BM: İsrail'in, Gazze'nin bazı bölgelerini "güvenli" ilan etmesi insani açıdan geçerli değil

Birleşmiş Milletler (BM) İnsani İşler Koordinasyon Ofisi (OCHA) Sözcüsü Jens Laerke, Gazze'de hiçbir yerin güvenli olmadığını ve İsrail'in, Gazze'nin bazı bölgelerini "güvenli" olarak ilan etmesinin insani açıdan geçerli olduğunu düşünmediklerini bildirdi

(AA)
(AA)
TT

BM: İsrail'in, Gazze'nin bazı bölgelerini "güvenli" ilan etmesi insani açıdan geçerli değil

(AA)
(AA)

Laerke, BM Cenevre Ofisi'nin haftalık basın toplantısının ardından AA'nın, "İsrail ordusu, işgal altında tuttuğu Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Filistinli sivilleri güneye göç etmeye zorluyor. Ancak İsrail ordusu 'güvenli bölge' olarak ilan ettiği Gazze'nin güneyine saldırılar düzenliyor. İsrail'in sivilleri yönlendirdiği Gazze'nin güneyini vurması bir katliam değil midir?" sorusunu yanıtladı.

Gazze'de hiçbir yerin güvenli olmadığını vurgulayan Laerke, bu beyanların (İsrail'in bazı yerleri güvenli bölge olarak ilan etmesi) insani açıdan geçerli olduğunu düşünmediklerini belirtti.

Laerke, "İnsanlardan savaş bölgesinin bir yerinden başka bir bölgesine gitmelerini istemek son derece sorunludur. Özellikle hareket ettikleri yol ve vardıkları yer de güvenli olmadığı için. Bu da uluslararası insancıl hukukla ilgili endişeleri artırıyor. Eğer sivil bir halkın bir yerden hareket etmesini istiyorsanız, bir yere saldırmadan önce orası için daha önce verilen uyarının geçerli olması gerekiyor. Yani insanlara yeterince zaman tanınması gerekiyor. (Filistinlilerin) Gerçekten hareket edebilmeleri için gidecekleri güvenli bir yere ihtiyaçları var ama durum böyle değil. Bu da uluslararası hukuk açısından ciddi endişelere yol açıyor." dedi.

"İsrail'in 'güvenli bölge olarak' ilan ettiği bir yeri bombalamasını nasıl yorumluyorsunuz?" sorusunu da yanıtlayan Laerke, "Gazze Şeridi'ndeki bombalamalar, halk üzerinde 'topluca ıstırap' diye adlandırdığım etkiye neden oluyor. 'Toplu cezalandırma' konusunda uluslararası hukuku gündeme getiren BM İnsan Hakları Ofisi'nden meslektaşlarımızı ve diğer meslektaşlarımızı biliyoruz. İsrail hükümetinin niyetinin ne olduğunu söyleyemem ve bunu bilmiyorum. Söyleyebileceğim tek şey (Gazze'de) tüm nüfusun toplu ızdırap çekmekte olduğudur." diye konuştu.

Laerke, her gün sivillerin de dahil olduğu çok sayıda insanın öldürüldüğüne tanık olduklarının altını çizerek, "Bu son derece kaygı vericidir. Bu siviller arasında endişe verici sayıda çocuk da bulunuyor. Bu durum, İsrail Savunma Kuvvetleri'nin yürüttüğü savaşın, uluslararası insancıl hukuka uygun olup olmadığıyla ilgili uluslararası hukukta başka bir sorunu gündeme getiriyor." ifadelerini kullandı.



İsrail yapay zeka destekli silahları denemek için Filistin'i laboratuvar olarak kullanıyor

(AA)
(AA)
TT

İsrail yapay zeka destekli silahları denemek için Filistin'i laboratuvar olarak kullanıyor

(AA)
(AA)

Avustralyalı serbest gazeteci ve "Filistin Laboratuvarı" kitabının yazarı Antony Loewenstein, İsrail'in Gazze'de yapay zeka teknolojisiyle destekli silahları kullanmasını değerlendirdi.

Loewenstein, İsrail ordusunun, Gazze'ye yönelik saldırılarında "güvenilir hedefleri hızlı ve doğru şekilde üretmek" için yapay zekayı (AI) kullanmakla övündüğünü belirterek, "İsrail'in bu teknolojiyi kullanarak sivil kayıpları önlediğine dair elimizde hiçbir kanıt yok. Şu güne kadar 15 binden fazla sivil öldü. Mevcut sivil ölümleri bu iddiayı inandırıcı kılmıyor." dedi.

