Mandela’dan 10 yıl sonra Güney Afrika'nın Filistin’e desteği sürüyorhttps://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/4711161-mandela%E2%80%99dan-10-y%C4%B1l-sonra-g%C3%BCney-afrikan%C4%B1n-filistin%E2%80%99e-deste%C4%9Fi-s%C3%BCr%C3%BCyor
Mandela’dan 10 yıl sonra Güney Afrika'nın Filistin’e desteği sürüyor
Pek çok Güney Afrikalı, onun ırkçılığa karşı mücadelesi ile Filistin'deki direniş arasında benzerlikler görüyor (AFP)
Apartheid karşıtı politikanın simge ismi olan Nelson Mandela, Şubat 1990'da 27 yıl kaldığı hapishaneden tahliye edilmesinden günler sonra Filistin davasının sembol ismi Yaser Arafat'ı sıcak bir şekilde kucaklamıştı.
Tıpkı bugün Güney Afrika'nın Filistin davasına verdiği desteğin tartışmalı olması gibi, bu jest de o zamanlar tartışılmıştı ancak Mandela eleştirileri umursamadı.
Arafat'ın Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) çoğu zaman, Mandela'nın beyaz azınlık yönetimine karşı mücadelesinin sadık bir destekçisi olmuştu. Birçok Güney Afrikalı Mandela ile Filistin'in İsrail'e karşı direnişi arasında benzerlikler görmekte.
Merhum liderin torunu Mandla Mandela, dedesinin ölümünün 10. yıl dönümü öncesinde verdiği röportajda şunları söyledi: “Filistinlilerin desteğiyle şanslıydık. Özgürlüğümüzü kazanabildik. Büyükbabam, Filistin mücadelesi olmadan özgürlüğümüzün eksik olduğunu söylerdi.”
Nelson Mandela’nın kurucusu olduğu iktidardaki Afrika Ulusal Kongresi'nin (ANC) Milletvekili olan Mandla Mandela, Johannesburg'da Filistinlilerle dayanışma amacıyla düzenlenen konferansa ev sahipliği yaptı. Konferansa Hamas hareketi üyelerini de katıldı.
Şarku’l Avsat’ın Reuters haber ajansından aktardığı habere göre geçtiğimiz ay ANC, parlamentoda İsrail ile diplomatik ilişkilerin Gazze'de ateşkes kabul edilene kadar askıya alınması yönündeki yasa tasarısını desteklemişti.
Güney Afrika Yahudi cemaatinin bazı üyeleri ise ANC'nin tutumunu eleştirerek, Mandela'nın kendisinin de sonunda İsrail ile ilişkiler kurmaya çalıştığını belirtti.
Tarihçi ve “Mandela'nın Yahudilerle Anıları” kitabının yazarı David Saks, Mandela'nın, görevden ayrıldıktan sonra bile İsrail'i 1994'ten bu yana ziyaret eden tek Güney Afrika Devlet Başkanı olduğunu ve "İsrailli yetkililer tarafından sıcak karşılandığını" belirtti. O, dönemin Başbakanı Ehud Barak'tan ve eski Başkan Ezra Weizman'dan "arkadaşlarımdan biri" olarak bahsettiğini de ifade etti.
Saks, "İsrail'le diplomatik olarak işlerin nasıl yürümesi gerektiğini gösterdi ancak işler bu şekilde gitmedi" diye ekledi.
İsrail ordusu, Gazze'de bir Hamas liderinin öldürüldüğünü duyurduhttps://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/5211840-i%CC%87srail-ordusu-gazzede-bir-hamas-liderinin-%C3%B6ld%C3%BCr%C3%BCld%C3%BC%C4%9F%C3%BCn%C3%BC-duyurdu
İsrail ordusu, Gazze'de bir Hamas liderinin öldürüldüğünü duyurdu
Gazze şehrine düzenlenen İsrail hava saldırısında hedef alınan bir araç (AFP)
İsrail ordusu, Gazze şehrinde bir Hamas liderini öldürdüğünü duyurdu. Şarku’l Avsat’ın İ24 NEWS’ten aktardığına göre dün Gazze şehrinde bir araca düzenlenen İsrail saldırısında dört kişi hayatını kaybetti. Saldırının Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları'nın Operasyon Komutanı Ala el-Hadidi'yi hedef aldığı belirtildi.
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisi dün, Hamas’ın Yahudi devletiyle olan kırılgan ateşkes anlaşmasını ihlal ettiğini gerekçe göstererek, İsrail'in Gazze Şeridi'nde beş üst düzey Hamas yetkilisini öldürdüğünü açıkladı.
