Putin yalnızlıktan kurtulurken Zelenskiy yalnızlaşmaya başlıyor

Mevcut uluslararası bağlamın kendisi için daha uygun olduğunu düşünen Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Suudi Arabistan ve BAE'yi ziyaret etti.

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, başkent Riyad'da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile bir araya geldi. / Fotoğraf: AFP
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, başkent Riyad'da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile bir araya geldi. / Fotoğraf: AFP
TT

Putin yalnızlıktan kurtulurken Zelenskiy yalnızlaşmaya başlıyor

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, başkent Riyad'da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile bir araya geldi. / Fotoğraf: AFP
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, başkent Riyad'da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile bir araya geldi. / Fotoğraf: AFP

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, geçtiğimiz temmuz ayında Güney Afrika'nın ev sahipliğinde düzenlenen BRICS Zirvesi’ne katılmama kararı aldı. Putin, Ukrayna'da savaş suçu işlediği gerekçesiyle Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) tarafından takip edildiğini göz önünde bulundurarak, ev sahibi ülkeyi tehlikeye atmamak için bu kararı verdi. Gözlemciler, Rusya’nın, Batı'nın hâkim olduğu bölgesel ve çok taraflı örgütlere alternatif olarak kurulan BRICS grubunun kurucu ülkelerinden biri olması ve eylül ayında Hindistan'da düzenlenen G20 Zirvesi’ni kaçırması nedeniyle Batı'nın meseleyi Putin’in yaşadığı izolasyonun bir kanıtı olarak gördüğünü kaydetti. Ancak Rusya Devlet Başkanı'nın 2023 yılı boyunca gerçekleştireceği pek çok seyahat, Batı ekseninin uzun süredir kendisine dayatmaya çalıştığı yalnızlaştırma politikasına meydan okuduğunu gösteriyor.

Hiçbir Batılı ülkenin Putin'i kabul etmeyeceği kesin olmakla birlikte, son iki yılda Rusya Devlet Başkanı’na birçok başkanlık sarayının kapıları açıldı. Moskova yönetiminden yapılan açıklamaya göre Putin, ilişkileri güçlendirmek, İsrail ile Hamas arasındaki savaş ve Rusya'nın da katıldığı OPEC+ ittifakı çerçevesinde petrol üretiminin azaltılması gibi bölgesel konuları görüşmek üzere dün (çarşamba) Ekim 2019'dan bu yana ilk kez Abu Dabi ve Riyad'ı ziyaret etti.

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman ile bir araya gelen Putin, Riyad ile ilişkilerin “benzeri görülmemiş bir düzeye” ulaştığını kaydetti. Rus televizyonunda yayınlanan açıklamalarında, iki ülkenin iyi ve istikrarlı ilişkilere sahip olduğunu söyleyen Putin, “Dostane ilişkilerimizin gelişmesini hiçbir şey engelleyemez. Şu anda hepimiz için bölgede olup bitenlerle ilgili bilgi ve değerlendirme alışverişinde bulunmak çok önemli” ifadelerini kullandı. Putin'in Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Devlet Başkanı Şeyh Muhammed bin Zayed Al Nahyan ile bir araya geldiği Abu Dabi'de, Rusya Devlet Başkanlığı Basın Ofisi iki ülke arasındaki iş birliğinin ‘artmakta’ olduğunu belirtti.

Müttefiklere ziyaret

Putin, içinde bulunduğumuz yıl boyunca UCM Roma Tüzüğü'nü imzalamayan birçok müttefik ülkeye seyahat etti. Zira bu ülkelerin hükümetlerinin Putin’i UCM'ye teslim etme zorunluluğu yok.

