Amerikan bombaları, gizli savaşın sona ermesinden onlarca yıl sonra Laoslu çocukları öldürüyor

Bombalama operasyonu CIA tarafından gizlice yürütüldü ve "Varil Yuvarlama Operasyonu" olarak adlandırıldı

Laos'ta patlamamış bomba kurbanlarının yüzde 40'ını çocuklar oluşturuyor / (AFP)
Laos'ta patlamamış bomba kurbanlarının yüzde 40'ını çocuklar oluşturuyor / (AFP)
TT

Amerikan bombaları, gizli savaşın sona ermesinden onlarca yıl sonra Laoslu çocukları öldürüyor

Laos'ta patlamamış bomba kurbanlarının yüzde 40'ını çocuklar oluşturuyor / (AFP)
Laos'ta patlamamış bomba kurbanlarının yüzde 40'ını çocuklar oluşturuyor / (AFP)

1964 ile 1973 yılları arasında Amerika Birleşik Devletleri, Laos eyaletine karşı gizli veya yarı gizli bir savaş başlattı.

Bu savaşta Amerika, içinde füze türü bulunan misket bombaları da dahil olmak üzere 270 milyon bomba fırlattı ve patladıktan sonra geniş alanlara saçtı.

Bombaların her birinin boyutu golf topu büyüklüğünde ve bazıları çocuk oyuncaklarına benziyor, böylece her çocuk bu bombaları toplayıp oynayabilir.

Bu bomba sayısı Laos'u dünyanın en çok bombalanan ülkesi haline getirdi.

Ancak sorun şu ki, bu bombalardan 80 milyonu patlamadı ve bu nedenle bombalama, füze ve ordu kullanımıyla biten savaş, patlamamış bombaların Laos halkını şehir ve köylerinde avlaması ile devam ediyor.

Bu savaşın sona ermesinin üzerinden onlarca yıl geçmesine rağmen, onları öldürmeye ve masum insanları düzenli olarak sakat bırakmaya devam ediyor.

Laos'un bombalanması CIA tarafından yürütülen gizli bir operasyondu ve adı "Varil Yuvarlama Operasyonu"ydu.

Kuzey Vietnam güçlerinin Laos üzerinden silah ve asker taşımasını engellemeyi amaçlayan operasyonda, Viet Cong iktidarını ezmek amacıyla yaklaşık 200 bin Laos vatandaşı, yani ülke nüfusunun yaklaşık yüzde 10'u öldürüldü.

400 bin kişi yaralandı ve 750 bin kişi göç etti ve ikamet yerlerinden mülteci kamplarına götürüldü veya sınırı geçerek yakın ülkelere kaçtı.

Gazeteci Erin McGough'un 2017 yılında CNN internet sitesinde yayımlanan "Patlamamış Amerikan bombaları Laos'ta çocukları öldürüyor" başlıklı fotoğraf raporunda, Laos'ta patlamamış bomba kurbanlarının yüzde 40'ını çocukların, yüzde 60'ının ise her yaştan ve her iki cinsiyetten olduğu ortaya çıkmıştı.

Daha da kötüsü, Petank'ın Laos'ta çocuklar ve gençler arasında en popüler oyunlardan biri ve oyuncak topun, Laos'ta en yaygın ve ölümcül patlamamış mühimmat olan parça tesirli bombalara çok benziyor.

Yabancı Muhabir Olarak Gerçeği Söyledim kitabının yazarı Louis M. Simons’a göre, "Ölüm ve sakatlama silahlarından çok oyuncaklara benziyorlar."

Bu bombalar parlak sarı, kırmızı veya siyah olabilir. Bu renkler çocukları top almaya teşvik ediyor ve çocukların oynama, söküp takma içgüdüsüne sahip olduğu oyuncak yel değirmenlerine, robotlara, transformatörlere ve ekipmanlara benzeyen toplar var.