Netanyahu'nun ofisi tarafından X platformu üzerinden yapılan paylaşımda şu ifadeler yer aldı: “Bugün Hamas, İsrail askerlerine saldırmak için teröristleri İsrail kontrolündeki bölgelere göndererek ateşkes anlaşmasını bir kez daha ihlal etti. Buna karşılık İsrail, beş üst düzey Hamas teröristini ortadan kaldırdı.”
Cenevre Görüşmeleri… ABD’den Ukrayna Savaşı’nı sonlandırma planına açık kapıhttps://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/5211839-cenevre-g%C3%B6r%C3%BC%C5%9Fmeleri%E2%80%A6-abd%E2%80%99den-ukrayna-sava%C5%9F%C4%B1%E2%80%99n%C4%B1-sonland%C4%B1rma-plan%C4%B1na-a%C3%A7%C4%B1k-kap%C4%B1
Cenevre Görüşmeleri… ABD’den Ukrayna Savaşı’nı sonlandırma planına açık kapı
ABD, Ukrayna ve Avrupa’dan yetkililer pazar günü İsviçre’nin Cenevre kentinde bir araya gelerek, ABD Başkanı Donald Trump’ın Ukrayna’ya yönelik barış planını ele alacak. Kiev’de ise bu planın “zorunlu bir teslimiyet” anlamına gelebileceği endişesi hâkim. Washington ise önerinin nihai bir teklif olmadığını vurguluyor.
Trump, yaklaşık dört yıldır süren savaşın sona erdirilmesine yönelik planına Kiev’in 27 Kasım tarihine kadar onay vermesini istemişti. Ancak Ukrayna, taslakta Rusya lehine görülen bazı maddelerde değişiklik yapılmasını talep ediyor.
Rus vizyonu tartışması
ABD yönetimi, planın Amerikan resmi politikasını yansıttığını belirterek, Senato üyelerinin Dışişleri Bakanı Marco Rubio’nun planı “Rusya’nın dilek listesi” olarak nitelediği iddiasını reddetti.
ABD Başkanı Donald Trump'ın Ukrayna Özel Temsilcisi Keith Kellogg, Kiev'de Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ile bir araya geldi (Reuters)
28 maddelik taslak, Ukrayna’nın bazı topraklardan vazgeçmesini, ordusunun küçültülmesini ve ülkenin NATO’ya katılmama taahhüdünü içeriyor.
Trump, cumartesi günü yaptığı açıklamada planın “nihai teklif” olmadığını, amacının çatışmaları “bir şekilde” durdurmak olduğunu söyledi. ABD’nin Ukrayna Özel Temsilcisi Keith Kellogg da metni “devam eden bir çalışma” olarak nitelendirdi.
Avrupalı müttefikler ise hazırlık sürecine dahil olmadıkları plana temkinli yaklaşıyor ve daha fazla geliştirilmesi gerektiğini belirtiyor. G20 zirvesi sırasında Kiev’in elini güçlendirecek karşı öneriler üzerinde çalışıldı.
ABD Heyeti Cenevre’de
Dışişleri Bakanı Marco Rubio bugün (Pazar)Cenevre’ye ulaştı. ABD’nin diplomatik temsilcilerinden Steve Whitkov’un da görüşmelere katılması bekleniyor. ABD Kara Kuvvetleri Sekreteri Daniel Driscoll ise Kiev’de Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ile görüştükten sonra Cenevre’ye geçiş yaptı.
Rubio sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, barış planının ABD tarafından hazırlandığını belirterek, “Bu, devam eden müzakereler için güçlü bir çerçeve sunuyor. Rusya’nın katkılarının yanı sıra Ukrayna’nın önceki ve mevcut önerilerini de içeriyor” dedi.
Rusya’nın katılımı belirsiz
Zelenskiy, başmüzakereci görevine Andriy Yermak’ın getirildiğini duyurdu. Kararnamede müzakerelere “Rusya Federasyonu temsilcilerinin” de katılmasının öngörüldüğü ifade edildi; ancak Moskova’dan bu konuda resmi bir açıklama gelmedi.
Zelenskiy, “Barışı sağlamak için atılması gereken adımlar konusunda ortaklarımızla istişarelerde bulunacağız” dedi. Ukrayna lideri, temsilcilerinin ülkenin ulusal çıkarlarını savunmayı bildiğini ve “Rusya’nın üçüncü kez saldırmasını engelleyecek” şekilde hareket edeceklerini vurguladı.
Avrupa’dan güvenlik vurgusu
İngiltere Başbakanı Keir Starmer, üst düzey yetkililerin Cenevre’de “ilerleme kaydetmek” için bir araya geleceğini söyleyerek, Ukrayna’ya güçlü güvenlik garantileri verilmesinin önemini vurguladı. İngiltere’nin ulusal güvenlik danışmanı Jonathan Powell’ın da toplantıya katılacağı belirtildi.