Geçtiğimiz ekim ayında Putin, Uluslararası Yeni İpek Yolu Ulaştırma ve Lojistik İş Forumu oturum aralarında Çinli mevkidaşı Şi Cinping ile görüştü. Bundan birkaç gün önce ise hakkında uluslararası tutuklama kararının çıkarılmasından bu yana ilk yurtdışı gezisinde Moskova'nın müttefiki Kırgızistan'ı ziyaret etmişti. Putin, ekim ayı başında organizatörlere ‘sorun yaratmamak’ için uluslararası toplantılardan kaçındığını açıklamıştı.

Gözlemciler, Putin'in Körfez ülkelerine yaptığı son ziyaretin, ABD ve Avrupa'nın kendisini uluslararası düzeyde yalnızlaştırma çabalarına rağmen, ülkesi dışına seyahat etme konusunda daha cesur hale geldiğini gösterdiğini söylüyor.

Rusya Dış Politika ve Savunma Konseyi Başkanı Fyodor Lukyanov, “Putin'in Körfez'in iki büyük gücüne yaptığı ziyaret, Rusya'nın uluslararası izolasyondan çıkmakta olduğunun açık bir işaretidir. Bu, Rusya'nın Ortadoğu'daki nüfuzunu savunma hedefini güçlendiriyor ve ABD'nin geleneksel müttefikleri olan BAE ve Suudi Arabistan'ın dış politikalarında dengeyi sağlamaya istekli olduğunu gösteriyor” ifadelerini kullandı.

Bu bağlamda Georgetown Üniversitesi Doğu Avrupa, Rusya ve Avrasya Araştırmaları Merkezi Direktörü Angela Stent, “Putin, Batılı ülkelerden izole edilmiş olsa da savaşın başlangıcından bu yana Çin'den ve küresel Güney'deki bazı ülkelerden izole olmadığı açık” dedi.

Rusya Stratejik Araştırmalar Enstitüsü Başkan Danışmanı Elena Suponina, Bloomberg’e yaptığı açıklamada, “Putin kendine daha çok güvendiğini hissediyor. Uzun zamandır bu kadar dış ziyaret yoğunluğunu görmemiştik” dedi. Suponina, Putin'in Riyad ve Abu Dabi ziyaretindeki hedefinin aynı olduğunu; OPEC, Ortadoğu çatışması ve Rusya'nın BRICS'teki liderliği ile ilgili konuları tartışmak amacıyla bu ziyaretleri gerçekleştirdiğini belirtti.

2022-2023 yılları arasında Rusya ile Ortadoğu ülkeleri arasındaki iletişimin yoğunluğu arttı. İtalyan Uluslararası Siyasi Araştırmalar Enstitüsü'ne (ISPI) göre, Rusya ile bölge arasındaki ticaret, özellikle Türkiye, BAE ve İran ile olmak üzere son iki yılda önemli bir artışa tanık oldu.

ISPI, Moskova'nın Ortadoğu'da hâlâ önemli bir uluslararası oyuncu olarak görüldüğünü ve Ukrayna'nın iyiliği için hiç kimsenin Moskova'yla ilişkilerini kesmeyeceğini bildirdi. Birçok ülkede Rusya'nın eylemleri, elitler ve kamuoyu düzeyinde gayri resmi destek ve anlayış buluyor. Aynı zamanda Kiev'e yönelik Ortadoğu girişimleri (örneğin, Suudi Arabistan'ın Ukrayna Devlet Başkanı’nı 2023'teki Arap Birliği zirvesine davet etmesi) Moskova tarafından bir dengeleme eyleminin parçası olarak görülüyor.

Gözlemciler, Putin'in şu anda uluslararası bağlamın kendisi için daha uygun olduğuna inandığını söylüyor. Ukrayna'nın uzun zamandır beklenen karşı taarruzu, Rus savunması karşısında başarısız oldu. Batı'nın şimdiye kadar Kiev'e sağladığı koşulsuz destek ise Kremlin'in umduğu gibi siyasi bölünmeler nedeniyle zayıflama işaretleri vermeye başladı.

Rusya'da petrol gelirleri toparlandı, Kremlin karşıtı sesler sistematik olarak susturuldu. Putin'in mart ayında yeniden seçim kampanyasını başlatmaya hazırlandığı artık şüphe götürmeyen bir konu.

