İsrailli Arap kadınlar, Hamas ile imzalanan anlaşmaya neden zorla dahil edildi?

İnsan hakları savunucuları: Hükümet onları vatandaşlıktan çıkaracak bir yasa hazırlayabilir.

Hamas savaşçıları, İsrail'le yapılan ateşkes anlaşması kapsamında rehineleri dün Uluslararası Kızılhaç'a teslim etti (Reuters)
Hamas savaşçıları, İsrail'le yapılan ateşkes anlaşması kapsamında rehineleri dün Uluslararası Kızılhaç'a teslim etti (Reuters)
TT

İsrailli Arap kadınlar, Hamas ile imzalanan anlaşmaya neden zorla dahil edildi?

Hamas savaşçıları, İsrail'le yapılan ateşkes anlaşması kapsamında rehineleri dün Uluslararası Kızılhaç'a teslim etti (Reuters)
Hamas savaşçıları, İsrail'le yapılan ateşkes anlaşması kapsamında rehineleri dün Uluslararası Kızılhaç'a teslim etti (Reuters)

İsrail ve Hamas Hareketi arasında yapılan rehine takası sırasında, 7 Ekim'deki terör saldırısına sempati duydukları gerekçesiyle gözaltına alınan Filistin asıllı İsrailli kadınlarla ilgili bir sorun çıktığı öğrenildi. Söz konusu kadınlar serbest bırakılmayı reddettiler, ancak İsrail makamları onları serbest bırakmaya zorladı.

Konu, İsrailli 20 genç kadının, İsrailli Arap vatandaşlarından 150 genç ile birlikte, savaş sırasında öldürülen, yerlerinden edilen veya evleri yıkılan Gazze halkına ve çocuklarına sempatilerini ifade ettikleri yayınlar nedeniyle gözaltına alınmasıyla ilgili.

Bahsi geçen kadınların avukatları, İsrail hükümetinin, gelecekteki esir takaslarında serbest bırakmayı planladığı Filistinli kadınları içeren listelerde müvekkillerinin isimlerini gördüklerinde şaşırdıklarını ifade ettiler.

Nasıra kentinde bulunan Merkez Mahkemesi, Gazze halkı ile dayanışma mesajı yayınladığı için ‘terör örgütüne sempati duymakla’ suçlanan Rita Selim Murad adlı genç kadını istememesine rağmen serbest bıraktı.

Rita Selim Murad'ın avukatı Ahmed Mesalih, müvekkilinin serbest bırakılmasına itiraz ettiğini, Hamas'a üye olmadığını, hareketi desteklemediğini ve Hamas ile yapılan bir anlaşmanın parçası olarak görülmeyi reddettiğini söyledi. Avukatı ile konuşmak istediğini söyleyen Murad, kendisine izin verilmediğini ve isteği dışında serbest bırakıldığını ifade etti.

Avukat, mahkemeden bu anlaşmada müvekkiliyle ilgili olan maddeyi iptal etmesini ve onu takas anlaşmasıyla değil suçsuz olduğu için serbest bırakmasını talep etti. Avukat bu talebini ise Murad’ın masum olduğu ve müvekkiline yöneltilen suçlamaların saçma olduğu gerekçesine dayandırdı. Ancak, yargıç Ranana Mukadi bu talebi reddederek "Rita, özgür olduğu sürece, onun davasını karara bağlamam gerekmiyor. Çünkü o serbest bırakılana kadar tutuklu değildi" dedi.

sefg
İsrailli rehineler Salı akşamı serbest bırakıldı... Soldan ilk sıra: Ophelia Roitman, Tamar Metzger, Dietza Hayman, Merav Tal ve Ada Sagi... Soldan ikinci sıra: Clara Marman, Raymond Kirscht, Gabriella Leimberg, Mia Leimberg, ve Noralyn (Natalie) Papadella (Reuters)

Hukukçular, İsrail hükümetinin bu adımının, Hamas ile yapılan takas anlaşmasını ihlal etmenin yanı sıra, İsrail'deki Arap vatandaşlarına karşı gizli kötü niyetlerini ortaya çıkardığını vurguladı.