Trump ve Putin, geçen Ağustos ayında Ukrayna'daki savaşın sona erdirilmesini müzakere etmek için yaptıkları görüşmenin ardından düzenlenen basın toplantısında el sıkışıyor (Reuters)
İtalya’nın güvenlik danışmanı Fabrizio Saggio’nun da Cenevre’ye gideceği bildirildi. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ise AB, Fransa ve Almanya’dan güvenlik yetkililerinin görüşmelere katılacağını açıkladı.
Johannesburg’daki G20 toplantısı sırasında Starmer, Macron ve Almanya Şansölyesi Friedrich Merz, Trump’ın planını ele almak üzere bir araya geldi. Görüşmeye Avustralya, Kanada ve Japonya’dan yetkililer de katıldı.
Liderler, yayımladıkları ortak açıklamada ABD planının “üzerinde çalışılması gereken bir temel” olduğunu kaydetti. Açıklamada ayrıca “sınırların güç yoluyla değiştirilemeyeceği” ve Ukrayna ordusuna getirilebilecek kısıtlamaların ülkeyi gelecekte risk altında bırakabileceği uyarısı yer aldı.
Rusya Savunma Bakanlığı'nın 18 Kasım'da yayımladığı bir videodan alınan bir karede, bir Rus askerinin Ukrayna'da açıklanmayan bir konumda bulunan Ukrayna ordusu mevzilerine top mermisi ateşlediği görülüyor. (EPA)
Macron, planın Ukrayna’nın NATO ilişkileri ve AB’de dondurulan Rus varlıkları gibi Avrupa’yı ilgilendiren kritik konular içerdiğini belirterek, “Hepimiz güçlü ve kalıcı bir barış istiyoruz. Bu barış tüm Avrupalıların güvenliğini gözetmelidir” dedi.
Kiev’de kritik günler
Zelenskiy, cuma günü yaptığı ulusa sesleniş konuşmasında Ukrayna’nın tarihinin en zor dönemlerinden birinden geçtiğini söyledi. Trump’ın planına alternatif öneriler sunacağını belirterek, ülkeye yönelik baskının “çok yoğun” olduğunu dile getirdi.
Ukrayna lideri, ülkesinin “onurunu kaybetmek ile en önemli müttefikini kaybetme riski arasında çok zor bir seçimle” karşı karşıya kalabileceğini ifade etti.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ise planın nihai barış için “temel oluşturabileceğini” söyledi ancak Ukrayna’nın masadan çekilmesi halinde daha fazla toprak alacağı tehdidinde bulundu.
İran: Batı’nın UAEA’ya müdahalesi uluslararası ilişkileri zedeliyorhttps://turkish.aawsat.com/d%C3%BCnya/5211835-i%CC%87ran-bat%C4%B1%E2%80%99n%C4%B1n-uaea%E2%80%99ya-m%C3%BCdahalesi-uluslararas%C4%B1-ili%C5%9Fkileri-zedeliyor
İran Dışişleri Bakanlığı sözcüsü İsmail Bekayi (İRNA)
TT
TT
İran: Batı’nın UAEA’ya müdahalesi uluslararası ilişkileri zedeliyor
İran Dışişleri Bakanlığı sözcüsü İsmail Bekayi (İRNA)
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi bugün(Pazar) yaptığı açıklamada Batılı ülkelerin Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın (IAEA/UAEA) çalışmalarına müdahale ettiğini savunarak, bu tutumun ajansın diğer ülkelerle ilişkilerini “ciddi şekilde zorlaştırdığını” söyledi.
Başkent Tahran’da düzenlediği basın toplantısında konuşan Bekayi, İran ile UAEA arasında herhangi bir arabuluculuğa ihtiyaç olmadığını vurgulayarak, Kahire’de taraflar arasında sağlanan son mutabakatın “geçerliliğini yitirdiğini” dile getirdi.
Washington’un nükleer müzakerelerde “ciddiyetten uzak davrandığını” öne süren Bekayi, ABD’nin diplomatik teamüllere uygun hareket etmediğini ifade etti. Sözcü, UAEA’nın da ABD ile İsrail’in “siyasi baskılarına boyun eğdiğini” iddia etti.
Bekayi, ABD’yi “dünyanın en büyük istikrarsızlık kaynağı” olarak tanımlarken, Sudan’daki çatışmalara ilişkin değerlendirmesinde de ülkedeki gelişmelerin “son derece kaygı verici” olduğunu belirtti. Sözcü, Sudan’daki gerilimin tırmanmasından “Washington’un sorumlu olduğunu” ileri sürdü.
لم تشترك بعد
انشئ حساباً خاصاً بك لتحصل على أخبار مخصصة لك ولتتمتع بخاصية حفظ المقالات وتتلقى نشراتنا البريدية المتنوعة