Zelenskiy'nin yalnızlığı

Öte yandan Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, Şubat 2022'den bu yana bir buçuk yılı aşkın bir süredir yakaladığı eşi benzeri görülmemiş ivmeye rağmen, uluslararası sahnede zorluklarla karşılaşıyor. Ukrayna Devlet Başkanı'na verilen uluslararası destek, sadece mali ve askeri boyutlarla sınırlı kalmadı. Zelenskiy, Birleşmiş Milletler (BM) salonlarından Dünya Ekonomik Forumu'na, G20 ve G7 zirvelerinden Cannes ve Venedik gibi sanat festivallerine ve hatta Altın Küre'ye kadar tüm uluslararası forumlarda özel bir ilgiyle karşılandı. Konuşmaları önemli isimlerle yarışan Zelenskiy, katıldığı programlarda kahraman gibi karşılandı. Ancak son aylarda, ulusal bir kahraman ve küresel bir direniş sembolü haline gelen genç adamın yıldızı söndü ve kendisini destekleyen Batılı liderlerin gördüğü gerçeklikten soyutlanmış gibi göründü. Geçtiğimiz temmuz ayında Litvanya'nın başkenti Vilnius'ta düzenlenen NATO Zirvesi sırasında çekilen bu fotoğraf, Ukrayna Devlet Başkanı'nın içinde bulunduğu durumun bir yansıması olabilir. Nitekim Zelenskiy asık bir suratla tek başına duruyorken, etrafındaki diğer dünya liderleri birbirleriyle mutlu bir şekilde konuşuyorlar, hatta el sıkışıyorlardı.

Her zamanki gibi yeşil askeri kıyafetler giyen Zelenskiy, nereye gittiğinden emin değildi. Fotoğraf tüm gerçekliği yansıtmasa da durumun ne hale geldiğinin bir sembolü olabilir. X platformunda fotoğrafa yorum yapan takipçilerden biri “(Zelenskiy) Destekçilerinin arasında ama bir sonraki adımından emin değil gibi görünüyor” ifadesini kullandı.

ABD, Kiev'in en büyük destekçisi olmasına ve Ukrayna’ya 76 milyar dolardan fazla yardım sağlamasına rağmen, Ukrayna ordusu bu yılın yaz aylarında karşı taarruzda başarısız oldu. Ukrayna, Rusya'ya karşı savaş alanında ilerleme kaydedemediği için hayal kırıklığına uğrayan ABD askeri liderliği düzeyinde perde arkasında gerilimler yaşanıyor. Ancak en büyük gerilim, Kasım 2024'te yapılması planlanan ABD başkanlık seçimleri öncesinde Cumhuriyetçilerin, görünürde sonu olmayan bir savaşa desteğin kesilmesi sloganını yükseltmeleri nedeniyle siyasi liderlikte yaşanıyor.

ABD Temsilciler Meclisi'ndeki Demokratların liderine göre Zelenskiy, salı günü, ABD Senatosu üyeleriyle yapacağı ve Rusya'nın askeri saldırısı karşısında ülkesine askeri desteğin devam etmesi yönünde çağrıda bulunması gereken bir oturuma video konferans aracılığıyla planlanan katılımını aniden iptal etti.

ABD Temsilciler Meclisi, geçtiğimiz ekim ayında Ukrayna'yı, İsrail, Ukrayna ve ABD'deki iç sorunları içeren bir acil durum finansman tasarısının dışında tuttu. Aynı ay Time dergisine verdiği röportajda Zelenskiy, uluslararası toplumda Ukrayna ve Ortadoğu'daki savaşlara yönelik artan yorgunluğun ortasında, Putin'in güçlerine karşı mücadeleye verilen desteği sürdürmek için zorlu bir mücadeleyle karşı karşıya olduğunu söyledi.

