Gazetecileri Koruma Komitesi: Gazze savaşında 50 basın çalışanı öldürüldü

"Geçen yıl dünyada öldürülen toplam basın mensubu sayısıysa 42"

Bombardımanda öldürülen Filistinli gazeteciler Sari Mansur ve Hasona Saliem için Gazze'deki Deir Balah şehrinde pazar günü cenaze töreni düzenlenmişti (AA)
Bombardımanda öldürülen Filistinli gazeteciler Sari Mansur ve Hasona Saliem için Gazze'deki Deir Balah şehrinde pazar günü cenaze töreni düzenlenmişti (AA)
TT

Gazetecileri Koruma Komitesi: Gazze savaşında 50 basın çalışanı öldürüldü

Bombardımanda öldürülen Filistinli gazeteciler Sari Mansur ve Hasona Saliem için Gazze'deki Deir Balah şehrinde pazar günü cenaze töreni düzenlenmişti (AA)
Bombardımanda öldürülen Filistinli gazeteciler Sari Mansur ve Hasona Saliem için Gazze'deki Deir Balah şehrinde pazar günü cenaze töreni düzenlenmişti (AA)

ABD merkezli Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ), Gazze savaşında 20 Kasım itibarıyla en az 50 basın mensubunun öldürüldüğünü bildirdi.

CPJ'nin dün yayımladığı raporda Gazze savaşının ilk ayının, kuruluşun istatistik tutmaya başladığı 1992'den beri basın mensupları açısından en ölümcül dönem olduğu belirtildi. 

Raporda, Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin Kassam Tugayları'nın 7 Ekim'de başlattığı operasyonun ilk gününde 6 gazetecinin öldürüldüğü, bunun da savaşta en fazla basın işçisinin hayatını kaybettiği gün olduğu ifade edildi. 

En çok basın mensubunun öldürüldüğü ikinci günse 18 Kasım'da yaşandı. İsrail ordusunun, Gazze Şeridi'ne düzenlediği bombardımanlarda söz konusu tarihte 5 gazeteci öldürüldü. 

Raporda, geçen yıl dünya çapında toplamda 42 gazetecinin öldürüldüğü, bu kişilerden 15'inin Rusya-Ukrayna cephesinde görev yaptığı aktarıldı.

Buna karşılık Gazze savaşının ilk 6 haftasında 50 gazetecinin öldürüldüğüne dikkat çekildi. Bu basın çalışanlarından 45'inin Filistinli, 4'ünün İsrailli, birinin de Lübnanlı olduğu bildirildi. İsrailli gazetecilerin, Hamas saldırılarında öldürüldüğü ifade edildi.

CPJ'nin Ortadoğu ve Kuzey Afrika koordinatörü Şerif Mansur, gazeteci ölümleriyle ilgili hiçbir sorumluluk kabul etmeyen İsrail'in, internet ve elektrik kesintileriyle haberlere "karartma" uyguladığını belirtti.

Birleşik Krallık'ın (BK) tanınmış gazetelerinden Guardian'a konuşan Mansur, ABD merkezli sivil toplum kuruluşu HonestReporting'in 8 Kasım'da yayımladığı raporu da "karalama kampanyası" diye niteledi.

Söz konusu raporda, Hamas'ın 7 Ekim'deki saldırılarının görüntülerini Batılı medya kuruluşlarıyla paylaşan Filistinli serbest gazetecilerin, örgütle işbirliği yaptığı öne sürülmüştü. 

Kudüs'te de ekibi bulunan HonestReporting'in raporunda adı geçen kuruluşlar arasında, BK merkezli haber ajansı Reuters, ABD'nin önde gelen gazetelerinden New York Times ve Amerikan medya kuruluşu CNN yer alıyordu. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu da Filistinli gazetecilerin "insanlık suçu işlediğini" öne sürmüştü. 

Raporun yayımlanmasından ardından, Reuters'la Hamas saldırısının görüntülerini paylaşan Filistinli gazeteci Yaser Kudi'nin Gazze'deki evine 13 Kasım'da saldırı düzenlemişti. 4 roketin evinin yakınına isabet ettiği saldırıdan sağ kurtulan gazeteci, olayda ailesinden 8 kişiyi kaybetmişti. İsrail Savunma Kuvvetleri, saldırıyı düzenleyip düzenlemediklerine dair açıklama yapmayı reddetmişti.

CPJ koordinatörü Mansur, HonestReporting'in Filistinli gazetecileri hedef göstermesini eleştirirken, İsrail yönetiminin basın mensuplarının hayatını tehlikeye attığını belirterek şunları söyledi: 

ABD, BK ve diğer Avrupa ülkeleri, gazetecilere karşı ölümcül güç kullanımını durdurması için İsrail'e baskı yapmalıdır.

İsrail, İzzeddin Kassam Tugayları'nın 7 Ekim'de başlattığı Aksa Tufanı operasyonuna Demir Kılıçlar operasyonuyla yanıt vermişti. 

Filistin Sağlık Bakanlığı'nın paylaştığı rakamlara göre, İsrail ordusunun bombardımanlarında Gazze'de 5 bin 600'ü çocuk, 3 bin 550'si de kadın 13 bin 300 kişi öldürülürken, yaralananların sayısıysa 30 bini buldu.