Savaşta yapay zeka teknolojisi kullanılmasını savunanların sivil ölümleri azaltacağı ve savaşı daha insanileştireceğini iddia ettiğini kaydeden Loewenstein, hem ABD hem de İsrail tarafından kullanılan teknolojilerin bu iddiayı destekleyecek kanıt sağlamadığını söyledi.

Loewenstein, İsrail'in yapay zeka destekli İHA'lar ve hedefleme teknolojisiyle sivilleri koruma iddiasının gerçekçi olmadığına dikkati çekerek, "Başta ABD, İsrail olmak üzere pek çok devletin savaşlarına yapay zekayı dahil ettiği ve bunun aslında insani nedenlerle sivilleri korumak için yapıldığına halkı ikna etmeye çalıştığı bir döneme doğru ilerlediğimiz konusunda endişeleniyorum çünkü gerçek şu ki en azından şu ana kadar bunun olduğuna dair kanıt yok." diye konuştu.

Filistin, silahların denendiği bir laboratuvar

İsrail'in dünyanın en büyük 10'uncu silah endüstrisine sahip olduğunu ve silah ticaretinin hem 11 Eylül saldırıları sonrası hem de Rusya'nın Ukrayna'yı işgal etmesiyle daha da büyüdüğünü aktaran Loewenstein, pek çok Avrupalı devletin füze savunma sistemleri ve diğer askeri donanımları İsrail'den aldığını dile getirdi.

Loewenstein, İsrail'in Filistinlilere baskı uygulamak için teknolojiyi kullandığına işaret ederek, şöyle devam etti:

Filistin Laboratuvarı adlı kitabımda yazdığım gibi İsrail, sürekli gelişen yeni baskı ve gözetleme teknikleriyle 'savaş testi' yapmak için hem Batı Şeria'nın hem de Doğu Kudüs'ün sonsuz işgalini ve Gazze kuşatmasını kullandı. Yüz tanıma teknolojileri, casus yazılımlar ve dronlar kendi ülkelerindeki gazetecilere, insan hakları savunucularına ve aktivistlere baskı uygulaması için demokratik veya diktatör devletlere satılıyor. 7 Ekim, İsrail için büyük bir istihbarat başarısızlığı olsa da zamanla bunun silah endüstrisine fayda sağlayacağını düşünüyorum.

İsrail'in füze savunma sistemlerinin ve telefonlara sızan casus yazılımların satışını 7 Ekim'den sonra da devam ettirdiğini ifade eden Loewenstein, silah endüstrisinin İsrail ekonomisinin büyüyen bir parçası olmaya devam edeceği görüşünü paylaştı.

"Siviller ölmeye devam ettiği sürece söylenilenler değil yapılanlar önemli"

Loewenstein, İsrail için savaşta ABD'nin sağladığı silah desteğinin çok önemli olduğunun altını çizerek, şu ifadeleri kullandı:

Elbette İsrail, ABD desteği olmadan da Gazze'de savaşı yürütebilirdi ancak 7 Ekim'den bu yana Gazze'de çok fazla füze, bomba ve yıkıcı ekipman kullanıldı. Burada yaklaşık 3 hafta önce kullanılan bombaların toplam şiddeti iki nükleer bombaya eşitti. ABD, Avrupa Birliği, Avustralya ve pek çok devlet işte bu yüzden silah gönderiyor çünkü İsrail kendi bombalarını çok hızlı tüketiyor.

ABD Başkanı Joe Biden ve Dışişleri Bakanı Antony Blinken'ın İsrail'i siviller konusunda uyardıklarını söylemelerinin anlamsız olduğuna vurgu yapan Loewenstein, siviller ölmeye devam ettiği sürece söylenilenlerin değil yapılanların önemli olduğunu belirtti.

Loewenstein, İsrail'e silah yardımı yapılmasının yanı sıra pek çok Batılı ülkenin İsrail'le birlikteliği göstermek için bu ülkeden silah satın aldığını ifade ederek, sözlerini şöyle tamamladı:

İkinci Dünya Savaşı sırasında Nazilerin korkunç olması nedeniyle Batı'nın onları yok etmesi ve çok sayıda insanı katletmesi bu şekilde gerekçelendirildi. İsrail de aynı retoriği kullanıyor. İsrail ayrıca 'biz bu savaşı kazanamazsak Avrupa'da, Avustralya'da, Birleşik Krallık'ta ve ABD'de bunlar sizin de başınıza gelecek' demek istiyor. Bu savaş bu şekilde devam ettiği sürece kısa ve uzun vadede sonuçlarının korkunç olacağını düşünüyorum. İsrail'in Gazze Şeridi'nin tamamını yok etmeye devam etmesini durdurmak için Batı'nın baskısının daha fazla olmasını diliyorum.