Amerikan dergisi Newsweek’e göre, Zelenskiy'nin yakın çevresinden insanlar, Batı'nın savaş alanında ilerleme sağlanamamasından ve Ukrayna'daki yolsuzluğun durdurulamamasından duyduğu hayal kırıklığından söz ediyordu. Söz konusu isimler ayrıca, Zelenskiy’nin, Kiev'in halen üstünlük sağlayabileceğine olan inancından dolayı artan yalnızlığına dikkat çekti. Dergi, eski bir Ukraynalı askerin şu sözlerini aktardı:

“Zelenskiy'nin gerçeği kabul etmesinin, inkâr etmeyi bırakıp buna göre hareket etmesinin zamanı geldi.”

Eski bir İngiliz diplomat ise Batı'nın Ukrayna'ya verdiği halk desteğinin azaldığını inkâr ederken, “savaş zamanındaki dalgalanmaların normal olduğunu” söyledi.

İç memnuniyetsizlik

Zelenskiy'nin yalnızlığı ülke içerisinde de genişliyor gibi görünüyor. Son birkaç haftadır, Ukrayna Devlet Başkanı’nı, karşı taarruzu yanlış yönetmek, yolsuzluğu ortadan kaldırmakta başarısız olmak, mart ayında yapılması planlanan başkanlık seçimlerinden kaçınmak ve uluslararası siyasi iyi niyeti kaybetmekle suçlayan muhaliflerden gelen eleştiriler arttı.

İngiliz gazetesi The Daily Telegraph'ın haberine göre, Kiev Belediye Başkanı Vitali Klitschko, İsviçre'deki 20 Minutes adlı internet sitesine verdiği röportajda, “Zelenskiy'i giderek daha izole ve otoriter bulduğunu” söyleyerek Ukrayna Devlet Başkanı’na adeta saldırı başlattı.

Klitschko, Zelenskiy'nin popülaritesinin azaldığını ve “hatalarının bedelini sonunda güç kaybederek ödeyeceğini” ifade etti. 2014'ten bu yana Kiev Belediye Başkanı olarak görev yapan eski dünya ağır sıklet boks şampiyonu, Zelenskiy'nin siyasi rakibi. Ancak yorumları, 21 ay süren savaş ve başarısız karşı saldırının ardından Devlet Başkanı’na yönelik artan memnuniyetsizliği yansıtıyor.

Zelenskiy'nin eski danışmanı Oleksiy Arestoviç, geçtiğimiz ay, savaşın sona erdirilmesi konusunda Kremlin ile konuşma zamanının geldiğini söyledi. Zelenskiy ise Moskova ile asla müzakere yapmama sözü vermişti.

Klitschko, Ukrayna Silahlı Kuvvetleri Genelkurmay Başkanı Valeriy Zaluzhny ile savaşın çıkmaza girdiği konusunda hemfikir olduğunu söyledi. Zaluzny'nin İngiliz dergisi The Economist'e verdiği röportajdaki yorumları, üst düzey subaylarına savaşmaya kararlı olmalarını ve siyasetten uzak durmalarını tavsiye eden Zelenskiy'yi kızdırdı.

*Independent Arabia'da yer alan bu makalenin çevirisi Şarku'l Avsat'a aittir.



Tayvan’ın Çin stratejisi: Merkeziyetsiz komuta sistemi

Çin ordusu son dönemde Tayvan etrafındaki askeri tatbikatlarını yoğunlaştırdı (AFP)
Çin ordusu son dönemde Tayvan etrafındaki askeri tatbikatlarını yoğunlaştırdı (AFP)
TT

Tayvan’ın Çin stratejisi: Merkeziyetsiz komuta sistemi

Çin ordusu son dönemde Tayvan etrafındaki askeri tatbikatlarını yoğunlaştırdı (AFP)
Çin ordusu son dönemde Tayvan etrafındaki askeri tatbikatlarını yoğunlaştırdı (AFP)

Tayvan ordusu, Çin'in olası saldırılarına "merkeziyetsiz komuta sistemiyle" hızlı yanıt vermeyi planlıyor.

