Wall Street Journal, Ankara'daki tutuklu takasının detaylarını yazdı: "Gizli el Hakan Fidan"

"Gizli rehine takası dünyasında yeni bir güç simsarı"

Trevor Reed, Rusya'da tutulduğu cezaevinden havaalanına karşı istihbarat birimleri eşliğinde sevkedilmişti (Reuters)
Trevor Reed, Rusya'da tutulduğu cezaevinden havaalanına karşı istihbarat birimleri eşliğinde sevkedilmişti (Reuters)
TT

Wall Street Journal, Ankara'daki tutuklu takasının detaylarını yazdı: "Gizli el Hakan Fidan"

Trevor Reed, Rusya'da tutulduğu cezaevinden havaalanına karşı istihbarat birimleri eşliğinde sevkedilmişti (Reuters)
Trevor Reed, Rusya'da tutulduğu cezaevinden havaalanına karşı istihbarat birimleri eşliğinde sevkedilmişti (Reuters)

ABD merkezli Wall Street Journal gazetesi, 2022'de ABD'yle Rusya'nın Ankara'da gerçekleştirdiği tutuklu değişiminin detaylarını yazdı.

Rusya'da bir polise saldırdığı suçlamasıyla tutuklu bulunan eski ABD askeri Trevor Reed'le, kokain kaçakçılığı suçundan dolayı ABD'de tutuklu bulunan Rus pilot Konstantin Yaroşenko, Nisan 2022'de takas edilmişti.

Türkiye'nin Ukrayna savaşının ardından Ortadoğu'da arabulucu pozisyonundaki ülkelerden biri haline geldiğine dikkat çeken gazete, "Gözden uzak bir pist, bir Türk ajan ve sıfır silah: Esir takasının yeni dünyası" başlıklı haberinde takas sırasında bir Türk istihbarat görevlisinin Esenboğa Havalimanı'nın uçuş kulesinde operasyonu yönettiğini yazdı.

Wall Street Journal'ın anasayfasında haber, "Türkiye gizli rehine takası dünyasında yeni bir güç simsarı" başlığıyla duyuruldu.

Gazetenin aktardığına göre, operasyonu yöneten Türk istihbaratçı, daha önce yapılan anlaşma uyarınca önce Rus ve ABD uçaklarında bulunan kişilerin fotoğraflarını istedi. Fotoğraflar daha önce uçakta bulunacağı bildirilen kişilerle eşleşince, iki uçağa da iniş izni verildi.

Kapıları birbirine dönük şekilde park eden iki uçaktan indirilen Yaroşenko ve Reed kısa süre içinde takas edildi.

Wall Street Journal'da yer alan haberde 27 Nisan 2022'de gerçekleşen takasın Türkiye için bir ilk olduğu, bunun ardından aynı yılın eylül ayında Ukrayna ve Rusya arasındaki esir değişimine de Ankara'nın arabuluculuk ettiği hatırlatıldı.

Gazeteye konuşan üst düzey bir Türk yetkili, "Bu tamamen güvenle alakalı bir istihbarat diplomasisi" ifadelerini kullandı.

Haberde Biden yönetiminin Türkiye'yi 2021'de Demokrasi Zirvesi'nin dışında bıraktığına, bir sonraki yıl Ankara'nın arabuluculuk faaliyetlerine başlamasının ardından yapılan NATO zirvesindeyse Biden'ın Erdoğan'ı "Bence, harika bir iş çıkarıyorsun" diye övdüğü hatırlatıldı.

Biden yönetiminden bir yetkili, düşman ülkelerle doğrudan müzakerelerde bulunduktan sonra bazen başkalarından yardım istediklerini belirterek, "Bir ülke bize yardım ettiğinde her zaman minnettar oluruz ve bazen kötü aktörlerle konuşan bir ülke gerekir" ifadelerini kullandı.

Önceki yıllarda esir takası ve rehine kurtarma anlaşmalarının Avusturya ve İsviçre gibi ülkelerin arabulucuğunda gerçekleştiğini belirten gazete, Ukrayna savaşıyla birlikte bu iki ülkenin tarafsızlığını kaybettiğini ve arabuluculuk pozisyonunun Ortadoğu'ya kaydığını yazdı.