Adalet Merkezi'nin Başkanı Avukat Hasan Cabbarin, bu operasyonun arkasında İçişleri Bakanı Itamar Ben Gvir'in olduğundan şüphelendiğini söyledi. Ben Gvir, 7 Ekim'den sonra tutukluların vatandaşlığını geri alma, İsrail'e bağlılık göstermedikleri iddiasıyla onları ülke dışına seyahat etmekten alıkoyma veya hareketlerini kısıtlama hakkını veren ‘Vatandaşlık Yasası’nı kullanmak etmek istiyor.

df
Yüksek İzleme Komitesi Başkanı Muhammed Bereket (Facebook)

Cabbarin, Adalet Bakanlığı'nın geçtiğimiz Pazartesi gecesi, kadınların ve çocukların serbest bırakılması olasılığı bulunan 50 kadın mahkumun isimlerini yayınladığını ve bu isimler arasında 20 İsrailli Arap mahkumun olduğunu fark ettiğini söyledi. Bu durum, Cabbarin'in, İsrail hükümetinin bu kadınlara yönelik ‘bir şeyler planladığından’ şüphelenmesine neden oldu.

Adalet Merkezi'nin Başkanı, bu isimlerin takas anlaşmasının listesine dahil edilme tehlikesine karşı uyararak "7 Ekim'den sonra tutuklanan kadınların serbest bırakılması için mücadele etmemiz gerekiyor çünkü tutuklanmaları yasa dışı. Yüksek cezaları olan mahkumlar söz konusu olduğunda durum farklıdır" dedi.

Dördüncü cephe

İsrail'deki Arap Kitleleri Yüksek İzleme Komitesi Başkanı Muhammed Bereket, "İsrail'de toplumumuzu köşeye sıkıştırmak ve onu tamamen terörizm bayrağı altında toplamak isteyenler var. Bu, çok fazla sorumluluk ve dikkat gerektiren bir konudur. Filistin davasına ve Filistin halkına olan bağlılığımızdan utanmıyoruz. Ancak, bu kurumda bizimle pusuda bekleyenler var ve toplumumuzu bu savaşta dördüncü bir cephe olarak ele almak istiyor" dedi.

th5y6
Aişe ez-Zeyyadine ve babası Hamas rehineleri arasında yer alıyor

Necef’ten 6 rehine

Hamas'ın elinde bulunan İsrailli ve yabancı mahkumlar arasında, 1948 Filistinlilerinden altı Arap vatandaşı var. Hamas bu kişileri, serbest bırakacağı esirler listesine dahil etmekten kaçınınca, bu vatandaşların yakınları Mısır, Katar ve İsrail hükümetine başvurarak, yakınlarını da rehine takası anlaşmalarına dahil etmelerini istediler. Bir Yahudi işverenin yanında çalışan bu kişiler, Hamas'ın Gazze yakınlarındaki bir Yahudi kasabasına düzenlediği saldırı sırasında esir alınmışlardı.

İsrail'in güneyinde yer alan Rahat Belediye Başkanı Ata Ebu Mediğim’in verdiği bilgiye göre, Hamas, Aişe Zeyyadine ve kardeşi Bilal'i önümüzdeki anlaşmada serbest bırakılacak kişiler listesine dahil etti. Ancak babası Yusuf ve kardeşi Hamza hala Hamas'ın elinde.



Görevden alınan Güney Kore lideri, gençlerin gözdesi oldu

Azil sürecinden bu yana Yoon için birçok destek gösterisi düzenlendi (AP)
Azil sürecinden bu yana Yoon için birçok destek gösterisi düzenlendi (AP)
TT

Görevden alınan Güney Kore lideri, gençlerin gözdesi oldu

Azil sürecinden bu yana Yoon için birçok destek gösterisi düzenlendi (AP)
Azil sürecinden bu yana Yoon için birçok destek gösterisi düzenlendi (AP)

Görevden azledilen eski Güney Kore lideri Yoon Suk-yeol, hükümet karşıtı sağcı gençlik hareketinin sembolüne dönüştü.

BBC'nin aktardığına göre Özgürlük Üniversitesi adlı gençlik hareketinin bu hafta düzenlediği gösteri büyük ilgi gördü.

24 yaşındaki Park Joon-young'un liderliğindeki örgütün Yoon'a destek gösterisine binlerce gencin katıldığı belirtiliyor.

Anayasa Mahkemesi, Yoon'un 3 Aralık 2024'teki sıkıyönetim ilanının yasalara aykırı olduğuna hükmederek görevden azline karar vermişti.

