Kanada, ABD'deki Sih lidere suikast planlanmasında Hindistan'a yönelik suçlamayı değerlendirdi

Kanada Başbakanı Justin Trudeau, ABD'de Halistan Kurtuluş Gücü yanlısı "Adalet için Sihler" hareketi lideri Gurpatwant Singh Pannun'a yönelik suikast planlamasında Hindistan hükümetinin dahli olduğu suçlanmasının ciddiye alması gerektiğini söyledi

(AA)
(AA)
TT

Kanada, ABD'deki Sih lidere suikast planlanmasında Hindistan'a yönelik suçlamayı değerlendirdi

(AA)
(AA)

Kanada'nın başkenti Ottawa'da basına açıklamalarda bulunan Trudeau, "ABD topraklarında bir Sih lidere yönelik suikast planlamasında Yeni Delhi'nin müdahil olduğu iddiaları, Hindistan'ın, Kanada'nın da bu yöndeki iddialarını dikkate alması gerektiğini gösteriyor." dedi.

Hindistan hükümetine yönelik suçlamanın bu yöndeki kendi çekincelerini desteklediğini söyleyen Trudeau, "ABD'den gelen haberler, en başından beri konuştuğumuz şeyin yani Hindistan'ın, bunu ciddiye alması gerektiğinin altını çiziyor." ifadesini kullandı.

İngiliz Financial Times gazetesi, 23 Kasım'da, KLF yanlısı SFJ hareketinin lideri Gurpatwant Singh Pannun'a yönelik ABD'deki suikast girişiminin önlendiğini iddia etmişti.

ABD Başkanı Joe Biden'ın ABD'de yaşayan Sih lidere yönelik suikast girişimine Hindistan yönetiminin dahil olduğu endişesini eylülde Yeni Delhi'de düzenlenen G20 Zirvesi'nde Hindistan Başbakanı Narendra Modi'ye ilettiği bildirilmişti.

KLF yöneticisi Nijjar'ın Kanada'da öldürülmesi

Hindistan'ın yayımladığı 40 teröristin isminin olduğu listede yer alan ayrılıkçı Sih örgütü Halistan Kurtuluş Gücü'nün (KLF) yöneticisi Hardeep Singh Nijjar, 18 Haziran'da Kanada'da öldürülmüştü.

Kanada Başbakanı Justin Trudeau'nun, "Nijjar'ın öldürülmesinin arkasında Yeni Delhi hükümetinin olduğunu" iddia etmesinin ardından iki ülke arasındaki ilişkiler gerginleşmişti.



ABD diplomatların Irak'a dönmesine izin verdi

Bağdat'taki ABD Büyükelçiliği (Arşiv)
Bağdat'taki ABD Büyükelçiliği (Arşiv)
TT

ABD diplomatların Irak'a dönmesine izin verdi

Bağdat'taki ABD Büyükelçiliği (Arşiv)
Bağdat'taki ABD Büyükelçiliği (Arşiv)

Amerika Birleşik Devletleri dün yaptığı açıklamada, İran'a askeri saldırılar başlattığı için yaklaşık bir ay önce ülkeden tahliye ettiği diplomatlarının Irak'a dönmesine izin verdiğini duyurdu.

ABD Dışişleri Bakanlığı bu kararın nedenlerini açıklamadı, ancak böyle bir hareket genellikle ABD'nin çatışma riskini düşük gördüğünü gösterir. Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Tammy Bruce dün gazetecilere yaptığı açıklamada “geçici olarak Irak dışında bulunan personelin kademeli olarak hem Bağdat'taki ABD Büyükelçiliğine hem de Kürt şehri Erbil'deki ABD Konsolosluğuna dönmeye başlayacağını” söyledi. Ancak bakanlık Amerikalılara hala Irak'a seyahat etmemelerini tavsiye ettiğini vurguladı.

ABD 22 Haziran'da, Irak'taki zorunlu olmayan personelinin ülkeyi terk etmesini emretti. Bu karar, ABD'nin İran'daki üç nükleer tesisi yoğun ve şiddetli bir şekilde bombalamaya başlamasından saatler sonra alındı. İran, ABD'nin bombardımanına ABD'nin Katar'daki el-Udeyd üssüne füze atarak karşılık verdi ve Trump bu hareketin Tahran ile Washington arasında koordine edildiğini açıkladı.

Diplomatları döndürme kararı, Irak'ın Kürdistan Bölgesi'ndeki petrol sahalarını hedef alan bir dizi insansız hava aracı (İHA) saldırısının ardından geldi.

Geçtiğimiz haftalarda bölgede, kimsenin sorumluluğunu üstlenmediği bir dizi İHA saldırısı yaşandı. KBY ve Bağdat'taki federal hükümet, Kürt sahalarından elde edilen ihracat gelirlerinin kontrolü için rekabet ediyor. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye Irak hükümeti dün, özerk Kürdistan bölgesinden petrol ihracatının yeniden başlatılması için bir anlaşma yapıldığını duyurdu.

Washington'da konuşan ABD'li yetkili, Irak'ın istikrarını ve ekonomik geleceğini tehdit eden Irak petrol sahalarını hedef alan saldırıları kınadı. Bruce, "Irak hükümetinin topraklarını ve tüm vatandaşlarını koruması görevidir" dedi.