Haberde Türkiye'nin yanı sıra, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan'ın da esir takası anlaşmalarında rol oynadığına dikkat çekildi.

"Rehine diplomasisinin gizli eli Hakan Fidan"

Wall Street Journal'ın haberinde, Türkiye'nin rehine diplomasisindeki gizli elinin Hakan Fidan olduğu kaydedildi.

Fidan'ın Erdoğan'ın "sır küpü" diye tanımlandığı haberde şu ifadeler yer aldı:

Ortadoğu dışında çok az tanınan Fidan, Türkiye'nin Milli İstihbarat Teşkilatı'nın başkanlığına yükselerek ün kazandı. Burada Türkiye'nin Beşar Esad rejimine karşı Suriyeli isyancıları desteklediği bölgesel stratejisini şekillendirdi. Sonrasında Erdoğan'a 2016'daki darbe girişimini bastırması için yardım etti. Haziranda Erdoğan onu dışişleri bakanlığına terfi ettirdi ve başdanışmanı İbrahim Kalın'ı onun yerine atadı.

Fidan'ın Maryland Üniversitesi'nde siyaset ve yönetim bilimleri üzerine eğitim alan eski bir ordu mensubu olduğuna dikkat çeken gazete, Ukrayna savaşının başlangıcından iki ay sonra hem ABD hem de Rusya'nın Fidan'ın ofisine başvuruda bulunarak tutuklu takası konusunu gündeme getirdiğini öne sürdü.

Daha önce Fidan'la beraber çalıştıklarını söyleyen eski CIA yetkilileri, gazeteye yaptıkları açıklamada Fidan'ın "jeopolitik fay hatlarından geçen bir ağ yarattığını ve hem Moskova hem de Washington'da yakın temaslar kurduğunu" söyledi.

İddiaya göre Fidan'la temasa geçen ABD ve Rusya'dan yetkililer takas için İstanbul'u önerdi. Ancak dönemin MİT Başkanı Fidan, Esenboğa Havalimanı'nın kapalı bir bölümünün daha uygun olacağını söyledi.

Amerikan heyeti (solda) ve Rus yetkililerin (sağda) Esenboğa Havalimanı'ndaki takas sırasında çekilen fotoğrafı (WSJ)
Amerikan heyeti (solda) ve Rus yetkililerin (sağda) Esenboğa Havalimanı'ndaki takas sırasında çekilen fotoğrafı (WSJ)

Washington ve Moskova'dan gelen talebi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a ileten ve olumlu yanıt alan Fidan, Ankara'daki MİT binasında Amerikan ve Rus istihbaratçılarla takas anlaşmasının şartlarını görüştü.

Birkaç gün sonra MİT'ten iki ülkeye gönderilen mesajda, takas için gelecek uçakların iniş yapacağı kesin saat ve yer, uçaklarda kaç kişinin yer alacağı ve angajman kuralları gibi detaylar bildirildi.

Bu takas sırasında Türk yetkililerin hem ABD hem de Rusya'dan herhangi bir fotoğraf çekilmesini istemediği belirtilirken buna rağmen Rusya'nın olayın fotoğraflarını yayınlamasının büyük tepki çektiği belirtildi. 

27 Nisan 2022'de gerçekleşen takasla birlikte Trevor Reed ve Konstantin Yaroşenko, ülkelerine döndü.

Yaroşenko, Rusya'ya dönüşünün ardından bizzat Putin tarafından bir kamu kurumuna atanırken, Trevor Reed ise aylar sonra gönüllü olarak Ukrayna'ya gitti.

Bahmut'taki çatışmalar sırasında bacaklarından yaralanan Reed, Almanya'da tamamlanan tedavisinin ardından yeniden ABD'ye döndü.

WSJ'ye konuşan Türk yetkililer, Washington'ın Amerikan rehineler için gelecekte yapacağı olası anlaşmalara arabuluculuk etmeye hazır olduklarını söyledi.