İran'da Beluç öğrencilerin yüzde 60'ı okulu bırakıyor

Belucistan'da bir okul
Belucistan'da bir okul
TT

İran'da Beluç öğrencilerin yüzde 60'ı okulu bırakıyor

Belucistan'da bir okul
Belucistan'da bir okul

İran Meclisi'nde konuşan Çabahar Milletvekili Muin ed-Din Saidi, Sistan ve Belucistan Eyaletindeki her 100 öğrenciden yalnızca 40'ının ortaokul diploması almayı başardığını açıkladı.

Bu istatistiklere göre İran'da okulu bırakanların yaklaşık yüzde 10'u Sistan ve Belucistan Eyaleti'nde bulunuyor ve bu öğrencilerin çoğunluğunu kız öğrenciler oluşturuyor.

Öğrencilerin yüzde 60'ının okulu bıraktığına ilişkin istatistik, eğitim-öğretim yılının başlamasından üç ay sonra ortaya çıkıyor, ancak Milli Eğitim Bakanlığı şu ana kadar ülkedeki okulların durumunu iyileştirmek için gerekenleri yapmadı.

Kentin parlamentodaki temsilcisi, ILNA haber ajansına verdiği röportajda, Sistan ve Belucistan eyaletindeki okulların temel sorunlarından birinin okul hizmetleri olduğunu söyledi.

Belucistan eyaletinde eğitim alanında köylere öncelik verilmesiyle ilgili fonların çoğu zaman sağlanmadığını da sözlerine ekledi.

Muin ed-Din Saidi, Sistan ve Belucistan Eyaleti'nin Kasrqand şehrinde öğrencilerin kötü hizmetlerden dolayı zaman zaman kazalara maruz kaldıklarını ve bunun da üzüntü verici olduğunu belirtti.

Köy planlarının ve kaynaklarının yüzde 30'u Milli Eğitim Bakanlığının denetimindedir.

İstatistik

İran Parlamentosu Eğitim Komitesi'nin istatistiklerine göre 23 bin sınıfın öğretmensiz olduğunu, ayrıca Sistan ve Belucistan Eyaleti'nde yaklaşık 14 bin 500 öğretmen açığı olduğunu belirten raporların bulunduğunu belirtti.

Geçen kasım ayında İran Parlamentosu Eğitim Komisyonu üyesi Muhammed Vahidi, "Roydad 24" internet sitesine verdiği röportajda İran'da öğretmeni olmayan 100.000 derslik bulunduğunu duyurdu.

İlam şehrinin Meclis temsilcisi daha önce eyaletteki 506 okulda öğretmen sıkıntısı yaşandığını bildirmişti.

Bir yandan öğretmen eksikliği, diğer yandan öğretmenlerin iş görüşmelerinde ihraç ve dışlanması, İbrahim Raisi hükümetinde eğitim sürecinin en kötü dönemini yaşamasına neden oldu.

Bütün bu sorunlara rağmen Milli Eğitim Bakanlığı bu durumdan habersiz olduğunu ortaya koydu.

Aynı zamanda İran'daki Öğrenci Günü'nde Milli Eğitim Bakanlığı Bilgi ve Halkla İlişkiler Merkezi, öğretmen açığına ilişkin raporlarla ilgili bir açıklama yaptı.

Okullarda "Vatandaşların sorularına net ve hızlı bir şekilde cevap verebilmek için geçen hafta Milli Eğitim Bakanı'nın da katılımıyla bir televizyon programında okullarda öğretmen açığı olması durumunda buralara öğretmenlerin görevlendirileceğini" duyurulmuştu.

Gelen soruların takip edilmesi ve cevaplanması için doğrudan Medya ve Halkla İlişkiler Merkezi'ne gönderilmesi gerektiği duyurdu.

Tüm bu sorunlara rağmen, son haftalarda Eğitim Bakanlığı ile koordineli olarak bazı Devrim Muhafızları yetkililerinin liderlerinin okullarda bulunduğu ve onların varlığının çocukların ve gençlerin beyinlerini yıkama amaçladığı yönünde çeşitli haberler yayıldı.

