Netanyahu ve Galant saldırılara devam etmekte ısrarcı

Bir grubu daha teslim eden Kassam Tugayları, 3 kişinin öldürüldüğünü duyurdu

Gazze Şeridi'nde ateşkes devam ediyor. Ancak savaş, Han Yunus'ta dün çekilen bu fotoğrafın da gösterdiği üzere geniş çapta yıkıma neden oldu (Reuters)
Gazze Şeridi'nde ateşkes devam ediyor. Ancak savaş, Han Yunus'ta dün çekilen bu fotoğrafın da gösterdiği üzere geniş çapta yıkıma neden oldu (Reuters)
TT

Netanyahu ve Galant saldırılara devam etmekte ısrarcı

Gazze Şeridi'nde ateşkes devam ediyor. Ancak savaş, Han Yunus'ta dün çekilen bu fotoğrafın da gösterdiği üzere geniş çapta yıkıma neden oldu (Reuters)
Gazze Şeridi'nde ateşkes devam ediyor. Ancak savaş, Han Yunus'ta dün çekilen bu fotoğrafın da gösterdiği üzere geniş çapta yıkıma neden oldu (Reuters)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, rehine takası tamamlanır tamamlanmaz İsrail’in Gazze Şeridi’ndeki harekata devam edeceğini açıkladı. ABD, Katar ve Mısır'ın, nihai bir ateşkes ve kapsamlı bir esir takas anlaşmasını içeren anlaşmaya yönelik çabaları hakkındaki haberlere verdiği yanıtta Netanyahu ‘bu sorunun çözüldüğünü’ vurguladı.

Netanyahu, söz aldığı görüntülerde, savaşın başlangıcından bu yana üç hedef belirlediğini belirtti: Hamas'ın ortadan kaldırılması, kaçırılan tüm İsraillilerin Gazze’den geri getirilmesi ve Gazze'nin bir daha İsrail için bir tehdit oluşturmamasının sağlanması. Bu üç hedefin hala mevcut olduğunu söyledi.

Aynı zamanda, “Geçtiğimiz hafta çok büyük bir başarı elde ettik. Kaçırılan onlarca kişi geri döndü. Bir hafta öncesinde bu gerçeküstü görünen bir gelişmeydi. Ancak biz bunu başardık. Son günlerde ise şöyle bir soru duyuyorum: Kaçırılanların geri gönderilmesine ilişkin mevcut aşama tamamlandıktan sonra İsrail savaşa geri dönecek mi? Cevabım kesinlikle evet. Sonuna kadar mücadeleye dönmeyeceğiz diye bir şey yok. Bu benim politikamdır, tüm kabinenin de desteklediği bir politikadır. Tüm hükümet, askerler ve halk bu politikanın arkasındadır. Biz de tam olarak bunu yapacağız” vurgusunda bulundu.

afderg
İsrail askerleri bugün ateşkes sırasında Gazze Şeridi sınırında (EPA)

Netanyahu'nun bu tutumu, İsrail Savunma Bakanı Yoav Galant'ın açıklamalarıyla uyuştu. Galant, “Çok yakında düşman mağlup edilinceye kadar Gazze genelinde kara harekâtına devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Netanyahu ve Gallant'ın açıklamaları, dün altıncı gününe giren ‘insani ara’nın uzatılması için Katar, ABD, Mısır, İsrail ve Hamas'ın katılım sağladığı aktif görüşmelerin yapıldığı bir dönemde kaydedildi.

