ABD’deki evsizlerin başkenti: Los Angeles

Los Angeles’ta 75 bin 500 evsiz bulunuyor .(AFP)
Los Angeles’ta 75 bin 500 evsiz bulunuyor .(AFP)
TT

ABD’deki evsizlerin başkenti: Los Angeles

Los Angeles’ta 75 bin 500 evsiz bulunuyor .(AFP)
Los Angeles’ta 75 bin 500 evsiz bulunuyor .(AFP)

Carlos Schmidt’in son yıllarda çok sayıda evsizin mesken edindiği Los Angeles sokaklarında uyurken kullanabileceği bir sırt çantası ve eski bir battaniyeden başka hiçbir şeyi yok.

Yaklaşık iki yıldır evsiz olan, spor ayakkabılı bu uzun boylu adam AFP’ye yaptığı açıklamada “Geceleri, park ya da otobüs durağı bankı gibi, kaosun fazla olmadığı sessiz bir yer buluyorum ve orada mümkün olduğu kadar dinlenmeye çalışıyorum” dedi.

Ocak ayında yapılan son sayıma göre, tıpkı bu 30’lu yaşlarındaki adam gibi, Los Angeles ve banliyölerinde 75 bin 500 evsiz bulunuyor. Bu, 2015’te kıyasla evsiz sayısında yüzde 70’lik bir artışa işaret ediyor.

Los Angeles, gösterişli bir şehir olarak imajının yanı sıra ABD’deki evsizlerin başkenti haline geldi. Melekler Şehri Los Angeles, nüfus arasındaki uçurum arttığı ve bilinen evsizlerin yaklaşık üçte birini barındıran ‘Altın Eyalet’ Kaliforniya’nın tamamını geride bıraktı.

Kriz, büyük ölçüde Kaliforniya’daki yüksek emlak maliyetinden kaynaklanıyor. Los Angeles’ta bir stüdyonun ortalama kirası ayda bin 700 dolara ulaşıyor.

Schmidt bu sorunla mücadele etmek için bir süre arkadaşının kanepesinde uyudu.  Ancak kovulduğunda, haftada 400 dolarlık temizlikçilik işinin başını sokacak bir çatı sağlamaya yetmediğini fark etti. Schmidt “Kendi başıma halletmeye çalıştım ama her şey çok pahalıydı” dedi.

Sokakta yaşamanın neden olduğu stres depresyona yol açtı, uyuşturucu kullanımını artırdı ve sonunda işini kaybetti.

Bununla ilgili olarak “Bazen vazgeçmek daha kolaydır ve ben de öyle yaptım” ifadelerini kullandı.

Acil durum

Hiçbir şey değişmezse, 2028’deki olimpiyatlara katılması beklenen turistler, film şehrinin sıra sıra çadırlar, atıklar, bisiklet ve arabaların yığıldığı halini de görecek.

Şarku’l Avsat’ın gözlemlerine göre bu sahne Los Angeles’ın her yerinde tekrarlanıyor. Belediye binasının pencereleri altında, Hollywood sokaklarında, hatta Venice Plajı’nda ve dev otoyolların altında bile görülüyor.

Söz konusu sorun, yeni Belediye Başkanı Karen Bass’ın bir yıl önce seçildiğinde olağanüstü hal ilan etmesine yol açtı. Bu karar, onun yetkilerini genişletmesine ve federal hükümetten yardım istemesine olanak tanıyan idari bir adım oldu.

Bass, soruna yönelik geçici politikalara son vermek istediğini söyledi. Son 12 ay içinde, kamp sakinlerine düzenli barınma imkanı sağlayarak 32 kampı dağıttı.

Toplamda yönetimi, oteller, küçük konut kompleksleri ve diğer belirlenmiş merkezler dahil olmak üzere acil durum tesislerinde 21 bin 600’den fazla evsiz kişiye barınak sağladı. Bu sayı bir önceki yıla göre 4 bin 700 kişi daha fazlaydı.

Belediye başkanı aynı zamanda acilen ihtiyaç duyulan konut inşaatlarını yavaşlatan bürokrasi işlemlerini azalttı. Dernekler tarafından geniş çapta övülen bu çabaya rağmen Bass, evsizlik olgusuna karşı zafer ilan etme konusunda acele edilmemesini söyledi.

Bass geçen hafta yaptığı açıklamada “Bu krizle baş etmek soğan soymaya benziyor. Soydukça ağlıyorsunuz ve ileriye doğru atılan her adım, yıkılması gereken başka bir engeli ortaya çıkarıyor” dedi.

Evden çıkarılma korkusu

Karen Bass, attığı adımları güçlendirmek için bir yıl önce bir Hollywood okulunun önünde yaklaşık 40 evsizin bulunduğu kaldırımı seçti. Kampları dağıttı ama üç blok ötede, ünlü Sunset Bulvarı boyunca düzinelerce çadır uzanıyor.

