Rehine takası anlaşmaları: 7 Ekim öncesi tutuklanan Filistinli kadınların çoğu İsrail hapishanelerinden serbest bırakıldı

İsrail, yedi gün süren geçici ateşkes sırasında 71’i kadın, 169’u çocuk olmak üzere240 Filistinli mahkumu serbest bıraktı

İsrail'in Hamas'la yaptığı rehine takası anlaşması kapsamında 30 Kasım'da serbest bırakılan Filistinli bir kadın (AP)
İsrail'in Hamas'la yaptığı rehine takası anlaşması kapsamında 30 Kasım'da serbest bırakılan Filistinli bir kadın (AP)
TT

Rehine takası anlaşmaları: 7 Ekim öncesi tutuklanan Filistinli kadınların çoğu İsrail hapishanelerinden serbest bırakıldı

İsrail'in Hamas'la yaptığı rehine takası anlaşması kapsamında 30 Kasım'da serbest bırakılan Filistinli bir kadın (AP)
İsrail'in Hamas'la yaptığı rehine takası anlaşması kapsamında 30 Kasım'da serbest bırakılan Filistinli bir kadın (AP)

İsrail ile Hamas arasındaki rehine takası anlaşmaları kapsamında İsrail hapishanelerinden serbest bırakılanların listesi, 7 Ekim öncesi tutuklanan Filistinli kadınların 4'ü dışında çoğunluğunun serbest bırakıldığını gösteriyor.

Gazze'de ateşkes anlaşması kapsamında 24 Kasım 2023 tarihinden bu yana işgal hapishanelerinden 71’i kadın ve 169’u çocuk olmak üzere toplam 240 Filistinli esir 7 grupta serbest bırakıldı.

Mahkumlar ve çocuklarla ilgili ateşkes anlaşması oldukça sorunsuz ilerledi. Çünkü İsrail'in, İsraillilerin öldüğü eylemlere karışmayan Filistinlileri serbest bırakmasında hiçbir sorunu yoktu. Dolayısıyla İsrail'in serbest bırakmayı reddettiği ömür boyu hapis cezasına çarptırılan mahkumlardan değillerdi.

İsrail, Gazze’de Hamas’ın rehin aldığı 105 İsraillinin serbest bırakılması karşılığında 240 Filistinli mahkumu serbest bıraktı.

İsrail tarafından serbest bırakılan Filistinli tutuklulardan biri olan Meyun Musa el-Cibali, İsrail hapishanelerinde kalan en yaşlı kadın mahkumdu. 29 Haziran 2015'te tutuklanan Cibali, 15 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

New York Times’ın (NYT) yayınladığı verilere göre, serbest bırakılan Filistinlilerin çoğu, İsraillilere karşı herhangi bir eylemde bulunmaktan hüküm giymedi. Aralarında 3'ü kız çocuğu olmak üzere 18 yaşın altında 107 genç ve 18 yaşında 66 genç bulunuyordu. Aynı veriler, İsrail tarafından serbest bırakılan Filistinlilerin en yaşlısının ise 64 yaşındaki Cibali olduğunu gösterdi.

Geçici ateşkes süresince her gün bir grup olmak üzere 7 partide esir takası yapıldı. Takas yapılanlar arasında özellikle her iki taraftan kadınlar ve çocuklar yer aldı. Hamas'ın serbest bıraktığı tutuklular arasında Tayland, Filipinler ve Rusya vatandaşları da vardı. Ancak yabancı uyruklu rehinler için yapılan müzakereler, İsrailli rehinelerin serbest bırakılması için yapılan müzakerelerden ayrı yürütüldü.

sdve
İsrail tarafından Hamas’la yapılan takas anlaşması kapsamında 30 Kasım'da serbest bırakılan Filistinli iki genç Ramallah’ta böyle karşılandı (AFP)

