Brezilya büyük bir petrol gücü olmak için 100 milyar dolardan fazla yatırım yapıyor

Yatırımlar yenilenebilir enerjiye yönelirken arama ve üretime odaklanan 5 yıllık plan

Şirket CEO'su temiz enerjiye geçmenin petrol üretiminden vazgeçmek anlamına gelmediğini söylüyor (AFP)
Şirket CEO'su temiz enerjiye geçmenin petrol üretiminden vazgeçmek anlamına gelmediğini söylüyor (AFP)
TT

Brezilya büyük bir petrol gücü olmak için 100 milyar dolardan fazla yatırım yapıyor

Şirket CEO'su temiz enerjiye geçmenin petrol üretiminden vazgeçmek anlamına gelmediğini söylüyor (AFP)
Şirket CEO'su temiz enerjiye geçmenin petrol üretiminden vazgeçmek anlamına gelmediğini söylüyor (AFP)

Ahmed Mustafa 

Brezilya, büyük bir küresel petrol gücü olma hedefiyle önümüzdeki birkaç yıl içinde petrol aramalarını genişletmeyi planlıyor.

Brezilya Ulusal Petrol Şirketi Petrobras, 2028 yılına kadar dünyanın önde gelen petrol güçlerinden biri olmak amacıyla 2023'ten itibaren 102 milyar dolar yatırım yapacağını duyurdu.

Şirketin CEO'su Jean Paul Prates, The Wall Street Journal gazetesine verdiği röportajda, "Nihayetinde birisinin petrol üretmesi gerekmiyor mu?" dedi. 

Dünyada enerji yatırımları, iklim değişikliğiyle mücadele kapsamında yenilenebilir enerji kaynaklarından üretime doğru kaymaya devam ederken, Brezilya petrol üretimi için büyük yatırımlar yapıyor.

Brezilya'nın planı, Rio de Janeiro kıyılarının açıklarındaki derin sulardaki petrol rezervlerini ve Amazon Nehri'nin ağzındaki potansiyel olarak büyük rezervleri hedefliyor.

Şirketin CEO'su, "Dünyanın temiz enerjiye ve daha fazlasına ihtiyacı olduğu sonucuna varmış olmamız, petrolü eleştirip doğrudan pompalamayı bırakmamız gerektiği anlamına gelmiyor. Petrol üretiminden elde edilen kar olmasaydı şirket yenilenebilir enerjiye yatırım yapamazdı ve bu geçiş devam eden bir süreçtir" diye konuştu.

Gazetenin haberine göre Brezilyalı şirketin duyurduğu yatırım planı, 2023-2027 yılları arasında 78 milyar dolarlık önceki 5 yıllık plandan yüzde 31 daha fazla.

Plana göre, bu yatırımların yüzde 70'inden fazlası keşif ve üretim için ayrılacak.

Üretimi artırmak

Brezilya, dünyanın 9'uncu büyük petrol üreticisi ve Latin Amerika'nın en büyüğü.

Dünyanın büyük üreticileri, Suudi Arabistan ve Rusya liderliğindeki OPEC+ ittifakı kapsamında üretimlerini azaltırken, Uluslararası Enerji Ajansı (UAEA), Brezilya'nın ABD ve İran ile birlikte petrol üretiminde en hızlı büyüyen üç ülke arasında yer alacağını tahmin ediyor.

Brezilya'nın petrol ve gaz üretimi, geçtiğimiz Eylül ayında günde 4,7 milyon varil ile rekor seviyeye ulaştı.

Bu, Meksika'nın üretiminin neredeyse iki katı. Petrol ve Doğal Gaz İdaresi (ANP) verilerine göre, petrol üretimi günde 3,7 milyon varil, gaz üretimi ise günde 1 milyon varil olarak gerçekleşti.

Bu, ABD'nin petrol üretiminin dörtte birinden fazlasına ve geçen yılın Eylül ayına göre yüzde 17 artışa denk geliyor.