Reuters'ın aktardığına göre Tayvan Savunma Bakanlığı, Meclis'e bu hafta sunduğu raporda, ordunun "üst kademeden emir beklemeden merkezi olmayan bir komuta yapısıyla" hareket etmesi için çalışmalar yürütüldüğünü bildirdi.

Raporda, Çin'in adayı hazırlıksız yakalamak için askeri tatbikatları aniden Tayvan'a yönelik bir işgal operasyonuna dönüştürebileceği uyarısında bulunuluyor.

Savunma yetkilileri, Çin ordusunun neredeyse her gün ada çevresinde çeşitli tatbikatlar düzenlediğini, Tayvan Silahlı Kuvvetleri'ni "sürekli tetikte tutarak yıpratmayı amaçladığını" savunuyor.

Raporda, Tayvan ordusunun Çin'den gelebilecek ani bir saldırıya karşı hazırladığı acil durum planı hakkında şu bilgiler paylaşılıyor:

Düşman aniden bir saldırı başlatırsa, tüm birimler emir beklemeden 'dağıtılmış kontrol' uygulayacak ve 'merkezi olmayan' bir komuta sistemi altında savaş görevlerini yerine getirecek.

Diğer yandan bu prosedürün nasıl koordine edileceğine dair detay verilmiyor.

Savunma Bakanlığı'nın çalışmasında, Çin'in tatbikatlar aracılığıyla muhtemel işgal senaryolarına hazırlık yaptığı iddia ediliyor. Çin'e ait savaş gemilerinin Pasifik'teki alışıldık pozisyonlarının değiştirildiği, bunların Avustralya ve Yeni Zelanda'ya doğru konuşlandırıldığı aktarılıyor.

Çin Savunma Bakanlığı'ndan pazartesi günü yapılan açıklamadaysa Tayvan'ın "savaş çığırtkanlığı" yaptığı savunuldu. Tayvan Devlet Başkanı Lai Ching-te'nin "bağımsızlık için savaş" vurgusuyla halkı paniğe sürüklediği görüşü paylaşıldı.

Pekin, "tek Çin" politikası kapsamında Tayvan'ı kendi toprağı olarak görüyor. Son yıllarda askeri baskıyı artıran Çin, adanın anakarayla yeniden birleşmesi için gerekirse güç kullanabileceğini vurguluyor.

Taipei yönetimiyse Çin tehdidine karşı ABD'nin askeri ve siyasi desteğine güveniyor. ABD'de 1979'da yürürlüğe konan Tayvan İlişkileri Yasası kapsamında Washington, olası bir Çin saldırısına karşı Tayvan'a kendini koruyacak askeri teçhizatı sağlamak zorunda.

Ancak ABD Başkanı Donald Trump, Tayvan'ın kendilerine ödeme yapması gerektiğini savunarak Taipei yönetiminde soru işaretleri yaratmıştı.

Independent Türkçe, Reuters, Taipei Times


Ukraynalıların çoğu Rusya’ya verilecek büyük tavizlere karşı

Rusya, Ukrayna'nın Donbas bölgesinden çekilmesi şartıyla ateşkese yanaşacağını söylüyor (Reuters)
Rusya, Ukrayna'nın Donbas bölgesinden çekilmesi şartıyla ateşkese yanaşacağını söylüyor (Reuters)
TT

Ukraynalıların çoğu Rusya’ya verilecek büyük tavizlere karşı

Rusya, Ukrayna'nın Donbas bölgesinden çekilmesi şartıyla ateşkese yanaşacağını söylüyor (Reuters)
Rusya, Ukrayna'nın Donbas bölgesinden çekilmesi şartıyla ateşkese yanaşacağını söylüyor (Reuters)

Ukraynalıların çoğu barış anlaşması kapsamında Rusya'ya büyük tavizler verilmesine karşı.