Hal-Wash Haber Ajansı tarafından hazırlanan bir raporda, Devrim Muhafızları liderlerinin Zahedan'ın Beluç kentinin Kurin bölgesindeki bir dizi okulda hazır bulunduğu bildirildi.

Başkent Tahran'dan gelen bir Devrim Muhafızları lşderleri, beraberinde çok sayıda Devrim Muhafızları komutanıyla birlikte Belucistan'da rejimin hedeflerini desteklemek amacıyla Zahedan şehrine giderek Rukayye Kız ve el-Tevhid Erkek Okullarını ziyaret etti.

Liderler, bölgede dikkat çekici gelişmeler yaşandığını, araba, su ve elektriğin varlığının da bölgenin yaşadığı bu gelişmenin en iyi kanıtı olduğunu iddia etti.

Liderler ve Devrim Muhafızları yetkilileri, öğrencilerle yaptıkları sohbette, Mevlevi Abdülhamid'in önderliğindeki protestocuları Amerika ve İsrail'in ajanları olarak tanımladılar.

Independent Arabia - Independent Türkçe


Nelson Mandela'nın mirası ölümünden 10 yıl sonra erozyona uğradı

Güney Afrika'da oy verme sürecine siyasi katılımda düşüş var (AFP)
Güney Afrika'da oy verme sürecine siyasi katılımda düşüş var (AFP)
TT

Nelson Mandela'nın mirası ölümünden 10 yıl sonra erozyona uğradı

Güney Afrika'da oy verme sürecine siyasi katılımda düşüş var (AFP)
Güney Afrika'da oy verme sürecine siyasi katılımda düşüş var (AFP)

Soweto'daki Vilakazi Caddesi, demokrasinin öncüsünün ölümünden 10 yıl sonra mirasının aşınmasıyla ve apartheid'in sonuyla birlikte Nelson Mandela'nın güzelce korunmuş evinin önünde her gün turistler ve sokak satıcılarıyla dolup taşıyor.

Yaşadığı yerden çok da uzakta olmayan Madela, Mandela'nın müzeye dönüştürülen evinin yanındaki masada şapka ve takı satıyor.

Diğer Güney Afrika vatandaşları gibi o da hayal kırıklığı yaşıyor.

47 yaşındaki satıcı, Mandela'nın 16 yıldır bu kasabada bulunmasının turistlerin ilgisini çekmesinden memnun olmasına rağmen, "Mandela'nın demokrasisinin herhangi bir değişiklik oluşturmadığını ve oy vermeye bile gerek görmediğini" belirtiyor.

İlk demokratik oylamadan 30 yıl sonra, başlamasına aylar kalan parlamento seçimleri yaklaşırken, yetkililer Madela gibi kişileri isimlerini kaydettirmeye ve oy kullanmaya zorlamak için çabalıyor.

Seçmen sayıları, demokratik seçimlerin ilk kez yapıldığı 1994'ten bu yana her seçim döngüsünde azaldı ve seçmenler, ülkeyi 1990'lardan bu yana yöneten Mandela'nın Afrika Ulusal Kongresi partisine giderek daha fazla karşı çıkıyor.

Kamuoyu yoklamalarına göre, skandallarla boğuşan Ulusal Parti'ye verilen destek, ekonomideki yavaşlama ve yolsuzlukla birlikte ilk kez yüzde 50'nin altına düşebilir.

Yetişkinler arasında işsizlik oranı yüzde 32 ve bu, dünyadaki en yüksek işsizlik oranlarından biri. Ayrıca ülkede işçi ücretleri de düşük.

Apartheid'in sona ermesine rağmen, Dünya Bankası'na göre Güney Afrika eşitlik açısından dünyada en alt sıralarda yer alıyor.

Hükümetin ve devlet şirketlerinin borçları 300 milyar doları aşıyor ve bu rakam her geçen gün artıyor.

Son 10 yılda ülkenin sokaklarında suçlar ve cinayetler arttı ve Madela ve komşuları bazı günler günde 12 saat elektriksiz yaşamak zorunda kalıyor.
Madela şunları söylüyor:

Sadece çocuklarımızı doyurmaya yetecek kadar paramız var, sürekli elektrik kesintileri yaşıyoruz ve hayat pahalılığı dayanılmaz.