Independent Türkçe



Üç Senaryo… Pakistan Hindistan'ın savaş uçaklarını nasıl düşürdü?

Hindistan Hava Kuvvetleri'ne ait Rafale uçağının bir hava gösterisi sırasında çekilmiş fotoğrafı (Reuters)
Hindistan Hava Kuvvetleri'ne ait Rafale uçağının bir hava gösterisi sırasında çekilmiş fotoğrafı (Reuters)
TT

Üç Senaryo… Pakistan Hindistan'ın savaş uçaklarını nasıl düşürdü?

Hindistan Hava Kuvvetleri'ne ait Rafale uçağının bir hava gösterisi sırasında çekilmiş fotoğrafı (Reuters)
Hindistan Hava Kuvvetleri'ne ait Rafale uçağının bir hava gösterisi sırasında çekilmiş fotoğrafı (Reuters)

Hindistan'ın kuzeyindeki Akalia Kalan köyü sakinleri 7 Mayıs günü erken saatlerde art arda gelen patlama sesleri üzerine yataklarından fırladılar. Dışarı çıktıklarında bir alev topunun başlarının üzerinden geçerek yakındaki bir tarlaya düştüğünü gördüler. Enkazın bir savaş uçağı olduğu açıkça görülebiliyordu. İki Hintli pilot daha önce uçaktan fırlatılmış ve yakındaki tarlalarda yaralı olarak bulunmuşlardı.

Şarku’l Avsat’ın The Economist'ten aktardığına göre Hindistan henüz resmi olarak doğrulamadı ama bu uçak mayıs ayında Pakistan'la dört gün süren çatışmalar sırasında kaybolan savaş uçaklarından biriydi.

Hindistan hükümeti Pakistan'ın, üçü yeni Fransız Rafale jetleri olmak üzere altı savaş uçağını düşürdüğü iddiasına şüpheyle yaklaşıyor. Ancak yabancı askeri yetkililer, en az biri Rafale olmak üzere beş Hint uçağının imha edildiğine inanıyor. Hintli askeri yetkililer rakamları doğrulamayı reddederken, bazı uçakların kaybolduğunu kabul ediyorlar.

Söz konusu itiraflar, Çin'in Pakistan'ın en büyük silah tedarikçisi olması nedeniyle önemli. Bu, gelişmiş Çin savaş uçakları ve füzelerinin Batılı ve Rus muadillerine karşı kullanıldığı ilk çatışmaydı. ABD ve müttefikleri, Çin'in Tayvan'a karşı olası bir savaşta aynı silahların birçoğunu kullanabileceği için bu konuyla yakından ilgileniyor.

İlk raporlar belirleyici faktörün Pakistan-Çin yapımı J-10 savaş uçakları ve PL-15 havadan havaya füzelerinin üstünlüğü olduğunu gösteriyordu. Hindistan onları hafife almış gibi görünüyor.

Ayrıca Çin, Pakistan'a gerçek zamanlı erken uyarı ve hedefleme verileri sağlayarak dengeyi değiştirmiş olabilir.

Ancak savaşın ilerleyen safhalarında Hindistan'ın elde ettiği başarı göz önüne alındığında, belki de en büyük sorun Hindistan'ın o ilk gece savaş uçaklarını nasıl kullandığıdır. En son ve en tartışmalı değişimlerden biri haziran ayında, Hindistan medyasının Hindistan'ın Cakarta'daki Savunma Ataşesi Yüzbaşı Shiv Kumar'ın ay başında bir seminerde yaptığı konuşmanın kaydını yayınlamasıyla yaşandı.

Kumar, Hindistan'ın bazı uçaklarını kaybettiğini, çünkü siyasi liderliğinin hava kuvvetlerine Pakistan'ın hava savunma sistemlerini vurmamalarını emrettiğini söyledi. Bunun yerine ilk gün sadece militan mevzilerini hedef aldılar. Kumar, “Kayıptan sonra taktiklerimizi değiştirdik ve askeri tesislerine yöneldik” dedi.

