İsrail'in Gazze'nin geleceği için iki planı var

"Türkiye'nin de kabul etmesi gerekir"

İsrail'in açıkladığı rakamlara göre Aksa Tufanı operasyonuyla başlayan savaştan önce Gazze'de yaklaşık 30 bin Hamas üyesi vardı (Reuters)
İsrail'in açıkladığı rakamlara göre Aksa Tufanı operasyonuyla başlayan savaştan önce Gazze'de yaklaşık 30 bin Hamas üyesi vardı (Reuters)
TT

İsrail'in Gazze'nin geleceği için iki planı var

İsrail'in açıkladığı rakamlara göre Aksa Tufanı operasyonuyla başlayan savaştan önce Gazze'de yaklaşık 30 bin Hamas üyesi vardı (Reuters)
İsrail'in açıkladığı rakamlara göre Aksa Tufanı operasyonuyla başlayan savaştan önce Gazze'de yaklaşık 30 bin Hamas üyesi vardı (Reuters)

ABD'nin önde gelen gazetelerinden Wall Street Journal (WSJ), İsrail'in Gazze Şeridi'nde Hamas'ın kontrolünü sonlandırmak için farklı planlar hazırladığını yazdı. 

Haberde, İsrail yönetiminin ABD'li yetkililerle görüşmeleri çerçevesinde, Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin Kassam Tugayları'ndaki alt düzey militanları Gazze'den sürerek, savaşın süresini kısaltmayı düşündüğü belirtildi.

Söz konusu planda, Hamas üyelerine bölgeden bir çıkış stratejisi sunulması, örgütün silahlı kolunun ileride tekrar örgütlenmesinin önlenmesi, böylelikle Gazze'nin savaş sonrası yeniden inşasına yönelik sürecin hızlandırılması amaçlanıyor. 

Kimliğinin açıklanmasını istemeyen İsrailli bir yetkili, Hamas üyelerinin böyle bir teklifi kabul edip etmeyeceğinden emin olmadığını belirtti.

Yetkili, bununla ilgili herhangi bir resmi görüşme başlatılmadığını ifade ederken, Hamas'ın Gazze'deki lideri Yahya Sinvar ve İzzeddin Kassam Tugayları'nın komutanı Muhammed Deyf'in bölgeyi terk etmesine yönelik bir plan olmadığını da söyledi. İsrail yönetimi, Sinvar ve Deyf'i 7 Ekim'de başlatılan Aksa Tufanı operasyonunun mimarları olarak görüyor.

Öte yandan WSJ, böyle bir planın, "Hamas liderlerinin bağlantılara sahip olduğu Türkiye, Katar, İran, Rusya ve Lübnan gibi ülkeler tarafından da kabul edilmesi gerekeceğine" dikkat çekti.

Ayrıca Hamas üyelerinin, Gazze Şeridi'ni terk ederken ailelerini götürmesine izin verilip verilmeyeceğinin de önemli bir husus olduğuna işaret edildi. 

ABD merkezli düşünce kuruluşu Ortadoğu Enstitüsü'nden Randa Slim, plana dair şu değerlendirmeyi yaptı: 

Savaştaki durum göz önüne alındığında bunun şimdilik gerçekçi olmadığını düşünüyorum. Ancak gelecekte bazı şeyler değişebilir.

WSJ, buna ek olarak İsrail ordusunun da Gazze Şeridi'nde "Hamas'tan kurtarılmış güvenli bölgeler" oluşturmayı planladığını aktardı. Söz konusu bölgelerin, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'nin destek vereceği yeni bir Gazze yönetimi tarafından kontrol edilmesinin öngörüldüğü bildirildi. 

Böyle bir senaryonun, ABD'nin savaş sonrası Gazze'nin yönetimine dair planlarıyla tezat oluşturduğuna da dikkat çekildi. Washington yönetimi savaş sonrası dönemde bölgenin, işgal atlındaki Batı Şeria'yı yöneten Filistin Ulusal Yönetimi'nin kontrolüne devredilmesini istiyor. Tel Aviv ise plana karşı çıkıyor.

Gazze Şeridi, 1996-2006'da Filistin Ulusal Yönetimi'ne bağlıydı. Ancak Hamas, 2006'da yapılan seçimlerde, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın partisi Fetih'i geçerek 132 sandalyeli mecliste 74 koltuk kazanmış, Fetih ise 45 sandalyede kalmıştı. Daha sonra taraflar arasında yaşanan anlaşmazlık nedeniyle 2007'de Gazze'de patlak veren çatışmalarda, Hamas bölgenin kontrolünü ele geçirmişti.

Filistin Başbakanı Muhammed Iştiyye, Gazze'deki savaş tamamlandıktan sonra Batı Şeria'yı da kapsayan bir anlaşma yapılmadan Gazze'nin yönetimini devralmayacaklarını söylemişti. Iştiyye, 29 Ekim'deki açıklamasında "iki devletli çözüm çerçevesinde Gazze'nin Batı Şeria'ya bağlanabileceğini" belirtmişti. 

WSJ, İsrail ordusunun ya da Hamas yetkililerinin yorum talebine yanıt vermediğini aktardı.