Şarku’l Avsat’ın Washington Post’tan aktardığı habere göre Katar'da yapılan görüşmelerde Gazze'deki ateşkesin daha uzun süre uzatılması ve yeni bir takas anlaşması yapılması ihtimali ele alındı. MOSSAD Başkanı David Barnea ve ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) Direktörü William Burns bu kapsamda Katarlı arabulucularla görüştü. Gelecekteki anlaşmalarda hangi isimlerin serbest bırakılabileceği konusunda beş kategoride esir rehineler üzerinde anlaşmaya varıldı. Bu beş kategori ise şöyle: Orduda hizmet yaşı geçkin erkekler, kadın askerler, yedek erkekler, düzenli hizmette olan erkekler ve yakalanmadan önce öldürülen veya esaret sırasında ölen İsraillilerin cesetleri.

scdfrg
26 Kasım'da Hamas tarafından serbest bırakılan bir İsrailli, ailesiyle Tel Aviv'deki bir sağlık merkezinde buluştu (Sheba Tıp Merkezi - AP)

Bu kategorilere giren esir sayısının 100’ü aştığını belirten Washington Post, İsrail ve Hamas takas anlaşmalarıyla ilgilendiklerini doğruladı.

Hamas hareketinin Lübnan temsilcisi Usame Hamdan, “Ateşkesin iki düzeyde uzatılması olasılığı var. Mümkün olan en fazla sayıda mahkumun serbest bırakılmasını içeren insani düzey ve savaşın ve Gazze Şeridi'ndeki kuşatmanın nasıl sonlandırılacağına ilişkin siyasi düzey” açıklamalarında bulundu. İsrailli bir siyasi yetkili ise bunun Hamas'ın davranışına bağlı olduğunu belirtti.

Ancak iki tarafın da meselelerin ilerleyebileceğine olan inancı arasında büyük bir fark var.

sd
27 Kasım'da Hamas tarafından serbest bırakıldıktan sonra Schneider Çocuk Tıp Merkezi'nde oynayan üç yaşındaki ikizler (Schneider Tıp Merkezi - Reuters)

Hamas, şu an tutuklu İsrail askerlerine teklif ettiği tek bedel olan, ‘hepsine karşılık hepsi’ ilkesiyle İsrail hapishanelerini boşaltmak ve savaşı durdurmak istiyor. Ancak İsrail ise Hamas'a hapishaneleri aklamak gibi büyük bir zafer vererek savaşı bitirmek istemiyor. İsrailliler, savaşı şimdi bitirmeye niyetli değil. Üst düzey bir İsrailli yetkili, herkesi kapsayan bir anlaşma önerisinin bulunmadığını, Hamas savaşın sona ermesini istese de bunun olmayacağını belirtti.

Böyle bir durumda önümüzdeki birkaç gün içinde mümkün olan tek yol, ‘her 3 Filistinli karşılığında 1 İsrailli; kaçırılan her 10 kişi karşılığında bir günlük ateşkes’ ilkesi temelinde, aynı kategorideki Filistinli tutukluların serbest bırakılması karşılığında daha fazla kadın ve çocuğu serbest bırakmasından geçiyor.

Hamas hareketine yakın bir kaynak, hareketin Gazze'deki ateşkesi dört gün daha uzatmaya, Filistinli tutukluların serbest bırakılması karşılığında İsrailli tutukluları serbest bırakmaya devam etmeye hazır olduğunu söyledi.

İsrail, Filistinli gruplar tarafından 83 kadın ve 10 çocuğun esir alındığına inanıyor.

dfrg
İsrail’in saldırıları neticesinde geniş çaplı yıkımların yaşandığı Han Yunus (Reuters)

Pazartesi günü İsrail hükümeti, Hamas'ın önümüzdeki günlerde 20 İsrailli rehineyi daha geri vermesi halinde serbest bırakılması üzerine düşünülebilecek 50 kadın mahkumun ismini onayladı.

Hamas, ateşkesin ilk dört gününde toplam 30 İsrailli çocuğu ve 20 İsrailli kadını serbest bırakmıştı. Salı ve Çarşamba günleri ise 10’ar kişiyi serbest bıraktı.

Dün akşama kadar, İsrail'in 1948 bölgelerinden 15 çocuk ve 15 kadını serbest bırakması karşılığında Kassam Tugayları’nın ise 10 İsrailliyi Kızılhaç'a teslim etmesi beklendi.