İsrail ise Gazze'den düzenlenen saldırılarda 385'i asker en az 1200 kişinin öldürüldüğünü, 5 bin 132 kişinin de yaralandığını duyurdu.

Independent Türkçe



Biden görevi bırakmadan iki konuşma daha yapacak

Başkan Joe Biden cumartesi günü Washington D.C.'deki Beyaz Saray'ın Oval Ofisinde Özgürlük Madalyası alanların yanında konuşuyor. Biden görevini doldururken iki son konuşma yapmaya hazırlanıyor (AFP)
Başkan Joe Biden cumartesi günü Washington D.C.'deki Beyaz Saray'ın Oval Ofisinde Özgürlük Madalyası alanların yanında konuşuyor. Biden görevini doldururken iki son konuşma yapmaya hazırlanıyor (AFP)
TT

Biden görevi bırakmadan iki konuşma daha yapacak

Başkan Joe Biden cumartesi günü Washington D.C.'deki Beyaz Saray'ın Oval Ofisinde Özgürlük Madalyası alanların yanında konuşuyor. Biden görevini doldururken iki son konuşma yapmaya hazırlanıyor (AFP)
Başkan Joe Biden cumartesi günü Washington D.C.'deki Beyaz Saray'ın Oval Ofisinde Özgürlük Madalyası alanların yanında konuşuyor. Biden görevini doldururken iki son konuşma yapmaya hazırlanıyor (AFP)

ABD Başkanı Joe Biden'ın, görevden ayrılmadan ve seçilmiş Başkan Donald Trump'a yol vermeden önce mirasının altını çizmek için iki son konuşma yapmayı planladığı bildirildi.

NBC News'un haberine göre Biden'ın 12 Ocak'ta İtalya'dan döndükten sonra yapmayı planladığı ilk konuşması dış politika üzerine olacak. İkinci ve başkan olarak yapacağı son konuşmaysa kamu hizmetinde geçirdiği 50 yılı aşkın süreyi yansıtan bir veda niteliğinde olacak.

Kaynaklar, her iki konuşmanın da tam olarak hazırlanmadığını ancak genel hatlarının belirlendiğini söyledi.

Başkan'ın ilk konuşmasının, ülkenin "dünyanın dört bir yanındaki ittifaklarına yatırım yaptığında daha güçlü" olduğu yönündeki duruşunu vurgulayacağı belirtiliyor.

Başkan'ın dış politika konuşmasında NATO'yu güçlendirme çabalarını, ülkenin Hint-Pasifik bölgesine bağlılığını ve Ukrayna'ya yıllardır verdiği desteği vurgulaması bekleniyor.

Yayın organı, konuşmanın ne kadarının ABD'nin yaklaşık 20 yıl süren savaşın ardından 2021'de Afganistan'dan çekilmesine değineceğininse bilinmediğini belirtti. Bu hamle 13 ABD askerinin ölümüne yol açmış ve Trump'la Cumhuriyetçilerin yoğun tepkisini çekmişti.

Başkan'ın Hamas'ın İsrail'e sürpriz bir saldırı düzenleyerek yaklaşık 1200 kişiyi öldürdüğü ve 250 kişiyi de rehin aldığı 7 Ekim 2023'ten bu yana devam eden Gazze savaşına değinip değinmeyeceği de belirsiz.

Biden, yönetiminin terör örgütleriyle mücadeleye yönelik çalışmalarından da bahsedebilir. Ancak Bourbon Caddesi'nde bir kalabalığa dalarak 14 kişinin ölümüne ve onlarca kişinin yaralanmasına yol açan ve kamyonetinde IŞİD bayrağı taşıyan ABD yurttaşı Shamsud Din Jabbar'ın New Orleans'ta gerçekleştirdiği son saldırı göz önüne alındığında, yerel terör tehditlerinin üzerinde çok durmayabilir.

Katliamın ardından Biden, Jabbar'ın sosyal medyada "IŞİD'den ilham aldığını gösteren ve öldürme arzusunu ifade eden" videolar yayımladığını söylemişti.

Biden'ın başkan olarak son günlerinde yapması beklenen veda konuşmasında, gelecekle ilgili veda sözleri söylemesinin yanı sıra 50 yılı aşkın kamu hizmetini de gözden geçireceği düşünülüyor.

1973'te senatör olan Biden, Barack Obama'nın başkan yardımcısı olduğu 2009'a kadar bu görevi sürdürmüştü. Görevden ayrıldıktan 4 yıl sonra, 2020'de Biden, 20 Ocak'ta Beyaz Saray'a geri dönmek üzere olan Trump'ı mağlup etmişti.

Biden cumartesi gününü, aralarında Michael J. Fox, Anna Wintour ve eski Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'ın da bulunduğu 19 kişiye Başkanlık Özgürlük Madalyası vererek geçirdi.

Beyaz Saray Basın Sözcüsü Karine Jean-Pierre perşembe günü yaptığı açıklamada, "ABD-İtalya ilişkilerinin gücünü vurgulamak, Başbakan [Giorgia] Meloni'ye geçen yıl G7'deki güçlü liderliği için teşekkür etmek ve dünyanın karşı karşıya olduğu önemli zorlukları görüşmek adına İtalya'nın liderleriyle buluşmak üzere Biden'ın 9-12 Ocak'ta Roma'yı ziyaret edeceğini" söylemişti.

Independent Türkçe