Mirae Asset Brasil aracı kurumunun yatırım analisti Pedro Galdi, "Petrobras'ın doğal olmayan fonlar yaratma konusunda muazzam bir yeteneği var" dedi.

Galdi, şirketin sorununun para bulmaktan değil, teknik bilgi ve deneyimden kaynaklandığını sözlerine ekledi.

Galdi'nin belirttiği diğer bir endişe kaynağı ise, 'en büyük endişenin siyasi' olması.

Bu, geçen ocak ayında göreve gelen Başkan Luiz Inacio Lula da Silva'nın, ülkenin en büyük şirketinin yönetiminde daha fazla güç kullanmaya çalışabileceği endişelerine işaret ediyor.

Siyasi kaygılar

Petrobras, 2011-2016 yılları arasında görevde olan İşçi Partisi hükümeti döneminde, hükümetin enflasyonla mücadele çabaları kapsamında mazot ve benzinin sübvansiyonunu finanse etmek zorunda bırakıldığı için 30 milyar dolara kadar kayba uğradı.

2015 yılına gelindiğinde, şirket 130 milyar dolarlık borcuyla dünyanın en büyük petrol şirketi haline geldi.

Şirketin sözleşmeleri kolaylaştırmak için siyasetçilerden rüşvet alması, şirketin mali durumunu da olumsuz etkiledi.

Bu durum, o dönemde Brezilya'daki onlarca iş adamını rahatsız eden büyük yolsuzluk davasında ortaya çıktı.

Bu davada, Başkan Lula da Silva 2018 yılında 19 ay hapis cezasına çarptırıldı, ancak daha sonra mahkeme tarafından beraat etti.

Petrobras'ın CEO'su, Başkan Lula da Silva'dan ürünlerinin fiyatlarını düşürmesi için herhangi bir baskı görmediğini ve bu durumun yaşanmasını beklemediğini söyledi.

CEO, "Başkan Lula, doğrudan veya dolaylı olarak, fiyat konusunda müdahale etmemi istemedi. Biz, yatırımcılarımızın bize duyduğu güveni korumaya kararlıyız" dedi.

Sao Paulo'daki Moody's Investors Service'in kıdemli analisti Carolina Chimenti, yolsuzluk skandalının ardından şirketin liderliğinin ve yönetim şeklinin değişmesinin, şirketi geçmiş hatalardan koruduğunu söylüyor.

Chimenti'ye göre artık, sözleşmelerle ilgili kararlar tek bir kişi tarafından değil, bir grup yönetici tarafından alınıyor.

Bu, şeffaflığı artırıyor ve yolsuzluğun önlenmesine yardımcı oluyor.

Chimenti, ayrıca Petrobras'ın, rafinaj ve türevler sektöründeki tekelliğini sona erdirmek için bazı rafinerilerini sattığını da sözlerine ekledi.

Bunun, şirketin sektördeki payının yaklaşık yüzde 80'e düşmesine neden olduğunu ifade eden Chimenti'ye göre bu durum hükümetin tüketicilere satılan ürünlerin fiyatlarını kontrol etmesini zorlaştırabilir.

Independent Arabia - Independent Türkçe



Arakçi: Zenginleştirme teknolojisi bombardımanla yok edilemez, hasarı hızlı bir şekilde onarabiliriz

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi (EPA)
İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi (EPA)
TT

Arakçi: Zenginleştirme teknolojisi bombardımanla yok edilemez, hasarı hızlı bir şekilde onarabiliriz

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi (EPA)
İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi (EPA)

İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi dün yaptığı açıklamada, nükleer program konusunda ABD ile görüşmelerin hızlı bir şekilde yeniden başlaması ihtimalini dışlayarak, ülkesinin Washington'un kendisine karşı yeni askeri saldırılar düzenlemeyeceğinden emin olması gerektiğini vurguladı.