İsrailliler serbest bırakılmadan önce Hamas, Rus vatandaşlığına sahip olan ve takas anlaşmasının dışında kalan 2 rehineyi daha serbest bıraktı. Hamas, Rusya Devlet Başkanı'nın çabalarına yanıt olarak, Rusya vatandaşı olan bu iki esiri serbest bıraktığını, bunların Rusya Dışişleri Bakanlığı temsilcilerine teslim edilmesi kapsamında Kızılhaç'a teslim edildiğini söyledi.

Ateşkesin altıncı günü devam ederken İsrail’in ateşkese yönelik ihlalleri ise sürdü. Tıbbi kaynaklar, Gazze’nin kuzeyindeki asayiş bölgesi yakınlarında İsrail’in kurşunlarıyla öldürülen 2 gencin cenazelerinin çıkarıldığını duyurdu.

Gazze'nin güneybatısındaki Tel el-Hava mahallesinde yıkılan evlerine dönmeye çalışan vatandaşlara gerçek mermilerle ateş açan işgal güçleri, Gazze şehrinin batı bölgelerinde, bilhassa en-Nasr, Şeyh Rıdvan ve Şeyh Aclin mahallelerinde vatandaşlara ateş açtı.

İşgal botları, Han Yunus'un batısındaki bölgelerde, eş-Şati Kampı'nda, Şeyh Rıdvan'da, Gazze kıyısının bitişiği ve karşı kesimdeki vatandaşların evlerine saldırdı. Ancak yaralanma bildirilmedi.

Kassam Tugayları, İsrail’in daha önce Gazze Şeridi'ne düzenlediği bombalı saldırıda 3 İsrailli esirin hayatını kaybettiğini duyurdu. Kassam, yayınladığı kısa askeri raporda, İsrail'in daha önce Gazze Şeridi'ni bombalaması neticesinde 3 esir Shiri Silverman Bebas, Kfir Bebas ve Ariel Bebas’ın hayatını kaybettiğini bildirdi. 

İsrail ordusu ise verdiği yanıtta, Hamas’ın Shiri Bibas ve iki çocuğu, 10 aylık Kfir ve 4 yaşındaki Ariel'in artık hayatta olmadığı yönündeki iddialarını incelediğini bildirdi.



PKK kendini feshetti, Türkiye ve bölge için yankıları neler olacak?

PKK elebaşısı Murat Karayılan, 12 Mayıs'ta Kuzey Irak'ta açıklanmayan bir yerde düzenlenen 12. Kongrede örgütün kendini feshettiğini duyurdu.
PKK elebaşısı Murat Karayılan, 12 Mayıs'ta Kuzey Irak'ta açıklanmayan bir yerde düzenlenen 12. Kongrede örgütün kendini feshettiğini duyurdu.
TT

PKK kendini feshetti, Türkiye ve bölge için yankıları neler olacak?

PKK elebaşısı Murat Karayılan, 12 Mayıs'ta Kuzey Irak'ta açıklanmayan bir yerde düzenlenen 12. Kongrede örgütün kendini feshettiğini duyurdu.
PKK elebaşısı Murat Karayılan, 12 Mayıs'ta Kuzey Irak'ta açıklanmayan bir yerde düzenlenen 12. Kongrede örgütün kendini feshettiğini duyurdu.

Ömer Önhon

Kırk yıldan fazla bir süredir Türkiye'ye karşı kanlı bir çatışma yürüten silahlı örgüt PKK, pazartesi günü kendini feshetme ve silahlı mücadelesini sonlandırma niyetini teyit ettiği tarihi ve benzeri görülmemiş bir duyuru yaptı.

Geçtiğimiz hafta örgütün konuşlanmış bulunduğu Kuzey Irak'ta düzenlenen kongrenin yayınlanan sonuç bildirgesinde şu ifadeler yer aldı: “PKK tarihi misyonunu tamamladı ve pratikleşme süreci Önder Apo (örgütün kurucusu Abdullah Öcalan'a atıfta bulunulmaktadır) tarafından yönetilmek ve yürütülmek üzere örgütsel yapısını feshetme kararı almıştır.”

