yapılan bir maket (AP)
İrlanda'nın Tuam bölgesindeki bir anne ve bebek evinde yaklaşık 800 çocuğun öldüğünü keşfeden Catherine Corless tarafından yapılan bir maket (AP)

Maira Butt 

Geçmişte İrlanda'nın Galway Kontluğu'nun Tuam bölgesinde bekar anneler ve çocuklarının kullanımına ayrılmış bir kuruluşta, bir mezara dair kanıtlar bulundu.

Anne ve bebek evi, yerel tarihçi Catherine Corless'in başını çektiği araştırmanın, 796 bebek ve küçük çocuğun defin kaydı olmadan orada öldüğünü ortaya koymasının ardından, 2014'te uluslararası kamuoyunun dikkatini çekmişti.

Temmuzda tesisteki çalışmalarına başlamasından bu yana dördüncü güncellemesini yapan Tuam Yetkili Müdahale Direktörlüğü (Office of the Director of Authorised Intervention, Tuam/ODAIT), "Bu bölgedeki mezarların varlığı artık doğrulandı" diye yazdı.

1925'ten 1961'e kadar faaliyet gösteren tesisin kenarında "çocuk veya bebek büyüklüğünde mezarlar" bulunduğu yeni güncellemede belirtildi:

Mezarların yerleşimi ve büyüklüğü, tesisin bu bölümünde anne ve bebek kurumunun faaliyet gösterdiği zamandan kalma bir mezarlık bulunduğuna dair tutarlı bir kanıt.

İlk değerlendirmelere göre kazıda 4 grup bebek kalıntısı bulundu ve bunlar hepsi geçen ay keşfedilen tabutlara gömülmüş 7 grup insan kalıntısına eklendi. Adli analiz çalışmaları sürdürülüyor.

ODAIT'in aktardığına göre, tarihi belgeler bir mezarlık olasılığını işaret etse de bunun varlığına dair ilk işaretler zemin veya yüzey seviyesinde görünmüyordu.

2017'de yürütülen resmi bir soruşturmada, tesisin başka bir yerine sadece 100 metre mesafedeki yeraltı odalarında "önemli miktarlarda" insan kalıntısı bulunmuştu.

ODAIT Direktörü Daniel MacSweeney, cesetlerin kimlere ait olduğunun belirlenmesi için en az 160 kişinin DNA örnekleri vermeyi teklif ettiğini RTÉ'ye söyledi:

Deneyimlerimden biliyorum ki bazen kalıntıların keşfi, insanların öne çıkması için bir katalizör görevi görebilir.

Görsel kaldırıldı.Pembe dikdörtgenle çevrilen alan, kazı çalışmalarında mezarlara dair kanıtların bulunduğu çadırı gösteriyor (ODAIT)

2021'de İrlanda lideri Micheal Martin, ülke genelindeki anne ve bebek evlerine yerleştirilen kadın ve çocuklara gösterilen muameleden dolayı devlet adına özür dilemişti.

Bu özür, evlilikdışı hamile kalan anneleri barındıran 18 anne ve bebek evinde 9 binden fazla çocuğun öldüğü sonucuna varılan bir soruşturmanın nihai raporunun ardından gelmişti.

İrlanda parlamentosunda "Orada olmamalıydılar" demişti:

Devlet sizi, bu evlerdeki anneleri ve çocukları hayal kırıklığına uğrattı.

Bu evlerdeki tüm çocukların yüzde 15'inin hastalık ve mide gribi gibi enfeksiyonlardan öldüğü, raporda belirtilmişti. Bu rakam, ülke çapındaki bebek ölüm oranının neredeyse iki katı.

Independent Türkçe, independent.co.uk/news/uk


UAEA: Çernobil Nükleer Santrali’nin koruyucu kalkanı hasar gördü

Çernobil Nükleer Santrali'ndeki hasarlı dördüncü reaktörü kapatan eski kubbenin üzerindeki Yeni Güvenli Muhafaza (NSC) yapısının genel görünümü (Reuters)
Çernobil Nükleer Santrali'ndeki hasarlı dördüncü reaktörü kapatan eski kubbenin üzerindeki Yeni Güvenli Muhafaza (NSC) yapısının genel görünümü (Reuters)
TT

UAEA: Çernobil Nükleer Santrali’nin koruyucu kalkanı hasar gördü

Çernobil Nükleer Santrali'ndeki hasarlı dördüncü reaktörü kapatan eski kubbenin üzerindeki Yeni Güvenli Muhafaza (NSC) yapısının genel görünümü (Reuters)
Çernobil Nükleer Santrali'ndeki hasarlı dördüncü reaktörü kapatan eski kubbenin üzerindeki Yeni Güvenli Muhafaza (NSC) yapısının genel görünümü (Reuters)

Birleşmiş Milletler’e (BM) bağlı Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) dün yaptığı açıklamada, 1986’daki Çernobil felaketinin ardından radyoaktif maddelerin sızmasını önlemek için inşa edilen Çernobil nükleer santralindeki koruyucu kalkanın artık temel güvenlik işlevini yerine getiremediğini bildirdi. Ajans, bu hasarın bir insansız hava aracı (İHA) saldırısı nedeniyle oluştuğunu ve Ukrayna’nın, sorumluluğun Rusya’da olduğunu öne sürdüğünü belirtti.