Los Angeles’ta her gün onlarca insan kendini sokaklarda buluyor.

Yoksulları boğan enflasyon ve pandemi sırasında şehrinde evden çıkarmaların askıya alınması süresinin bitmesine yönelik son karar nedeniyle tehdit altında olan on binlerce kiracı arasında, yetkililer önümüzdeki aylarda yeni evsizlerin akın etmesinden korkuyor.

Bu bağlamda Belediye Başkanı bu sistemin yavaşlığından duyduğu hayal kırıklığını itiraf ediyor. Başlangıçta, üç ila altı aylık acil barınma sonrasında evsizlere sürdürülebilir barınma sağlamayı planlamıştı. Ancak şimdi otellerinde ‘bir buçuk ila iki yıl’ beklemek zorunda kalmaları bekleniyor.

Pek çok evsizin, bağımlılık veya travmadan mustarip olduğu göz önüne alındığında, bu öngörü bir zorluk teşkil ediyor.

Jacquies Manson, bir otelde dokuz ay geçirdikten sonra, Venice Sahili'ndeki kaldırımdaki çadırına dönmeyi seçti. Manson, hapishanede uyuşturucuyla ilgili bir dizi olaydan sonra beş yıldır temiz olsa da otelin kurallarının (gece kalmaya gelenlerin yasaklanması da dahil) onun için çok fazla geldiğini anlattı.

Yaptığı açıklamada “52 yaşındayım. Odamda başka kimsenin olup olmadığını kontrol etmek için her sabah saat 6:00’da birisinin kapımı çalmasına ihtiyacım yok” dedi.

Manson felç geçirdikten sonra sol tarafı felçli, iş bulamıyor ve aylık bin dolar sakatlık ödeneği alıyor.

Buna ilişkin “900 dolara berbat bir oda bulabilirim.  Peki, kalan 100 dolarla nasıl yaşamam bekleniyor?” diye soruyor.



Dünya liderleri, Avustralya’daki Bondi sahili saldırısını kınadı

14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)
14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)
TT

Dünya liderleri, Avustralya’daki Bondi sahili saldırısını kınadı

14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)
14 Aralık 2025'te Avustralya'nın Bondi plajındaki silahlı saldırı olay yerinde bir polis aracı duruyor (Reuters)

Dünya liderleri, Pazar günü Sydney’in Bondi Sahili’nde düzenlenen Yahudi kutlamasına yönelik saldırıyı şiddetle kınadı. Saldırıda en az 12 kişi hayatını kaybetti, onlarca kişi yaralandı.

Avustralya Başbakanı Anthony Albanese, olayı “Avustralya’daki Yahudilere yönelik bir saldırı. Hanuka Bayramı’nın ilk günü, normalde sevinç ve inançla kutlanması gereken bir gün…” sözleriyle değerlendirdi ve polis ile güvenlik güçlerinin olaya karışanları tespit etmek için çalıştığını söyledi.

frgt
Avustralya Güvenlik İstihbarat Teşkilatı (ASIO) Güvenlik Genel Direktörü Mike Burgess, Sidney'deki Bondi Plajı saldırısının ardından 14 Aralık 2025'te Canberra'daki Parlamento Binası'nda düzenlenen basın toplantısında konuşuyor (EPA)

Avustralya muhalefet partisi Liberal Parti lideri Susan Lee, “Avustralyalılar bu akşam derin bir yas içinde. Şiddet ve nefret, toplumumuzun kalbini vurdu… Hepimizin bildiği ve sevdiği Bondi’de” ifadelerini kullandı.

frgt
Avustralya Federal Polisi'nde ulusal güvenlikten sorumlu geçici komiser yardımcısı Nigel Ryan (EPA)

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, “Bu dünyada antisemitizme yer yok. Kalplerimiz bu korkunç saldırının kurbanları, Yahudi toplumu ve Avustralya halkı ile birlikte” dedi.

Saldırıya ilişkin tepkilerini dile getiren dünya liderleri arasında İngiltere Başbakanı Keir Starmer, olayın “son derece üzücü haberler” olduğunu söyledi. Yeni Zelanda Başbakanı Christopher Luxon ise, Avustralya ve Yeni Zelanda’nın bir aile gibi olduğunu belirterek, Bondi’deki saldırının kurbanlarıyla dayanışma içinde olduklarını ifade etti.

sd
Avustralya polisi ve acil durum ekipleri, 14 Aralık 2025'te Bondi Plajı'ndaki silahlı saldırı olayının yaşandığı yere yakın bir bölgede çalışıyor (EPA)

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa’ar, saldırının “Yahudi topluluğuna yönelik antisemitizmin bir sonucu” olduğunu ifade etti. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, “Avustralya ve Yahudilerle dayanışma içindeyiz. Şiddet, nefret ve antisemitizme karşı birleşiyoruz” açıklamasında bulundu.