Kiev Uluslararası Sosyoloji Enstitüsü'nün (KIIS) 547 kişinin katılımıyla yaptığı ankette, Ukraynalıların yüzde 75'inin Kiev yönetiminin büyük toprak tavizleri vermesine karşı çıktığı belirlendi.

Katılımcılar, ABD ve Avrupa Birliği'nden (AB) net güvenlik garantileri alınmadan anlaşma yapılmaması gerektiğini savunuyor. Ayrıca Rusya'nın Ukrayna ordusunun büyüklüğünün sınırlandırılması talebine de karşı çıkıyorlar.

Diğer yandan yüzde 72'lik kesim, cephedeki mevcut durumun korunduğu bazı tavizler içeren bir anlaşmaya sıcak bakıyor.

Kasım sonuyla aralık ortası arasında gerçekleştirilen ankette, Ukraynalıların yüzde 63'ünün savaşı sürdürmeye hazır olduğu aktarılıyor. Katılımcıların sadece yüzde 9'u savaşın 2026'nın başlarında sona ereceğine inanıyor.

ABD arabuluculuğunda gerçekleştirilen görüşmelerde ateşkese dair somut bir adım henüz atılmadı. Ankete göre Ukraynalıların sadece yüzde 21'i ABD'ye güveniyor. Bu oran geçen yıl aralıkta yüzde 41'di.

NATO'ya duyulan güven de aynı dönemde yüzde 43'ten yüzde 34'e düştü.

KIIS direktörü Anton Hruşetski, sonuçlar hakkında şunları söylüyor:

Güvenlik garantileri net ve bağlayıcı olmazsa Ukraynalılar bunlara güven duymaz. Bu da barış planının onaylanmasına yönelik genel istekliliği etkiler.

Hafta sonu Berlin'de düzenlenen toplantıda ABD'li ve Avrupalı yetkililer, Ukraynalı heyetle bir araya gelmişti.

Almanya, Fransa, Birleşik Krallık, İtalya, Polonya, İskandinav ülkeleriyle AB yönetimi tarafından dün yapılan ortak açıklamada, Avrupa liderliğindeki Gönüllü Ülkeler Koalisyonu çerçevesinde oluşturulacak ve ABD tarafından desteklenen "çok uluslu bir Ukrayna gücü" kurulacağı duyurulmuştu.

Bu güç, Ukrayna savunma kuvvetlerinin yeniden yapılandırılmasına, hava sahasının güvenliğinin sağlanmasına ve denizlerin daha güvenli hale getirilmesine destek verecek.

Ayrıca Ukrayna için NATO'nun 5. maddesine benzer güçlü güvenlik garantileri içeren bir "barış paketi" üzerinde önemli ilerleme sağlandığı bildirilmişi.

ABD Başkanı Donald Trump da dünkü açıklamasında Ukrayna'nın talep ettiği güvenlik garantilerinin Avrupa'yla işbirliği içinde şekillendirildiğini vurgulayarak, "Savaşın yeniden başlamaması için güvenlik garantileri üzerinde çalışıyoruz" demişti.

Cumhuriyetçi lider, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski'ye seçim çağrısı da yapmıştı. ABD Başkanı, Kiev'in "seçim düzenlememek için savaşı bahane ettiğini" öne sürmüştü.

Görev süresi geçen yıl sona eren Zelenski ise Batılı müttefiklerin güvenliği sağlaması halinde 90 gün içinde seçime gitmeye hazır olduğunu söylemişti.

Ancak KIIS anketine göre, Ukraynalıların sadece yüzde 9'u çatışmalar sona ermeden seçim yapılmasını istiyor.

