İsrail aşırı sağı, Hamas’ın İsrail içerisindeki sınır kasabalarına düzenlediği saldırının, Benyamin Netanyahu hükümetine karşı askeri darbe girişiminde bulunmayı amaçlayan bir ordu komplosu olduğu söylentilerine tepki gösterdi. Konuda yeni olan ise Başbakan’ın oğlu Yair Netanyahu'nun da bu fikri açıkça desteklemeye katılması.
İddialar, ordunun ve istihbaratın Hamas saldırısını bildiği ancak bunu engellemek için hiçbir şey yapmadığı, bunun yerine halkın öfkelenip Netanyahu hükümetini devirmesini istedikleri yönünde. İsrail sağı bile bu iddiaları gülünç bulsa da söz konusu durum, konunun tartışılmaya devam etmesine engel olmadı. Tanınmış sağcı aktivist Yossi Shahbar birkaç gün önce, X üzerinden yaptığı açıklamada şunları söyledi:
Bilinsin ki 7 Ekim’de Simhat Tora’da (Tevrat Bayramı) yapılması planlanan saldırıyı Başbakan'a bildirmeyi reddeden Herzi Halevy (Genelkurmay Başkanı) liderliğinde bir askeri darbeye tanık olduk. Darbe henüz bitmedi. Ancak ordu ve Savunma Bakanı Yoav Galant, İç Güvenlik Bakanı’nın ordu kampına girmesini engelliyor. Bu iktidardaki askeri cunta sayesindedir.
Genelkurmay Başkanı’nın düşmanca tutumu
Yossi Shahbar, günlük olarak orduya ve muhalefete karşı yazılar kaleme alan sağcı aktivistler arasında. Ayrıca kendisi yazıları eleştiren, eylemlerde bulunan ve tüm hasımların itibarını zedeleyen sağ kışkırtma çemberinin içindeki dev bir işçi ordusunun da askeri. Ancak önemli olan, Başbakan’ın oğlu Yair Netanyahu’nun bu gönderiyi beğenmesi. Bu, Netanyahu Jr.’ın Halevy’ye karşı ilk düşmanca tutumu değil. Geçen ağustos ayında, yani savaştan önce, Yair Netanyahu, Likud aktivisti Erez Tadmor’un X üzerinden yayınladığı mesaja destek verme girişiminde bulundu. Tadmor, “Herzi Halevy, İsrail ordusunun ve İsrail Devleti’nin tarihine en başarısız ve yıkıcı genelkurmay başkanı olarak geçecek” açıklamasında bulunmuştu.
Gözlemciler, bu tutumun bakanlarını Itamar Ben Gvir, Miri Regev ve Dudi Amsalem’i dinleyen baba Netanyahu’nun davranışından kaynaklandığına inanıyor. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre söz konusu bakanlar, pazartesi günkü güvenlik kabinesi toplantısında Halevy’ye ve orduya sözlü saldırıda bulundular.
Sürece yakın kaynaklar, Netanyahu’nun böylece hükümetin iktidar sistemini ve yargıyı devirme planına karşı derin devletin yanında yer alan orduyla hesaplaşmada yeni bir aşamaya geçtiğini söylüyor. Bu savaş önceden önemliyse de artık çok mühim hale geldi. Çünkü aralarında ordunun da bulunduğu güvenlik birimleri, 7 Ekim başarısızlığında kendi paylarına düşenin sorumluluğunu üstlendiklerini belirtiyor. Ancak Netanyahu, şu an kendisini Hamas’a karşı savaşı yönetmeye adadı ve savaştan sonra her türlü hesaplaşmaya hazır olacak.
