Ukrayna pizza kutusu boyutundaki cihazla elektrik kesintisinden kurtuldu

ABD gizli operasyonla ulaştırdı

Rusya'nın Ukrayna'daki elektrik şebekelerine düzenlediği saldırılar nedeniyle ülkede sık sık elektrik kesintisi yaşanıyor (Reuters)
Rusya'nın Ukrayna'daki elektrik şebekelerine düzenlediği saldırılar nedeniyle ülkede sık sık elektrik kesintisi yaşanıyor (Reuters)
TT

Ukrayna pizza kutusu boyutundaki cihazla elektrik kesintisinden kurtuldu

Rusya'nın Ukrayna'daki elektrik şebekelerine düzenlediği saldırılar nedeniyle ülkede sık sık elektrik kesintisi yaşanıyor (Reuters)
Rusya'nın Ukrayna'daki elektrik şebekelerine düzenlediği saldırılar nedeniyle ülkede sık sık elektrik kesintisi yaşanıyor (Reuters)

Rusya'nın elektrik altyapılarına düzenlediği saldırılarla mücadele eden Ukrayna, pizza kutusu boyutundaki bir cihazla bu kışı elektrik kesintisi yaşamadan geçirebilecek. 

ABD'nin önde gelen medya kuruluşlarından CNN, ülkenin telekomünikasyon devi Cisco'nun Ukrayna'ya gönderdiği elektrik şebekesi cihazlarını inceledi.

Haberde cihazların, Ukrayna'ya insani yardım taşıyan ABD Hava Kuvvetleri'ne ait uçaklarla ülkeye nisanda gönderildiği belirtildi. 

CNN, Cisco'nun Ukrayna devletine ait elektrik dağıtım firması Ukrenergo'yla yaptığı anlaşma kapsamında, söz konusu cihazdan onlarcasını ülkeye bağışladığını aktardı. Ekipmanın 1 milyon dolar değerinde olduğu belirtilirken, toplamda kaç cihaz sevk edildiğine dair bilgi paylaşılmadı. 

Ukrenergo'nun işlettiği santrallerde elektrik akımının şebekeler arasında yönlendirilebilmesi için GPS teknolojisinden faydalanılıyor. Ancak Rusya'nın askeri istihbarat örgütü Baş İstihbarat Dairesi'nin (GRU), askeri alanda da kullanılan GPS'lere karşı düzenlediği siber saldırılar, elektrik şebekelerinin de devredışı kalmasına neden oluyor. 

Cisco'nun siber güvenlik birimi Talos'un geliştirdiği cihaz ise GPS sistemleri olmadan da elektrik akımının sağlanmasını mümkün kılıyor. 

Bir anahtar görevi gören cihaz, içinde GPS yerine analog teknolojiyle çalışan elektrik saatleri barındırıyor. Böylelikle GPS sistemine saldırı düzenlense bile trafo merkezlerinin şebekenin diğer bölümleriyle iletişim halinde kalmasını sağlıyor. 

"Gizli operasyon"

CNN, söz konusu elektrik cihazlarının Ukrayna'ya gizli operasyonla sokulduğunu yazdı. 

Haberde, Ukrenergo'dan üst düzey yöneticilerin, Cisco'daki yöneticilerle şubatta ABD'de buluşarak, elektrik sistemlerinden ve GRU'nun sabotajlarından bahsederek destek istediği belirtildi.

Buluşmada yer alan ve Talos'ta çalışan araştırmacı Joe Marshall'ın, bunun üzerine bir ekip toplayarak cihazı geliştirmeye başladığı ifade edildi.

Talos'un Teksas'taki laboratuvarında testleri tamamlanan makinenin teslimatında ABD Savunma Bakanlığı'yla Enerji Bakanlığı'nın ortak çalıştığı da aktarıldı. 

ABD Hava Kuvvetleri'ne ait uçaklarla cihazların önce Almanya'ya, oradan da Ukrayna sınırına yaklaşık 97 kilometre uzaklıktaki Polonya şehri Rzeszów'a nakledildiği belirtildi. 

Ukraynalı ve ABD'li yetkililerin, GRU'nun sabotaj ihtimaline karşı sevkıyatı gizli tuttuğu bilgisi de aktarıldı. 

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in geçen yıl 24 Şubat'ta başlattığı savaşta teknoloji milyarderi Elon Musk da internet kesintilerinin önüne geçilmesi için Ukrayna'ya Starlink uydularından göndermişti.

Independent Türkçe



Trump’ın Gazze’yi “devralma” planı, Çin’in Tayvan politikasını nasıl etkiler?

Çin, geçen yıl mayıs ve ekimde, Tayvan'ın etrafında kapsamlı askeri tatbikatlar düzenlemişti (AFP)
Çin, geçen yıl mayıs ve ekimde, Tayvan'ın etrafında kapsamlı askeri tatbikatlar düzenlemişti (AFP)
TT

Trump’ın Gazze’yi “devralma” planı, Çin’in Tayvan politikasını nasıl etkiler?