Independent Türkçe, Reuters, NBC


Sırbistan'daki protestoların ardından Trump'ın damadı geri adım attı

Öğrencilerin liderliğindeki aktivistler, Kushner'ın projesini protesto etmişti (AFP)
Öğrencilerin liderliğindeki aktivistler, Kushner'ın projesini protesto etmişti (AFP)
TT

Sırbistan'daki protestoların ardından Trump'ın damadı geri adım attı

Öğrencilerin liderliğindeki aktivistler, Kushner'ın projesini protesto etmişti (AFP)
Öğrencilerin liderliğindeki aktivistler, Kushner'ın projesini protesto etmişti (AFP)

Sırbistan yönetimi, ABD Başkanı Donald Trump'ın damadı Jared Kushner'ın otel yapmasına yeşil ışık yaksa da ardından gelen protestolar ve bir bakana açılan dava, Belgrad'daki projenin iptaline neden oldu.

Pazartesi günü bir özel savcı, aralarında Kültür Bakanı Nikola Selaković'in de olduğu 4 kişi hakkında, Kushner'ın projesiyle bağlantılı olarak düzenlediği iddianameyi açıkladı. 

Organize Suçlardan Sorumlu Kamu Başsavcılığı'nın sitesinde yayımlanan açıklamada bu 4 kişinin görevin kötüye kullanılması ve belgede sahtecilikle suçlandığı bildirildi. 

Bunun üzerine Kushner'ın firması Affinity Partners hızlıca bir açıklama yayımlayarak Belgrad'ın merkezindeki otel ve apartman kompleksi projesinin iptal edildiğini duyurdu:

Anlamlı projeler ayrışmaya değil, birleşmeye neden olmalı. Sırbistan ve Belgrad halkına saygı göstererek başvurumuzu geri çekiyoruz.

Kushner'ın iki yılı aşkın süredir üzerinde çalıştığı projenin 1999'daki Kosova Savaşı sırasında NATO'nun bombaladığı bir bölgede yapılması öngörülüyordu.

Lüks otel Trump markasını taşıyacağı için projede Cumhuriyetçi liderin oğulları Eric ve Donald Jr. tarafından yönetilen Trump Organization da yer alıyordu.

Ancak yarım milyar dolarlık proje, bombalanan Yugoslav Halk Ordusu karargahının yer aldığı anıt bölgesinde inşa edileceğinden ülkede büyük tartışma yaratmıştı. 

Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic, bölgenin kültürel koruma statüsünü geçen yıl kaldırmıştı. Ayrıca Kushner'ın firması Affinity Partners'la 99 yıllığına kira sözleşmesi imzalanmıştı. Bunun ardından ülkede büyük protestolar patlak vermişti. 

Vucic'in liderliğindeki Sırp İlerleme Partisi, çoğunluğu elinde bulundurduğu Parlamento'da geçen ay geçirdiği yasayla inşaatın önünü açmıştı. 

Muhalefetten hükümetin kararına sert tepkiler gelmişti. Merkez sol Özgür ve Adalet Parti'den parlamenter Marinika Tepic, Belgrad'ın "Donald Trump'ı memnun etmek uğruna ülkenin tarihini yok ettiğini" söylemişti. 

44 yaşındaki damat, ilk Trump döneminin aksine ABD yönetiminde yer almayacağını açıklasa da Gazze ve Ukrayna savaşlarındaki müzakerelerde önemli roller üstleniyor. 

Diğer yandan da çoğunlukla Ortadoğu yönetimlerinin fonladığı bir özel sermaye şirketi olan Affinity'nin başında. 

Şirket, dünyanın en büyük oyun şirketlerinden Electronic Arts'ın (EA) satışında da gündem oldu. 

Önceki aylarda sağlanan 55 milyar dolarlık anlaşmayla EA'i satın alan konsorsiyumda Suudi Arabistan Kamu Yatırım Fonu'yla birlikte Affinity Partners ve bir başka özel sermaye şirketi olan Silver Lake de yer alıyor.

Netflix'in satın alması beklenen Warner Bros. için Paramount'un verdiği teklifte de Affinity'nin adı geçiyor. 

Independent Türkçe, New York Times, Wall Street Journal, AP