İsrail hükümeti, ilk olarak Hamas'la yapılacak bir takas anlaşmasıyla serbest bırakılabilecek 19 yaşın altındaki 300 çocuk ve Filistinli kadının yer aldığı bir liste yayınladı. Daha sonra takas süreci ilerledikçe bu listeye 50 isim daha eklendi. Listedeki kişilerin doğum tarihleri, kendilerine yöneltilen suçlamalar ve diğer bilgiler de yer aldı. Listede, herhangi bir suçtan hüküm giymemiş olanlar ve resmi bir suçlama olmadan hapse atılanlar ile bir suçla suçlanan ve yargılanmayı bekleyenler arasında herhangi bir ayrım yapılmadı.

NYT, İsrail’in yayınladığı listeyle, Filistin Yönetimi’ne bağlı Filistinli Mahkumlar ve Eski Mahkumlar İşleri Dairesi tarafından günlük olarak yayınlanan, serbest bırakılan Filistinliler listelerini karşılaştırdı. NYT’ye göre İsrail’in verileri, serbest bırakılan Filistinlilerin dörtte üçünün herhangi bir suçtan hüküm giymemiş olduklarını gösterdi. Aynı zamanda çoğu bir yıldan az bir süredir hapisteydi. Listede yer alan 37 Filistinli ise Hamas’ın 7 Ekim'de İsrail'e yönelik saldırılarının ardından İsrail ordusu tarafından düzenlenen baskınlar sırasında tutuklanmıştı.

İsrail, listedeki tüm kişileri, ‘taş atmak, Hamas’ı desteklemek ve cinayete teşebbüs etmek’ gibi İsrail'in güvenliğiyle ilgili suçlar olarak nitelendirdiği suçlamalarla tutuklamıştı. Davaların yarısından fazlası, işgal altındaki Batı Şeria'daki Filistinlileri yargılayan, ancak aynı yerde yaşayan İsrailli yerleşimcileri yargılamayan İsrail askeri mahkemelerinde görülmüştü.

İsrail askeri mahkemelerinde yargılanan Filistinlilerin neredeyse tamamına hapis cezası veriliyor. Güvenlik suçlarıyla suçlananlar ise herhangi bir suçlama ya da yargılama olmaksızın süresiz olarak hapse atılabiliyor. İsrail, bu tür uygulamaların güvenliği için gerekli olduğunu savunuyor. Bunları uluslararası hukukun ihlali olarak nitelendiren uluslararası insan hakları örgütleri, bu uygulamaları yaygın olarak eleştiriyor. Uluslararası insan hakları örgütlerine göre İsrail, Filistinlilerin siyasi faaliyetlerini ve ifade özgülüklerini bastırmak için bu tür uygulamalara başvuruyor.

Serbest bırakılan Filistinlilerin çoğu (155'i) Batı Şeria'dan, 72'si Doğu Kudüs'ten ve 1'i Gazze'dendi. Listelerde genellikle rehine takası anlaşmalarına dahil olmayan İsrail vatandaşı Filistinliler (48 Arapları) de vardı. İsrail’in kendi vatandaşı olan Filistinlileri Hamas'la ilişkilendirmek ve vatandaşlıklarını iptal etmekle tehdit etmek için bunu kullanılacağından endişelenen bazı gözlemciler, bu durum karşısında alarma geçti.

Yeni bir ateşkese varılması halinde İsrail'in serbest bırakması muhtemel Filistinli mahkumlar listesinde yer alan 110 Filistinliden 12’si kadın, 15’i 18 yaşın altında erkek çocuk ve geriye kalanı 18-19 yaş arası genç erkek.

Filistinli Esirler Cemiyeti, 7 Ekim'den sonra tutuklanan 56 kadın mahkumun da aralarında bulunduğu 60 kadın ve genç kızın halen İsrail hapishanelerinde tutulduğunu açıkladı.