İspanya Dışişleri Bakanı José Manuel Albares, Norveç Başbakanı Jonas Gahr Støre ve İsveç Başbakanı Ulf Kristersson da benzer şekilde saldırıyı kınayarak, kurbanlar ve ailelerine başsağlığı dileklerini iletti.

ABD ve Kanada yetkilileri de saldırıyı terör eylemi olarak nitelendirerek, kurbanlara ve Avustralya halkına destek mesajı verdi. Almanya’daki Yahudi Derneği ise yaptığı açıklamada, “Derin bir şok içindeyiz. Antisemitizm öldürür” ifadelerini kullandı.

New South Wales Başbakanı Chris Minns, “Hanuka’nın ilk günü kutlanan bir bayram, ne yazık ki bu korkunç saldırı nedeniyle kabusa dönüştü. En az 12 kişi hayatını kaybetti, saldırganlardan biri de öldü” dedi.


Avustralya, silahlı saldırganı durduran Ahmed el Ahmed'i konuşuyor

Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)
Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)
TT

Avustralya, silahlı saldırganı durduran Ahmed el Ahmed'i konuşuyor

Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)
Ahmed'in silahlı saldırganla karşı karşıya geldiği anı ve vurulduktan sonra tedavi edildiği anı gösteren bir videodan alınan birleşik görüntü (Dolaşımda)

Bondi Plajı’nda düzenlenen Yahudilerin Hanuka Bayramı kutlamaları sırasında yaşanan ve en az 12 kişinin yaşamını yitirdiği saldırıya dair ortaya çıkan görüntülerde, bir sivilin saldırgana müdahale ederek silahını elinden aldığı görüldü. Söz konusu davranış, kamuoyunda geniş yankı uyandırırken, çok sayıda kişinin hayatının kurtarılmış olabileceği değerlendirildi.

Görüntülerde, otoparkta beyaz tişört giymiş bir kişinin, tüfek taşıyan koyu renkli tişörtlü saldırgana hızla yaklaştığı, arkasından saldırarak silahı ele geçirdiği ve ardından silahı saldırgana doğrulttuğu görülüyor. Saldırganın dengesini kaybederek geriye doğru çekildiği ve köprüye doğru yöneldiği, kahraman vatandaşın silahı daha sonra yere bıraktığı anlar videoda net şekilde yer alıyor.

Olay anına ait görüntüler kısa sürede sosyal medyada yayılırken, çok sayıda kullanıcı müdahalede bulunan kişinin cesaretini övdü ve bu davranışın birçok insanın hayatını kurtarmış olabileceğini dile getirdi. Avustralya merkezli News.com.au sitesi, kahraman olarak anılan kişinin Sidney’de yaşayan ve Sutherland’da bir manav işleten 43 yaşındaki Ahmed el-Ahmed olduğunu duyurdu.

İki çocuk babası olan Ahmed’in, bu müdahalesi sırasında iki kurşunla yaralandığı, kuzeninin 7News kanalına yaptığı açıklamayla doğrulandı. Duygusal görüntülerde, 43 yaşındaki manavın saldırganlardan birinin silahını zorla aldığı anlar dikkat çekti.

h
Viral videodan bir görüntü (ABC Avustralya Haber Ağı)

Reuters, güvenilir görüntüler üzerinden videonun doğruluğunu teyit etti. Ajans ayrıca, söz konusu görüntülerdeki saldırganların, daha sonra polis tarafından çevrelendiği doğrulanan kişilerle aynı kişiler olduğunu, kıyafetlerinden yola çıkarak belirlediğini aktardı. Şüpheli saldırganlardan birinin öldürüldüğü, diğerinin ise ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldığı bildirildi.

“Nefreti körüklüyor” açıklaması

Saldırıdan saatler sonra açıklama yapan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ağustos ayında Avustralya Başbakanı Anthony Albanese’ye bir mektup gönderdiğini ve Canberra yönetimini “antisemitizm ateşini körüklemekle” suçladığını söyledi.

Albanese hükümetinin Filistin devletini tanımayı da içeren politikalarının, Yahudi karşıtlığını teşvik ettiğini ve sokaklarda yayılmasına neden olduğunu savunan Netanyahu “Antisemitizm bir kanserdir. Liderler sessiz kaldığında yayılır. Zayıflığın yerini eylem almalıdır” ifadelerini kullandı.

