Fransa'da aşırı sağcılar Filistin destekçilerine tehdit mesajları gönderiyor

Fransa'da, İsrail'in Gazze'ye saldırılarının ardından Filistin'e destek açıklaması yapan gazeteci, sanatçı ve muhalif siyasiler aşırı sağcı gruplardan tehdit mesajları almaya devam ediyor

(AA)
(AA)
TT

Fransa'da aşırı sağcılar Filistin destekçilerine tehdit mesajları gönderiyor

(AA)
(AA)

Anadolu Ajansı ve Filistin medya kuruluşu Gaza News'in yürüttüğü araştırma sonrası, aşırı sağcı grupların LDJ (Yahudi Savunma Birliği) isimli Telegram hesabına bağlı yayın kanalları üzerinden Fransa basınında Filistin'e verdiği destek ile öne çıkan isimleri, kişisel bilgilerini paylaşarak hedef gösterdiği ortaya çıktı.

Araştırmaya göre, kanala erişim sağlamak isteyen kişilerden kamerada kendilerini göstermeleri ve Tevrat'tan alıntılar okumaları isteniyor. Bu şartları sağlayan aşırı sağcılar Telegram grubuna dahil ediliyor.

Ayrıca, "Sh4d0w M3t4" isimli Telegram kanalının yöneticisi, binden fazla üyesi olan "Am Israel-Team Action" grubuna hedef gösterilen kişilere ve bu kişilere gönderilecek mesajlara ilişkin talimat veriyor.

"Am Israel-Team Action" yöneticisinin bu ay başında yayımladığı mesajda grup üyelerine, kendi telefonlarını kullanmamaları ve numaralarını gizlemeleri gerektiği, yazılı mesajlarda da "hukuka uygunluk sınırları içinde" kalmaları yönünde uyarılar yaptığı görülüyor. Grup yöneticisi "Öncelikle en ünlü vakalarla ilgileneceğiz, onlar eylemleri ile yüzleştiklerinde daha az önemli olanlar da daha temkinli olacaklar." sözleriyle aşırı sağcı üyelerini cesaretlendiriyor.

Bu gruplar sosyal medya üzerinden taciz mesajları gönderdikleri Filistin destekçilerinin daha sonra iş yerleri ile de bağlantıya geçerek bu kişiler hakkında karalama kampanyası yürütüyor.

Grup yöneticisi ayrıca, İsrail asıllı Fransız milletvekili Meyer Habib ile doğrudan temas halinde olduğunu, hedef gösterilen kişiler hakkında ona bilgi verdiğini ileri sürüyor.

Şiddet eylemleri hedefliyorlar

"Am Israel-Team Action" grubunda kendisine verilen talimatları başarı ile yerine getiren üyeler sonrasında şiddet eylemi hedefleyen "Am Israel-Team Cyber" grubuna katılıyor.

Grup yöneticileri "en şiddetli eylemleri gerçekleştirecekleri" kapalı bir grup kurduklarını belirterek, üyelerden kişisel bilgilerini mümkün olduğunca gizli tutmasını istiyor.

Bugüne kadar aşırı sağcıların hedefi olan isimler arasında komedyen Yassine Belattar, Malik Bentalha, gazeteci Guillaume Meurice, avukat Fabrice Di Vizio, Boyun Eğmeyen Fransa (LFI) milletvekilleri David Guiraud ve Louis Boyard’ın yanı sıra AA muhabiri Feiza Ben Mohamed de yer alıyor.

Aşırı sağcıların hedefi olan isimler AA muhabirine yaptıkları açıklamada, 8 Ekim'den bu yana her gün onlarca tehdit telefonu aldıklarını, taciz ve ölüm tehditleri ile karşı karşıya olduklarını anlattı.

Hedef gösterilen isimler ayrıca, kendilerini kargo görevlisi gibi tanıtan kişilerin kendilerinden bina giriş şifrelerini istediklerini ve paket teslimatı adı altında ev adreslerinin talep edildiği mailler aldıklarını belirtti.

Aşırı sağcılar farkı kentlerde sokaklara inmişti

Drome bölgesinde Thomas isimli bir gencin öldürülmesinin ardından aşırı sağcılar sokaklara inmişti.