Filistin Esirler Cemiyeti Medya Koordinatörü Amani Sarhana, 7 Ekim öncesi İsrail’in gözaltı merkezlerindeki 37 kadın mahkumdan dördü de dahil olmak üzere 60 Filistinli mahkumun halen İsrail hapishanelerinde tutulduğunu söyledi. İsrail'in 37 kadın mahkumdan 33'ünü serbest bıraktığını söyleyen Sarhana, 7 Ekim'den bu yana 4 kadın mahkumun halen İsrail tarafından tutulduğunu aktardı.

İsrail’in 7 Ekim sonrası 56’sı kadın 3 bin 260 Filistinliyi tutukladığı baskınları hatırlatan Sarhana, İsrail hapishanelerinde tutulan Filistinli kadınların ve genç kızların sayısının 60'a yükseldiğini kaydetti.

İsrail tarafından tutuklanan Filistinli çocukların sayısını ise İsrail’in her gün onlarca çocuğu tutuklaması nedeniyle net olarak belirlemek mümkün değil.

İsrail, yedi gün süren geçici ateşkes sırasında 240 Filistinliyi serbest bıraktı, 260 Filistinliyi ise tutukladı.



Uzmanlar uyardı: "Zihin kontrol silahları" gerçek oluyor

 Rus özel harekatçılarının kullandığı gaz nedeniyle birçok rehine bilincini kaybetmişti (Reuters)
Rus özel harekatçılarının kullandığı gaz nedeniyle birçok rehine bilincini kaybetmişti (Reuters)
TT

Uzmanlar uyardı: "Zihin kontrol silahları" gerçek oluyor

 Rus özel harekatçılarının kullandığı gaz nedeniyle birçok rehine bilincini kaybetmişti (Reuters)
Rus özel harekatçılarının kullandığı gaz nedeniyle birçok rehine bilincini kaybetmişti (Reuters)

Britanyalı bilim insanları bilinç, algı veya hafızayı değiştirebilen silahların yakın zamanda gerçeğe dönüşebileceğini söylüyor. 

Birleşik Krallık'taki Bradford Üniversitesi'nden Michael Crowley ve Malcolm Dando, Kraliyet Kimya Topluluğu tarafından yayımlanacak yeni kitaplarında, insanın sinir sistemini hedef alan "beyin silahlarının" artık yalnızca bilimkurgularda kalmayacağını savunuyor.  

24 Kasım'da yayımlanacak kitap, merkezi sinir sistemini (MMS) etkileyen kimyasalların araştırılması için yürütülen devlet fonlu çalışmaları konu ediniyor. 

Guardian'a konuşan Crowley, Soğuk Savaş'ta ve sonrasında ABD, Sovyetler Birliği ve Çin'in MMS'ye etki eden silahlar geliştirmek için "aktif çaba gösterdiğini" söylüyor. 

Bu programların insanlarda "bilinç kaybı, uyuşma, halüsinasyon, kafa karışıklığı ve felç" dahil uzun süreli bozukluklar yaratacak cihazların geliştirilmesini hedeflediğini belirtiyor. 

Araştırmacılar, 2002'de Moskova Tiyatrosu'na Çeçen militanlar tarafından düzenlenen baskını da hatırlatıyor. Rehine krizinde Rus özel harekatçılar, binanın havalandırma sisteminden içeri fentanil bazlı "uyku gazı" sıktıktan sonra operasyona başlamıştı. Rus askerler 40 ayrılıkçı militanı öldürmüş, 132 rehinenin çoğununsa gazdan etkilenerek yaşamını yitirdiği bildirilmişti.

Kitabın dünyaya bir uyarı niteliğinde olmasını istediklerini belirten Crowley şöyle devam ediyor: 

Kulağa bilimkurgu gibi geliyor ama bu, bilimsel bir olguya dönüşüyor. Bizatihi beynin savaş alanına dönüşeceği bir çağa giriyoruz. Merkezi sinir sistemini manipüle etmek için kullanılan araçlar giderek daha hassas, erişilebilir ve devletler için daha cazip hale geliyor.