Savaş bitti, ölüm bitmedi

McGoff, Laos'un merkezindeki Ban Nongbua köyünde köyde yaşlı bir adamla tanıştığını, onun "40 yıl önceki bombalamaların dehşetini kendilerine anlattığını, daha sonra geçen yıl köyün yakınında patlamamış bir parça tesirli bomba bulduklarında iki oğlunu kaybeden bir anneyle röportaj yaptıklarını" söyledi.

McGoff, "Nesillerin hafızasına kazınan savaşın bitmesine rağmen ölüm devam ediyor" dedi.

İki çocuk, buldukları küçük metal topu alıp diğer çocuğa doğru atmak isteyince top elinde patlayarak onu anında öldürdü, iki arkadaşı ise ağır yaralandı.

Rapor şunu ekliyor:

Amerikalıların Laos'ta gerçekleşen Amerikan gizli savaşından habersiz olması talihsiz bir durum, özellikle de orada bıraktığımız kaos nedeniyle öldürülen çocukların sayısı endişe verici.

Laos fakir bir Fransız kolonisiydi ve nüfusunun çoğunluğu çiftçilerden oluşuyordu, ancak savaşın tahribatına maruz kalmasına neden olan stratejik bir coğrafi konumdaydı.

1961'de Başkan Dwight Eisenhower, bir basın toplantısında Başkan seçilen John F. Kennedy'e Laos'un "şişedeki mantar" olduğunu söyledi. Eisenhower'ın amacı, komünizmin Asya'yı kasıp kavurmasını önlemek için Laos'u tampon bölge olarak kullanmaktı.

Ertesi yıl Amerika Birleşik Devletleri, Amerika Birleşik Devletleri'nin yanı sıra, Sovyetler Birliği ve Çin de dahil olmak üzere imzacı ülkelerden hiçbirinin Laos'u işgal etmeyeceğini öngören 1962 Uluslararası Anlaşmasını imzaladı.

Anlaşmanın amacı, Vietnam Savaşı sırasında Laos'un tarafsız kalmasını sağlamaktı ve ardından 1964'te ABD Başkanı John Kennedy'nin suikasta kurban gitmesinin ardından, kendisinden sonra gelen başkan Lyndon Johnson, Laos'taki ilk bombalama operasyonlarının emrini verdi.

Sonraki 9 yıl boyunca Amerika Birleşik Devletleri 580.000'den fazla bombalama operasyonu gerçekleştirdi ve Laos'a iki milyon tondan fazla bomba attı.

Bu, Amerika Birleşik Devletleri'nin İkinci Dünya Savaşı sırasında Almanya ve Japonya'ya attığı toplam bomba miktarından daha fazlaydı. Bombalar köyleri ve tarlaları yok etti, binlerce sivili öldürdü.

Vietnam'da uygun hedef bulamayan Amerikalı pilotların Laos'a rastgele bomba attığı söyleniyor.

Füzeleri kullanılmamış mühimmat olarak üslere iade etmek yerine herhangi bir hedefe atmayı tercih ettiler.

O zamanlar, Vietnam Savaşı'nda kendilerini etkileyen duyguyu, yani tüm savaşın beyhudeliğini tekrarlamamak için, türü ne olursa olsun mühimmat kullanımı pilotlar için zorunlu gibi görünüyordu.

Her türlü roket ve mermiden mühimmat atmak bir "havalandırma operasyonu" olarak kabul edildi.

Richard Nixon'un 1969'daki görev süresi boyunca, bunun Laos ve Vietnam'ı teslim olmaya zorlayacağına inanılarak bombalamanın hızını artırmaya karar verildi ve böylece Laos'u bombalamak için savaş uçağı uçuşlarının sayısı günde 300'ün üzerine çıktı.

Amerikan medyası, Laos'ta olup bitenleri Amerikalılardan gizleyerek Amerikalıları Vietnam Savaşı'yla meşgul etmeyi başardı.