Bu gelişme, Hindistan Genelkurmay Başkanı Anil Chauhan'ın mayıs ayı sonunda bir televizyon röportajında Hindistan'ın çatışmanın ilk gecesinde ‘taktiksel hatalar’ nedeniyle bazı uçaklarını kaybettiğini itiraf etmesinin ardından geldi.

Chauhan, Hindistan'ın iki gün sonra hatalarını düzelttiğini ve tüm savaş uçaklarının yeniden uçmasına izin vererek Pakistan'daki hedefleri uzaktan vurduğunu kaydetti. Hindistan çatışmanın ilerleyen safhalarında füzelerinin Pakistan'ın hava savunmasını aşması ve bazı askeri üslerini vurmasıyla daha büyük başarılar elde etti.

Yabancı yetkililer arasındaki bir teoriye göre Hindistan ilk gün Rafale savaş uçaklarını uzun menzilli Meteor havadan havaya füzelerle donatmadı. Muhtemelen Pakistan savaş uçaklarının ulaşamayacağını ya da Pakistan'ın ilk tepkisinin daha az şiddetli olacağını düşündü.

Bir başka neden de Hindistan'ın savaş uçaklarının Pakistan'ın yeni silahlarından korunmak için uygun elektronik karıştırma ekipmanına, güncellenmiş yazılıma ya da ilgili verilere sahip olmamasıdır.

Üçüncü ve daha geniş bir açıklama ise Hindistan'ın, Pakistan'ın Hint planlarını nasıl tespit edebileceğini, verileri savaş uçaklarına nasıl aktarabileceğini ve füzeleri hedeflerine nasıl yönlendirebileceğini anlamak için gereken ‘görev verilerinden’ yoksun olmasıdır.

Ancak Yüzbaşı Kumar'ın öne sürdüğü gibi savaş uçakları siyasi liderlerin sadece militanları vurma emri nedeniyle tehlikeye girdiyse, sorumluluk daha çok Narendra Modi hükümetine aittir.

Rafale'nin Fransız üreticisi Dassault, İsveçli Saab, Boeing ve Lockheed Martin ile birlikte Hindistan'ın silah anlaşmalarındaki başlıca rakibi. Ancak bazı Hintli askeri figürler Rafale'nin son çatışmada iyi performans göstermediğine dikkat çekti. Diğerleri ise Dassault'nun Rafale'nin kaynak kodunu paylaşmakta isteksiz davranarak Hindistan'ın uçağı kendi ihtiyaçlarına göre özelleştirmesini engellediğinden şikayetçi.

Anlaşmazlıktan bu yana Çinli diplomatların Rafale'yi diğer potansiyel alıcılara küçümsediği ve onları bunun yerine Çinli savaş uçakları almaya çağırdığı bildiriliyor.

Dassault yöneticileri, Mısır, Endonezya, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) de dahil olmak üzere Rafale uçağı satın alan ülkelerin yanı sıra gelecekteki potansiyel müşterilere güven vermek istiyor.

Dassault Aviation Yönetim Kurulu Başkanı Eric Trappier, Pakistan'ın üç Rafale jetini düşürdüğü iddialarını “Kesinlikle doğru değil” diyerek reddetti.

Trappier, bir Fransız dergisine verdiği ve 11 Haziran'da yayınlanan röportajda, “Tüm ayrıntılar bilindiğinde, gerçek birçok kişiyi şaşırtabilir” ifadesini kullandı. Trappier ayrıca, Rafale'in ‘Çin'in şu anda sunduğu her şeyden çok daha iyi’ olduğunu söyledi.

Fransız hükümeti de bir Rafale'in savaşta ilk kez kaybedilmesi konusunda açıklama yapması için baskı altında. Fransız parlamentosunun bir üyesi olan Marc Chavanne, mayıs ayı sonunda hükümete yazılı bir soru önergesi sunarak Hint Rafale jetlerindeki Spectra elektronik harp sisteminin Pakistan yapımı PL-15 havadan havaya füzeleri tespit edemediği ya da karıştıramadığı yönündeki endişelerini dile getirmişti.