Netanyahu, Gazzelilerin ‘sınır dışı’ edilmesini incelemek için özel bir çalışma grubu kurmayı planlıyor

Filistinliler Kasım ayında Gazze’deki Şifa Hastanesi yakınındaki hava saldırısından korunmak için kaçıyor (AFP)
Filistinliler Kasım ayında Gazze’deki Şifa Hastanesi yakınındaki hava saldırısından korunmak için kaçıyor (AFP)
TT

Netanyahu, Gazzelilerin ‘sınır dışı’ edilmesini incelemek için özel bir çalışma grubu kurmayı planlıyor

Filistinliler Kasım ayında Gazze’deki Şifa Hastanesi yakınındaki hava saldırısından korunmak için kaçıyor (AFP)
Filistinliler Kasım ayında Gazze’deki Şifa Hastanesi yakınındaki hava saldırısından korunmak için kaçıyor (AFP)

İsrail’de iktidardaki Likud Partisi’nin üyesi milletvekili Danny Danon’a göre, Başbakan Binyamin Netanyahu, on binlerce Filistinlinin Gazze Şeridi’nden organize bir şekilde, onları kabul etmeye hazır olan Batılı ülkelerle anlaşarak sınır dışı edilme olasılığını incelemek üzere ofisinde özel bir çalışma grubu kurmayı planladığını duyurdu.

frbvre
Dün Gazze’nin güneyindeki Refah’ta İsrail saldırıları nedeniyle yerlerinden edilen Filistinliler (Reuters)

Filistinlileri sınır dışı etme fikri, İsrail’deki tüm sağ partilerde giderek daha fazla destek kazanıyor.

Söz konusu taraflar bu fikri, ‘nazik bir sınır dışı’ haline getirmek için, bunun ‘gönüllü bir göç’ olduğunu iddia ediyor.

rtbr4
İsrail sakinlerinin bölgeyi terk etmesini talep eden bir broşüre göre Cibaliye, Zeytun, Şucaiyye ve Gazze’nin Eski Şehir bölgesinin haritası (Şarku’l-Avsat)

Gazze’de savaşın başlamasıyla birlikte Filistinlilerin sınır dışı edilmesiyle ilgili tartışmalar arttı.

Gazzelilerin tamamının Mısır’a gönderilmesine yönelik iki proje kamuoyuna açıklandı.

Bunlardan ilki İstihbarat Bakanlığı tarafından hazırlandı.

İkincisi ise, Netanyahu’nun yakın arkadaşlarından ve ofisinde Ulusal Güvenlik Danışmanı olarak görev yapan Meir Ben-Shabbat’ın yönettiği Psagot Araştırma Enstitüsü’nce hazırlandı.

İsrail İstihbarat Bakanı Gila Gamliel, geçtiğimiz ay Jerusalem Post gazetesi için konuyla ilgili bir makale kaleme aldı.

İsrail’in Washington Büyükelçiliği bunun ‘hükümet politikasını temsil etmediğine’ dair bir açıklama yayınlamak zorunda kaldı.

Bu öneri Mısır ve Ürdün’de öfkeye neden olurken, Arap ülkeleri de ortak bir tavır alarak bu öneriyi reddetti.

ABD de, Arapların taleplerine yanıt vererek bu fikri tamamen reddettiğini açıkladı.

Ancak Danon, hafta başında bu konuda sadece açıklamalar değil, pratik adımlar beklediğini söyleyerek bu fikre geri döndü.

Danon ayrıca, konuyu ele alması ve uluslararası yankılarını incelemek için bir ekip kurulması çağrısında bulunarak, dünyayı ‘bu çözümün çok insancıl’ olduğuna ikna etmeleri gerektiğini vurguladı.

İsrailli milletvekili ayrıca, Gazze Şeridi’nden mültecileri kabul etmeye hazırlanan Latin Amerika ve Afrika ülkelerinden olumlu yaklaşımlar aldığını söyledi.

Suriye modeli

Danon konuya ilişkin açıklamasına şu ifadelerle devam etti;

Gazzelilerin diğer ülkelere çıkışı kolaylaştırılmalıdır. Bu, ayrılmak isteyen Filistinliler için gönüllü bir göç ve aynı zamanda orada kalan ve Gazze yeniden inşa etme çabalarına yardımcı olan Gazzelilerin de işini kolaylaştıracak. Her savaşta böyle bir şey olur. Bakın Suriye’de neler oldu: Bir buçuk milyonu Ürdün’e, 3 milyonu Türkiye’ye ve birkaç milyonu da Avrupa’ya gitti. Arap ülkelerinin Filistinlilere yardım etme görevi olduğuna inanıyorum. Kışkırtıcı konuşmalar yapmak yerine nazik davransınlar, yardımcı olsunlar.

wdev
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, 24 Aralık’ta Tel Aviv’deki askeri üste düzenlenen kabine toplantısında (AP)

Danon, İsrail’de bu fikre sıcak bakanın sadece kendisi olmadığını söyleyerek, birkaç hafta önce Yair Lapid liderliğindeki Yesh Atid partisinden milletvekili Ram Ben Barak’ın The Wall Street Journal’da aynı ruhla yayınlanan yazıya dikkat çekti.

Aynı zamanda, Filistinlilerin sınır dışı edilmesi fikrinin muhalefette de destek bulduğunu söyledi.

Netanyahu’nun ilgisi

Netanyahu’nun Filistinlilerin sınır dışı edilmesi meselesiyle kendisinin de meşgul olduğunu teyit etmesi dikkat çekiyor.