Vietnam Savaşı'nda askeri harekat ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından yönetildi ve medyada geniş yer buldu.

Laos'ta CIA birkaç yıl boyunca savaşı yürüttü ve Amerikan medyası bu konuda herhangi bir haber yayımlamadı.

1970'e gelindiğinde Laos kampanyasının maliyeti yıllık yaklaşık 3,1 milyar doları buluyordu.

Kısa bir savaşın etkilerini temizlemek için 100 yıl gerekiyor

1973'te ABD'nin Vietnam'dan çekilmesiyle Laos'a bombalar düşmeyi bıraktı.

2 yıl sonra, 1975'te Amerika Birleşik Devletleri Laos'tan çekildi ve oradaki Komünist Parti, 728 Amerikalıya karşılık 200 bin Laoslunun öldürülmesinin ardından ülkede iktidara geldi.
Ancak savaşın bitmesiyle ölüm sona ermedi.

Patladıklarında parça ve bilyeli dalgalar saçan küçük bombalar olan misket bombaları, ABD'nin attığı tüm patlamamış bombaların yüzde 30'unu oluşturuyordu, bu da yaklaşık 80 milyon bombaya tekabül ediyor.

Bu bombalar en ufak bir baskı veya harekette patlayacak şekilde tasarlanmıştı.

Laos'ta uluslararası kuruluşların savaş kalıntılarını patlamamış mühimmattan temizlemek ve halkı bunların türleri ve bunlarla nasıl başa çıkılacağı konusunda eğitmek için yürüttüğü küresel bilinçlendirme kampanyalarına rağmen, çiftçiler tarlalarını sürerken, köy-kasaba arasında dolaşırken, çocuklar oynarken bombalar hâlâ patlıyor.

1993'te Amerika Birleşik Devletleri temizliğe yardım etmeye başladı ve ardından 2010'da Amerika Birleşik Devletleri temizlik için ayırdığı fonu artırdı.

2016 yılında ABD Başkanı Barack Obama, Laos'u ziyaret eden ilk ABD başkanıydı ve kalan bombaların kaldırılmasına yardımcı olmak için 90 milyon dolarlık ek fon sözü verdi.

Ancak bazı askeri uzmanlar, patlamamış bombaların sayısının çok fazla olduğunu ve bunların tamamen temizlenmesinin bir asırdan fazla sürebileceğini söylüyor.

Independent Arabia - Independent Türkçe



Trump, Witkoff’un Moskova'daki ‘yapıcı’ görüşmelerinin ardından Putin ve Zelenskiy ile görüşmeye hazır

TT

Trump, Witkoff’un Moskova'daki ‘yapıcı’ görüşmelerinin ardından Putin ve Zelenskiy ile görüşmeye hazır

Trump, Witkoff’un Moskova'daki ‘yapıcı’ görüşmelerinin ardından Putin ve Zelenskiy ile görüşmeye hazır

ABD Başkanı Donald Trump dün, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ile ‘çok yakında’ bir toplantı yapma olasılığının yüksek olduğunu açıkladı. Ancak Moskova ile Kiev arasındaki savaşı sona erdirmek amacıyla düzenlenecek bu zirvenin tarihi ve yeri hakkında herhangi bir açıklama yapmadı.

Trump gazetecilere yaptığı açıklamada, çok yakında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile görüşme ihtimalinin yüksek olduğunu açıkladı. Ancak hemen ardından Putin ile ilgili beklentilerini düşürerek “Geçmişte beni hayal kırıklığına uğrattı” dedi.

Trump, Özel Temsilcisi Steve Witkoff'un Putin ile üç saat süren görüşmesinden övgüyle bahsetti. Öte yandan Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada Başkan Trump’ın Rus ve Ukraynalı mevkidaşlarıyla görüşmeye hazır olduğu belirtildi.

ABD tarafından övgüyle bahsedilen görüşme Kremlin tarafından da ‘yapıcı ve yararlı’ olarak nitelendirildi.