Bu ilandan kaynaklanan davada ayaklanmayla suçlanan Yoon, suçlu bulunursa idamla cezalandırılabilir.

Demokrasinin "devlet karşıtı" unsurlardan korunması için sıkıyönetim ilan ettiğini söyleyen Güney Koreli siyasetçiyse hiçbir zaman askeri yönetime geçmek gibi bir amacı olmadığını savunuyor. 

Özgürlük Üniversitesi'nin lideri Park, Birleşik Krallık'ın kamu yayıncısına açıklamasında, ana muhalefetteki Halkın Gücü Partili (PPP) Yoon'un normalde gençler arasında popüler bir isim olmadığını söylüyor.

Ancak Yoon'un azil sürecinde, Demokratik Parti'yi (DPK) "gücü suiistimal etmek ve gençlik politikalarını yönelik bütçeleri kesmekle" eleştirmesinin, siyasetçinin bu konumunu değiştirdiğini belirtiyor.

DPK'li Devlet Başkanı Lee Jae-myung'un hükümetini "yolsuzlukla" suçlayan Park, Yoon'un tekrar ülkenin başına geçmesini istediklerini ifade ediyor.  

Özgürlük Üniversitesi hareketi, geçen yıl Yoon'un azil sürecine karşı çıkmak için ülke çapındaki kampüslerde örgütlenmişti. Örgüt, sosyal medya kampanyalarıyla mitinglerine binlerce katılımcı çekerek hızla büyüdü.

Hareketin düzenlediği protestolarda "Kore Korelilerindir" ve "Çin Komünist Partisi defol!" gibi pankartlara sıkça rastlanıyor. Özügrlük Üniversitesi, Güney Kore'de resmi bayram olarak kutlanan 3 Ekim Ulusal Kuruluş Günü'nde Çin karşıtı yürüyüş de düzenlemişti.

Gençlik hareketi ayrıca ABD Başkanı Donald Trump'ı destekleyen Amerika'yı Yeniden Harika Yap'ın (Make America Great Again/MAGA) sloganlarını da ödünç alıyor.

BBC'nin aktardığına göre Yoon'a destek mitinginde "Kore'yi Yeniden Harika Yap" yazılı dövizler yer aldı. Bunun yanı sıra "Hepimiz Charlie Kirk'üz" pankartları da dikkat çekti.

Muhafazakar aktivist Charlie Kirk, 10 Eylül'de Utah Valley Üniversitesi'nde katıldığı etkinlikte silahlı saldırıya uğrayarak hayatını kaybetmişti. Gençler arasında çok popüler olan Kirk, muhafazakar fikirleri yaymak amacıyla kurduğu Turning Point USA'le tanınıyordu.

Independent Türkçe, BBC, Chosun


800'ü aşkın kişi Manş Denizi'ni geçerek rekor kırdı

Küçük tekne geçişleri 2025'te artsa da 2022'de kırılan rekorun gerisinde kaldı (Reuters/Arşiv)
Küçük tekne geçişleri 2025'te artsa da 2022'de kırılan rekorun gerisinde kaldı (Reuters/Arşiv)
TT

800'ü aşkın kişi Manş Denizi'ni geçerek rekor kırdı

Küçük tekne geçişleri 2025'te artsa da 2022'de kırılan rekorun gerisinde kaldı (Reuters/Arşiv)
Küçük tekne geçişleri 2025'te artsa da 2022'de kırılan rekorun gerisinde kaldı (Reuters/Arşiv)

800'den fazla kişi küçük teknelerle Manş Denizi'ni geçti ve böylelikle aralık ayı içinde şimdiye dek kaydedilen en yüksek günlük sayıya ulaşılarak rekor kırıldığı düşünülüyor.

Son resmi rakamlar, cumartesi Fransa'nın kuzeyinden gelen 13 bottaki 803 kişinin bu tehlikeli yolculuğu tamamladığını gösterdi. Bununla birlikte 2025'te Manş Denizi'nden geçenlerin toplam sayısı 41 bin 455'e çıktı. 2018'de toplanmaya başlayan veriler arasında ikinci en yüksek rakam yakalanırken ilk sırada 2022'deki 45 bin 774 kişilik rekor var.

1075 kişinin kanaldan geçtiği 8 Ekim'den beri bir günde bu yolculuğu tamamlayan en fazla kişi cumartesi günü kaydedildi.