Bu bölgeye bağlı Romans-sur-Isere'de demir sopalar ve havai fişek taşıyan yaklaşık 60 kişilik aşırı sağcı grup "İslam Avrupa dışına" sloganları atarak yürüyüş yapmıştı. Bölgede bazı camilere de tehdit mesajları gönderilmişti.

Kentte yaşanan şiddet olaylarında rolü olan 6 kişi, 6 ila 10 ay hapis cezasına çarptırılmıştı.

Romans-sur-Isere'in ardından Rennes kentinde de aşırı sağcılar "Fransa Fransızlarındır" sloganları atarak yürüyüş yapmıştı.

Lyon'un da 5'inci bölgesinde aşırı sağcılar gösteri yapmıştı. Sosyal medyada yayılan görüntülerde, "Göç öldürür" yazılı pankartlar taşıyan kişilerin, "İslam Avrupa dışına" ve "Thomas için" sloganları attığı yer almıştı. Polisin müdahale ettiği gösterilerde 8 aşırı sağcı gözaltına alınmıştı.

Muhalefet milletvekilleri, bu grupların çeşitli kentlerde baskın düzenleme girişimini eleştirerek medyayı ve siyasetçileri aşırı sağı cesaretlendirmekle suçluyor.

Siyasiler, aşırı sağcıların, Müslümanlara yönelik nefreti körüklemeye çalıştığına işaret ediyor.



Suudi Arabistan ve ABD arasındaki tarihin en büyük askeri anlaşmasının detayları

ABD Başkanı Donald Trump ve Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman Riyad'da bir araya geldiler (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump ve Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman Riyad'da bir araya geldiler (AFP)
TT

Suudi Arabistan ve ABD arasındaki tarihin en büyük askeri anlaşmasının detayları

ABD Başkanı Donald Trump ve Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman Riyad'da bir araya geldiler (AFP)
ABD Başkanı Donald Trump ve Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman Riyad'da bir araya geldiler (AFP)

İsa en-Nehari

ABD tarafından dün yapılan açıklamada, ABD Başkanı Donald Trump ve Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman'ın şahitliğinde iki ülke arasında imzalanan çok sayıda anlaşma çerçevesinde değeri yaklaşık 142 milyar dolar olan bir savunma anlaşması imzalandığı belirtildi. Beyaz Saray'dan yapılan açıklamada savunma anlaşmasının ‘tarihin en büyüğü’ olduğu belirtilirken ABD merkezli 10'dan fazla savunma şirketi aracılığıyla Suudi Arabistan'a gelişmiş savaş ekipmanları sağlamayı amaçladığı belirtildi.

Beş temel kategori

Açıklamaya göre bu devasa anlaşma beş ana kategoriden oluşuyor ve bunlardan ilki “Suudi Arabistan Hava Kuvvetleri’nin ve uzay yeteneklerinin’ geliştirilmesi. Anlaşmanın Suudi Arabistan ve bölge ülkelerinin yıllardır satın almak istediği F-35 savaş uçaklarının satışını içerip içermediği henüz belli değil, ancak bu çabalar ABD'nin İsrail'e niteliksel askeri üstünlüğünü sürdürme taahhüdüyle defalarca kez çatıştı.

Reuters'ın iki kaynaktan aktardığına göre ABD ve Suudi Arabistan, Lockheed Martin tarafından üretilen savaş uçaklarının olası satışını görüştü. F-35'lerin satışı, uygulama zamanlamasını ve bileşenlerini etkileme gücüne sahip olan ABD Kongresi'nin onayını gerektiriyor.

Fransız Haber Ajansı AFP’nin, Suudi Arabistan Savunma Bakanlığı'na yakın bir yetkiliye dayandırdığı haberinde Riyad'ın en yeni F-35 savaş uçakları ile milyarlarca dolar değerindeki gelişmiş hava savunma sistemlerini, özellikle hava savunma füzelerinin teslimatının Trump döneminde gerçekleşmesi koşuluyla, satın almak için çaba göstereceği aktarıldı.