 Açıklamada şunlar da eklendi: “PKK'nın mücadelesi, halkımız üzerindeki inkâr ve imha siyasetini parçaladı, Kürt sorununu demokratik siyaset yoluyla çözme noktasına getirdi.”

Şubat ayında, Türkiye'de 20 yıldan fazla süredir tutuklu bulunan örgütün lideri, örgütün feshedilmesini görüşmek üzere bir kongre toplanması çağrısı yapmıştı.

PKK, 5-7 Mayıs tarihleri ​​arasında düzenlenen 12. Kongresi’nin ardından 8 Mayıs'ta kısa bir açıklama yaparak “büyük” bir duyuru yapacağına işaret etti.

Fesih kararının, komşu Irak ve ABD ile müttefik Kürt güçlerinin aktif olduğu Suriye de dahil olmak üzere bölge için geniş siyasi ve güvenlik sonuçlarının olması bekleniyor. Bu duyuru önemine rağmen, kesin bir atılım teşkil etmiyor. Örgüt ile Türk hükümeti arasında devam eden müzakereler hakkında bilgili kaynaklara göre, birçok sorun hâlâ çözülmemiş durumda. Bu kaynaklar, duyuruyu kamuoyu baskısını hafifletmeyi, eleştirileri savuşturmayı ve yavaş da olsa bir ilerleme kaydedildiği mesajı iletmeyi amaçlayan geçici bir adım olarak tanımlıyor.

PKK, 52 yıl önce Abdullah Öcalan tarafından kuruldu ve 40 binden fazla insanın hayatına mal olan silahlı bir mücadele yürüttü. Türkiye, ABD ve Avrupa Birliği tarafından terör örgütü olarak tanımlanıyor

Görünüşe göre var olan engeller ortadan kaldırıldı ve örgüt sonunda uzun zamandır beklenen duyuruyu yayınladı. Uygulanıp uygulanmayacağı ve duyurunun Türkiye içinde istenen etkiyi yaratıp yaratmayacağı henüz belli değil.

Terör örgütü olarak tanımlanan örgüt

PKK, 52 yıl önce Abdullah Öcalan tarafından kuruldu ve 40 binden fazla insanın hayatına mal olan silahlı bir mücadele yürüttü. Türkiye, ABD ve Avrupa Birliği  (AB) tarafından terör örgütü olarak tanımlanıyor. Öcalan, 1999'dan beri Marmara Denizi'ndeki İmralı Adası'nda bulunan bir cezaevinde mutlak tecrit altında tutuluyor.

Terörsüz Türkiye olarak adlandırılan süreç, aşırı sağcı Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) lideri Devlet Bahçeli'nin geçen yıl 22 Ekim'de Öcalan'ı PKK ve faaliyetlerini sonlandırma çağrısı yapmaya davet etmesiyle başladı. Hükümet, örgütün resmi bir kongre düzenleyerek kendisini feshetme yönünde bir iç karar alacağından hareketle, süreci sıkı bir şekilde kontrol altında tuttu, seçici ve dikkatli bir bilgilendirme yapmakla yetindi.

 Kongreye yaklaşık 15 kişi katılırken haberler, Öcalan ve örgütün elebaşlarının video konferans yoluyla katıldığına işaret ediyorlar. Paralel olarak, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) üçüncü büyük parti olan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM) temsilcileri ile hükümet yetkilileri arasında haftalarca gizli görüşmeler yapıldı.

Her iki taraf da bu görüşmeleri müzakere olarak tanımlamaktan çekinse de aslında öyleler. Bu sürecin bir parçası olarak, DEM Parti heyetleri Öcalan'ı cezaevinde ziyaret etti, Kuzey Irak'taki örgütün lider kadrosuyla istişarelerde bulundu ve Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB), Irak'taki Kürdistan Demokratik Partisi (KDP) ve Suriye'deki Halk Koruma Birlikleri (YPG) dahil olmak üzere Kürt siyasi gruplarla görüştü.