Mandela, beyaz azınlık yönetimini devirmeyi başarması ve çok ırklı bir Güney Afrika vizyonu nedeniyle dünya çapında saygı görüyor.

Ancak eleştirmenler, iktidarı ele geçiren Afrika Ulusal Kongresi temsilcilerinin Mandela'nın mirasını terk ettiğine inanıyor.

Siyasi analist Prens Mashele, Fransız Haber Ajansı AFP'ye yaptığı açıklamada, “Mandela'nın mirasının partisinin yozlaşmış yetkilileri tarafından baltalandığını” kaydetti.

Finansal piyasalarda çalışan siyasi analist Nick Boren ise Mandela yıllarıyla ilişkilendirilen ve onu takip eden herkesin işini zorlaştıran "bir tür efsaneden" söz ediyor.

Hükümet ve Ulusal Kongre Partisi, ülkenin ilgisizliğinin yanı sıra borcunu da giderme konusunda büyük bir mücadeleyle karşı karşıya.

Eski başkan Jacob Zuma, yolsuzluk iddiaları nedeniyle görevinden ayrılmak zorunda kaldı ve kötüleşen sağlık durumu ve mevcut halefi Cyril Ramaphosa'nın onayıyla hapisten kurtuldu.

Haziran ayında Yolsuzluk Gözlem Kurulu, Ramaphosa'yı çiftliğinde bir kanepeye saklanan 500 bin dolardan fazla nakit paranın çalındığını bildirmeyerek etiği ihlal ettiği iddialarından temize çıkardı.

Mandela'nın evinin yakınındaki 27 yaşındaki Sifi Jizana, Mandela'nın mirasının "ölmekte" olduğuna inanıyor.

Arkadaşlarıyla bir barda oturan öğretmen, büyük şehirlerin dışında su ve yol sıkıntısı olduğundan bahsederek, "Artık elektriğimiz de yok" dedi.

Sosyoloji mezunu ancak işsiz olan 24 yaşındaki Zandile Kubini ise seçimlerde oy kullanmak için adını kaydetmeyeceğini belirtti.

Mandela'nın mirasının "kusursuz gibi gösterildiğini ve bunun doğru olmadığını" göz önünde bulundurarak, "Akranlarımın çoğu işsiz ve biz herhangi bir yardım almıyoruz" dedi.

Bazıları Mandela'nın mirasının tasvirinde abartılı bir yaklaşım olduğunu düşünüyor.

Örneğin 43 yaşındaki Tobele Cele, şöyle diyor:

Mandela ve diğerlerinin bizim için ne yaptığını gerçekten göremiyoruz. Hala fakiriz.

Sol görüşlü Ekonomik Özgürlük Savaşçıları partisinin milletvekili Leigh-Anne Mathis, “Afrika Ulusal Kongresi iktidarda olduğu sürece artık demokrasiye bile sahip değiliz” diyor.

Mathis, mahkemelerin Kongre Partisi'nin çıkarları doğrultusunda çalışmak üzere "ele geçirildiğini" söyledi.

Mandela'ya sadık olanlar, sakinlerin geleceğe yönelik bir yön belirlemek için isminin ötesine bakmalarını sağlamaya çalışıyor ancak ailesi hâlâ onun uzun kariyeri boyunca başardıklarına inanıyor.

Mandela'nın Ulusal Kongre Partisi milletvekili olan torunu Mandla Mandela, “Partinin pek çok başarıya ve bazı şaşırtıcı başarısızlıklara sahip olduğunu ancak Güney Afrika'da demokrasinin genel olarak sağlıklı kaldığını” söyledi.

Mandela, açıklamalarına şöyle devam etti:

Sömürgeciliğin temel kötülüğü, halkımızın topraklarını yağmalaması. Bu, elde edilen dönüşümün nasıl ölçüleceğine dair gerçek test olmaya devam ediyor.

Independent Arabia - Independent Türkçe


Zelenskiy, ABD Kongresi’ni finansman konusunda ikna etmeye çalışıyor

Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, 21 Eylül 2023’te ABD Senato’sunu ziyaret etti. (AP)
Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, 21 Eylül 2023’te ABD Senato’sunu ziyaret etti. (AP)
TT

Zelenskiy, ABD Kongresi’ni finansman konusunda ikna etmeye çalışıyor

Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, 21 Eylül 2023’te ABD Senato’sunu ziyaret etti. (AP)
Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, 21 Eylül 2023’te ABD Senato’sunu ziyaret etti. (AP)

Beyaz Saray’ın Ukrayna’ya ayrılan fonun yıl sonunda tükeneceğine yönelik uyarıları, muhalefetin pozisyonunu değiştirmeye yardımcı olmadı. Bu nedenle Senato’daki Çoğunluk Lideri Chuck Schumer dün, Rusya karşısında savaşı kaybetme riski nedeniyle temsilcileri finansmanı onaylamaya ikna etmek üzere Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’i konuşma yapmaya davet etti.