Trump, Truth Social platformu üzerinden yaptığı açıklamada, "Özel temsilcim Steve Witkoff, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile çok verimli bir toplantı gerçekleştirdi. Büyük ilerleme kaydedildi! Ardından, bazı Avrupalı müttefiklerimizi gelişmelerden haberdar ettim. Herkes bu savaşın sona ermesi gerektiği konusunda hemfikir ve önümüzdeki günlerde ve haftalarda bunu gerçekleştirmeye çalışacağız. Bu konuya gösterdiğiniz ilgi için teşekkür ederim!" ifadelerini kullandı.

Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt, Trump’ın hem (Rusya Devlet Başkanı Vladimir) Putin hem de (Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir) Zelenskiy ile aynı anda görüşmeye açık olduğunu söyledi. Leavitt, Rusya tarafının ABD Başkanıyla görüşme isteğini dile getirdiğini ifade etti. New York Times gazetesi bu sabah iki kaynağa dayandırdığı haberde ABD Başkanının yakında, muhtemelen önümüzdeki hafta, Rusya Devlet Başkanı Putin ile  yüz yüze görüşmeyi planladığını bildirmişti.

Gazete, Trump'ın daha sonra Putin ve Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ile görüşmeyi planladığını ve bu planların bugün Avrupalı liderlerle yapılan bir telefon görüşmesinde açıklandığını belirtti.

Trump'ın Putin’e Ukrayna'da ateşkes anlaşması imzalaması için verdiği 10 günlük süre cuma günü sona eriyor. Trump, Rusya'nın Kiev ile barış anlaşmasını kabul etmemesi halinde yaptırım uygulayacağına işaret etti.

Beyaz Saray’dan kaynaklar, Başkan Trump'ın salı günü Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ile görüştüğünü, Steve Witkoff’un dün Putin ile görüşmesinden sonra bir görüşme daha gerçekleştirdiğini belirtti.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ise dün yaptığı açıklamada, ‘çok yakında’ açıklamalar yapılacağını söyledi. Rubio, Sırbistan Dışişleri Bakanı Marko Djuric ile yaptığı görüşme sırasında CNN'e “Bugün başka görüşmeler de yapacağız ve ardından yakında bazı açıklamalar yapılacağını düşünüyorum. Bunlar olumlu olabilir, olmayabilir, göreceğiz” açıklamasında bulundu.

Kısa bir süre önce Witkoff ile ABD'ye dönüş yolculuğu sırasında bir telefon görüşmesi yaptığını belirten Rubio, Rusya'ya yönelik yaptırımların bu hafta içinde yürürlüğe girip girmeyeceğini veya Rusya'nın ateşkesi kabul edip etmediğini belirtmedi.

Öte yandan Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy dün yaptığı açıklamada ABD'nin Rusya Özel Temsilcisi Steve Witkoff’un Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yaptığı görüşmenin ardından ABD Başkanı Donald Trump ile görüştüğünü söyledi.

Zelenskiy, “Ortaklarımızla ortak tutumumuz çok açık: Savaş sona ermeli” diye ekledi. Diğer Avrupalı liderlerin de görüşmeye katıldığını belirten Zelenskiy, “Onlara destekleri için minnettarım. Moskova'da kararlaştırılanları tartıştık” dedi. Ülkesinin bağımsızlığını savunacağını vurgulayan Ukrayna Devlet Başkanı, Rusya'dan başlattığı savaşı sona erdirmesini istedi.

Fransız Haber Ajansı AFP'ye konuşan Ukraynalı bir kaynak, İngiltere Başbakanı Keir Starmer, Almanya Başbakanı Friedrich Merz, Finlandiya Cumhurbaşkanı Alexander Stubb ve NATO Genel Sekreteri Mark Rutte'nin Zelenskiy ve Trump arasındaki telefon görüşmesine katıldığını söyledi.