Duyurunun detayları henüz belirsizliğini koruyor. Örgütün silahlarını ne zaman ve nerede bırakacağı henüz belirsiz bir konu. Kararın uygulandığı nasıl doğrulanacak? Genel af çıkacak mı? Terör ve kasten öldürme suçundan aranan militanların kaderi ne olacak?

Talepler listesi

Siyasi cephede, PKK'nın bir talepler listesi sunduğu ve Türk hükümetinin karşılığında vaatlerde bulunduğu düşünülüyor. Bununla birlikte henüz hiçbir ayrıntı yayınlanmadı. Hükümet, hiçbir taviz verilmediğinde ısrar ediyor ve bu inanılması zor bir iddia. DEM Partisi heyetinin önde gelen üyelerinden Pervin Buldan, şimdi demokratikleşme alanında adımlar atmak için sıranın Türkiye'de olduğunu söyledi. DEM Partisi'nin Merkez Yürütme Kurulu’nun önümüzdeki hafta başında net bir yol haritası ve belirli bir talepler listesi açıklamak üzere toplanması bekleniyor.

PKK'nın duyurusunda, bu kararların pratikleşmesinin Abdullah Öcalan'ın sürece liderlik etmesini ve yönlendirmesini, demokratik siyasi faaliyet hakkının tanınmasını ve sağlam yasal güvencelerin sunulmasını gerektirdiği belirtildi.

Bunlar son derece hassas konular ve aynı zamanda barış için koşullar gibi görünüyor.

Avrupa Konseyi Ankara'yı birçok alanda eleştirdi, ancak barış müzakerelerini Kürt sorununu barışçıl ve sürdürülebilir bir şekilde çözmeyi amaçlayan “önemli bir fırsat” olarak nitelendirdi.

PKK, Öcalan'ın serbest bırakılmasını talep etti ve birçok gözlemci kendisine af çıkarılacağına inanıyor. Ancak Öcalan'ın Türk makamlarına, esas olarak suikast ve provokasyon korkusuyla adayı terk etmek istemediğini ve bunun yerine yaşam koşullarının iyileştirilmesi ve koruma talebini ilettiği bildirildi.

PKK'ya karşı yıllardır süregelen düşmanlığa rağmen, Türk kamuoyunda bu gelişmelere karşı yaygın bir öfkeye tanık olunmadı. Hükümetin propaganda makinesi hakim olan anlatıyı kontrol etmeyi başardı. Muhalefetteki Cumhuriyet Halk Partisi'ni (CHP) hep DEM Partisi aracılığıyla PKK ile iş birliği yapmakla suçlayan iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) ise şimdi aynı taraflarla müzakereler yürütüyor. Türk milliyetçilerinin potansiyel muhalefeti kontrol altında tutuluyor, hatta doğrudan bastırılıyor.

Zafer Partisi lideri ve AKP-MHP ittifakının açıkça muhalifi olan Ümit Özdağ, Ocak ayında tutuklanarak cezaevine gönderildi. Suriyeli mültecilere karşı nefrete tahrik ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hakaret etmekle suçlandı. Ancak birçok kişi tutuklanmasının kamuoyunu Öcalan'ın serbest bırakılmasına karşı kışkırtma ve barış sürecini sarsma potansiyeline sahip olmasından kaynaklandığına inanıyor.

xscdfvgrt
12 Mayıs'ta Diyarbakır’daki bir kahvehanede PKK’nın fesih açıklamasını televizyondan takip eden erkekler (AFP)

Özdağ da yargılanması sırasında kendisini Öcalan'ın serbest bırakılmasını kolaylaştırmak için hapse atılan bir “siyasi rehine” olarak tanımladı. Uluslararası alanda süreç ihtiyatlı bir onayla karşılandı. AB ve ABD hâlâ PKK'yı terör örgütü olarak listelese de, varlığını Türkiye'de Kürtlerin özgürlükler konusunda uzun süredir yaşadığı mahrumiyetin bir yansıması olarak görüyorlar ve bu tutum Ankara ile aralarında uzun süredir gerginlik yaratıyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan da dahil olmak üzere Türk yetkililer, AB'yi Avrupa'daki PKK faaliyetlerine göz yummakla ve böylece terörizmi desteklemekle suçluyorlar.