Ukrayna’nın Avdiyivka kentine iki yeni yönden daha saldırılmasıyla haziran ayında başlayan karşı hamlesinin başarısızlığını kabul ettiği bir zamanda, Ukrayna Meclis Başkanı Ruslan Stefanchuk, yeni finansman sağlanmasına karşı çıkanların tutumlarını değiştirmek için Senato üyeleri ve Temsilciler Meclisi’ne hitaben konuşma yapmak üzere Kongre Binası’nı ziyaret etti.

Ukrayna Devlet Başkanlığı Ofisi Müdürü, Kongre’de görüşülmesinin ardından ABD’nin Kiev’e yapacağı yardımın ertelenmesinin, Ukrayna’nın Rusya ile savaşı kaybetmesi açısından ‘büyük bir risk’ oluşturacağını bildirdi.

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, ABD’nin Kiev’e yaptığı yardımın durdurulmasının Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in savaşı ‘kazanmasına’ olanak tanıyacağı konusunda uyardı. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Sullivan açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

“Kongre, Ukrayna’daki özgürlük mücadelesini desteklemeye devam mı edeceğine yoksa tarihte alınan dersleri görmezden gelip Putin’in kazanmasına mı izin vereceğine karar vermeli... Bu kadar basit.”

Sahada Rus ve Ukrayna güçleri, güney cephesinde Herson’da ve Kırım Yarımadası’nda karşılıklı bombardımanlar gerçekleştirdi. Moskova dün Suhoy Su-25 uçağının Krasny yönünde Ukrayna Silahlı Kuvvetleri’ne ait bir destek noktasına saldırı düzenlediğini açıklamıştı.

Rusya Savunma Bakanlığı hava savunma sistemlerinin Ukrayna’nın gece ve sabahın erken saatlerinde Azak Denizi ve Kırım üzerinde uçurduğu 41 insansız hava aracını etkisiz hale getirdiğini bildirdi.


İran ve Rusya, "yaptırımlara karşı işbirliği" anlaşması imzaladı

(AA)
(AA)
TT

İran ve Rusya, "yaptırımlara karşı işbirliği" anlaşması imzaladı

(AA)
(AA)

İran devlet televizyonuna göre Abdullahiyan, Hazar Denizi'ne kıyısı bulunan ülkelerin dışişleri bakanları toplantısı için gittiği Moskova'da basın mensuplarına açıklamada bulundu.

Dünyada 26 ülkenin ABD veya bazı Batılı ülkelerin tek taraflı ekonomik yaptırımlarına maruz kaldığını ifade eden Abdullahiyan, "İran, 3 yıl önce, ABD veya bazı Batılı ülkelerin yaptırımlarına maruz kalan ülkelerle bir blok veya birlik kurmak için öneride bulunmuştu. Rusya'yla bu konuda anlaşma imzaladık." dedi.

İranlı Bakan, söz konusu birliğin kurulmasıyla, yaptırımların etkisiz hale getirilmesi ve yaptırıma uğrayan ülkelerin refah ve kalkınma düzeylerinin arttırılmasının amaçlandığını kaydetti.


Ukrayna, Rusya’nın ülkenin güneyine düzenlediği bombardımanlarda 3 kişinin hayatını kaybettiğini duyurdu

5 Aralık 2023’te Ukrayna’nın Herson şehrinde Rus füze saldırısının neden olduğu bir kraterin yanından geçen yerel halk (Reuters)
5 Aralık 2023’te Ukrayna’nın Herson şehrinde Rus füze saldırısının neden olduğu bir kraterin yanından geçen yerel halk (Reuters)
TT

Ukrayna, Rusya’nın ülkenin güneyine düzenlediği bombardımanlarda 3 kişinin hayatını kaybettiğini duyurdu

5 Aralık 2023’te Ukrayna’nın Herson şehrinde Rus füze saldırısının neden olduğu bir kraterin yanından geçen yerel halk (Reuters)
5 Aralık 2023’te Ukrayna’nın Herson şehrinde Rus füze saldırısının neden olduğu bir kraterin yanından geçen yerel halk (Reuters)

Ukraynalı yetkililerin dün (Salı) yaptığı açıklamaya göre, aylardır Rus bombardımanlarının hedefi olan Ukrayna’nın güneyindeki Herson kenti ve kırsalında top mermileri nedeniyle 3 kişi hayatını kaybetti.