ABD Başkanı Donald Trump'ın Washington ile Tahran arasındaki görüşmelerin bu hafta yeniden başlayabileceği yönündeki açıklamasının sorulması üzerine Arakçi, “Müzakerelerin bu kadar çabuk başlayacağını sanmıyorum” dedi.

“Görüşmelere yeniden başlamaya karar verebilmemiz için öncelikle ABD'nin müzakereler sırasında bizi yeni bir askeri saldırıyla hedef almayacağından emin olmalıyız. Zamana ihtiyacımız var” diyen Arakçi, ‘diplomasi kapılarının asla kapanmayacağını’ belirtti.

Arakçi'ye Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Genel Direktörü Rafael Grossi'nin İran'ın birkaç ay içinde uranyum zenginleştirmeye yeniden başlayabilecek teknik kapasiteye sahip olduğu yönündeki son açıklaması da soruldu. Arakçi bu soruya şu cevabı verdi: “Zenginleştirme teknolojisi bombardımanla yok edilemez. Bu alanda yeni ilerlemeler kaydetme irademiz varsa ve bu irade mevcutsa, hasarı hızla onarabilir ve kaybedilen zamanı telafi edebiliriz.”

Arakçi'nin açıklaması, yardımcısı Mecid Taht Revançi'nin BBC'ye verdiği röportajda Washington ile diplomatik görüşmelerin ancak Washington'un ülkesine yeni saldırılar düzenlememesi halinde yeniden başlayabileceğini söylemesinden bir gün sonra geldi. Pazar akşamı yayınlanan röportajda Revançi, “Washington'un bizimle konuşmak istediğini duyuyoruz. Belirli bir tarih üzerinde anlaşmış değiliz. Mekanizmalar üzerinde de anlaşmış değiliz. Şu soruya yanıt arıyoruz: Biz diyalog halindeyken bir saldırganlık eyleminin tekrarlandığını görecek miyiz?” dedi ve ABD'nin ‘henüz pozisyonunu netleştirmediğini’ kaydetti.

İran Dışişleri Bakan Yardımcısı Revançi, Tahran'a Washington'un Dini Lider Ali Hamaney'i hedef alarak ‘İran'da rejim değişikliğine gitmek’ istemediği bilgisinin verildiğini açıkladı.

Şarku’l Avsat’ın İran devlet televizyonundan aktardığına göre Hükümet Sözcüsü Fatma Muhacirani bugün yaptığı açıklamada, ABD ile müzakereler için henüz bir tarih belirlenmediğini yineledi ve bu tarihin yakın olmayacağını da açıkça ifade etti.

İsrail 13 Haziran'da, İran'ın askeri ve nükleer tesislerini hedef alan, askeri liderlere ve nükleer bilim adamlarına suikastlar içeren sürpriz bir saldırıyla savaşı başlattı ve İran'ın nükleer bomba elde etmesini engellemeye kararlı olduğunu ilan etti. Tahran ise nükleer silah edinme iddialarını reddederek sivil nükleer enerjiye sahip olma hakkını savundu.

21-22 Haziran gecesi ABD, İran'ın üç büyük nükleer tesisine saldırı düzenledi. 12 gün süren savaşın ardından ABD Başkanı Donald Trump 24 Haziran'da İran ile İsrail arasında ateşkes ilan etti. Trump daha sonra, askeri kullanım için uranyum zenginleştirmesi halinde ABD'nin İran'ı tekrar vuracağı sözünü verdi.

Revançi pazar günü yayınlanan röportajında, İran'ın enerji üretimi için uranyumu yüzde 60 oranında zenginleştirme hakkını yineledi.

Birleşmiş Milletler'e (BM) bağlı UAEA’ya göre İran, 2015 anlaşmasında yüzde 3,67 ile sınırlandırılmış olan uranyumu yüzde 60'a kadar zenginleştirebilen tek nükleer olmayan güç.

Nükleer savaş başlığı yapmak için uranyumu yüzde 90 oranında zenginleştirmek gerekiyor.