Bu ay şimdiye kadar 2 bin 163 civarında kişi geldi ve geçen aralıkta bildirilen 3 bin 254 kişilik rekora yaklaşıldı.

Birleşik Krallık (BK) Sınır Gücü'ne ait bir geminin Manş Denizi'nde yaşanan bir olaydan sonra göçmen olduğu düşünülen kişileri cumartesi sabahı Dover'a getirdiği görüldü.

Çok sayıda botun Fransa kıyılarından ayrıldığına tanık olunan yoğun bir gecenin ardından bu olay yaşandı.

Fransız polisi cumartesinin erken saatlerinde küçük bir botla denize açılmaya çalışan kişilerle Calais yakınlarında çatıştı.

Grand-Fort-Philippe kasabasındaki bir nehir kıyısındaki yaklaşık 30 göçmenden oluşan bir kalabalığa jandarmanın gözyaşartıcı gaz yağdırdığı videoya alındı.

Beklenmedik fırlama, BK İçişleri Bakanlığı'nın 15 Kasım ve 12 Aralık arasında hiçbir geçiş kaydetmediği 4 haftalık bir durgunluğun ardından geldi.

Normalde aralık, olumsuz hava koşulları nedeniyle bu girişimlerin en az yaşandığı aylardan biridir.

Ancak son duraklamayla, 2018 'den bu yana hiç kimsenin gelmediği en uzun kesintisiz süre yaşanmıştı.

Daha geniş çapta bakıldığında eğilimler, gelenlerin sayısının bu yılın ilk 10 ayında arttığını ama 2022'de bildirilen rekor seviyelerin altında kaldığını gösteriyor.

İşçi Partisi hükümeti, Avrupa ülkeleriyle işbirliği yaparak gelen küçük teknelerle mücadele çabalarını hızlandırdı.

Fransa, BK'nin aylarca süren baskısının ardından Manş Denizi'ndeki küçük tekneleri durdurmaya başlamayı kabul etti.

Bu politika değişikliğiyle güvenlik güçleri tekneleri denizde durdurabilecek ama yolcu almamaları koşuluyla.

Almanya, BK'ye göçmen getirmeye çalışan insan kaçakçılarının 10 yıla kadar hapis cezalarıyla karşı karşıya kalmasını öngören yeni bir yasayı bu hafta kabul etti.

Yıl bitmeden yürürlüğe girecek yasa değişikliği, kolluk kuvvetlerine ve savcılara daha fazla yetki vermeyi ve BK'yle Almanya arasındaki bilgi paylaşımını artırmayı amaçlıyor.

Independent Türkçe


Trump kendi hükümetinden 1 milyar dolar istiyor

Cuma günü Kuzey Karolina'da konuşan Trump, önceki yönetimin kendisi hakkında federal soruşturmalar başlatmasından sonra, kendi Adalet Bakanlığı'ndan kendisine çok yüklü bir ödeme yapmasını istemesiyle övündü (AFP)
Cuma günü Kuzey Karolina'da konuşan Trump, önceki yönetimin kendisi hakkında federal soruşturmalar başlatmasından sonra, kendi Adalet Bakanlığı'ndan kendisine çok yüklü bir ödeme yapmasını istemesiyle övündü (AFP)
TT

Trump kendi hükümetinden 1 milyar dolar istiyor

Cuma günü Kuzey Karolina'da konuşan Trump, önceki yönetimin kendisi hakkında federal soruşturmalar başlatmasından sonra, kendi Adalet Bakanlığı'ndan kendisine çok yüklü bir ödeme yapmasını istemesiyle övündü (AFP)
Cuma günü Kuzey Karolina'da konuşan Trump, önceki yönetimin kendisi hakkında federal soruşturmalar başlatmasından sonra, kendi Adalet Bakanlığı'ndan kendisine çok yüklü bir ödeme yapmasını istemesiyle övündü (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump, hakkındaki federal soruşturmaları gerekçe gösterip Adalet Bakanlığı'na yönelttiği iki şikayet nedeniyle çok yüklü bir ödeme talep etmekle böbürlendi.