Biyolojik ve kimyasal silahlarla ilgili araştırmalar yürüten Dando da tehdidin arttığı uyarısında bulunuyor: 

Nörolojik bozuklukları tedavi etmemizi sağlayan bilgiler, bilişsel işlevleri bozmak, itaatkarlık yaratmak ve hatta gelecekte insanları farkında olmadan faillere dönüştürmek için kullanılabilir.

Dando ve Crowley, Lahey'de 24-28 Kasım'da otuzuncusu düzenlenecek Taraf Devletler Konferansı'na (Conference of the States Parties/CSP) katılacak. Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü'ne üye ülkelerin oluşturduğu CSP, Kimyasal Silahlar Sözleşmesi'nin denetiminden sorumlu.

Bilim insanları, gelecekte karşılaşılabilecek bu silahlara karşı şimdiden gerekli önlemlerin alınması gerektiğini söylüyor. Crowley, "Bu bir uyarıdır. Bilimin bütünlüğünü ve insan zihninin kutsallığını korumak için hemen harekete geçmeliyiz" diyor.

Independent Türkçe, Guardian, News Bytes


Brezilya'nın eski Devlet Başkanı Bolsonaro ev hapsinden gözaltına alındı

Brezilya Eski Devlet Başkanı, geçen eylül ayında ev hapsindeyken bir dizi tıbbi testten geçtikten sonra Brasilia'daki hastaneden ayrıldı (AFP)
Brezilya Eski Devlet Başkanı, geçen eylül ayında ev hapsindeyken bir dizi tıbbi testten geçtikten sonra Brasilia'daki hastaneden ayrıldı (AFP)
TT

Brezilya'nın eski Devlet Başkanı Bolsonaro ev hapsinden gözaltına alındı

Brezilya Eski Devlet Başkanı, geçen eylül ayında ev hapsindeyken bir dizi tıbbi testten geçtikten sonra Brasilia'daki hastaneden ayrıldı (AFP)
Brezilya Eski Devlet Başkanı, geçen eylül ayında ev hapsindeyken bir dizi tıbbi testten geçtikten sonra Brasilia'daki hastaneden ayrıldı (AFP)

Bugün çeşitli kaynaklar, darbe planlamakla suçlanan eski Cumhurbaşkanı Jair Bolsonaro'nun ev hapsinden tutuklama öncesi gözaltı durumuna geçirildiğini bildirdi.

Avukatlarından Celso Velarde, AFP'ye yaptığı açıklamada, Bolsonaro'nun "gözaltına alındığını, ancak nedenini bilmediğini" söyledi.

Şarku'l Avsat'ın AFP'den aktardığına göre mahkeme tutanağında, 70 yaşındaki eski sağcı cumhurbaşkanının ev hapsinden tutuklama öncesi gözaltı durumuna geçirilmesinin "yüksek kaçma riski" taşıdığı gerekçesiyle olduğu belirtildi.

Yargıç Alexandre de Moraes belgede Bolsonaro'nun, bugün ilerleyen saatlerde başkent Brasilia'daki evinin yakınında destekçilerinin düzenlemeyi planladığı bir gösteriden yararlanarak kaçmayı umarak elektronik izleme bileziğini "kırmaya" çalıştığını açıkladı.

Davaya yakın kaynaklar, Bolsonaro'nun gözaltına alınmasının ihtiyati bir tedbir olduğunu ve darbe girişimi planlamak suçundan aldığı 27 yıllık hapis cezasının infazına başlanması amacıyla yapılmadığını vurguladı.

Bolsonaro'nun avukatları dün, kötüleşen sağlığı nedeniyle cezasını ev hapsinde çekmesine izin verilmesini talep etti.

Bolsonaro, 2022 seçimlerini kaybettikten sonra Cumhurbaşkanı Luiz Inácio Lula da Silva'nın cumhurbaşkanlığını devralmasını engellemeye çalıştığı suçlamasıyla yargılandığı ağustos ayından bu yana ev hapsinde bulunuyor.

