Hollanda'da seçmenler, Wilders'ın İslam hakkındaki görüşlerini desteklemiyor

Hollanda'da 22 Kasım'da yapılan genel seçimleri önde tamamlayan Özgürlük Partisi (PVV) seçmenleri arasında yapılan araştırmada, seçmenlerin İslam karşıtı olan PVV lideri Geert Wilders'ın İslam hakkındaki görüşlerini desteklemediği tespit edildi

Geert Wilders (AA)
Geert Wilders (AA)
TT

Hollanda'da seçmenler, Wilders'ın İslam hakkındaki görüşlerini desteklemiyor

Geert Wilders (AA)
Geert Wilders (AA)

Hollanda'da haber sitesi Hart van Nederland'ın 1000 kişilik PVV seçmeni arasında yaptığı anketin sonuçlarının yer aldığı haberde, seçmenlerin, Wilders'in İslam karşıtı politikalarını benimsemediği belirtildi.

Haberde, PVV seçmenlerinin sadece yüzde 22'sinin Kur’an-ı Kerim’in yasaklanmasını, yüzde 32'sinin ise camilerin kapatılmasını istediği kaydedildi.

Araştırmaya katılanların sadece yüzde 36'sının Nexit'i (Hollanda'nın Avrupa Birliğinden çıkması) desteklediği belirtilen haberde, "İslam'ı geri püskürtme" fikrinin "PVV seçmenlerinin Wilders'a oy vermesindeki esas neden olmaktan çıkalı uzun zaman olduğu" ifade edildi.

Haberde, ayrıca sanat ve kültüre yönelik sübvansiyonların sonlandırılması ve kamu yayın kurumlarının finansmanının durdurulmasına ilişkin PVV politikalarını destekleyenlerin oranının yüzde 44'te kaldığına işaret edildi.

Göçmen karşıtlığı devam ediyor

PVV seçmenlerinin göçmen karşıtlığının devam ettiği aktarılan haberde, araştırmaya katılanların yüzde 87'sinin ülkeye daha fazla sığınmacı alınmasına karşı çıktığı ve partisinin bu konudaki politikalarını desteklediği vurgulandı.

En büyük destek sosyal güvenlik politikalarında

Haberde, PVV seçmenlerinin partisiyle en çok uzlaştığı konuların başında sağlık sigortaları ve emeklilik yaşı gibi sosyal güvenlik politikalarının geldiği belirtildi.

PVV destekçilerinin yüzde 93'ünün diş tedavilerinin de temel sağlık sigortası paketine dahil edilmesini, yüzde 89'unun da yaşlılık aylığına hak kazanma yaşının 65'e indirilmesi yönündeki parti politikalarını desteklediği kaydedildi.

Haberde, PVV seçmenlerinin yüzde 83’ünün sağlık harcamalarına katılım payının ve konut yapımını sınırlayan iklim politikalarının kaldırılmasını öngören parti politikalarını desteklediği ifade edildi.

Anket sonuçlarında, PVV seçmeninin, partisinin radikal ve aşırı sağ pozisyondan merkeze yaklaşmasına karşı çıkmayacağının saptandığı aktarılan haberde, PVV seçmenlerinin yüzde 70'inin, partilerinin koalisyon müzakerelerinde aşırı sağcı politikalarında ısrarcı olmayacağını ve uzlaşmaya varacağını düşündüğü belirtildi.

Koalisyon çalışmaları başladı

Hollanda'da bugün açıklanan resmi seçim sonuçlara göre, İslam düşmanı ve aşırı sağcı Geert Wilders liderliğindeki PVV 37 milletvekili, eski AB Komisyonu Başkan Yardımcısı Frans Timmermans'ın liderliğinde seçimlere ittifakla giren İşçi Partisi (PvdA) ve Yeşil Sol (Groen Links) 25 milletvekili ve Dilan Yeşilgöz-Zegerius liderliğindeki Özgürlük ve Demokrasi için Halk Partisi (VVD) 24 milletvekili çıkardı.

2021 seçimlerinde Hristiyan Demokratlar Birliğinden (CDA) milletvekili seçilen ve daha sonra ayrılarak yeni parti kuran Pieter Omtzigt'in lideri olduğu, ilk defa seçimlere katılan Yeni Sosyal Sözleşme Partisi (NSC) 20 sandalye ile seçimlerde 4'üncü parti oldu.

Bir önceki koalisyon hükümetinde yer alan partilerinden Demokratlar 66 (D66) 24'ten 9, CDA 15'ten 5 ve Hristiyan Birlik Partisi (CU) 5'ten 3 sandalyeye düştü.

Wilders'in koalisyon görüşmelerini yürütmekle görevlendirdiği PVV'li senatör Gom van Strien, eski çalıştığı kurumda yolsuzluk yaptığına ilişkin ulusal basında çıkan haberlerin ardından istifa etmişti.

Wilders, van Strien'in yerine eski Eğitim, Kültür ve Bilim Bakanı Ronald Plasterk'i görevlendirmiş ve Plasterk, koalisyon müzakereleri için seçimde ilk dört sırayı alan parti liderleriyle görüşmelere başlamıştı.