UAEA, geçen hafta tamamlanan çelik izolasyon yapısının denetiminde, şubat ayında meydana gelen İHA saldırısının, Ukrayna’daki Rusya kaynaklı çatışmanın başlamasından üç yıl sonra yapıyı olumsuz etkilediğini ortaya koyduğunu duyurdu.

UAEA Genel Direktörü Rafael Grossi yaptığı açıklamada, “Denetim heyeti, koruma yapısının temel güvenlik işlevlerini, özellikle de radyoaktif maddeyi izole etme kapasitesini kaybettiğini doğruladı. Ancak yapının taşıyıcı sistemleri veya izleme cihazlarında kalıcı bir hasar bulunmadığı sonucuna varıldı” dedi.

Grossi, onarımların yapıldığını, ancak uzun vadeli nükleer güvenliği sağlamak ve daha fazla bozulmayı önlemek için kapsamlı bir restorasyonun gerekli olduğunu vurguladı.

BM, 14 Şubat’ta yayımladığı açıklamada, Ukrayna yetkililerinin, yüksek patlayıcı başlığa sahip bir İHA’nın tesise saldırdığını, yangına yol açtığını ve 1986 felaketinde hasar alan 4 numaralı reaktörü çevreleyen koruyucu kaplamaya zarar verdiğini bildirdiğini aktarmıştı.

Ukrayna yetkilileri, İHA’nın Rusya’ya ait olduğunu belirtirken, Moskova saldırıyı reddetti.

BM, şubat ayında yaptığı açıklamada, radyasyon seviyelerinin normal ve stabil olduğunu, herhangi bir sızıntı rapor edilmediğini bildirdi.

1986’daki Çernobil patlaması, radyasyonun Avrupa’nın dört bir yanına yayılmasına yol açmış ve Sovyet yetkililerini olaya müdahale etmek için büyük sayıda insan ve ekipman seferber etmeye zorlamıştı. Santraldeki son çalışan reaktör ise 2000 yılında kapatılmıştı.

Şarku'l Avsat'ın aldığı bilgiye göre Rusya, Şubat 2022’de Ukrayna’yı işgalinin ilk haftalarında santrali ve çevresini bir aydan fazla süreyle işgal etmiş; kuvvetleri başlangıçta başkent Kiev’e ilerlemeye çalışmıştı.

UAEA, Ukrayna ile Rusya arasında yaklaşık dört yıldır süren savaşın elektrik trafo merkezlerine verdiği hasarı ülke çapında araştırırken, aynı zamanda bu incelemeyi de gerçekleştirdi.


Avrupa, ABD'nin Ukrayna'daki savaşı sona erdirme "acelesi" konusunda endişeli

Almanya Başbakanı Merz, Fransa Cumhurbaşkanı Macron ve Kanada Başbakanı Carney ile (Reuters)
Almanya Başbakanı Merz, Fransa Cumhurbaşkanı Macron ve Kanada Başbakanı Carney ile (Reuters)
TT

Avrupa, ABD'nin Ukrayna'daki savaşı sona erdirme "acelesi" konusunda endişeli

Almanya Başbakanı Merz, Fransa Cumhurbaşkanı Macron ve Kanada Başbakanı Carney ile (Reuters)
Almanya Başbakanı Merz, Fransa Cumhurbaşkanı Macron ve Kanada Başbakanı Carney ile (Reuters)

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Almanya Başbakanı Friedrich Merz, İngiltere Başbakanı Keir Starmer ve Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy arasında gerçekleşen hassas bir telefon görüşmesinin içeriği ortaya çıktı. Bu görüşme, Avrupa'nın Moskova ile barış müzakerelerini yönetme konusundaki yeni Amerikan yaklaşımına ilişkin endişelerinin boyutunu gözler önüne seriyor.

Alman Der Spiegel gazetesinin protokol dışı olarak yayınladığı görüşmeye göre, özellikle Steve Wittkoff ve Jared Kushner'in müttefiklerle önceden koordinasyon sağlamadan Moskova'ya yaptığı ziyaretin ardından ABD'nin gözle görülür ivmesi, Rusya'nın gelecekteki boşlukları istismar etmesini önlemek için herhangi bir sağlam güvenlik taahhüdü oluşturulmadan Ukrayna'yı belirsiz tavizler vermeye itebilecek "aceleci bir anlaşma" korkularını güçlendirdi.

Mertz, Washington'un "oyunları" ve "Washington'un Kiev'e ihanet etme olasılığı" konusunda uyarıda bulunurken, Macron, Kiev'in gerçek bir caydırıcılık sistemi üzerinde anlaşmaya varmadan önce sınır anlaşmalarını kabul etmesi için dolaylı baskıya maruz kalabileceği ihtimaline işaret etti.