Çin, geçen yıl mayıs ve ekimde, Tayvan'ın etrafında kapsamlı askeri tatbikatlar düzenlemişti (AFP)
Çin, geçen yıl mayıs ve ekimde, Tayvan'ın etrafında kapsamlı askeri tatbikatlar düzenlemişti (AFP)

Amerikan gazetesi Washington Post (WP), ABD Başkanı Donald Trump’ın Gazze, Grönland ve Kanada’yla ilgili tartışma yaratan açıklamalarının, Tayvan meselesine olası yansımalarını inceledi. 

Trump, Grönland'ı ABD toprağına katmak istediğini söylemiş, bunun için askeri yöntemlere başvurma tehdidinde bulunmuştu. Kanada’yı ABD’nin “51. Eyaleti” haline getirme planı da eleştirilmişti.

Bunlara ek olarak Cumhuriyetçi lider, ABD’nin Gazze Şeridi’ni “devralacağını” ve İsrail bombardımanlarıyla harabeye dönen bölgeyi “Ortadoğu’nun Rivierası’na” dönüştüreceğini söylemesiyle uluslararası kamuoyunun tepkisini çekmişti. 

WP’nin analizinde Trump’ın “emlakçı” yaklaşımının, Çin lideri Şi Cinping’in Tayvan’la “birleşme” planlarında daha agresif davranmasına yol açabileceği değerlendirmesi yapılıyor.

Washington merkezli düşünce kuruluşu Brookings Enstitüsü’nden Ryan Hass şu yorumları paylaşıyor: 

Trump'ın söylemi, Tayvan'da Çin'in ekmeğine yağ sürüyor. Trump'ın, toprak sınırlarının güç ve zor kullanma yoluyla belirlenmemesi gerektiği ilkesini hiçe sayan her açıklaması, Pekin'deki propagandacılar tarafından muhtemelen heyecanla karşılanıyor.

Analizde, Çin’in son üç yıldır Tayvan etrafındaki askeri tatbikatlarını artırdığına dikkat çekilirken, Şi’nin de Trump’la benzer söylemleri kullanarak adayı işgal etmeye çalışabileceği ileri sürülüyor. 

Cumhuriyetçi lider, Tayvan’ın ABD’deki yarı iletken çip sektörünü sekteye uğrattığını, üretimin Amerikan firmaları tarafından yürütülmesi gerektiğini ileri sürmüştü. Ayrıca Tayvan’ın kendi savunması için yeterli yatırımı yapmadığını iddia etmişti.

Diğer yandan Dışişleri Bakanı olarak atadığı Marco Rubio ve Ulusal Güvenlik Danışmanı görevine getirdiği Mike Waltz, Çin karşıtı tutumlarıyla tanınıyor. Rubio, Çinli mevkidaşı Wang Yi’yle ocakta telefon görüşmesi yapmış ve Pekin’in Tayvan’a yönelik “zorlayıcı eylemlerinden” endişe duyduklarını iletmişti.

Bunların yanı sıra Trump’ın ek ithalat vergileri de Çin-ABD hattında yeni bir ticaret savaşının sinyallerini veriyor. Öte yandan analizde, Trump ve Şi’nin uzun vadede ticari ilişkileri koparmak yerine geliştirmek isteyeceğine de işaret ediliyor. Böyle bir durumda Trump’ın Tayvan’ı “pazarlık kozu” olarak kullanabileceği yorumu yapılıyor. 

Çin - Tayvan gerginliği

II. Dünya Savaşı sonrasında Çin'de Milliyetçi Parti ve Komünist Parti arasındaki iç savaş Komünist Parti'nin zaferiyle sonuçlanmıştı. Mağlubiyetin ardından Milliyetçi Parti liderleri Tayvan'a sığınmıştı.

Soğuk Savaş nedeniyle Batı'yla ilişkilerini koparan Çin'i 1970'lerin başına kadar Birleşmiş Milletler'de (BM) Tayvan ya da resmi adıyla Çin Cumhuriyeti temsil ediyordu.

BM'nin 1971'de aldığı Çin Halk Cumhuriyeti'ni tanıma kararı gerginliği yeni bir boyuta taşımıştı. Kararın ardından Tayvan, BM'den çıkarılmıştı.

Pekin yönetimi, "tek Çin" ilkesini benimseyerek Tayvan'ın kendi topraklarının parçası olduğunu savunuyor. Buna göre Çin, boğaz ve çevresindeki askeri varlığının yanı sıra Tayvan'ın ülkelerle diplomatik ilişkiler kurmasına, BM'de ve diğer uluslararası kuruluşlarda temsil edilmesine karşı çıkıyor.

Tayvan ise o günden bu yana bağımsızlık arayışını farklı biçimlerde sürdürüyor.

Independent Türkçe, Washington Post, BBC