Yeşilgöz-Zegerius ve Omtzigt, Wilders'in başında olduğu bir koalisyon hükümetine girmeyeceklerine ilişkin açıklamalarda bulunurken, PVV'nin aşırı sağcı politikalarında ısrarcı olmaması durumunda diğer partilerin koalisyon hükümeti müzakerelerine katılma noktasındaki kararlarının değişmesi mümkün gözüküyor.



ABD ve İsrail’in savaş sonrası Gazze planı ortaya çıktı

İsrail ordusunun 7 Ekim 2023'ten beri düzenlediği saldırılarda öldürülen Filistinlilerin sayısı 52 bini geçti (Reuters)
İsrail ordusunun 7 Ekim 2023'ten beri düzenlediği saldırılarda öldürülen Filistinlilerin sayısı 52 bini geçti (Reuters)
TT

ABD ve İsrail’in savaş sonrası Gazze planı ortaya çıktı

İsrail ordusunun 7 Ekim 2023'ten beri düzenlediği saldırılarda öldürülen Filistinlilerin sayısı 52 bini geçti (Reuters)
İsrail ordusunun 7 Ekim 2023'ten beri düzenlediği saldırılarda öldürülen Filistinlilerin sayısı 52 bini geçti (Reuters)

ABD ve İsrail, Washington'ın savaş sonrası Gazze'de geçici bir süre için yönetime liderlik etmesi hakkında görüşme yaptı.

Kimliklerinin paylaşılmaması şartıyla Reuters’a konuşan kaynaklar, ABD’li ve İsrailli üst düzey yetkililer arasında yapılan görüşmede, Washington’ın tamamen silahsızlandırılana dek Gazze’yi denetlemesi gündeme getirildi.

ABD'li bir yetkilinin başkanlık edeceği geçiş yönetiminde, Hamas veya Filistin Ulusal Yönetimi’nin söz sahibi olmayacağı fakat Filistinli teknokratların yönetime katılabileceği belirtiliyor. Ayrıca yönetimde yer alması için başka ülkelerin de davet edilebileceği aktarılıyor.

Kaynaklar, görüşmelerin henüz erken aşamada olduğunu ve herhangi bir anlaşmaya varılmadığını söylüyor. Teklifi ABD tarafının mı yoksa İsrail’in mi getirdiğine dair bilgi paylaşılmadı.

ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, görüşmeler hakkında yorum paylaşılmazken, “Biz barış sağlanmasını ve rehinelerin derhal serbest bırakılmasını istiyoruz” dendi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun ofisiyse yorum taleplerini reddetti.

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar, Birleşik Arap Emirlikleri’ne (BAE) ait Sky News Arabia'ya nisanda verdiği röportajda, savaş sonrasında "ılımlı Arap ülkelerinin" de dahil olduğu uluslararası bir mütevelli heyetinin Gazze'yi denetleyeceğini söylemişti.

Batı Şeria’daki Filistin Ulusal Yönetimi yorum yapmazken Hamas, ABD liderliğinde kurulacak bir geçiş yönetimi fikrini reddettiklerini bildirdi.

Irak’ta 2003’te Saddam Hüseyin’in devrilmesinin ardından ABD öncülüğünde Geçici Koalisyon Yönetimi kurulmuştu. ABD ve Birleşik Krallık’a ek olarak 32 ülkenin daha katkı sağladığı bu yönetim, birçok Iraklı tarafından işgalci güç olarak görülmüştü. Geçici yönetim, ülkede çıkan isyanı kontrol altına alamayınca iktidarı geçici bir Irak hükümetine devretmişti.

Reuters’ın analizinde, Gazze'de ABD öncülüğünde kurulacak bir geçici yönetimin Washington’ı savaşa daha fazla çekeceğine ve ABD’nin Irak işgalinden bu yana Ortadoğu'daki en büyük müdahalesi anlamına geleceğine dikkat çekiliyor.

BAE, ABD ve İsrail'e Gazze'nin savaş sonrası yönetiminin uluslararası bir koalisyon tarafından denetlenmesini ocak ayında önermişti. Ancak bu yönetime Filistin Ulusal Yönetimi'nin dahil edilmesi ve bağımsız Filistin devletinin kurulmasına yönelik adımlar atılmasını şart koşmuştu.

BAE Dışişleri Bakanlığı, Filistin Yönetimi'nin yer almadığı ABD liderliğindeki bir geçici yönetimi destekleyip desteklemeyeceğine ilişkin sorulara yanıt vermedi. Netanyahu hükümetiyse “İsrail karşıtı” olmakla suçladığı Filistin Yönetimi'nin Gazze'de herhangi bir rol üstlenmesini kesinlikle reddediyor.

Netanyahu, pazartesi günü yaptığı açıklamada, Hamas’a saldırıların yoğunlaştırılacağını duyurmuş, bu adımı Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir'in tavsiyesiyle attığını söylemişti. İsrail Güvenlik Kabinesi de Gazze Şeridi’ne saldırıların genişletilmesini pazar günü onaylamıştı. Plan kapsamında Gazze’deki "tampon bölgelerin" genişletileceği, askerlerin de kara harekatlarıyla ele geçirilen bölgelerden geri çekilmeyip işgali sürdüreceği aktarılmıştı.

Independent Türkçe, Reuters, New Arab