Netanyahu, Knesset’te düzenlenen Likud bloğu oturumunda, milletvekili Danon’un söylediklerine şu sözlerle yanıt verdi;

“Bizim sorunumuz, mültecileri kabul etmeye hazır ülkeler. Biz bunu çözmek için çalışıyoruz.”

İsrail’in Gazze’deki eylemleriyle durum daha da tehlikeli bir hal alıyor.

İsrail’in saldırıları sonucu çoğu çocuk ve kadın olmak üzere 20 binden fazla kişi öldü. Bütün mahalleler yok edildi, korkunç bir insani kriz ortaya çıktı.

Gazze’de su, yiyecek, ilaç ve altyapı yok, hastalıklar tehlikeli bir şekilde yayılıyor.

Bu bağlamda ‘gönüllü bir göçten’ bahsetmek, bu acımasız planda ‘insani’ görünmeye yönelik alaycı bir girişim haline geldi.

Danon ve ideolojik ortakları, Gazze Şeridi’nin yeryüzünden tamamen silinip halkın sınır dışı edilmesinin ardından buraya geri dönme isteklerini gizlemiyorlar.



Baltık Denizi'nde "sabotaj" tartışması büyüyor: Çin'e ait gemi İsveç'in de radarında

Baltık Denizi'nde "sabotaj" tartışması büyüyor: Çin'e ait gemi İsveç'in de radarında
Baltık Denizi'nde "sabotaj" tartışması büyüyor: Çin'e ait gemi İsveç'in de radarında
TT

Baltık Denizi'nde "sabotaj" tartışması büyüyor: Çin'e ait gemi İsveç'in de radarında

Baltık Denizi'nde "sabotaj" tartışması büyüyor: Çin'e ait gemi İsveç'in de radarında
Baltık Denizi'nde "sabotaj" tartışması büyüyor: Çin'e ait gemi İsveç'in de radarında

Baltık Denizi'nde Finlandiya, Almanya, İsveç ve Litvanya arasında bağlantı kuran denizaltı telekomünikasyon kablolarının kopmasıyla sabotaj şüpheleri artıyor. 

Olayla ilgili inceleme başlatan İsveç polisi, kabloların kopmasından sorumlu olabileceği gerekçesiyle Çin'e ait bir kargo gemisine odaklanıldığını bildirdi. 

İsveçli su altı arama ekipleri, hasar gören iki denizaltı fiber optik kablodan biri olan "C-Lion 1" hattının bulunduğu bölgede dalış gerçekleştirdi. Bu kablo, Finlandiya ve Almanya arasında uzanıyor. İsveç ve Litvanya arasındaki kablo hattı da hasar gördü.

İsveç Ulusal Operasyon Teşkilatı'ndan Per Engström, Çin'e ait kargo gemisiyle ilgili detayların inceleme kapsamında gözden geçirildiğini belirtti. 

Sahil güvenlik ekiplerinin olay bölgesinde "gözetimi artırdığını" söyleyen Engström, hatlarda yaşanan kopmanın sebebini açıklığa kavuşturmaya çalıştıklarını ifade etti. 

Danimarka Savunma Komutanlığı'ndan dün yapılan açıklamada da Çin merkezli Ningbo Yipeng şirketine ait Yi Peng 3 adlı geminin yakın takibe alındığı bildirilmişti. Salıyı çarşambaya bağlayan gece Danimarka ve İsveç arasındaki Kattegat Boğazı'nda demirleyen geminin, pazarı pazartesiye bağlayan gece "C-Lion 1" kablo hattının yakınlarında görüldüğü aktarılmıştı. 

Gemi hareketlerini takip eden Vesselfinder'ın verilerine göre, Yi Peng 3 en son 15 Kasım'da Rusya'nın Leningrad Oblastı'ndaki Ust-Luga limanına uğradı. Guardian'ın aktardığına göre, Yi Peng 3'ü limandan çıkarmak için gemiye binen Rus kılavuz kaptan Aleksandr Steçentsev, gemide olağandışı bir durum olmadığını söyledi.

Ust-Luga liman idaresinde çalışan Steçentsev, gemiyi yaklaşık 18 kilometre açıktaki bir şamandıraya götürdüğünü belirtti. Kılavuz kaptan, mürettebatı Çin vatandaşlarından oluşan gemiden aynı gün öğleden sonra indiğini ifade etti. 

ABD'nin Ukrayna'ya Rus topraklarına uzun menzilli füzelerle saldırma izni vermesinin ardından yaşanan olay, Avrupa'da sabotaj paniği yarattı. 

Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius, "Kimse bu kabloların kazara koptuğuna inanmıyor" demişti. Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen de durumun "sabotaj olduğu ortaya çıkarsa şaşırmayacağını" söylemişti.

Öte yandan Kremlin Sözcüsü Dmitri Peskov, "Hiçbir sebep yokken her şey için Rusya'yı suçlamaya devam etmek oldukça saçma" diyerek iddialara tepki gösterdi. Peskov, Rusya'nın olayla alakası olmadığını savunurken, Baltık Denizi'nde sabotaj faaliyeti yürüten tarafın Ukrayna olduğunu iddia etti.

Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Lin Jian, ülke bayrağını taşıyan gemilerin sıkı kanunlarla denetlendiğini ve yasalara uygun şekilde hareket ettiğini savundu.

Independent Türkçe, Guardian, AFP