Belgeler sızdırıldı
Söz konusu kanat aynı zamanda, Netanyahu’ya hükümetin Filistinlilere yönelik politikasının büyük ve tehlikeli bir güvenlik patlaması tehdidi oluşturduğu ve bu tehlikeyi ortadan kaldıracak şekilde bu politikanın değiştirilmesi gerektiği konusunda kendisini uyaran çeşitli muhtıralar sunduğunu doğrulayan çeşitli belgeleri sızdırdı. Belge, yerleşim faaliyetlerinin artması, Mescid-i Aksa’ya baskınlar, İsrail hapishanelerinde Filistinli mahkumlara zulmedilmesi ve kötü kötü yaşam koşulları gibi uygulamalara gönderme yapıyor. Netanyahu, bu yaklaşımın savaşın başarısızlıklarına ilişkin soruşturmaları yönlendireceğini anlamıştı. Bu da bu başarısızlıkların bedelini tek başına kendisinin ödeyeceği anlamına geliyordu.
Diğer bir gelişme ise Netanyahu’yu orduyla bu şekilde mücadele etme konusunda daha kararlı hale getiren ve Amerikan askeri liderlerinin İsrail’e yoğun ziyaretlerinin sonuçları oldu. Öyle görünüyor ki bu ziyaretler, ABD’nin talepleri konusunda orduyla tam bir anlaşmaya varılmasıyla sonuçlandı.
Ordu, Gazze’de büyük yıkıma yol açmasının ve İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana benzeri görülmemiş bir felakete neden olmasının ardından, savaşın başında kullandığı dilden farklı bir dil konuşmaya başladı. Hamas’ı yok etmek yerine, Hamas’ın yönetme ve savaşma becerisine ölümcül bir darbe vurmaktan bahsetmeye başladı. Herzi Halevy de “Hamas’ın varlığını engelleyebileceğimizi düşünenler, hiçbir şey bilmiyor” dedi.
Eski Genelkurmay Başkanı Bakan Gadi Eisenkot’un da söylediği gibi Halevy, intikam ruhuyla halkı harekete geçirmek yerine ordunun savaştaki ahlakından söz etmeye ve aşırı sağcı bakanlarla çatışmaya girmeye başladı. Politika ve Güvenlik İşlerinden Sorumlu Bakanlar Konseyi’nin geçen pazartesi günü yapılan son oturumunda da yaşananlar bu yöndeydi. Oturum sırasında bakanlar, Genelkurmay Başkanı Herzi Halevy’e bağırırken, Bakan Itamar Ben Gvir ise “Beni tehdit etmeyin” uyarısıyla yanıt verdi. Ben Gvir ayrıca, yurt içi ve yurt dışındaki tüm Hamas liderlerine suikast sözü vermek yerine, Usame bin Ladin’e suikastın 10 yıl sürdüğünü hatırlatmaya başladı, ardından askerleri yedek ordudan çıkarmaya başladıklarını açıkladı.
“Kara saldırısının sonuna yaklaşıyoruz”
İsrail ordusu sözcüsü Daniel Hagari’nin, İsrail ordusunun bölgedeki Hamas tugaylarının çoğunu dağıttıktan sonra kuzey Gazze Şeridi’ndeki kara saldırısının sonuna yaklaştığını söylemesi dikkat çekici bir gelişme oldu. Hagari, İsrail ordusunun büyük ölçüde Gazze’nin kuzeyine odaklanan kara saldırısına başlamasından yaklaşık iki ay sonra, ordunun Gazze Şehri'ndeki Şucaiye’ye bitişik ed-Darac ve et-Tuffah mahallelerinde Hamas’la savaşmaya başladığını söyledi.
İsrail ordusunun güney bölgesi komutanı General Yaron Finkelman açıklamasında “Ordu, yeni alanlara yönelik saldırının bir başka önemli safhasında” ifadesini kullandı. Finkelman, 98’inci Tümen komutanı General Dan Goldfus’un da eşlik ettiği Gazze’nin güneyindeki ön cephe ziyareti sırasında “Bu saldırı devam edecek ve henüz harekete geçmediğimiz diğer alanlarda da ilerlenecek” dedi. Ayrıca kuvvetlerinin düşmana aşırı darbe vurduğunu belirtirken, ordunun şiddetli bir direnişle karşı karşıya olduğu itirafında bulundu.