Herson Bölgesi yetkilisi Aleksandr Prokudin, “Sabah Rus ordusu Herson’un merkezini amansız bir şekilde bombaladı. İşgalciler iki kişiyi öldürdü” açıklamasında bulundu.

Fransız haber ajansı AFP’ye göre, Prokudin ayrıca, kanlı bir kaldırımı gösteren görüntüleri ve hayatını kaybedenlerden birinin bulanıklaştırıldığı fotoğrafını yayınladı.

Daha sonra, Herson Askeri İdaresi Başkanı Roman Mrochko, 4’ü sağlık çalışanı olmak üzere 6 kişinin yaralandığını bildirdi.

Savcılığa göre, Herson’a yaklaşık 15 kilometre uzaklıktaki Bilozirka’da bir kadın evinin bahçesinde hayatını kaybetti.

Geçtiğimiz haftalarda Ukrayna güçleri, Dnipro Nehri’nin sol yakasına konuşlandı. Rus kuvvetleri, Kiev’in Herson’daki bombardımanlara karşı koyma çabaları sonucunda buradan çekilmişti.

Ukrayna güçleri, Herson şehrini bir yıldan fazla bir süre önce geri aldı. Ancak Kherson, şehrin yakınından geçen Dnipro Nehri’nin karşı yakasında konuşlanmış Moskova güçleri tarafından sürekli bombardımanlara maruz kalıyor.


Pakistan ile Afganistan arasındaki Torkham Sınır Kapısı kapatıldı

Torkham Sınır Kapısı (AA)
Torkham Sınır Kapısı (AA)
TT

Pakistan ile Afganistan arasındaki Torkham Sınır Kapısı kapatıldı

Torkham Sınır Kapısı (AA)
Torkham Sınır Kapısı (AA)

İsminin açıklanmasını istemeyen Pakistanlı bir yetkili, AA'ya yaptığı açıklamada, İslamabad'ın Torkham Sınır Kapısı yakınına yeni bir sınır kapısı inşa ettiğini belirterek "Afgan Taliban'ı, 'Pakistan'a hoş geldiniz' tabelasına itiraz etti." dedi.

Yetkili, her iki ülkenin huduttaki güvenlikleri arasında yaşanan sözlü saldırıların ardından Torkham Sınır Kapısı'nın yolculara ve araç trafiğine kapatıldığını söyledi.

Öte yandan, yetkili, Afgan düzensiz göçmenlerin Pakistan'dan sınır dışı edilmesinin devam edeceğini kaydetti.


Gazze'deki çatışmalarda öldürülen İsrail askeri sayısı 83'e yükseldi

(AA)
(AA)
TT

Gazze'deki çatışmalarda öldürülen İsrail askeri sayısı 83'e yükseldi

(AA)
(AA)

Ordudan yapılan yazılı açıklamada, Gazze’deki çatışmalarda 1 İsrail askerinin daha hayatını kaybettiği belirtildi.

İsrail ordusunun başlattığı kara saldırısının ardından Gazze Şeridi'ndeki çatışmalarda öldürülen İsrail askeri sayısı 83’e yükseldi.

İsrail, 27 Ekim’de Gazze’nin kuzeyine, 3 Aralık’ta da güneyin en büyük yerleşim bölgesi olan ve daha önce Tel Aviv yönetimince “güvenli bölge” ilan edilen Han Yunus’a kara saldırısı başlatmıştı.


Uluslararası Af Örgütü: Gazze'de 43 sivilin öldüğü saldırılarda ABD silahları kullanıldı

(AA)
(AA)
TT

Uluslararası Af Örgütü: Gazze'de 43 sivilin öldüğü saldırılarda ABD silahları kullanıldı

(AA)
(AA)

Amnesty International'ın ilgili raporunda, ABD silahlarını kullanan İsrail'in 10 Ekim'de El-Naccar ailesinin evine yaptığı saldırıda 24 kişinin, 22 Ekim'de Ebu Mu'eileq ailesinin evine yönelik saldırıda da 19 kişinin hayatını kaybettiği ve bu saldırılarda yaşamını yitirenlerin 19'unun çocuk, 14'ünün kadın olduğu belirtildi.