Oxfam: Güney Sudan vatandaşlarının yarısı şiddetli açlık çekiyor

Güney Sudan'ın Bor kentindeki bir hastanenin yetersiz beslenme tedavi koğuşunda çocuklarıyla birlikte oturan anneler, (Arşiv_AP)
Güney Sudan'ın Bor kentindeki bir hastanenin yetersiz beslenme tedavi koğuşunda çocuklarıyla birlikte oturan anneler, (Arşiv_AP)
TT

Oxfam: Güney Sudan vatandaşlarının yarısı şiddetli açlık çekiyor

Güney Sudan'ın Bor kentindeki bir hastanenin yetersiz beslenme tedavi koğuşunda çocuklarıyla birlikte oturan anneler, (Arşiv_AP)
Güney Sudan'ın Bor kentindeki bir hastanenin yetersiz beslenme tedavi koğuşunda çocuklarıyla birlikte oturan anneler, (Arşiv_AP)

Oxfam bugün yaptığı açıklamada, Güney Sudan nüfusunun neredeyse yarısının akut açlıkla karşı karşıya olduğunu, şimdiye kadarki en düşük seviyede ve yetersiz yardım aldığını belirtti.

İngiltere merkezli kuruluş, Batılı ülkelerin yardım bütçelerini kısmasının ardından Güney Sudan'a 2025 yılı için ayrılan 1,6 milyar dolarlık insani yardım planının yalnızca yüzde 40'ının ulaştığını ifade etti.

Oxfam, yaklaşık altı milyon Güney Sudanlının şiddetli açlık çektiğini, temiz su ve sanitasyon hizmetlerine yeterli erişimden yoksun olduğunu ve bu sayının nisan ayına kadar 7,5 milyona ulaşmasının beklendiğini açıkladı.

Birleşmiş Milletler tarafından belgelendiği üzere, Güney Sudan'ın petrol zenginliğini çalan elitlerin yolsuzluğu, ülkeyi neredeyse her türlü temel hizmetten mahrum bıraktı.

Oxfam'ın Güney Sudan Ülke Direktörü Şebnem Baloch yaptığı açıklamada, "Dünya, tam da hayatları tehlikedeyken, yardıma en çok ihtiyaç duyanları terk ediyormuş gibi hissediyorum" ifadelerini kullandı.

Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre Güney Sudan, 2011 yılında bağımsızlığını kazandı, ancak kısa süre sonra iki milyondan fazla insanı yerinden eden yıkıcı bir beş yıllık iç savaş yaşadı. Barış anlaşmasının çökmesiyle birlikte çatışmanın bu yıl yeniden alevlenebileceğinden endişe ediliyor.

Ayrıca savaştan kaçan yüz binlerce Sudanlıya da ev sahipliği yapıyor.

Sınır kasabası Renk'teki transit merkezlerine her gün yaklaşık bin kişi geliyor. Ancak Oxfam önümüzdeki ay buradaki operasyonlarını yüzde 70 oranında azaltmak zorunda kaldı ve şubat ayına kadar yeni fon sağlamazsa operasyonlarını tamamen durduracağını açıkladı.


Rapor: ABD barış planının son hali Kiev için çok daha iyi

Rus insansız hava aracı saldırısının ardından Kiev'de hasar gören bir bina (DPA)
Rus insansız hava aracı saldırısının ardından Kiev'de hasar gören bir bina (DPA)
TT

Rapor: ABD barış planının son hali Kiev için çok daha iyi

Rus insansız hava aracı saldırısının ardından Kiev'de hasar gören bir bina (DPA)
Rus insansız hava aracı saldırısının ardından Kiev'de hasar gören bir bina (DPA)

AFP'ye konuşan konuya yakın bir kaynak, ABD'nin Ukrayna'daki çatışmayı çözmeye yönelik son taslak planının Kiev için "çok daha iyi" hükümler içerdiğini söyledi.

Kaynak, "Ukrayna, ABD ve Avrupalılar, Amerikan önerisini uygulanabilir hale getirdi ve şimdi Kiev için çok daha iyi" ifadelerini kullandı.

Kaynak, bu versiyonun Ukrayna'nın planın ilk versiyonundaki 600 bin askerlik orduya kıyasla 800 bin kişilik bir ordu bulundurmasına olanak sağladığını ifade etti.

 


ABD-Rusya, güncellenmiş Ukrayna barış planı hakkında görüşüyor

Trump ve Zelenskiy Beyaz Saray'da, (AFP)
Trump ve Zelenskiy Beyaz Saray'da, (AFP)
TT

ABD-Rusya, güncellenmiş Ukrayna barış planı hakkında görüşüyor

Trump ve Zelenskiy Beyaz Saray'da, (AFP)
Trump ve Zelenskiy Beyaz Saray'da, (AFP)

ABD ve Rusya, ABD Başkanı Donald Trump tarafından önerilen orijinal planda yapılan güncellemelerin ardından, Ukrayna'da barış için 19 maddelik bir plan üzerinde görüşmeler yürütüyor. Haberlere göre iki taraf pazartesi günü Birleşik Arap Emirlikleri'nin başkenti Abu Dabi'de ilk tur görüşmelerini, dün ise ikinci tur görüşmelerini gerçekleştirdi. Ukrayna askeri istihbarat başkanı Kirill Budanov da şu anda Abu Dabi'de bulunuyor.

Ukraynalı üst düzey bir yetkili dün, Washington ile Kiev'in, ABD'nin Ukrayna'daki savaşı sona erdirme planının temel noktaları konusunda anlaşmaya vardığını bildirdi.

Moskova, Başkan Trump'ın planına yönelik Ukrayna ve Avrupa itirazlarını aşabilme yeteneğine güveniyor. Cumhurbaşkanlığı sözcüsü Dmitriy Peskov, Rus tarafının daha önce incelediği planın değiştirildiğini söyledi. Ancak sözcü, görüşmelerin içeriğini açıklamakta aceleci davranmayarak, "Planın içeriğindeki değişikliklerle ilgili medya haberleri hakkında yorum yapmak imkansız; medya son derece çelişkili bilgiler yayınlıyor" ifadelerini kullandı.