11 Eylül'de, hakimlerin Bolsonaro'nun "otoriter yönetimini" sağlamak için komplo kuran "suç örgütüne" liderlik ettiği sonucuna vardığı bir yargılamanın ardından suçlu bulundu. Yüksek Mahkeme geçen hafta yaptığı itirazı reddederek, Bolsonaro'nun hapis cezasından kurtulma olasılığını önemli ölçüde azalttı.


ABD “yanlışlıkla” Meksika’yı işgal etti

Meksika Donanması askerleri, sahile giderek uyarı levhalarını söktü (Twitter / @MORRIS80766176)
Meksika Donanması askerleri, sahile giderek uyarı levhalarını söktü (Twitter / @MORRIS80766176)
TT

ABD “yanlışlıkla” Meksika’yı işgal etti

Meksika Donanması askerleri, sahile giderek uyarı levhalarını söktü (Twitter / @MORRIS80766176)
Meksika Donanması askerleri, sahile giderek uyarı levhalarını söktü (Twitter / @MORRIS80766176)

ABD'nin Meksika sahiline uyarı levhaları yerleştirmesi tartışma yarattı. 

AFP'nin aktardığına göre pazartesi günü Meksika'ya tekneyle giden sivil kıyafetli kişiler, ülkenin ABD sınırındaki Tamaulipas eyaletinde yer alan Playa Bagdad'a (Bağdat Plajı) uyarı tabelaları yerleştirdi. 

Levhalarda İngilizce ve İspanyolca olarak "Savunma Bakanlığı'na ait bu arazi komutanın yetkisiyle yasaklı bölge olarak belirlenmiştir" yazıyor. 

"Ulusal Savunma Bölgesi III" (National Defense Area/NDA) olarak belirlenen araziye izinsiz girenlerin gözaltına alınabileceği de belirtiliyor. NDA'lara sadece Amerikan ordusu personelinin girişine izin veriliyor. 

Levhaların dikildiği sahil, ABD'nin Colorado eyaletindeki Rocky Dağları'ndan doğan Rio Grande Nehri'nin Meksika Körfezi'ne döküldüğü yerde. 

Sosyal medyada tartışma yaratan olayla ilgili Pentagon'dan yapılan açıklamada, sınır tabelaları yerleştirmesi için anlaşılan firmanın yanlış yere gittiği belirtildi. Rio Grande Nehri'nin değişen su seviyeleri nedeniyle ABD-Meksika sınırının karıştırıldığı ifade edildi. 

Meksika lideri Claudia Sheinbaum, iki ülke arasında uzanan nehirlerin etrafındaki sınırların belirlenmesinden sorumlu Uluslararası Sınır ve Su Komisyonu'nun (International Boundary and Water Commission/IBWC) devreye girdiğini söyledi. IBWC, sınır anlaşmazlıklarının giderilmesi için ABD ve Meksika ortaklığıyla 1884'te kurulmuştu. 

Meksika Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada donanma askerlerinin sahildeki 6 tabelayı da kaldırdığı bildirildi. 

Olay, ABD ve Meksika arasında gerginliğin arttığı bir dönemde yaşandı. 

ABD Başkanı Donald Trump, ocakta göreve başladığında Meksika Körfezi'nin adının "Amerika Körfezi" şeklinde değiştirilmesi talimatını vermişti. 

Trump, 18 Kasım'daki açıklamasında da uyuşturucuyla mücadele için Meksika'ya askeri personel gönderilebileceğini söylemişti. 

Sheinbaum ise buna tepki göstererek "Kendi topraklarımızda operasyonları biz yürütürüz ve hiçbir yabancı hükümetin müdahalesini kabul etmeyiz" demişti.

Diğer yandan Sheinbaum, kartellere operasyonlarda ABD'yle istihbarat paylaşımına açık olduklarını söylemişti. 

Independent Türkçe, Telegraph, LBC, Newsweek, AFP