Adalet Bakanlığı, Trump'ın 2021'de makamından ayrılmasının ardından onun gizli belgeleri nasıl yönettiğini ve 2020 seçimlerini geçersiz kılma çabalarını inceleyen bir çift soruşturma başlatmıştı. Sonrasında Trump biri 2023'te, diğeriyse 2024'te olmak üzere iki şikayette bulunmuştu. Bu şikayetler, New York Times'ın ekimde bildirdiği üzere Adalet Bakanlığı'nın Trump'a 230 milyon dolar tazminat ödemesini talep eden bir davayla sonuçlanabilecek "bir idari talep süreci" aracılığıyla yapılmıştı.

ABD Başkanı, cuma günü Kuzey Karolina'da yaptığı ve ekonomiye dair açıklamalar olarak lanse edilen geniş kapsamlı konuşmasında, ana konudan saparak bu şikayetlerini dile getirdi ve muhtemel tazminatın tutarını 1 milyar dolara kadar şişirdi.

Kalabalıktan alkış ve tezahüratlar yükselirken gürleyen Trump, "Tüm kanıtlara sahibiz ve bu konuda bir şeyler yapmalıyız" dedi:

Bir dava açtım ve davayı kazanıyorum. Tek bir sorun var. Burada uzlaşma sağlaması gereken kişi benim. Başka bir deyişle, davayı ben açıyorum ve uzlaşmayı da benim sağlamam gerekiyor.

Trump, "Yani, belki kendime 1 milyar dolar veririm ve hepsini hayır kurumlarına bağışlarım" diye öneride bulunup fikrini değiştirdi:

Aslında belki de bunu hayır kurumlarına vermemeliyim. Belki de para bende kalmalı.

Sonrasında bir dizi olayı gazete manşetlerini yüksek sesle okuyormuş gibi anlattı:

Donald Trump, Amerika Birleşik Devletleri'ne dava açıyor. Donald Trump başkan oluyor. Ve şimdi Donald Trump davada uzlaşmayı sağlamak zorunda.

Ardından "Bu sebeple kendime 1 milyar dolar veriyorum" dedi.

Trump bir kez daha muhtemel tazminatla ne yapacağı konusunda tereddüt ediyor gibi görünerek kalabalığa şöyle seslendi:

Aslında belki de bunu hayır kurumlarına vermemeliyim. Belki de para bende kalmalı. Hayır mı? Pek çok kişi 'Bunu yap' der. Bunu yapmak istemiyorum.

"Ama ne olursa olsun, hepsi iyi hayır kurumlarına gidecek. Olur mu? Hepsi iyi hayır kurumlarına gidecek. Ama bu içinde olmak için tuhaf bir durum değil mi? Yapmalıyım, bir anlaşma yapmalıyım. Kendimle müzakere ediyorum" diyerek sözlerini tamamladı.

Bu federal soruşturmalara liderlik etmekle görevli Adalet Bakanlığı Özel Yetkili Savcısı Jack Smith, Trump'ın 2024 seçimlerini kazanmasının ardından yeni başkan aleyhindeki davaları düşürmüştü.

Bu hafta Kongre üyelerine konuşan Smith, soruşturma ekibinin Trump'ın 2020 seçimleri sonuçlarını geçersiz kılmak için suç teşkil edecek şekilde komplo kurduğuna dair "makul bir şüphenin ötesinde kanıtlar edindiğini" ve gizli belgelerin yönetimine ilişkin yasayı ihlaliyle ilgili "güçlü kanıtlar" topladığını söyledi.

Trump cuma yaptığı konuşmanın önceki kısımlarında, Adalet Bakanlığı'nın gizli belgeler davası kapsamında Ağustos 2022'de Mar-a-Lago'ya düzenlenen FBI baskınını eleştirdi. Başkan, eşi Melania Trump'ın "külot" çekmecesine kadar uzandığını iddia ettiği baskını "yasadışı ve iğrenç" diye niteledi.

Trump'ın "tüm kanıtlara" sahip olmakla ne kastettiği henüz belli değil. Öte yandan ABD Senatosu Adalet Komitesi Başkanı Chuck Grassley, Ağustos 2022'deki baskından önceki aylarda FBI ve Adalet Bakanlığı yetkililerinin birbirlerine gönderdiği e-postaları bu hafta yayımlamıştı. Bunlar, Trump'ın mülküne yönelik arama emrini uygulamak için olası bir neden olduğuna büronun inanmadığını, Adalet Bakanlığı'nınsa bunun aksinde ısrar ettiğini gösteriyor.

Independent Türkçe