Şarku’l Avsat’ın Indpendent Arabia’dan aktardığı habere göre İkinci kategorinin hava ve füze savunması olduğu belirtilen açıklamada bu konuda ayrıntılı bilgi verilmedi. Ancak bu ayın başlarında ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Suudi Arabistan'a orta menzilli havadan havaya füze satışı için 3,5 milyar dolarlık bir anlaşmayı onayladığı biliniyor. Hava muharebesi alanındaki en gelişmiş füzelerden biri olan AIM-120C-8'in bu versiyonu, daha uzun bir menzile ve karmaşık ortamlardaki hedefleri takip etme kabiliyetine sahipken aktif radar güdümünü destekleyerek savaş uçaklarının düşman savaş uçakları ve insansız hava araçları (İHA) gibi birden fazla hedefe radarı hedefe çevirmeye gerek kalmadan aynı anda saldırabilmesine olanak tanıyor.

Üçüncü kategori, Kızıldeniz'de seyrüsefer güvenliğine yönelik artan güvenlik tehditleri nedeniyle giderek önem kazanan ve ABD'yi bu yıl Husilerin gemilere yönelik saldırılarını durdurmak için askeri müdahalede bulunmaya zorlayan deniz ve kıyı güvenliğini kapsıyor. İki ülke hazırlık ve savaşa hazır olma seviyesini yükseltmek için zaman zaman deniz manevraları ve tatbikatlar yapıyor. Suudi Arabistan ayrıca beş savaş gemisi inşa etmek için İspanya ile iş birliği yaptığı Sarawat Projesi aracılığıyla askeri deniz filosunu genişletmeye çalışıyor.

Dördüncü ve beşinci kategoriler ise sınır güvenliği, kara kuvvetlerinin modernizasyonu ile istihbarat ve iletişim sistemlerinin iyileştirilmesini içeriyor. ABD Başkanı Donald Trump'ın Suudi Arabistan ziyareti sırasında iki ülke ‘Suudi Arabistan’ın Silahlı Kuvvetleri’nin gelecekteki savunma kabiliyetlerinin modernize edilmesi ve geliştirilmesi’ konusunda bir ‘niyet muhtırası’ imzaladı.

Ziyaret kapsamında ayrıca Suudi Arabistan Ulusal Muhafız Bakanlığı'nın özel kara ve hava sistemlerine yönelik mühimmat, destek hizmetleri, bakım, yedek parça ve eğitim ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik bir ‘niyet muhtırası’ imzalandı.

İki ülke arasındaki imzalanan anlaşmalar, Suudi Silahlı Kuvvetlerinin kabiliyetlerinin arttırılması için Suudi Arabistan askeri akademilerinin ve askeri sağlık hizmetlerinin güçlendirilmesi de dahil olmak üzere kapsamlı eğitim ve destek projelerini kapsıyor.

Çok sayıda anlaşma imzalandı

Savunma anlaşması, enerji, madencilik, sağlık ve havacılık alanlarını kapsayan bazı anlaşmaların imzalanmasının hemen ardından imzalandı. Beyaz Saray'a göre toplam değeri 600 milyar doları aşan anlaşma, iki ülke arasında kayıtlara geçen en büyük ticaret anlaşması oldu.

Suudi Arabistan 2030 yılına kadar askeri teçhizat ve hizmetlere yönelik hükümet harcamalarının yüzde 50'sini yerlileştirmeyi hedefliyor. Askeri harcamalardaki yerlileştirme oranı şimdiye kadar yüzde 19,35'e ulaştı. Ülke, silah anlaşmalarının teknoloji ve bilginin yerelleştirilmesine katkıda bulunmasının yanı sıra askeri sanayide uzmanlaşmış yerel şirketleri desteklemesi gerektiğini vurguluyor.

İstatistik araştırma şirketi Statista'ya göre Suudi Arabistan, 2020 ve 2024 yılları arasında Ukrayna ve Hindistan'ın ardından dünyanın en büyük üçüncü silah ithalatçısı oldu. Aynı zamanda ABD silahlarının en büyük alıcılarından biri olan Suudi Arabistan’ın bu alandaki satın almaları, ABD’nin askeri ihracatının yüzde 12'sini oluşturuyor.

ABD ile Suudi Arabistan arasındaki yaklaşık 142 milyar dolarlık savunma anlaşması, 1980'li yıllarda Suudi Arabistan ile İngiltere arasında yapılan ve yaklaşık 43 milyar dolarla tarihin en büyük silah anlaşması olan Yemame Anlaşması’nı geride bıraktı.