Saldırıyı “dehşet verici” olarak nitelendiren Netanyahu, “Bu soğukkanlı bir cinayettir. Ne yazık ki her dakika kurbanların sayısı artıyor. En uç kötülüğü gördük. Aynı zamanda Yahudi kahramanlığının zirvesine de tanık olduk” dedi. Netanyahu, kendisinin Yahudi olduğunu söyleyen ve saldırganlardan birinin silahını alan bir sivile atıfta bulundu.

Netanyahu açıklamasında, “Küresel antisemitizme karşı bir mücadele içindeyiz. Bununla mücadele etmenin tek yolu onu açıkça kınamak ve kararlılıkla karşı durmaktır. İsrail’de yaptığımız da budur. Ordumuz, güvenlik güçlerimiz, hükümetimiz ve halkımızla birlikte bunu sürdürmeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

Avustralya hükümetine dolaylı eleştirilerde bulunan Netanyahu, “Kınamayan, hatta teşvik edenleri kınamayı sürdüreceğiz. Özgür ülkelerin liderlerinden beklenen adımları atmaları için baskı yapmaya devam edeceğiz. Teslim olmayacağız, eğilmeyeceğiz ve atalarımızın yaptığı gibi mücadeleyi sürdüreceğiz” dedi.


Boeing motor arızası Washington’daki Dulles Uluslararası Havaalanı pistinde yangına neden oldu

United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)
United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)
TT

Boeing motor arızası Washington’daki Dulles Uluslararası Havaalanı pistinde yangına neden oldu

United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)
United Airlines uçağı kazasında dumanlar yükseliyor (Reuters)

United Airlines’a ait bir Boeing 777-200ER uçağı, kalkış sırasında meydana gelen motor arızası nedeniyle pistte çıkan yangın sonucu dün Tokyo’ya gitmek üzere havalandığı Washington’daki Dulles Uluslararası Havaalanı’na geri dönmek zorunda kaldı.

Fransız Haber Ajansı AFP’nin aktardığına göre United Airlines şirketi, “UAL803, kalkıştan kısa bir süre sonra Washington’daki Dulles Uluslararası Havalimanı’na geri döndü ve motorlarından birinde meydana gelen güç kaybını gidermek için güvenli bir şekilde indi” açıklamasını yaptı ve 275 yolcu ve 15 mürettebat arasında yaralanan olmadığını belirtti.

Açıklamaya göre yolcuların başka bir uçakla United Airlines uçuşunun asıl varış noktası olan Tokyo Haneda Havalimanı'na götürmesi planlanıyor.

ABD'nin başkenti Washington’daki en büyük havaalanı olan Dulles Uluslararası Havaalanı’nın sözcüsü, uçağın saat 12:20 civarında (17:20 GMT) kalktığını ve olayın ‘pist yakınlarındaki bazı ağaçlarda yangına neden olduğunu’ söyledi.

Sözcü, açıklamasına şöyle devam etti:

“Yangın söndürüldü, uçak Dulles Uluslararası Havaalanı’na geri döndü, saat 13.30 civarında güvenli bir şekilde indi ve havalimanı itfaiye ekipleri tarafından incelendi.”

Hasar gören pistin sınırlı bir süre için kapatıldığını açıklayan sözcü, Dallas Uluslararası Havaalanı'nda birkaç pist olduğu için diğer uçuşların etkilenmediğini de sözlerine ekledi.

rfgtyh
Uçak Dulles Uluslararası Havalimanı'na indikten sonra, bir acil müdahale aracı pistin yakınlarındaki yangını söndürmeye çalışıyor (Reuters)

ABD Federal Havacılık İdaresi (FAA), uçağın ‘kalkış sırasında motor arızası’ yaşadığı için Dulles Uluslararası Havaalanı’na geri döndüğünü açıkladı, ancak daha fazla ayrıntı vermedi. FAA, olayı soruşturacağını belirtti.

ABD Ulusal Ulaşım Güvenliği Kurulu (NTSB) da resmi bir soruşturma açıp açmayacağına karar vermek için şu anda olayla ilgili verileri topladığını duyurdu.

Havacılık haber ağı AIRLIVE, uçağın motorunun kalkış sırasında alev aldığını ve pistin sonunda yangına neden olduğunu bildirdi.

AIRLIVE, olayın ardından acil iniş denemesi öncesinde uçağın ağırlığını azaltmak için kritik bir güvenlik prosedürü olan yakıt boşaltma manevrası yaptığının görüldüğü bildirdi.

AIRLIVE tarafından yayınlanan uçak kayıt bilgilerine göre uçak 1998 kasımında Continental Airlines'a teslim edilmiş, daha sonra United Airlines tarafından satın alınmış ve (2024 yılından beri GE Aerospace olarak bilinen) iki General Electric motorla donatılmıştı.