Önemli bir fırsat

Her şeye rağmen, Avrupalı liderler Türkiye'de devam eden sürece desteklerini ifade ettiler. Avrupa Konseyi, birkaç gün önce yayınladığı son raporunda Ankara'yı birçok alanda eleştirdi ancak barış müzakerelerini Kürt sorununu siyasi, sosyal, demokratik ve güvenlik düzeylerinde barışçıl ve sürdürülebilir bir şekilde çözmeyi amaçlayan “önemli bir fırsat” olarak nitelendirdi.

Suriye'nin geçici Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara'nın karşı karşıya olduğu en önemli meydan okumalardan biri, ülkedeki Kürtler ve özellikle de Halk Koruma Birlikleri (YPG) ile başa çıkma meselesidir

Türkiye içinde, CHP, hükümete karşı yürüttüğü açık savaşa ve İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun hapse atılmasının ardından gösteri ve protestolar düzenlemesine rağmen, bu sürece karşı çıkmadı. Partisinin Van'da düzenlediği gösteride, CHP lideri Özgür Özel, örgütün yakında silah bıraktığını açıklaması yönündeki umudunu dile getirdi. AK Parti’nin Doğu Anadolu bölgesinde DEM Partisi'nin seçilmiş belediye başkanlarını görevden alma ve yerlerine kayyum atama kararlarını kınadı.

Örgütün kendisini feshettiğini ve silah bırakacağını duyurması ile birlikte, ülke için yeni bir anayasa taslağının hazırlanması da dahil olmak üzere sürecin yeni bir aşaması başlıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın danışmanlarından biri olan Mehmet Uçum da temel aşamanın tamamlandığını ve şimdi demokrasi ve hukuk alanlarında kapsamlı reformların uygulanmasına geçileceğini söyleyerek buna işaret etti.

df
PKK’nın kendisini feshettiğini duyurmasının ardından Diyarbakır'daki tarihi Sur ilçesi 12 Mayıs  (AFP)

Bu sürecin hükümete fayda mı zarar mı sağlayacağı ise belirsizliğini koruyor. Ancak kamuoyu yoklamaları, eğer şimdi seçimler yapılırsa Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yeniden seçilmesinin neredeyse imkansız göründüğüne işaret ediyor. Çoğu Türk, felç edici ekonomik krizden ve otoriterliğe doğru hızlı kayıştan ciddi şekilde etkilendi. Örgütün kendisini feshetmesi ve Türkiye'de terörün sona erdirilmesi belki Erdoğan'ın popülaritesini yeniden kazanmasının önünü açabilir, ama ekonomik ve politik sorunların devam etmesi onu her zamankinden daha savunmasız bırakabilir.

Suriye boyutu

Suriye boyutu bu denklemde önemli bir unsur. Suriye'nin geçici Cumhurbaşkanı Ahmed Şara'nın karşı karşıya olduğu en önemli meydan okumalardan biri, ülkedeki Kürtler ve özellikle de YPG ile nasıl başa çıkacağı meselesi.

Bu birlikler PKK ile yakın bağlarını sürdürüyorlar ve safları içinde bazı kadroları bulunuyor. Şam'ın şiddetle reddettiği bir talep olan merkezi olmayan bir idari sistem kurulması da dahil olmak üzere çeşitli taleplerde bulundular.

Türkiye'deki devam eden gelişmeler büyük olasılıkla Suriye arenasına yansıyacak ve Suriye'deki durum da Türkiye'deki gelişmeleri etkileyebilir.