Meksika'da halk, kartele saldırdı: 14 ölü

Kartel üyeleri palalar ve av tüfekleriyle karşılandı

Meksika'da farklı gruplara mensup 175 bin kartel üyesi olduğu tahmin ediliyor (Agencia de Noticias SC)
Meksika'da farklı gruplara mensup 175 bin kartel üyesi olduğu tahmin ediliyor (Agencia de Noticias SC)
TT

Meksika'da halk, kartele saldırdı: 14 ölü

Meksika'da farklı gruplara mensup 175 bin kartel üyesi olduğu tahmin ediliyor (Agencia de Noticias SC)
Meksika'da farklı gruplara mensup 175 bin kartel üyesi olduğu tahmin ediliyor (Agencia de Noticias SC)

Meksika'nın Texcapilla kasabasının sakinleri, kendilerinden haraç isteyen kartel üyelerine karşı silaha sarıldı.

Cuma günü kasaba sakinleriyle kartel arasında yaşanan çatışmalarda en az 14 kişi hayatını kaybetti.

Yetkililer, çatışmalarda hayatını kaybedenlerden 10'unun kartel mensubu olduğunu, kasaba sakinlerindense 4 kişinin öldüğünü açıkladı.

Çok sayıda kişinin de kayıp olduğu ifade edildi.

Mexico eyaletinin valisi Delfina Gomez konuyla ilgili yaptığı açıklamada, "Böyle olayların bir daha yaşanmaması için çalışmaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.

Eyaletin güvenlik sekreteri Andres Andrade Tellez, perşembe günü La Familia Michoacana kartelinin bir hücresine bağlı kişilerin kasaba sakinlerinden haraç istediğine dair orduya ihbar geldiğini söyledi.

New York Times'ın haberinde cuma günü kartel üyelerinin kasabaya geldiği ancak burada pala ve av tüfekleriyle karşılandığı aktarıldı. Kartel üyelerini kovalayan kasaba sakinlerinin, yakaladıkları kişilere palalarla saldırdıkları belirtildi.

Dikkat, görüntüler rahatsız edici olabilir!

Kamu güvenliği politikalarına odaklanan araştırma enstitüsü México Evalúa'dan Sandra Ley olayla ilgili, "Kasaba sakinleri bunu bıkkınlık ve çaresizlik duygusuyla yaptı. 'Artık yeter' dediler" değerlendirmesini yaptı.

Meksika'da haraç vakaları geçen yıl rekor seviyeye ulaşmıştı. Resmi verilere göre, ülkedeki her 100 bin kişilik nüfusta 8 haraç vakası görülüyor.

Uzmanlar Meksika'daki suç çetelerinin son dönemde uyuşturucu kaçakçılığından uzaklaşarak, haraç temelli bir gelir modeline yöneldiklerini belirtiyor.

Independent Türkçe



Kızıldeniz'deki ateşkes Washington ve Tahran arasındaki bir anlaşmanın işareti mi?

Tahran'daki ABD’nin eski Büyükelçilik binası duvarına çizilen ABD karşıtı bir resmin önünden geçen iki İranlı (EPA)
Tahran'daki ABD’nin eski Büyükelçilik binası duvarına çizilen ABD karşıtı bir resmin önünden geçen iki İranlı (EPA)
TT

Kızıldeniz'deki ateşkes Washington ve Tahran arasındaki bir anlaşmanın işareti mi?

Tahran'daki ABD’nin eski Büyükelçilik binası duvarına çizilen ABD karşıtı bir resmin önünden geçen iki İranlı (EPA)
Tahran'daki ABD’nin eski Büyükelçilik binası duvarına çizilen ABD karşıtı bir resmin önünden geçen iki İranlı (EPA)

ABD Başkanı Donald Trump'ın Husilerin Kızıldeniz'de gemilere yönelik saldırıları durdurma sözü verdiğini açıklamasından önce, Tahran'daki dini ve siyasi kurumlar 17 Mayıs 2025'te Babu’l-Mendeb Boğazı üzerinden seyrüseferin durdurulacağını öne sürmüştü.

Tüm bu gelişmeler, İran'daki üst düzey yetkililerin Husilerin Tel Aviv'deki Ben Gurion Havaalanı'na düzenlediği saldırıyı kutladığı ve Amerikalılarla müzakerelerin yavaş geçen üç turun ardından durma noktasına geldiği bir dönemde yaşandı.

Kızıldeniz'deki saldırıların durması İran'ın müzakerelerde önemli bir pazarlık kozunu kaybettiği anlamına mı geliyor, yoksa önümüzdeki hafta yeniden başlayacak müzakereler öncesinde, özellikle de İran'ın algılanan bir ‘anlaşmanın’ parçası olarak doğrudan müzakerelere geçmeyi talep ettiğine dair haberlerle birlikte, koşullarını iyileştirmek için bölgesel cephelerinden birinde taviz verdiği anlamına mı geliyor?

Trump, salı günü yaptığı açıklamada, Husilerin Kızıldeniz'deki gemilere yönelik saldırıları durdurma sözü verdiğini ve ABD'nin de buna inanarak Husilere yönelik bombardımanını derhal durduracağını açıkladı.

Umman Dışişleri Bakanı Bedir el-Busaidi, ülkesinin ABD ve Husiler ile yürüttüğü temasların iki taraf arasında Kızıldeniz'de ticari seyrüsefer özgürlüğünü garanti eden bir ateşkes anlaşmasına varılmasını sağladığını açıkladı.