Söz konusu saldırıların herhangi bir ön uyarı yapılmadan gerçekleştirildiğine işaret edilen raporda, olay yerlerinde yapılan incelemelerde buralarda Hamas'ın saklanması gibi İsrail'in saldırılarına gerekçe olabilecek herhangi bir delile rastlanmadığı kaydedildi.

Raporda, bu saldırıların "muhtemel savaş suçları" olarak araştırılması gerektiği, olay yerinde ABD silahlarına ait kalıntılara rastlanıldığı ve bu durumda da ABD'nin bu suçlara "ortak" olduğu aktarıldı.

Uluslararası insancıl hukuku ihlal eden taraflara finansal, maddi ve diğer tür yardım sağlamanın Cenevre Sözleşmesinin ihlali anlamına geldiğine dikkati çekilen raporda, "Şu şartlarda, ABD'nin İsrail'e silah transferi, Cenevre Sözleşmesinin ihlalidir." denildi.

"ABD yapımı silahlar, ailelerin topluca katline yol açtı"

Amnesty International Genel Sekreteri Agnes Callamard, yaptığı yazılı açıklamada, "(Gazze'de) ABD yapımı silahlar, ailelerin topluca katline yol açtı." ifadesine yer verdi.

ABD ve diğer ülkelerin İsrail'e silah transferlerini bir an önce durdurması gerektiğine işaret eden Callamard, "Bu saldırılarda 2 aile tamamen yok oldu. Bu da, İsrail'in Gazze'ye yönelik bombardımanlarında hukuksuz bir şekilde insanları öldürdüğü ve yaraladığına dair daha çok kanıt sunuyor." değerlendirmesinde bulundu.

Saldırıların kurbanlarının yakınları yaşadıkları acıyı anlattı

Öte yandan, Amnesty International'a konuşan ve saldırıda eşi ve çocukları dahil 21 aile üyesi ile 2 komşusunu kaybeden Süleyman El Neccar, olay anında hastanede olduğu için saldırıdan sağ kurtulduğunu belirtti.

El Neccar, "Hayatımız bir dakikada yok oldu. Ailemiz yok oldu. Düşünmek bile istemediğimiz bir şey şimdi gerçeğimiz." diye konuştu.

Kulak Burun Boğaz Doktoru Bekir Abu Mu’eileq ise evlerine yönelik yapılan saldırıya ilişkin, "Biz 3 kız kardeşle evli, 3 erkek kardeştik. Kendi içimizde yaşıyorduk. Ailemize ve işimize odaklanmıştık, siyasetten uzaktık. Doktor ve bilim insanlarıydık. Evimiz neden bombalandı anlayamıyoruz." ifadesini kullandı.


İran Dışişleri Bakanı, Azerbaycan ile ilişkilerinin "doğru yolda" olduğunu söyledi

Hüseyin Emir Abdullahiyan (AA)
Hüseyin Emir Abdullahiyan (AA)
TT

İran Dışişleri Bakanı, Azerbaycan ile ilişkilerinin "doğru yolda" olduğunu söyledi

Hüseyin Emir Abdullahiyan (AA)
Hüseyin Emir Abdullahiyan (AA)

İran resmi ajansı IRNA'nın haberine göre, Dışişleri Bakanı Abdullahiyan ile Azerbaycanlı mevkidaşı Ceyhun Bayramov, Moskova'da düzenlenen ve Azerbaycan, İran, Kazakistan, Rusya ile Türkmenistan'ın bulunduğu Hazar Ülkeleri Dışişleri Bakanları Toplantısının oturum aralarında bir araya geldi.

Görüşmede, Azerbaycan ile İran arasındaki ilişkilerin "doğru yolda" ilerlediğini ifade eden Abdullahiyan, iki ülke liderleri arasındaki son görüşmede ilişkilerin her alanda geliştirilmesi yönünde adımlar atıldığını hatırlattı.

Tahran ve Bakü arasında koridor açma, ticari işbirliği, yarım kalmış projeler konusunda da iyi anlaşmalar yapıldığını belirten Abdullahiyan, iki ülkenin ikili ilişkilere daha fazla ivme kazandırmak için ekonomik, kültürel, siyasi, güvenlik ve turizm alanlarını harekete geçirmeye çalıştıklarını kaydetti.