İran’ın Dini Lideri Ali Hamaney ve ABD Başkanı Donald Trump (AFP)İran’ın Dini Lideri Ali Hamaney ve ABD Başkanı Donald Trump (AFP)

“Direniş cephesi inisiyatifi elinde tutuyor”

Ateşkesin ilan edilmesinden bir gün önce Yüksek Ulusal Güvenlik Konseyi üyesi Ali Şemhani, Ben Gurion Havaalanı'na yapılan saldırıyla ilgili olarak, Sana'dan düzenlenen saldırının direniş cephesinin çöktüğü yanılsamasına stratejik bir darbe vurduğu yorumunda bulundu. X platformu üzerinden yaptığı paylaşımda Şemhani, direniş cephesinin ‘Lübnan ve Gazze Şeridi’nden Irak ve Sana'ya uzanan geniş bir alanda artan varlığıyla inisiyatifi elinde tuttuğunu’ söyledi.

İran merkezli Keyhan gazetesi, ABD Başkanı Trump'ın açıklamasından önce yayınladığı başyazıda, Husilerin Tel Aviv'e saldırmasının İran'ın ABD ile müzakerelerdeki konumunu güçlendirebileceğini belirtti.

Gazete bu tür saldırıların ABD'nin tehditlerini zayıflatmaya ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun görüşmeleri sekteye uğratma çabalarını engellemeye katkıda bulunduğunu kaydetti.

Söz konusu başyazıda, “Saldırı, İran ve bölgedeki müttefiklerinin karşılık verme kabiliyetinin bir kanıtıdır” ifadeleri yer aldı.

İran daha önce, Ortadoğu'da faaliyet gösteren silahlı grupların bağımsız hareket ettiğini ve sahadaki kararlarına müdahale etmediğini vurgulamıştı.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'ten aktardığına göre Husilerin liderlerinden Muhammed Abdusselam, ABD ile varılan ateşkes anlaşmasının ‘hiçbir şekilde ve hiçbir koşulda İsrail'e karşı saldırıları içermediğini’ açıkladı.

Reuters'ın Husilerin bir başka üst düzey yetkilisinden aktardığına göre Umman, ABD gemilerine yönelik saldırıların durdurulmasını amaçlayan ateşkes anlaşmasına varılmasında arabuluculuk yaptı.

Öte yandan Cumhuriyetçi Senatör Lindsey Graham, Husilerin saldırılarının durdurulduğunun açıklanmasını memnuniyetle karşılarken, İsrail'e yönelik bu saldırıların devam etmesinin İran'ın zararına olacağını belirtti.

Graham, X platformu üzerinden yaptığı açıklamada, “İran olmasaydı Husiler ABD’ye, uluslararası gemilere ya da İsrail'e saldıramazdı” ifadelerini kullandı.

Tahran'da bir meydanda ‘Kahrolsun Amerika’ yazılı bir pankart tutan bir İranlı, 11 Nisan 2025 (AP)Tahran'da bir meydanda ‘Kahrolsun Amerika’ yazılı bir pankart tutan bir İranlı, 11 Nisan 2025 (AP)

İranlıların memnuniyeti ve doğrudan müzakereler

Diğer taraftan İran, Kızıldeniz'deki ateşkesi memnuniyetle karşıladı. Dışişleri Bakanlığı’nın bir sözcüsü dün yaptığı açıklamada, Trump'ın, ülkesinin İran'ın müttefiki olan Husileri bombalamayı durduracağını açıklamasının ardından ABD'nin Yemen'e yönelik saldırılarının durmasını memnuniyetle karşıladıklarını söyledi.

Ancak bu memnuniyet, İran'ın hayal kırıklığını maskeliyor. İsrail basınından Yedioth Ahronoth gazetesi, İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi'nin ABD Başkanı Donald Trump'ın Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff’a ‘nükleer konularda doğrudan müzakere yapmayı’ önerdiğini iddia ederken, İran'ın yarı resmi ajansı ISNA'ya göre İran bu iddiayı resmi bir kaynak aracılığıyla kesin olarak yalanladı.

İran’ın Dini Lideri Ali Hamaney, Washington ile müzakerelere izin vermeden önce müzakereleri ‘onursuz’ ve ‘mantıksız’ olarak nitelendirmiş ve ‘durumun geçici olduğunu ve bir gün değişeceğini’ söylemişti.

ABD gazetesi Wall Street Journal'ın (WSJ) aktardığına göre İsrailli bir yetkili Trump'ın Husilere yönelik bombardımanı durdurma ve Husilerle anlaşmaya varma yönündeki açıklamalarının kendilerini şaşırttığını söyledi.

Anlaşmanın özellikleri

Daha sonra Kızıldeniz'deki ateşkesin Washington ve Tahran arasındaki olası bir anlaşmayla bağlantılı olduğuna dair güçlü işaretler ortaya çıktı. ABD Başkan Yardımcısı J.D. Vance, “İran'ın küresel ekonomiye yeniden entegrasyonunu içeren bir anlaşma var” ifadelerini kullandı.

Vance, sözlerini şöyle sürdürdü:

“İran sivil nükleer güce sahip olabilir, ancak nükleer silah edinmesine olanak tanıyacak bir programa sahip olamayacak.”

ABD Başkan Yardımcısı dün yaptığı açıklamada, ABD'nin İran'la yaptığı görüşmelerin şimdiye kadar ‘iyi’ gittiğini söyledi. İran'ın nükleer silah edinmesini engellerken, küresel ekonomiye yeniden entegre olmasını sağlayacak bir anlaşma yapılacağını belirten Vance, Trump'ın nükleer silahların yayılmasından yana olmadığını ifade etti.

ABD merkezli gazete New York Times (NYT) ise bir haberinde, İranlı yetkililerin ülkelerinin Husiler üzerindeki nüfuzunu kullanarak Kızıldeniz'deki saldırıları durdurduğunu ve Amerikalılarla ateşkesi kabul etmelerini sağladığını söylediklerini yazdı.